İLAVE OLARAK,
KDV’den istisna edilen bu olayı şöyle inceleyebiliriz. Kooperatife iş yapan firma, ilgili istisnadan mevcut durumda, anladığım kadarıyla yararlanmaktadır. Yani yaptığı işlemlerde KDV'den istisnadır.
Dolayısıyla, bu işi yaparken yüklendiği çoğunluğu % 18 oranında olan KDV’leri indirim konusu yapamayıp, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alacaktır. Yani, firmanın ilgili işi yaparken maliyetleri % 18 oranında artmış olacaktır. Bu iş için 100.000,00.-YTL maliyet yapan müteahhit firma, maliyetlerini 100.000,00.-TL olarak dikkate alırken, % 18 olarak yüklendiği ve gider/maliyet olarak dikkate alacağı, KDV’yi gözardı etmekte ve maliyetlerinin 100.000,00.-YTL x 0,18 = 18.000,00.-YTL daha arttığını belki de bilemeyecektir.
İlk bakışta bu gibi işlemler KDV’den istisna edilmiş ve firmalara hoş/cazip gelmekte olduğu görülmektedir.
Şöyle bir tavsiyem olabilir:
KDV’si kanunu’nun, “İSTİSNADAN VAZGEÇME” başlıklı,
18. maddesindeki,
“1. (5228 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilen ve 1.8.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe giren fıkra) Vergiden istisna edilmiş işlemleri yapanlar, ilgili vergi dairesine yazılı başvuruda bulunarak, belirtecekleri işlem türleri için vergiye tâbi tutulmalarını talep edebilirler. Bu talebin dilekçede belirtilen ve dilekçe tarihinden sonra ifa edilen işlemlerin tamamını kapsaması şarttır. Şu kadar ki, mükellefiyetin devam etmekte olan işlemlere şümulü yoktur.(*)
…
3. İstisnadan vazgeçeceklerin talepleri üzerine, vergi dairesince vergi mükellefiyetleri talep tarihinden itibaren tesis olunur. Bu şekilde mükellef olanlar üç yıl geçmedikçe mükellefiyetten çıkamazlar. Mükellefler üç yıllık sürenin bitiminden önce mükellefiyetten çıkma talebinde bulunmadıkları takdirde mükellefiyet yeniden üç yıl süre ile uzatılmış sayılır.” ve
KDVK’nun 29/2. maddesindeki,
“2. (5035 sayılı Kanunun 9. maddesiyle değiştirilen ve 1.1.2004’ten geçerli olmak üzere 2.1.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe giren fıkra)(*) Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki, 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51'i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmelerden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenir. Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi nakden iade edilir. Maliye Bakanlığı bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir.”
Hükümler incelendiğinde,
mükellef bir dilekçe ile ilgili istisnadan vazgeçtiğini belirtip, yaptığı bu işle ilgili olarak, % 1 oranında KDV’ye tabi olup, % 18 oranında yükleneceği KDV’leri vergiye tabi bu ve diğer işlemlerinde genel esaslara göre indirebilecektir. Yine indiremeyeceği KDV’yi yukarıdaki 29/2 madde hükmüne göre değerlendirebilecektir.
Tabi öncelikle yapılan işin maliyeti ne kadar olacaktır, KDV gider mi yazılsa daha iyi olur, yoksa indirilse mi daha iyi olur gibi? Soruların hesap, kitap ve defterlere göre tespit edilmesi ve duruma göre firma için hangisi daha avantajlı ise (1. KDV’den istisna, 2. % 1 oranında KDV’ye tabi olma) o seçeneğin seçilmesi daha uygun olacaktır.