Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

suç,herşeyi bi kenara atıp herşeyi hiçe sayıp seni seviyorumların hakkını veremeyen arkasına bakmadan gidenindir:)

hayat,ileriye bakanındır..geçmişi yok sayamazsın ama geçmişten ders alarak yaşayabilirsin daha az hatayla :))

zaman,bence herşey suan su dakika anı yaşayabildigin her an zamandır :)

aşk,bu konuda bi yorum yapamıcam aşk işte üç harf tek kelime :)

yaqmur
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=12pt]Ne İstiyorsun Benden?

Bir gidiyorsun
Terkediyor gülüşlerim
Zaman duruyor geçmiyor saliseler
Bilmiyorsun..
Bir gidiyorsun geride sorular
Ümitsizliklerim benle kalan.
Korkularım
Bilmiyorsun..
Bir gidiyorsun
Işığım senle gidiyor,
Çiçekler soluyor ardından
Bulutlar ağlıyor sessiz hıçkırıklarla
Bilmiyorsun..
Bir gidiyorsun
Tamam diyorum gittin..
Vazgeçmek istiyorum,
Bitti diyorum,
Geliyorsun.
Bir geliyorsun
Güneş sadece benim için doğuyor sanki
Sanki tüm çiçekler benimle açıyor yeniden
Ve hatırlıyorum yaşıyorum..
Gözlerimin içi gülüyor
Benimlesin diyorum
...............................
Bi bakıyorum gidiyorsun
Ve yine herşey sende gidiyor.
Bilmiyorsun
Alıp götürüyorsun benliğimide
Ve yine başlıyorum sorulara
Ve yine cevap bulamıyorum
Yeter artık ne olur
Ne istiyorsun benden.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=11pt]MUTLULUĞUN UMUDU

Serap dolu bir vaha, hayat; rengârenk boya
Atlı,yaya yollarda her adımda umut var
Kıvranırken acıyla bazen tatlanır rüya
?Uyan rüyadan! ? diye insafsız bir komut var

Ömrümün adımları niye döner eleme?
Tebessümü elimden alan eller beşeri
Rab, kulunu hakkıyla gönderirken âleme
Örülen barikatlar kul elinin eseri

Ona giden tüm yollar neden halâ pütürlü?
Çözülmüş bir yol bulsam düğümlenir ardımdan
Kendi rolümü kendim seçemedim bir türlü
Kuldan gelen engeller yıkılsa diyarımdan

Bin umutlu kuyuda ipsiz kalan hayaller
Son umudu eliyle tutmak için çırpınır
Kurak geçen mevsimden damla arayan haller
Bir tutamlık lezzeti yutmak için çırpınır

Mutluluğun umudu bir ömrün tek konusu
Her bahar vagonuna yolsuz yolcu eklenir
Serap gibi yollarda bir hayâlin panosu
Bitiş görünse bile, ?umut ? diye beklenir.

ASUMAN SOYDAN ATASAYAR
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=11pt]Nargilede Nane Kokulum

nargile kokusunda nane
nefesinde nargile
içesim gelir
gerisi nafile

nargilede nefesin
nefesinde nane
içesim gelir
keyif bahane

nargilede nane
nanede nefesin
içesim gelir
ne dersin
sen de istermisin
yabancı değil
kendi nefesin

Yılmaz Yanardağ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Kapımı çalarsan bir gün,

Eşikteki ayakkabılara aldanıp,
Evimin içini kalabalık sanma.
Atmaya kıyamayan annem,
Bütün ayakkabılarımı
Dizmiş yalnızlığıma...
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bu şiir bölümünde birşey var, şiir paylaşan herkesin nedense sürekli teşekkür puanı artıyor :)
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=10pt]Sevgi

Sevgi yön
Nefret sondur.

Sevgi göl
Nefret Çöldür.

Sevgi hayat
Nefret bayattır.

Sevgi düzen
Nefret üzendir.

Sevgi çokluk
Nefret yokluktur.

Sevgi Yar
Nefret dardır.

Sevgi gülüm
Nefret zulümdür.

Sevgi istek
Nefret köstektir.

Sevgi yaz
Nefret güzdür

Sevgi yarın
Nefret sorundur.

Sevgi ses
Nefret yastır.

Sevgi uzlaşmak
Nefret yozlaşmaktır.

A Mattaoğulları
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Ben diyorum ki ona .,
Kül olayım Kerem gibi yana yana.
Ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak,
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa ?

Nazım Hikmet
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Kaybolsun anılarım,sebebim yok ki ağlamaya
Hakkım olmadı ki hiç,kafa karışıklığıyla
Hükmeden bendim bedenime ama kalbimin anahtarı yok
Çalıp giden bir hırsız,arasanda bulamazsın

Ellerimde elleri var ama hepsi oyundan ibaret
Belki görebilirsin gözlerimde seni dikkat et
Şayet gün gelirde geri dönmek istersen
Yorgunluktan ölmemiş biri olursa gelirsin

Rüyaymış sadece,sandım ki herşey farklı
Kendi başına kararlar almış,gözlerime bakmış
Ne diyim ki hakim sensen,mutluluklar o zaman
Kararlar kararttı gözlerini,sustu bu adam

Bazen,düşünürüm bi sonuca varamam
Hep sen,konuşursan ben asla konuşamam
Bilsen,gözlerimden gözlerine hasreti
Görsen,gözlerimin arkasındaki seni

Yorgun,gözlerim kapanmaya başladılar
Durdum,şöyle bi baktım aynamdaki ben değil
Sustum,sessizlikte seni aradım
Buldum,bazen seni ya olmasa gözlerin

Bir kere duysaydım,çok mu zordu iki kelime
Evet zorsa sil,benim söylediklerimi
Yorgun argın yürüdüm yollarında hep bi çare
Derde nerde çare işte bende bulamadım gitti

Umutsuzca yaşamak,güneşimde gölgeler
Yastığımın başucunda hala aynı fotoğraf
İndirmedim ki hiç oradan,kolaysa hadi gel de sil at
Gözlerim kapanana kadar sade fotoğrafamı bakacak ?

Gözlerimde bir tebbessüm arkasında hüzümlerim
Amacın ne bilmiyorum ama buradan ben giderim
Unutmak lazım sanırım,sende öyle düşünmüştün
Gözlerimde kaybolduğun gün ben çoktan ölmüştüm

Bazen,düşünürüm bi sonuca varamam
Hep sen,konuşursan ben asla konuşamam
Bilsen,gözlerimden gözlerine hasreti
Görsen,gözlerimin arkasındaki seni

Yorgun,gözlerim kapanmaya başladılar
Durdum,şöyle bi baktım aynamdaki ben değil
Sustum,sessizlikte seni aradım
Buldum,bazen seni ya olmasa gözlerin
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Seçtiğim YUSUF HAYALOĞLU şiirleri

Adı Bahtiyar
Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde

Rastlardım avluda hep volta atarken
Sigara içerken yahut coplanırken
Kimseyle konuşmaz dağ gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeği sularken

Diyarbakırlıymış adı bahtiyar
Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar
Geçiyor önümden gülyüzlü bahtiyar
Yaralıyım yerde kalan sazı kadar

Beni tez saldılar o kaldı içerde
Çok sonra duydum ki Yozgat'ta sürgünde
Ne yapsa ne etse üstüne gitmişler
Mavi gökyüzünü ona dar etmişler

Gazete de çıktı üç satır yazıyla
Uzamış sakalı çatlamış sazıyla
Birileri ona ölmedin diyordu
Ölüm bir yanında hüzünle gülüyordu


*****

Ah Ulan Rıza
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.

Cebimde bir lira desen yok,
Madara olduk meyhaneye!
Ah eşşek kafam benim,
Nasıl da güvendim bu hergeleye!

Gelse, balığa çıkacaktık,
Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık.
Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp
Enteresan hayâllere dalacaktık.

Bu sandalı geçen hafta denk getirip
Çalıntıdan düşürdük.
Arkadaşlar ısrar etti,
Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük.

Saat sekizde gelecekti,
Bana birkaç milyon borç verecekti.
Yoksa o nemrut karısı kaçtı da
Onun peşinden mi gitti?

Eğer öyleyse yandık,
Gudubet gene yaptı yapacağını!
Geçen sene de merdivenden itip
Kırmıştı Rıza'nın bacağını.

Abi, kadında boy şu kadar;
Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak!
Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
Ya horlarken Rıza'yı boğacak!

Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama,
Ben olsam, vallahi baş edemem! ..
Hele beş tane velet var ki boy-boy,
Allah'tan düşmanıma dilemem!

Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur,
Herkesin suyuna gider.
Yoksa, kalıba vursan hani,
Tek başına on tane adam eder!

Bir keresinde, hiç unutmam
Üç-beş zibidi haraca dadandı;
Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi
Herifleri hastaneye kadar kovaladı!

Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,
Aynı kafadaydık.
Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,
Biz, başka havadaydık.

Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,
Aynı takımı tutardık.
Fener'in her maçına iddialaşıp
Millete az mı yemek ısmarladık! ..

Bir tek askerde ayrıldık,
Bana Bornova düştü, ona Gelibolu.
Döner dönmez evlendirdiler,
En büyük salaklığı da bu oldu! ..

Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu.
Hep tek tabanca gezdim.
Benim beğendiğimi anam istemedi,
Onun gösterdiğini ben sevmedim.

Neyse, bunlar derin mevzu...
Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek.
Ufaktan yol alayım
Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek! ..

Gittim, vurup kafayı yattım;
Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini.
Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp
Hastaneye kavuşmadan can verdiğini! ..

Vay be Rıza! ..
Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!
Dün, boşuna günahını almışım,
Ne olur, kızma bu kardeşine!

Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler
Ne kolay söylediler!
Sanki dev bir taş ocağını
Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!

Ah dostum... o kocaman gövdene
O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
O zalim tabutun tahtalarını
Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?

Yani sen şimdi gittin, yani yoksun,
Yani bir daha olmayacak mısın?
Yani bir daha borç vermeyecek,
Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?

Peki, beni kim kızdıracak,
Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
Peki, beni bu köhne dünyada
Senin anladığın kadar kim anlayacak?

Ulan Rıza... ne hayâllerimiz vardı oysa,
Ne acayip şeyler yapacaktık...
Totoyu bulunca dükkân açacak,
Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.

Talih yüzümüze gülecekti be! ..
Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık.
Hafta sonu iki yavru kapıp
Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!

Ah ulan Rıza... bu mahallenin,
Nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,
Benim en kıral arkadaşımdın! ..

Ah ulan Rıza... ben şimdi,
Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?
Senden ayrılacağımı sanma,
Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim! ..

*********
to be continued...
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Asi Bir Küheylan
Aşiret çocuğuyam adım Küheylan
Kızılca kıyamet yaylasında doğmuşam
Koyaklarda kartal uçurmuşam, kurt kovalamışam, adam vurmuşam
Onursuz yaşanmaz demişem
Rezil rüsva etmemişem kendimi böceklere
Yavri yavri
Bu yüzden dik bakaram adamın yüzüne
Bu yüzden böyle hoyrat kalmışam
Asi bir Küheylanam
Anam rüzgar, babam gurbet
Bin yıldır bu koğuştayam
Diz çöktürmez beni hasret
Seni sevmişem
Bir kekliğin sesini üzmekten sakınır gibi
Seni sevmişem
Gururlu dağ çiçeklerini göğsüme takınır gibi
Ben sazımı kılçadırların boynuna asıpta öyle gelmişem buraya
Yavri yavri
Ölürsem iradi ölürem
Harlanmış bir kılıca alnımla dokunur gibi
Asi bir Küheylanam
Gözlerini benden ayırma
Kırılıp düşerem sonra kimse bakmaz yarama
Bana ne getirmişen Cico
Karda çürümüş sümbül soğanlarımı
Yoksa tozkaldıran taylarımı
Dargeçitlerdemi kanatmışan
O göçebe sevdamızın yamacına
Şimdi kimler konmada söyle
Yavri yavri
Söyle kınalı kuzun nerde
Onu hangi soysuzun sürüsüne katmışan
Asi bir Küheylanam
Mahmut vurma döşüme
Delerem bu duvarları delerem
Jandarma kavuşmaz peşime
Benki dipsiz uçurum boylarında
Paramparça olmuş ölmemişem
Benki huysuz nehir yataklarında
Yaralarımı çamurla sıvamışam
Nasıl sığaram düşündünmü
Şu altı adımlık tosbağa voltasına şimdi
Yavri yavri
Dağları çıldırtan öykümü
Ben bu demirlere dişlerimle yazmışam
Asi bir Küheylanam
El süremezler yeleme
Bırak yırtılayım bırak, gem vurma benim dilime
Hüznün duvarlarında
Sıvası dökülmüş bir yer vardır bilirmisen Yavri
Bilirmisen çiçekler çentik çentiksolar
Bu gevur ölüsü akşamlarda
Bırak gözyaşlarımın açtığı çukurlar öylece betonda kalsın
Donansın peşime bi metelik etmez bu sırtlan adımları.Donansın
Yavri yavri
Şapkam namusumdur
Koma buralarda koma
Tespihim dağılmasın
Asi bir Küheylanam
Kesmez beni bu acılar
Beni vursada bu p***lar
Ancak sırtımdan vururlar

**************

Ayrılık Hediyesi
şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben...

şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun

soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun be..bu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun!

şimdi saat yokluğunun belası
sensiz gelen sabaha günaydın!
işi-gücü olanlar çoktan gitti
bir ben kaldım voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben...

şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun...

kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek
ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece durdurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi
lanet olsun!
artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
olsun be! ne olacaksa olsun!
bu da benim sana
ayrılırken şikayetim olsun

gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun
her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun
isterim sende ben gibi yan ömrüne
hep ağla hep ağla
bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun

********
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Biz Üç Kişiydik
Biz üç kişiydik;
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Üç ağız, üç yürek, üç yeminli fişek...
Adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara,
Boynumuzda ağır vebal, koynumuzda çapraz tüfek...

El tetikte kulak kirişte
Ve sırtımız toprağa emanet...
Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi,
Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık.
Deniz çok uzaktaydı
Ve dokunuyordu yalnızlık.
Gece uçurum boylarında,
Uzak çakal sesleri
Yüzümüze, ekmeğimize,
Türkümüze çarpar geçerdi.

Göğsüne kekik süredi Nazlıcan,
Tüterdi buram buram.
Gizlice ona bakardık,
Yüreğimiz göçerdi...

Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan'ı,
Ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi.
Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza,
Kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak tükendi...

Oy Nazlıcan vahşi bayırların maralı,
Nazlıcan saçları fırtınayla taralı,
Sen de gider miydin böyle yıldızlar ülkesine,
Oy Nazlıcan oy can evinden yaralı...

Nazlıcan serin yayla çiçeği
Nazlıcan deli dolu heyecan
Göğsümde bir sevda kelebeği
Nazlıcan ah Nazlıcan...

Artık yenilmiş ordular kadar
Eziktik, sahipsizdik
Geçip gittik, parka ve yürek paramparça,
Gerisi ölüm duygusu, gerisi sağır sessizlik,
Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda...

Bedirhan'ı bir geçitte sırtından vurdular...
Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları,
Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca,
Titredi ve iki yana düştü kolları....
Ölüm bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
Devrilmiş bir ağaçtı ayışığında gölgesi
Uzanıp bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine
Göğsümü çatlatırken nabzımın tükenmiş sesi...

Sanki bir şakaydı bu, birazdan uyanacaktı,
Birazdan ateşi karıştırıp bir sigara saracaktı
Oysa ölüm sadık kalmıştı randevusuna ah
O da Nazlıcan gibi bir daha olmayacaktı...

Ey Bedirhan; Katran gecelerin heyulası,
Ey Bedirhan; Kancık pusuların belası
Sen de böyle düşecek adam mıydın konuşsana,
Ey Bedirhan ey mezarı kartal yuvası...

Bedirhan mor dağların kaçağı
Bedirhan mavi gözleri şahan
Zulamda suskun gece bıçağı
Bedirhan ah Bedirhan...

Biz üç kişiydik
Üç intihar çiçeği
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Suphi...

***********

Diyarbakir Türküsü
Diyarbakır ortasinda vurulmuş uzaırım
Ben bu kurşun sesini nerde olsa tanırım
Bu dağlarda gençliğim cayı cayır yanarken
Ay vurur gözyaşına ben gecede kalırım

Üzülme sen, üzülme başını öne eğme
Gün olur kavuşuruz, dert etme Diyarbakır
Yüreğini dağlama, kanlı bezler bağlama
Bu yangın söner birgün, ağlama Diyarbakır

Diyarbakır yolunda toz olmuş dağılırım
Bu hırçın depremlerle sarsılırım kanarım
Arkadaşların yüzü ağır ağır solarken
Gün doğar yaylalara, kahrımdan utanırım

Ey fırtınalı bayır, ey mazlum Diyarbakır
Dağlarında ateşler, alnında kızıl bakır
Çiğdemler solar gibi, anneler yanar gibi
Dizlerine döküldüm, ağlama Diyarbakır

********

Giderim
Artık seninle duramam
Bu akşam çıkar giderim
Hesabım kalsın mahşere
Elimi yıkar giderim

Sen zahmet etme yerinden
Gürültü yapmam derinden
Parmaklarım üzerinden
Su gibi akar giderim

Artık sürersin bir sefa
Ne cismin kaldı ne cefa
Şikayet etmem bu defa
Dişimi sıkar giderim

Bozar mi sandın acılar
Belaya atlar giderim
Kurşun gibi mavzer gibi
Dağ gibi patlar giderim

Kaybetsem bile herşeyi
Bu aşkı yırtar giderim
Sinsice olmaz gidişim
Kapıyı çarpar giderim

Sana yazdığım şarkıyı
Sazımdan söker giderim
Ben ağlayamam bilirsin
Yüzümü döker giderim

Köpeklerimden kuşumdan
Yavrumdan cayar giderim
Senden aldığım ne varsa
Yerine koyar giderim

Ezdirmem sana kendimi
Gövdemi yakar giderim
Beddua etmem üzülme
Kafama sıkar giderim

*********
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Hani Benim Gençliğim Nerde..
Hani benim gençliğim nerde
Bilyelerim topacım
Kiraz agacı altında yırtılan gömleğim
Çaldılar çocukluğumu habersiz.

Penceresiz kaldım anne
Uçurtmam tellere takıldı
Hani benim geçnçliğim nerde.

Ne varsa bu gençliği yakan
Ekmek gibi aşk gibi
Ne varsa güzellikten yana
Bölüştüm büyümüştüm.

Bu ne yaman çelişki anne
Kurtlar sofrasına düştüm
Hani benim gençliğim nerde.

Hani benim sevincim nerde
Akvaryumum kanaryam

*********

Hayat Nedir Anne?
benim hiç sapanım olmadı anne,
ne kuşları vurdum,
ne de kimsenin camını kırdım...
çok uslu bir çocuk değildim ama,
seni hiç kırmadim, hep boynumu kırdım.
ben hayatım boyunca
bir tek kendimi vurdum! ..

suskun görünsem de,
fırtınalı ve mağrurdum anne.
bir mızrak gibi,
aynada hep dik durdum anne! ..
ben sana hiç bir gün laf getirmedim,
leke sürmedim.
ama göğsümü çok hırpaladım,
kalbimi çok yordum...
ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum! ...

benim hiç sevgilim olmadı anne,
ne bir yuva kurdum,
ne bir gün şansım güldü...
öpemeden bir bebeğin gidişini,
tükendi gitti çağım...
kimi yürekten sevdiysem,
yüreğini başkasına böldü...
bir muhabbet kuşum vardı,
o da yalnızlıktan öldü...

sen beni göğsünde
hep acılarla mı soğurdun anne?
yoksa evlat diye,
koca bir taş mı doğurdun anne?
eziyet degilim, zahmet değilim,
musibet hiç değilim;
bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
doğurdun da beni,
ne ile yoğurdun anne?

benim hiç hayalim olmadı anne...
ne seni rahat ettirdim,
ne kendim ettim rahat...
BİR MUTLULUK FOTOĞRAFI BİLE ÇEKTİRMEDİ BU HAYAT!
kaybolmuş bir anahtar kadar
sahipsizim anne...
ne omuzumda bir dost eli,
ne saçımda bir şefkat...

say ki yollardan akan,
şu faydasız çamurdum anne...
say ki ıslanmaktım, üşümektim,
say ki yağmurdum anne!
bunca yıldır gözyaşlarını,
hangi denizlere sakladın?
oy ben öleyim,
SEN BENİ NE DİYE DOĞURDUN ANNE? ? ?

*********

İstanbul Acılar Kraliçesi
İstanbul ey İstanbul ey
Ey acıların gözyaşlarının kraliçesi
İstanbul ey İstanbul ey
Ey bozgunların garip çiçeği
Bu akşam yemin ettim
Seni bir daha öpmemek için
Benki bütün duvarlarını, afişlerle donatıp
Yumruğumla kanatmıştım
Rezil bir aşktı
Bütün arkadaşları miting alanlarında
Ve mezarlıklarda bırakmıştım

İstanbul ey İstanbul ey
Acılar kraliçesi
Umudun ve direncin yorgun anası
Ve ey çıldırmak üzere olmanın çamurlu ikonası
Tırnaklarım kopuyor, Görmüyormusun
Bir benmiyim kapılarını şaşıran her yokuşun başında
Bir benmiyim ekmek arasına canına doğrayıp doğrayıp yutan
Bir kedi bile sağarken yüreğini
Telaş içerisinde yavrusuna
Ey acımasız acuze!
utan şu türbelerinden
Minarelerinden utan
İstanbul ey İstanbul ey
Acılar kraliçesi
Savaşın ve bozgunların gariban çiçeği
Ve ey teslimiyete düşmenin o hazin gerçeği
Bayraklarım kanıyor, Sormuyormusun
Kadınlarınki;
Omuzları hicran, saçları ihanet sarısı
Çocuklarınki;
Yağmur emiyor yıkılası kaldırımlarından
En ücra genlerime, alyuvarlarıma,
Kılcal damarlarıma, ruhuma kadar.Bıktım
İliklerime, gömlek ceplerime kadar sızan
Bu Allahsız yağmurundan
İstanbul ey İstanbul ey
Acılar kraliçesi
İhtişamın ve sefaletin çaresiz bacısı
Ve ey çürümenin yok olmanın amansız sancısı
Ciğerlerim çatlıyor, Duymuyormusun
Hangi pencerene çıksam
O salya sümük pezevenk suratları
Hangi caddene dökülsem
O şangur şungur düş kırıkları
Bütün bu ezginler, tükenenler, yerlere serilenler, tutunamayanlar
Sarsmıyormu seni hiç
Bunca infilak
Bunca isyan çığlıkları
İstanbul ey İstanbul ey
Acılar kraliçesi
Aldanışların ve hüznün yalancı tanrıçası
Ve ey ruhu kirlenmiş gecelerin cilveli yosması
İntihar anı geldi, beni öpmüyormusun,
Ağlamak istemiyorum, yenildim sana
Hikayenin özeti bu
Bir istimlak gibi ödedim ve çiğneyip geçtin maceramı
Şimdi ben suçlarımı didikleyen bu martı sürüsüyle
Şimdi ben hangi şehirde soğulturum zonklayıp duran bu yaramı
İstanbul ey İstanbul ey
Acılar kraliçesi
İhanetin ve ihbarların arkadan dolaşan bıçağı
Ve ey ödeşmelerin, yüzleşmelerin, erkekçe vuruşmaların kaçağı
Beni harcadın ulan!
Beni sattın
Utanmıyormusun

************
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=11pt]Israr mı Etmeliydim

Yüreğine giremedim, gircem mi demeliydim
Sevgimi görmedin,gör mü demeliydim
Sevgimi anlaman için
Seni seviyorum mu demeliydim
Sen beni sevmedin ki
Seni sevdiğime inanman için
Israr mı etmeliydim.
Ateş olup yaktın yaktın sevgilim
Yüreğimi bir görebilseydin.

C Ereren
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=11pt]Nefret Ediyorum Senden
...
Ben seni kalbimin derinlerinde sevdim
Seni dünyadaki en güzel kız bildim
Senden başkasına gönül vermedim
Artık ölesiye nefret ediyorum senden
...
Sana doğruydu bendeki tüm yollar
Beni sana getirirdi hep bu ayaklar
Uğruna yakılmadı mı bunca ağıtlar
Artık ölesiye nefret ediyorum senden
...
Ben her gecemde gizli gizli ağlardım
Öyle bir ağlarım ki derin hatıralara dalardım
Belki bir gün gelirsin diye yollarına bakardım
Artık ölesiye nefret ediyorum senden
...
Hiç acımadan nasıl da kıydın sen bana
Oysa ki ben canımı verirdim senin uğruna
İnanamıyorum bir türlü bana yaptıklarına
Ölesiye nefret ediyorum senden
...
Varmıydı hakkın beni her gece ağlatmaya
Verdiğin tüm acılar kär oldumu sana
Benimle oynadın peki oldun mu mutlu
Ölesiye nefret ediyorum senden
...
Seni sevdiğimden kendimi unutan bendim
Bana öyle bir vurdun ki kapanmaz yaram
Ben gidip bu acıyı hangi doktora sardıram
Ölesiye nefret ediyorum senden

A Karabacak
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=12pt]GERÇEKTEN SEVMEK

O durmadan kaçıyor;
Sen ardından gitmiyorsan;

O günün her saatinde saklanıyor,
Sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;

O sana acıların en büyüğünü tattırıyor,
Sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;

Boşuna aldatma kendini,
Onu sevmiyorsun demektir.

Elindeki içki kadehinde,
Dudağındaki sigarada ,
Okuduğun kitapta,
Mırıldandığın şarkıda,
Söylediğin şiirde,
Gördüğün rüyada
Ve yaşaman için
Ciğerlerine doldurduğun havada
O yoksa;
Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Renkler onunla değerlenmiyorsa,
Örneğin onsuz kırmızı kırmızılığının,
Mavi maviliğinin farkında değilse,
Beyaz yalnız o giydiği zaman
Güzelligini haykırmıyorsa,
Sabahları onu görünceye kadar
Güneş doğmuyorsa
Ve onsuz gökyüzü geceleri
Aya, yıldızlara
Hasret değilse
Onu sevmiyorsun demektir.

Sokakta gördüğün her yüzde
Ondan bir şeyler aramıyorsan,
Güzel bir manzara,
Hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,
Uykudan uyandığın zaman
Yaşamakta olduğundan önce
Onu hatırlamıyorsan,
Omuzlarına dökülmüş saçları,
Bir sis perdesinin ardında
Her zaman gülen,
Işık saçan gözleri
Aklına gelmiyorsa,
Durup durup avuçlarının
Sıcaklığını özlemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Dünyada yaşıyan öteki insanların
Senin için hala bir değeri varsa,
Ona karşı tutumunu
Toplumun köhne ve manasız
Kurallarına göre ayarlıyorsan
ve açık açık
Sanki var oldugunu haykırırcasına
Sevgini söylemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Yok o senin için
Herşeyden değerliyse,
Gözünü yumduğun anda
Onu görebiliyorsan,
O bütün şarkılarda,
Bütün şiirlerde,
Bütün resimlerde ise,
Ona muhtaç oldugunu
Söylemekten utanmıyorsan,
Senin içten ve büyük sevgine
Karşılık vermiyeceğinden
Korkmuyorsan,
Bütün bencil duygularından
Sıyrılabilmişsen
Onun için herseyi,
Ama herşeyi yapacak gücü
Kendinde buluyorsan,
Her hali sana
Ayrı ayrı güzel geliyorsa,
Karşısında kendini
Bir çocuk gibi hissediyorsan,
İstediği anda onun için
Ölebileceksen,
Onun için yaşıyorsan
Ve yine onun için
Bildiğin bilmediğin
Bütün düşmanlıklara
Karşı koyabileceksen,
O her geçen dakika
Sende biraz daha büyüyorsa
Ve kendi kendine bile
Çok sevdiğini bütün
Samimiyetinle,
İnanmışlığınla
İtiraf edebiliyorsan,
Bir gün o seni hiç,
Ama hiç sevmediğini söylese bile,
Senin sevginde azalma olmayacaksa
Ve ölünceye kadar onu aşkların
En ölümsüzü ile sevebileceksen;
İşte o zaman
Onu seviyorsun demektir.

O sana sevmeyi,
Gerçek aşkı öğretti.
Sen onu hep sevecek
Ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.

O, hiç sen olmasan bile,
Seni bir parça sevmese bile

Ümit Yaşar Oğuzcan
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=11pt]O Kadar Israr Ettim Canım Bile Demedin

O kadar ısrar ettim canım bile demedin,
Sen aslında bana değil hayata güvenmedin,
Onun için bu aşkı yürekten özümsemedin,
Bak seni yüreğimin derinine gizledim.

Bizdeki bu aşka bülbüller yetişemez,
Gülleri olmayınca onlarda ötüşemez,
Her seven yürek bu kadar gülüşemez,
Bak seni yüreğimin derinine gizledim.

İlk günden anlamıştım bana aşık olmuştun,
Yüreğine danışıp meramını sormuştun,
O sıralar beni bayağıda yormuştun,
Bak seni yüreğimin derinine gizledim.

Öpmek gelir içimden bülbüllerin aşkıyla,
Her zaman mutlu ol sen her bir güzel şarkıyla,
Dilediğin gibi yaşa bana selam şartıyla,
Bak seni yüreğimin derinine gizledim.

Artık sabahlar kolay gece zor olur bize,
Uyarız itinayla yürekten gelen söze,
Kızarız sadece kem bakan göze,
Bak seni yüreğimin derinine gizledim.

Ümüt Güngör
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=12pt]DELİ OLMAK İŞTEN DEĞİL

Düşüncem var, dağlar kadar
Deli olmak işten değil
Bende kış, alemde bahar
Deli olmak işten değil

İşiten yok, ağla bağır
Tanrı dilsiz, alem sağır
Düşünceler öyle ağır
Deli olmak işten değil

Arzu, o bitmeyen yarış
Kara toprak sona varış
Ömür dediğin bir karış
Deli olmak işten değil

Sonsuzluğa giden gemi
Sürükler de düşüncemi
Vehim sarar her gecemi
Deli olmak işten değil

Karanlık mal oldu bana
Gerçek hayal oldu bana
Dostlar! bir hal oldu bana
Deli olmak işten değil

Ümit Yaşar Oğuzcan
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Sen
gidersen sesin gider. Kokun gider yüzün gider.
Ay dolanır pusularda.
Tenim titrer gecem biter.
Sen gidersen yüzün gider.
Martı küser baykuş öter.
Senden kalan son hatıra.
İki damla yaşın gider.
Sen gidersen boyun gider.
Posun gider sözün gider.
Bir şey kopar yüreğimden.
Çatılmadık kaşın gider.
Sen gidersen kim kıskanır.

Kim dolanır pencereme.
Kimler gelir kimler geçer.
Çift kapılı şu hücrede.
Sen gidersen sohbet gider.
Tadım gider tuzum gider.
Dinlediğim her şarkıda.
Tel kırılır sazdan düşer.
Sen gidersen başkent gider.
İçim üşür ayaz düşer.
İzmir de konak meydanı.
İstanbul da taksim düşer.
Sen gidersen canım gider.
Adın geçer içim titrer.
Şu dağlanmış yüreğime.

Sevda denen akkor düşer.
Sen gidersen herşey gider.
Sesin gider,sesim
düşer.
Sen gidersen ey sevgili.
Ben biterim,şiir biter..
 
Üst