uyumsoft

Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ŞARKI
Atım durmuş kumrular dolu bir ağacın altında, öyle
pürüzsüz bir ıslık çalıyorum ki, hiçbir sözü tutmaz oluyor
kıyılarına karşı bütün bu akarsular. (Canlı yapraklar övünç
imgesidir sabahta)?

*

Ve üzgün olsa da kişi, gün doğmadan kalkıyor ve
çekine çekine ilgi kuruyor yaşlı bir ağaçla, çenesini son
yıldıza dayayıp, görüyor aç göğün dibinde sevince dönüşen
o büyük, duru şeyleri?

*

Atım durdu kuğuran ağacın altında, daha da pürüzsüz
bir ıslık çalıyorum? Ve erinç onlarla olsun, öleceklerse, ki
hiç görmediler bu günü. Ama kardeşim ozandan haberler var.
Pek tatlı bir şey yazdı gene. Ve bir iki bilen oldu bunu?


Saint John PERSE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DUVAR
Senin düş çemberini engellemek içindir karşıda uzanan duvar.
Fakat çığlıklanır imge.
Yağlı koltuğun bir kanadına dayalı başın.
yoklarsın dişlerini dilinle:yağın ve salçanın tadı
çürütürken diş etlerini.
Ve düşünü kurarsın adanın üzerindeki ak bulutların,
yeşil bir gün ışırken bağrında giz dolu suların.
?Sürgündeki özün teridir bu, tohumları uzun kılıflı
bitkilerin acı sızıntısı gibi, olgun mangrovların sinsi acılığı,
ve tohum kılıflarındaki kara nesnenin buruk sevinci gibi.
Bu ölü ağaç kovuklarındaki karıncaların yaban balıdır,
Yeşil bir meyvanın buruk tadıdır gün doğuşunda içtiğin;
havadır, sütlü ve tuzlu alizelerin tadınca..
Sevinç! Ey gökyüzünün yücelerine salınmış sevinç! Ak ketenler
ışıyor, otlar ve yapraklarla örtülü görünmez avlular ve uzun
bir günün yüzyılında boyanmış toprağın yeşil nimetleri?.


Saint John PERSE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ADAM OLMAK
çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana

düşlere kapılmadan düş kurabilir
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir
ikisine de vermeyebilirsen değer
söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz
kandırabilir diye safları dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz
koyulabilirsen işe yeniden

döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı-turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın dile
baştan tutabilirsen yolunu
yüreğine sinirine dayan diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da
herkesin bırakıp gittiği noktada
sen dayanabilirsen tek

herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
dost da düşman da incitemezse seni
ne küçümser ne de büyültürsen çevreni
her saatin her dakkasına
emeğini katarsan hakçasına
her şeyiyle dünya önüne serilir
üstelik oğlum adam oldun demektir


Rudyard KIPLING
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

VESPERAL


Siesta geçti,
akşam saati yaklaşıyor,
kıyıda sessizlik var,
tropik güneşinin yaktığı kıyıda.
Deniz meltemi usulca esiyor,
batıda bir orman
mor alevlerle yanıyor sanki.
Okunaksız bir yazı oluşturmuş
kumlarda yengeçlerin izleri.
Pembe deniz kabukları,
yaldızlarla yansıyan kabuklar,
küçük salyangozlar, deniz yıldızları
basıldıkça çıtırdayan bir halı yaratmış
ezgilerle donanmış kıyıda.
Venüs ışıdığı zaman,
kutsal akşamın o yüce sevgisi,
lir sesleri duyuyorum dalgalarda,
deniz kızlarının türkülerini.
Ve içimde Venüs gibi bir yıldız ışıldıyor.

Rubén DARIO
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

GÜZ DİZELERİ


Düşüncem burculanır sana doğru gitti mi,
iner dibe o tatlı bakışının altında.
Ak, çıplak ayakların aşağ'da köpük gibi,
yeryüzü sevincidir gülen dudaklarında.

Kısa bir büyü vardır geçici sevgilerde,
ki acıya sevince eşit son verse gerek.
Bir saatti, karlara bir adı yazdım yerde,
bir dakikaydı, kumda sevgimi söyleyerek.

Dökülüyor kavaklı yola sarı yapraklar,
içinde sevgililer gidip gelirken yine.
Ve güzün kadehinde belirsiz bir şarap var,
ki güllerin, ey bahar, düşecektir içine.

Rubén DARIO
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

KARASEVDA


Kardeş, sen ki ışığa sahip, benimkini ver bana.
Kör gibiyim. Yürüyorum tereddütlü ve yordamsızım.
Fırtınalar ve ıstıraplar altındayım
Düşlere körüm, ahenk delisiyim ayrıca.


Şudur derdim: Düşlemek. Şiir
Demirden bir gömlek, bin iğneli, yaralayıcı,
Ruhumun üstünde taşıdığım. Dikenler -ki kanlı-
Düşmesine karasevdamın damlalarının, izin vermededir.


Ve gidiyorum işte böyle, kör ve deli, bu kekre dünyadan;
Çok uzun olduğunu düşünüyorum yolun kimi zaman,
Kimi zamansa çok kısa...


Ve bu cesaret duraklayışında ve can çekişmede,
Kederlerle doluyum, zar zor taşımada.
Duymuyor musun düşmesini, karasevdamın damlalarının öylece?



Rubén DARIO
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

GRİ MAJÖR SENFONİ


Deniz cıvalı, uçsuz bir cam gibi
yansıtır levhasını çinko bir gökyüzünün,
uzak kuş sürüleri kirletir
cilalı tabanını solgun grisinin.

Güneş toparlak ve donuk bir vitray gibi
hasta adımıyla yürür doruğa;
dinlenir gölgede deniz rüzgârı
yastığıdır kara trompeti.

Kurşuni karnının dalgaları salınır
iskelenin altında inlercesine.
Düşünür bir denizci, Kaf diyarının,
uzak sisli bir ülkenin sahillerini
bir halatın üstüne oturmuş, tüttürürken piposunu.

Şu ihtiyar deniz kurdu. Kavurmuş yüzünü
Brezilya güneşinin yalaz ışınları;
görmüşler içerlerken bir şişe cinini
Çin denizlerinin yaban tayfunları.

İyot ve güherçileden kökü kokan köpük
tanır öteden beri kırmızı burnunu,
kıvırcık saçlarını, atletik pazularını,
yelken bezinden kepini, pamuklu yeleğini.

Tütünden çıkan duman bulutunun ortasında
görür o ihtiyar uzaklıkları, sisli diyarı,
sıcak ve altuni bir akşam
yelkenleri salınmış çektirgeyle çıktığı.

Tropik siestası. Uyur deniz kurdu.
Ve sarıp sarmalar onu grinin tüm tonları.
Sanki yumuşak devrisi bir gölge kalemi
siler ufuğun kavisli çizgisini.

Tropik siestası. İhtiyar ağustos böceği
dener boğuk sesli, emektar gitarını
ve ses verir çekirge tekdüze bir solodan önce
kemanının tek teli üzerinde.


Rubén DARIO
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ÂŞIK DEĞİLSEN EĞER, BIRAK KAPINI ÇALSIN AŞK


Âşık değilsen eğer, bırak kapını çalsın aşk,
âlem dediğin ağrıtacak
sen gittikçe, dipsiz olacak,
mutluluk ve keder aynı zamanda vuracak.

Sözün özü: Bir uçurumdur aşk,
gölge ve ışık, şiir ve manzum,
orda nice nesnenin sûreti, mahzun
ve aynı zamanda neşeli yansıyacak.

Sefalettir o, dehşettir tarifsiz,
fakat onsuz yaşamak da imkânsız.


Rubén DARIO
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

SÖZCÜKLER

Som sözcükler istiyoruz
ki dirensin gecenin ortasına
dünyanın yeni rüzgârlarına
sözcükler doğar temellerden
sözcükler doğar bina temellerinden
kaya gibi sert
boyun eğmez sözcükler.

Sözcükler yetmez konuşmaya hazırlık için
bizim tez canlı dünyamızda
ama susuzluğun nedenlerini gösterir,
çığlık,
duyurur "Yeter!" diye açlığı
sömürünün karanlığına karışırken
öfkesinin ışığı.

Sözcükler istiyoruz uyanışın şarkısı için.




Roque DALTON
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

SENİN GİBİ

Ben de, senin gibi
severim aşkı, yaşamı, tatlı sevindirici şeyleri
Ocak günlerinin mavi kır manzaralarını.

Benim de içim yanar gülen gözlerine
bakarken
gözyaşlarının döküldüğünü anladığımda.

İnanırım dünyanın güzel olduğuna
ve şiir, ekmek gibi, hepimiz içindir.

Ve damarlarım öldürmez beni
ama içindeki kan tüm gücüyle
yaşamak için çabalar
aşk için,
küçük şeyler için,
kırlar ve ekmek için,
hepimizin şiiri için.



Roque DALTON
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BUGÜNÜN ŞİİRİ


Bugünün şiiri çıkagelir
Karanlık alınlara vurunca gün
Dağıtınca yağan yıldızları gökten
Ve o bırakılmış, bilinmeyen yer
Kaplayınca dünyayı, çıkagelir.
Her günün şiiridir bugünün şiiri,
Sonranın, sonsuzun şiiridir,
Bir elin yorulmadan, sevinçle
Uçan bir kâğıda gökler,yıldızlar
Ve sıcak sesler çizdiği tek şiirdir,
Karanlık basınca akşamleyin
Bizimle konuşmaya gelecektir.


Roberto Fernández RETAMAR
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BEN İSTERİM


Ben isterim ki
Bulutlar ağlasın
Çocuklar ağlamasın.
Hiçbiri öksüzlük
Yetimlik duymasın.
Ben isterim ki
Konuşsun her çiçek
kendi dilince
Silahların
kesilsin sesi.
Ben isterim ki
soğuğa, karanlığa
kapansın kapılar,
Gözler kapanmasın,
Sözler kapanmasın.
Ben isterim ki,
Yangınlar sönsün,
Umutlar sönmesin.
Erişsin her meyve
kendi çağında.
Yüreklere
acı söz değmesin.
Ben isterim ki,
eğilsin dallar
bereketten.
İnsanoğlu
başını eğmesin
utançtan ya da güçsüzlükten.
Ben isterim ki
gözyaşı gibi
aksın pınarlar
berrak, duru
toprağın üzerinde.
Pınar gibi
akmasın gözyaşı
yeryüzünün hiçbir yerinde.
Ben isterim ki
Her şey eğilsin
insanın önünde
insan insana tutsak olmasın.
Ben isterim ki
sevinç, mutluluk
bol olsun.
Yürekten yüreğe,
ülkeden ülkeye
açık yol olsun...


Resul RIZA
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

İKİ GÖZYAŞI
İki damla yuvarlandı ozanın yanağına
Sağ yanağına - sol yanağına
Sevinç damlası - üzünç damlası
Sevgi gözyaşı - öfke gözyaşı.

İki tertemiz, küçücük damla
Birbirinden ayrı, sessiz, küçücük
Ama birleşmeye görsünler, şiir olurlar
Şimşek gibi çakar, sel gibi boşanırlar.


Resul HAMZATOV
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

SANA İLİŞKİN


Sana ilişkin her düşüncem
Bir dize olabilseydi koca bir şiirden
Hiçbir aşk kitabı
Daha büyük olmazdı benim bu kitabımdan
Ama şimdilik pek ince bu kitap
Çünkü üzerinde pek çalışamıyorum
Seninle geçirebileceğim saatleri
Şiire harcamaya kıyamıyorum.



Resul HAMZATOV
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

NE VARSA

Ne varsa güzel olan insanoğlunda
Gençlikmiş sözde, öyle diyorlar
Yürekteki ateş, kavgadaki inat
Çok sürmez, yiter gidermiş, geçtikçe yıllar.
Kalmazmış bu atılganlıklar yaşlandığımızda
Yorulurmuşuz yollardan, binbir kaygıdan
Bir kayıtsızlıktır gelir çökermiş
Bir agırbaşlılık, bir tevekkül -düşman başına!
Ne ün, ne onur, ne birşeyden incinme
Hiçbir şey farketmezmiş, öyle diyorlar
Ayırmadan hatta dostu düşmandan
Çagırırmışız kimi olsa meclisimize
Böyle olacaksa eğer birgün halimiz
Böyle örülecekse eğer hayatın ağı
Varsın bugünden olsun her ne olacaksa
Atıvereyim de kendimi yardan aşağı.



Resul HAMZATOV
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

NE DELİYİM

Ne deliyim ne körüm
Ne sağırım ne sayrı
Mutluyum kısacası
Ve hiçbir şey istedigim yok
Senden felek
Ama yine de
Ucuz olsun ekmek
Ve pahalı olsun insan hayatı


Resul HAMZATOV
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ADSIZ ŞİİRLER
*
Hayır, sen duymayasın diye değildi
Okumayışım sana yeni şiirlerimi
Senden öğrendiğim bir ozanlık kuralı vardı
Yaptığım yalnızca ona uymaktı.

Yasaktı bu kutsal kurala göre
Baba oğul birbirimize şiirlerimizi okumak
Ve ikimiz de baba ikimiz de
Başkalarından duymayı yeğlerdik ne yazmışsak.



*
Karısı için bir şiir yazdı ozan:
"Işığımsın benim, yıldızım, şafağımsın,
Yanımdaysan, her şey güzel, doyumsuz,
Yok musun, her şey acı, tatsız!"

Tam bu sırada karısı -yıldızı ve ışığı-
Gülümseyerek gelip kapıda durdu
"Yine mi sen?" diye bağırdı ozan,
"Çalışıyorum, Tanrı aşkına git başımdan!"


Resul HAMZATOV
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DAĞLAR
Bu ışıklı gökkubbenin altında
Birkaç dakikaları bile kalmış olanlar
Yüzlerce yıl yaşayacakmış gibi
Koşuşturup duruyorlar

Ve uzakta, binlerce yıllık suskunlukta
Dağlar, bu telaşçı kalabalığa bakarak
Donup kalmışlar haşin ve kederli
Sanki birkaç dakikaları kalmış gibi yaşayacak


Resul HAMZATOV
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YOL İKİYE AYRILDI

Yol ikiye ayrıldı güze batık ormanda,
Gezemediğim için üzgünüm ikisini de
Bir gezgin gibi tek başına, uzun süre
Durdum, baktım en uzaktaki yola
Bükülüyordu çalılıkların arasında;

Ardından ötekine saptım güzellikten nasipli,
Kim olsa onu seçmez miydi zaten,
Çimenlerle kaplıydı fethedilmekti niyeti;
İşin doğrusu yolların her ikisi de
Gerçekte eşit ölçüde aşınmıştı,

Ve ikisinde de seher eşit uzanırdı
Yapraklara, ayak altında kararmamıştı renkleri
Âh, ilkini bir başka güne bıraktım!
Anlamadan bir yolun başka bir yola kavuştuğunu,
Kararsızdım gidersem dönemem asla geri.

Anlatacağım derin bir âh ile bu durumu
Yıllar yılı her yerde her zaman:
Yol ikiye ayrılmıştı ormanda ve ben--
Daha az katedilmiş olanı seçtim,
Ve bütün ayrımı yaratan da buydu.


Robert FROST
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ATEŞ VE BUZ

Kimi ateştir diyor dünyanın sonu,
Kimi buz.
Tattığım kadarıyla istekleri
Ateşi tutanlardan yanayım ben.
Ama iki kez yok olacaksa dünya,
Bilirim nefretin ne olduğunu
Buzla da yok olur bu dünya,
Hem de nasıl yok olur,
Diyecek kadar.



ROBERT FROST
 
Üst