Maaşın Geç Ödenmesi Yüzünden İstifa

Üyelik
16 Ocak 2015
Mesajlar
4
Konum
İstanbul
Merhabalar,
25 Aralık 2013 yılında işe başladığım şirkette maaşları düzenli olarak geç almaktayım. Aralık 2014'te 10 gün, bu ay da 16 gün gecikti. İş kanunu'nun 24'üncü maddesine göre maaş, ayda bir ödenmek zorundadır deniliyor. Bu durumda maaşın en geç çalışılan ayı takip eden ayın 1'inde alınması gerekiyor. Bu maddeyi ve gerekçeyi sebep gösterip istifa ettiğimde kıdem tazminatımı ve diğer hak edişlerimi alabilir miyim? Ayrıca ihbar süremi kullanmak zorunda mıyım, yoksa derhal fesih hakkımı kullandığım için ihbar süresi geçersiz mi kalmaktadır? Ayrıca sigortam 9 Şubat 2014'te başlatılmış. Bu 45 günlük gecikme hakkında da iş yerimden nasıl bir talepte bulunabilirim? Zira, 9 Şubat'tan önce iş yerinde olduğuma dair hem şahitlerim, hem de delillerim bulunmaktadır.
 
Son düzenleme:
Merhabalar,
25 Aralık 2013 yılında işe başladığım şirkette maaşları düzenli olarak geç almaktayım. Aralık 2014'te 10 gün, bu ay da 16 gün gecikti. İş kanunu'nun 24'üncü maddesine göre maaş, ayda bir ödenmek zorundadır deniliyor. Bu durumda maaşın en geç çalışılan ayı takip eden ayın 1'inde alınması gerekiyor.
Maaş ödeme günü ayın 1 i olarak belirlenmişse , evet haklısınız, ancak ayın herhangi bir günü maaş ödeme günü olarak belirlenebilir. Yani işyerinizde maaş ödeme günü ayın 10u ise örneğin, her ayın 1inde ödenmesi gerekir düşünceniz yer bulamaz.

Bu maddeyi ve gerekçeyi sebep gösterip istifa ettiğimde kıdem tazminatımı ve diğer hak edişlerimi alabilir miyim? Ayrıca ihbar süremi kullanmak zorunda mıyım, yoksa derhal fesih hakkımı kullandığım için ihbar süresi geçersiz mi kalmaktadır?
Süreklilik arzediyorsa bu şekilde gecikmeli ödemeler, ödenmemiş ücretinizin hala var olduğu dönemde sözleşmenizi haklı sebeple feshedebilirsiniz, bu sebeple fesihte ihbar süresine uyma zorunluluğunuz bulunmaz, kıdem tazminatına hak kazanırsınız. Ancak;
1-2 kez olan gecikmenin sürekliliğinden bahsetmek pek mümkün değil. Ayrıca geçmişteki gecikmeleri sebep gösterip haklı sebeple feshedemezsiniz, feshettiğiniz tarihte , hak kazandığınız halde ödenmemiş ücret alacağınız olması gerekir.
Ayrıca sigortam 9 Şubat 2014'te başlatılmış. Bu 45 günlük gecikme hakkında da iş yerimden nasıl bir talepte bulunabilirim? Zira, 9 Şubat'tan önce iş yerinde olduğuma dair hem şahitlerim, hem de delillerim bulunmaktadır.
Eksik bildirilen günlerin primlerinin kuruma ödenmesini talep edebilirsiniz.
 
Maaş ödeme günü ayın 1 i olarak belirlenmişse , evet haklısınız, ancak ayın herhangi bir günü maaş ödeme günü olarak belirlenebilir. Yani işyerinizde maaş ödeme günü ayın 10u ise örneğin, her ayın 1inde ödenmesi gerekir düşünceniz yer bulamaz.


Süreklilik arzediyorsa bu şekilde gecikmeli ödemeler, ödenmemiş ücretinizin hala var olduğu dönemde sözleşmenizi haklı sebeple feshedebilirsiniz, bu sebeple fesihte ihbar süresine uyma zorunluluğunuz bulunmaz, kıdem tazminatına hak kazanırsınız. Ancak;
1-2 kez olan gecikmenin sürekliliğinden bahsetmek pek mümkün değil. Ayrıca geçmişteki gecikmeleri sebep gösterip haklı sebeple feshedemezsiniz, feshettiğiniz tarihte , hak kazandığınız halde ödenmemiş ücret alacağınız olması gerekir.

Eksik bildirilen günlerin primlerinin kuruma ödenmesini talep edebilirsiniz.


Yazılı bir sözleşmem bulunmamakta. Her ayın 5'i olarak maaş ödeme günü belirtilmekte; fakat hiçbir zaman ayın 5'inde maaş alamadım. Ayrıca hala bu ayın maaşı ödenmedi.
 
20 gün geciktirme hakkı var işverenin 5 inde ödeyeceğim dediyse en geç 250 inde ödemesi lazım ki hakkınız olsun aksi takdirde 1 bardak soğuk su içirirler size sakın istifa etmeyin
 
Böyle bir hakkı yok hiç bir işverenin sn.tanca.
ücreti 20 gün gecikmesine rağmen hala ödenmeyen çalışanın, işyerinde hazır bulunup, ücretleri ödeninceye kadar iş yapmaktan kaçınma hakkı vardır.
ne fark etti şimdi benim dediğimin aynısını dediniz 20 gün gecikmeden sonra istifa hakkınız var dedim 19.günde çıkarsan bir bardak soğuk su içersin 21.günde çıkarsan işverene posteki saydırırsın bütün olay bu
 
Fark şu ki,
örneğin, her ayın 5.günü maaş ödeme günüdür,
ama örneğin 6 aydır maaşlar ayın 5inde değil 10unda , 12sinde 15inde ödenir olmuştur.
7.ay ayın 6sında maaş hala ödenmemişse, aynı gün ücretlerin sürekli olarak geç ödenmesinin alışkanlık haline getirilmiş olması nedeniyle sözleşmeyi feshedip kıdem tazminatı talep edebilir. Bu durumda soğuk suya ihtiyaç olmaz.
 
işte orası muammadır sayın keremcem, her ay düzenli olarak düzensiz maaş ödesede işveren ,kolay kolay işçi tazminat hakkı kazanamıyor değil 6 aydır 16 aydır bile tam gününde ödemeyebilir zira bankada parası yoktur ödeme alamamıştır siparişlerle ilgili sorun vardır vesaire vesaire bu durumda yüzde yüz işveren yada işçi haklıdır tazminat hakkı vardır veya yoktur diyemeyiz işveren 20 günden sonra ödeme yapmazsa tazminat hakkı doğar 20 güne kadar da iş yapmama işten kaçınma hakkı doğar özet olarak işlerin ve piyasanın durumuna göre her ayın maaşı bir kaç gün düzensiz ödensede kolay kolay istifa hakkı doğmaz aman dikkat
 
Son düzenleme:
işte orası muammadır sayın keremcem, her ay düzenli olarak düzensiz maaş ödesede işveren ,kolay kolay işçi tazminat hakkı kazanamıyor değil 6 aydır 16 aydır bile tam gününde ödemeyebilir zira bankada parası yoktur ödeme alamamıştır siparişlerle ilgili sorun vardır vesaire vesaire bu durumda yüzde yüz işveren yada işçi haklıdır tazminat hakkı vardır veya yoktur diyemeyiz işveren 20 günden sonra ödeme yapmazsa tazminat hakkı doğar 20 güne kadar da iş yapmama işten kaçınma hakkı doğar özet olarak işlerin ve piyasanın durumuna göre her ayın maaşı bir kaç gün düzensiz ödensede kolay kolay istifa hakkı doğmaz aman dikkat

Peki sn.tanca.
 
Bu tür olaylari,iş hukukumuzun girift konularındandır,bu ve benzeri konularda bir çok makale ve yargı kararı bulmakda mümkün ama zaman zaman dile getirdiğimiz gibi her dava konusu olayın kendine özgü farklı koşulları olabilmektedir.
Bu konularda anladığımı paylaşmak isterim ki;
a-ücretin zamanında ödenmeyip,süreki olarak geç ve düzensiz ödenmesi ile
b-ödeme gününden itibaren 20 günü geçen ödeme süresi durumlarının
farklı durumlar olduğu,
Sonuçları itibariyle çok da ayrık durumlar olmadığı,ancak başlangıç,süre ve mahiyetleri itibariyle farklı konular olduğu,bu nedenle;
a.halinde,(örneğin olayımızda)bir kaç(2-3) aylık,yirmi günü geçmeyen gecikmenin,işciye fesih imkanı vermeyeceği(belki bu noktada makul ay(lar)süresinin ne kadar olabileceğinin önemli olduğu)ancak sürekli olarak 5-6 ay süren böylesi bir durumun(bu şekil devam etmesinin) korunmayacağı,bu noktada işcinin hakedip hala ödenmeyen ücret alacağı var ise artık bu durumun, işci yönünden haklı fesih halini doğurabileceği,(yüksek ihtimaldir)
b.halinde ise mücbir nedenler dışında,ücreti 20 gün içinde ödenmeyen işcinin ücretinin hala ödenmiyor olduğu/ödenmediği sözkonusu ise 21 ci gün (işyeri uygulamasına göre, ödeme günü örneğin her ay ın 5 ise 26 cı gün) itibariyle 6 iş günü içinde, işcinin haklı fesih yoluna gidebileceği,(bu durumun bir kez yaşanmasının da işciye bu hakkı belki vermeyebileceği!)
Bu nedenlerle,bu tür konulara ihtiyatla yaklaşmanın, isabetli olacağı düşüncesindeyim.
 
Cevaplarınız için teşekkürler. Peki yıllık izine çıkacağım tarihe iş veren karışabiliyor mu? Örneğin ben önümüzdeki şubat ayında yıllık izine çıkmak istiyorum. İş veren bu tarihe karışabiliyor mu? Böyle bir yetkisi bulunmakta mıdır?
 
Evet.
Takdir işverenin.
(Bu iznin verilmesinde her iki taraf(işci-işveren)adına makul yarar/fayda gözetilmeli,yani işcinin isteği ile izin talep ettiği tarih de işin durumunun dikkate alınması isabetli olacaktır.)
 
Son düzenleme:
Şeref beye katılmakla beraber,
yıllık izin kullanım tarihi konusunda tek söz sahibi işverendir, siz talep edersiniz işveren '' uygun görürse'' o tarihte kullandırır, yada o tarihte kullandırmaz, daha ileri bir tarihte kullandırır.
 
Peki herhangi bir iş sözleşmesi imzalanmamış ve sadece sözlü olarak her ayın 5'i maaş ödeme günü denilmişse, maaş yatma günü ay başı kabul edilir mi? Bu durumda ayın 21'inde istifa edip, tazminatımı alma hakkıma kavuşmuş olurum.
 
Ayın başı, ayın başıdır yani 1 i, maaş ödeme gününz ayın 5i ise, 6sında maaşınız hala yatmamışsa ( yada 21inde) , bu durumun sürekli bir hal aldığını ıspatlayabiliyorsanız,
istifa değil, ücretlerinizin tam ve zamanında ödenmemesi nedeniyle '' sözleşmenizi feshederek'' tazminatınızı talep edebilirsiniz. Ödenmezse, iş mahkemesinde dava açmanız gerekir.
 
...

Peki herhangi bir iş sözleşmesi imzalanmamış ve sadece sözlü olarak her ayın 5'i maaş ödeme günü denilmişse, maaş yatma günü ay başı kabul edilir mi? Bu durumda ayın 21'inde istifa edip, tazminatımı alma hakkıma kavuşmuş olurum.

Bu tür durumlarda niyet sorgulaması yapmak lazım. Parası varda mı ödemiyor yoksa gerçekten ödemede sıkıntı yaşıyor mu? Zira iş mahkemeleri iyi niyet veya art niyet doğrultusunda bu durumu sorgulayacaktır ve sanırım ona göre kararını verecektir. Ya da kendinizi sorgulayın sizin niyetiniz nedir acaba? Tazminatı alıp bir an önce iş değiştirmek mi? veya ödemelerim var sıkıntı çekmekteyim, ücretimi alamadığım için ev sahibi beni evden atacak, bankalar beni kara listeye aldı mı diyorsunuz. (Ay farkı olmayıp 15-20 günlük aksamalara göre özel maddi durumlar yeniden düzenlenebilir)

Saygılar...
 
Bu tür durumlarda niyet sorgulaması yapmak lazım. Parası varda mı ödemiyor yoksa gerçekten ödemede sıkıntı yaşıyor mu? Zira iş mahkemeleri iyi niyet veya art niyet doğrultusunda bu durumu sorgulayacaktır ve sanırım ona göre kararını verecektir. Ya da kendinizi sorgulayın sizin niyetiniz nedir acaba? Tazminatı alıp bir an önce iş değiştirmek mi? veya ödemelerim var sıkıntı çekmekteyim, ücretimi alamadığım için ev sahibi beni evden atacak, bankalar beni kara listeye aldı mı diyorsunuz. (Ay farkı olmayıp 15-20 günlük aksamalara göre özel maddi durumlar yeniden düzenlenebilir)

Saygılar...


'' YARGITAY 9. HUKUK DAIRESI

E: 2008/31534 K: 2010/18798 T: 15.06.2010
İŞ HUKUKU • İŞÇİ ÜCRETI • ÜCRETIN ÖDEME ZAMANI
• ÜCRETLERIN ÖDENMEMESI • HAKLI FESIH • FAIZ UYGULAMASI
(4857 SK m.24/II-c, 32, 33, 34, 41, 47; 818 SK m.81)


Özet: işçinin ücretinin bir ay çalıştıktan sonra ödeneceği yasada ön görülmüştür. Ücretin kanun ve sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi halinde, işçi iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği gibi hizmet akdini haklı olarak feshedilebilecektir. Ücreti ödenmeyen işçinin haklı fesih halinde, işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Sigorta primlerinin yatırılmaması halinde de işçi için haklı fesih imkanı doğacaktır. işçinin fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin ödenmemesi halinde de işçi için haklı fesih imkanı doğacaktır. Fazla çalışma ve genel tatil ve hafta tatili ücretlerine en yüksek mevduat faizi işletilmelidir. Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, izin, fazla çalışma ücreti, bayram ve genel tatil ücretleri alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan
yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak alıcıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizin incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve
duruşma için 15.06.2010 Salı günü tayin edilerek taraşarca çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili geldi. karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından
düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü.
YARGITAY KARARI
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçi ödenmeyen fazla çalışmalar sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek açmış olduğu bu davada, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ve diğer bazı işçilik alacaklarını talep etmiştir. Davalı işveren davacının daha iyi şartlarda iş bulduğu için işyerinden ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının fazla çalışma ile bayram ve genel tatil alacaklarına hak kazandığı belirlenmiş ve sözü edilen isteklerle ilgili hüküm kurulmuş, ancak davacının çalışırken durumu işveren ihtarname il bildirmesi ve düzeltilmesini istemesi gerektiği, doğrudan fesih yoluna gidilmesinin haksız olduğu gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. işçinin iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği taraşar arasında uyuşmazlık konusudur. işçinin emeğini karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için temel borçtur. 4857 sayılı iş Kanunu’nun 32. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. Yine iş Kanunu da, 5953 sayılı Basın iş Kanunu’nun 14. maddesinde öngörüldüğü gibi ücretin peşin ödeneceği ön görülmemiştir. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sonra ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür. 1475 sayılı iş Kanunu döneminde bunu dışında toplu olarak hareket
etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edinimi ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceğini kabul etmekteydi. 4857 sayılı iş Kanunu’nda ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi
ücretinin 20 gün içinde ödenmemesi durumunda işçinin iş görme edinimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş ve bunun toplu olarak bir nitelik kazanması durumunda dahi, kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır. Ücreti ödenmeyen işçini alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edinimi yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açılabilir. Bu bakımdan,
işverenle bir çekişme içine girmek isteyen işçisinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da tanımıştır. işçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye bu imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa yada sözleşme ile belirlenen ücret ödeme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanmış olması gerekir. 4857 sayılı iş Kanunu’nun 24/II-c bendinde sözü
edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak tatil, genel tatil gibi alacaklarının da ödenmesi işçiye haklı fesih imkanı verir. (Yargıtay 9. HD 16.07.2008 gün ve 2007/22062 E, 2008/16398 K.) işçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. işçinin ücretinin bir kısmını iş Kanunu’nun 33. maddesinde ön görülen ücret garanti fonundan alınabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz. Bireysel iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynı yardımların yerine getirilmemesi de (erzak yardımı, kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin haklı fesih imkanı kabul edilmelidir.
işçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi işçinin sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 Sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü 4857 sayılı iş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde
de işçinin haklı fesih imkanı vardır....''


 
...

'' YARGITAY 9. HUKUK DAIRESI

E: 2008/31534 K: 2010/18798 T: 15.06.2010
İŞ HUKUKU • İŞÇİ ÜCRETI • ÜCRETIN ÖDEME ZAMANI
• ÜCRETLERIN ÖDENMEMESI • HAKLI FESIH • FAIZ UYGULAMASI
(4857 SK m.24/II-c, 32, 33, 34, 41, 47; 818 SK m.81)


Özet: işçinin ücretinin bir ay çalıştıktan sonra ödeneceği yasada ön görülmüştür. Ücretin kanun ve sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi halinde, işçi iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği gibi hizmet akdini haklı olarak feshedilebilecektir. Ücreti ödenmeyen işçinin haklı fesih halinde, işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Sigorta primlerinin yatırılmaması halinde de işçi için haklı fesih imkanı doğacaktır. işçinin fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin ödenmemesi halinde de işçi için haklı fesih imkanı doğacaktır. Fazla çalışma ve genel tatil ve hafta tatili ücretlerine en yüksek mevduat faizi işletilmelidir. Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, izin, fazla çalışma ücreti, bayram ve genel tatil ücretleri alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan
yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak alıcıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizin incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve
duruşma için 15.06.2010 Salı günü tayin edilerek taraşarca çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili geldi. karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından
düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü.
YARGITAY KARARI
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçi ödenmeyen fazla çalışmalar sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek açmış olduğu bu davada, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ve diğer bazı işçilik alacaklarını talep etmiştir. Davalı işveren davacının daha iyi şartlarda iş bulduğu için işyerinden ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının fazla çalışma ile bayram ve genel tatil alacaklarına hak kazandığı belirlenmiş ve sözü edilen isteklerle ilgili hüküm kurulmuş, ancak davacının çalışırken durumu işveren ihtarname il bildirmesi ve düzeltilmesini istemesi gerektiği, doğrudan fesih yoluna gidilmesinin haksız olduğu gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. işçinin iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği taraşar arasında uyuşmazlık konusudur. işçinin emeğini karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için temel borçtur. 4857 sayılı iş Kanunu’nun 32. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. Yine iş Kanunu da, 5953 sayılı Basın iş Kanunu’nun 14. maddesinde öngörüldüğü gibi ücretin peşin ödeneceği ön görülmemiştir. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sonra ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür. 1475 sayılı iş Kanunu döneminde bunu dışında toplu olarak hareket
etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edinimi ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceğini kabul etmekteydi. 4857 sayılı iş Kanunu’nda ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi
ücretinin 20 gün içinde ödenmemesi durumunda işçinin iş görme edinimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş ve bunun toplu olarak bir nitelik kazanması durumunda dahi, kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır. Ücreti ödenmeyen işçini alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edinimi yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açılabilir. Bu bakımdan,
işverenle bir çekişme içine girmek isteyen işçisinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da tanımıştır. işçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye bu imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa yada sözleşme ile belirlenen ücret ödeme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanmış olması gerekir. 4857 sayılı iş Kanunu’nun 24/II-c bendinde sözü
edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak tatil, genel tatil gibi alacaklarının da ödenmesi işçiye haklı fesih imkanı verir. (Yargıtay 9. HD 16.07.2008 gün ve 2007/22062 E, 2008/16398 K.) işçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. işçinin ücretinin bir kısmını iş Kanunu’nun 33. maddesinde ön görülen ücret garanti fonundan alınabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz. Bireysel iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynı yardımların yerine getirilmemesi de (erzak yardımı, kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin haklı fesih imkanı kabul edilmelidir.
işçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi işçinin sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 Sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü 4857 sayılı iş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde
de işçinin haklı fesih imkanı vardır....''



Ücretin Gününde Ödenmemesi
4857 sayılı iş kanunumuzun 34. maddesinde ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir (zorunlu) nedenler dışında ödenmesi gerektiği tanımlanmıştır.
Mücbir sebep; ( deprem, su baskını, yangın, toprak kayması, kasırga, savaş durumu, hatta genel grev gibi önceden tahmini ve önlenmesi mümkün olmayan, çoğunlukla doğal afet türü olaylar)

(Ay farkı olmayıp 15-20 günlük aksamalara göre özel maddi durumlar yeniden düzenlenebilir) diye yazdım üst tarafta.

İşverenin geç ödemeyi süreklilik haline getirmesi iş gören açısından haklı fesih nedeni olabilir.
 
kusura bakmazsanız konunuz üzerine size bir sorum olacak.
kanun'un açıkları hep iş veren haklarına avantaj saglıyor.

ben devlet hastanesinde firma elemanı (taşeron) çalışıyorum 2011 mayısında iş başı yaptım 1 yıl civarı maaşlarımız ayın 4 ila 5 inde maaş yatıyordu ama bal ayı gibi oldu herşey birden 17 sine yükseldi ve o gün bugün 16-18 inde yatıyor maaşlarımız, şöyle izah edeyim mesela 6 ayda bir bazen 9 unda 1 seferlige mahsus ama sonra tekrar 16-18 e yükseliyor böyle yılda 1-2 kez 8-12 arası yatıyor fakat haricinde hep 16-18 inde maaşlarımız yatıyor ofis şefimizden şartnamemizi talep etmemize ragmen bu bize verilmiyor.
ben bu ayın 10'unda BİMER e şikayette bulundum cumartesi oldugu için pazartesi işleme girdi ve 13'ünde şikayet dilekçem çalıştıgım hastaneye ulaşmış fakat halen dilekçe hastanede gözüküyor. bu ayın 15 inde bize ofis şefi maaşlar bu ay 20 sini geçecek hast. saymanlıgı maaş yatırımını durdurma kararı aldı diye bir beyanda bulundu hatta kendi ifadesi şuydu geçen hafta hast. hesabında para vardı şimdi yok. ertesi gün ayın 16. sında sabah 11:00 de gazeteye verdik hastaneyi çünkü hastanede çalışan sayısı 300-350 civarında ve bu insanlar elektrik su kira ayrıca yol parası ödüyor insanlar zor şartlarda işe geliyor diye. saat 14:00 civarında ofis şefi benimle irtibata geçip evraklar tamam bankaya yazı gönderildi dedi ve akşamı maaşlarımız yatmıştı bu kadar insan bu muameleye maruz kalmak zorundamı? ayrıca bir konu daha var bu insanlar haklarını işten çıkarak degil haksızlıga ugramadan çalışarak almak istiyor bunun bir yolu yokmu yani ihtar uyarı çalıştıgımız her şirket para cezası alıyor fakat uygulama hiç degişmiyor bu durum hakkında fikir verirseniz çok seviniriz teşekkürler saygılar.
 
Ödeme günü bir sonraki ay ın 4-5 i iken,daha sonra maaşların böylesi sürekli olarak geç ödeniyor olması ve hala hak edip ödenmemiş ücretin var olması/ücret alacağınızın bulunması durumunda artık bu durumun korunmayacağı,dolayısıyle işcinin haklı fesih yoluna gidebileceği ANCAK bu gecikmeli ödeme konusunun işyerinde bazı huzursuzluklara sebebiyet verdiğinden şikayet konusu edildiği,işcilerinde yakından bu durumu takip ettikleri anlaşılıyor.
Bimere yapılan şikayetin sonucunun beklenmesini(ve bir avukattan hukuki yardım almadan da fesih yoluna gitmemenizi) öneririm.
 
Son düzenleme:
Üst