Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

....
Güvercinler geçir aklından

Ey su kıyılarının nârin çiçeği

Bir bahar eşliğinde ve gül renginde

Kalbime yeni öyküler anlat
....



Mustafa Özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AĞIT

Yorgun sesiyle bir kuş
Kuytu ormanında
Titriyor yalnızlık korkusuyla
Varlığını geceye rehin bırakmış
Diyor ki bana
İçimi ısıtan sözler bul

Şehzâdem ormanda kaybolmuş
Şimdi ben ne söylerim lâleye
Ey âvâre bulut
Nerededir gün ışığı
Ne zaman sabah olacak
Ne zaman yağacak yağmur

Ey yolcu bana künyemi oku
Kolum kanadım kırık
Çığlığım ol yosunlu sularda
Kurşunun kokusunu alıyorum
Ölümümle başlayacak hayat
Puslu bir sabahta

Ben ki bu bahçelerin
En son sesiyim bir daha duyulmayacak
Unutma gözlerimi
Geldim ve gidiyorum işte
Bırakarak yeni doğmuş çocuklara
O güzelim maviliği

Dallarında sükût olan bahçede
İşte ben orda mâsum yüzümle
Avcılardan ve ölümden bîhaber
Bedenim kaybolsa da
Yaşayacağım kaftan rengimle
Sulara bakıp sonsuza kadar

Mustafa Özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Canlı Cenaze

Her gün biraz daha yeniliyorsun zamana.
Direniyorsun; ama yitiyorsun her gün biraz daha.
Parça parça koparıyor sevdiğin seni.
Her gün biraz daha kayboluyorsun anılarda.

Dökülüyor yapraklarla birlikte umutların.
Cismi görünmüyor artık göç eden kuşların.
Yudum yudum içiyor sevdiğin seni.
Her gün biraz daha acı oluyor hayatın.

Bekleme artık, kayboldu yolun, mutluluğa giden.
Bir haber soranın yok, başlat anılardan bir matem.
Yavaş yavaş gömüyor sevdiğin seni.
Her gün biraz daha doluyor hayattaki vaden.

Sezgin Öndersever
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

..............
İstersen çocuk olur

Defne ağaçlarını düşünürüm

Meleklerin yaprakları altında

Gizli duruşlarıyla oldukları yerde

Beni kimseler bulamaz

Uyurum suların serin yatağında

İstersen yolcu olurum dağlarında

Kapında akşamları bürünüp sabahı beklerim



Ey ay ışığı! Gökten bana bakan sûret

Mürekkebi kurumadan şiirimin

Bana bak

Yeni açılmış bir güle benzesin yüzüm...
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

...
Çok lütfûn var merhametin
Madem ki gökyüzü devranda
Âlem seyrandadır
Âzât eyle hâb-ı gafletten

Doğdum yaşadım işte
Yaman haller gördüm
Gözüm kapalı başım eğik
Katlime bir ferman ver

Mustafa Özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ANAFOR

Gerildi toprağın yayı
Sonra rüzgâr çıktı
Gece gündüze kavuştu
Başladı anafor

Gök devrilince
Yıldızlar indi yere
Şimdi yolculuğumuz
Mevsimden mevsime

Hücremizde yer değiştirdi
Ölüm ve korku
Sular yükselip çekildi
Şehir harâbe

Kendini gör aynada

Çölün safîr yolcusu
Ömrün zili çaldı
Çekip gidiyorsun işte

Bahçende açan
Şimdi ne karanfil ne lâle
Herkes kayboldu
Kaldın kendinle

Artık topallamıyor atın
Geldin menzile
Çözülüyor iplik iplik
Bitiyor gece

Mustafa Özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bak Sığdım Artık İçimdeki Tabutlara

Bak sığım artık içimdeki tabutlara
Gördün mü?
Şimdi kapağını çakma vakti, yani senin sıran
Al bir eline çekiç bir eline mıh çivisi
Çak çakabildiğin kadar kapağımı üzerime
Tüm gücünle vur
Bir daha vur
Bir daha
Boşluk kalmasın çiviler altında dikkat et
Yoksa nefes alır bedenim
Yeniden yeşerirsin içimde
İyi çak çivileri
Çatlak olmasın
Nefes alamayayım!
Ki yeşerme içimde
Yeşerme! ...

Serkan Torun
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Saba yelinin ince usul parmakları
Mutlu bir tebessümle yapraklara dokunup
Aşikar eylerken gülün sırrını
Sevgilim sen beni unutma
Ben burada
Hicran ateşlerindeyim

Rüzgâr
Gülü uyandıran korsan
Sana bakıp şehrin telaşını yorumlarken
Bana saçlarından
Bir zincir gönder

Suretin şifa olacak
Bana bir ayna göster

Gülşeninde diz çöküp
Mesnevi okuyacağım.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

SENİ ANLATMADIM BİLMELİSİN

Bahar, saçlarından mı
Gözlerinden mi başlardı konuşmaya
Ufkunda rüzgar eser
Yağmurlar yağardı/cesur yağmurlar
Ve ben tükenirdim

Onurlu duruşuyla sevda
Bir acı gibi mi saplanmalıydı yüreğe
Ey aynalarla barışık
Karanlıklardan ürken sen

Güneş doğar sen doğmazdın
Sabahı görmezdin benim gibi alaca vaktinde
İçine tedbirsiz girdiğimiz gün
Yeni bir yanlışı mı taşırdı peşinde

Bir ağacın sessiz tanık oluşuydu
Kaçıncı kez çiğnenmiş yapraklara
Şarkılarda mı severdin sen
Şehrin zulüm görmüş kaldırımlarını
Her gün bir defa daha ezerken
Bu kuş çok yakınımızdan uçardı

Ses dalgalarıyla yarışan
O kuşları anlat bana
Mevsim kış değil ama kar beyazlığını

Haydi konuş anlat bana
Salt inkarı mı üretir işçilerin
Gölgeler kraliçesi
Gölgeni ne zaman geçeceksin

Haydi konuş
Yüzünden seçemiyorum kelimeleri
Erken büyümüş çocuklara
Öyküler anlat
Başım ağrısa yorulsam ela yaşamaktan
Benim yalanlarla işim yok
Dinç ve vakur olmalı
Ve korkmamalıyım konuşmaktan

Sen çocuk bulutsuz bir gökyüzü
Her gün biraz daha büyüyorsun
Doğal akışı böyle miydi suların
Hayinlik öğreniyorsun

Haydi durma kayboluyorum
Şarkılar şiirler
Sonsuz bir çözülüş vaktinde
Telefonlar çalmıyor kapılar kapalı

Ne zaman öğreneceksin
Söylenmesinden korkulan endişe duyulan sözleri
Bakışlar ki halden anlamaz
Hangi lügat yazacak .
Beni sana anlatacak kelimeleri

Hüzün mü taşıyorum gözlerimde
Elbet doğrudur sonbaharda doğduğum
İlk karanfili komşunun saksısından çaldım
Sonra dönüp benim olmayan resimlere
Bakıp bakıp ağladım

O zaman bahar mıydı ben bilmiyordum
Ayıramıyordum menekşelerin rengini
Bilmiyorum kaç boyutluydu bir yüz
Sanki derin bir kuyu içinde
Kendini boşluğa bırakıp
Uzayıp giderken tren sesleri

Şimdi beni yolcu edecek o trenler nerde
Bakamıyorum elimdeki yırtık bilete
Dilim tutuk soramıyorum kimseye
Ağlıyorum yazılar karışmış okunmuyor

Ne kadar güzelsin ay doğuyor
Karanlık güzel ve ben seni görmüyorum
Ne iyi gökyüzünde yıldızlar
Üstüme dökülüyor
Sen geliyorsun aklıma
Ellerim titriyor
Ağaçlar ve sular titriyor

Oysa ellerini tutacaktım kalbine bakıp
Darağaçları kurulacaktı içimde
Özgür olmalı kalbim benim olmalıydı
Öğrenmeliydim yeniden
Yeni anlamlar kazandığını bedenimin

Bekleme artık bahar gelmiyecek
İstasyonlar kapalı o tren dönmeyecek

Sahi nerde yakana taktığın kırmızı gül
Nerede kaybetin
Annenin verdiği beyaz mendili

Al bu kitabı çocuklar okusun
Al bu çiçeği saçlarını süslesin
Sonra seslerimizi topla bir kutu içinde
Yoldan geçerken bir ırmağa at
Sular söylesin balıklar dinlesin

Balıkları da sevmezsin ki

Denizlerin sırrını ben anlarım
Sen koşarak geç uçurumları
Tutunma yürek damarlarımdan
Senin için bu akşam vaktinde
Böylesi daha güzel
İntihar eden gözlerin değil
Ben inanmıyorum yaşadığına senin
Bir umut mektup kırmızı harflerle yazılmış
Adı soyadı gideceği yer
Şehri belli değil
Postacılar bu işe çok kızar bilmelisin
Saat altıdır aynı anda gecenin onikisi
Uzay bültenlerine bir haber geçiyor
"Dünyalılar
bilmiyor bakkaldan ekmek mi istenir sevgi mi
kocaman bir yanlışı paylaşıp
koyu bir yalnızlığı yaşıyorlar."

Mustafa Özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bırak Artık Peşimi

Bir can vardı bu garip tende,
Aldın gittin onu sen gidende,
Hep karalar bağlıyordum sayende,
-Gelme istemem yarem çok benim,
-Soğudum artık seni istemez bu tenim...

Derdimden düşsen de yataklara,
Kurtarmam girsen de bataklara,
Düşmem artık kurduğun tuzaklara,
-Ağlama artık inanmam yaşlarına,
-Ak düştü senin yüzünden saçlarıma...

Artık yaşamımda sana hiç yer yok,
Bıktım artık yalanlarına karnım tok,
Sensizlik mutluluk veriyor bana çok,
-Giremezsin artık hayatıma unuttum ben seni,
-Artık başka limanlarda yüzdürürsün gemini...

Kazım sen gibisini artık sevmeyecek,
Dertlerinle üzülüp kederlenmeyecek,
Hayatını yaşayacak hiç üzülmeyecek,
-Bulamazsın artık bırak benim peşimi,
-Sildim artık yürekten, boşalttım ben içimi...

Kazım DOĞAN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!


Sesin

Kimbilir hangi kıyıda sen?
Şarkılar mırıldanarak gezersin! ...
Susadığım sesin,
Yine hangi denize karıştı? ..
Avcılara sormalı seni.
Balıkları böyle sarhoş eden kim? ..

Muhammed Necati Şaşmaz



 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Ölüm Değilmiş

Ölüm değilmiş
Bir damla hayatın akıp gitmesi
Zamansız bedeninden
Ölüm değilmiş
Son damlasına kadar kanın
Damarlarından süzülmesi
Ölüm değilmiş
Yedi metre bezin
Bedenini sarması
Ve ölüm değilmiş
O minik kalbinin
Sonsuz suskunluğu
Ölüm
Beklemekmiş
Gelmeyeceğini bile bile
Bırakılmakmış
Bir başına
En çok ihtiyaç duyduğunda ona
Alnına düşmesini beklediğin yaz yağmuru yerine
Soğukça ensene düşen kar tanesiymiş
Ölüm
Karanlık bir çukurda
Uzanmasını beklediğin bir el yerine
Ayaklarına sarılan bir zincirmiş
Yaralı bir güvercine yardım etmek isteyip
Ellerinde öldüğünü görmekmiş
Kaçırdığın vapurun ardından
Islak gözlerle bakmakmış
Ölüm
Nefret ettiğin gerçekmiş
Bir kar tanesinin soğukluğu kadar
Minik bir kurşunun ağırlığı kadar
Tatlı bir güvercinin donuk bakışları kadar
Tüm hayallerini bir yumak toprağa gömmek kadar
Gerçekmiş ölüm...

Özkan Turna
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AŞK İKİ KİŞİLİKTİR

Değişir rüzgarın yönü
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını,
Severken hiçbir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

ATAOL BEHRAMOĞLU
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Minik ' Alıntı:
Değişir yönü rüzgarın
...
manasse ' Alıntı:
Aşk İki Kişiliktir

Değişir rüzgarın yönü,
...
...
__________________________________________________________________________________________________
AYNA

Karşımdan bana bakan ayna
Ben giderim buradan
Sen kalırsın duvarda
Öylesine kederli ve tenhâ

Buğunu silip kendimi gördüm
Şimdi öyle bir şarkı var ki içimde
Bütün varlığımı yakıp
Kendimi bir sese ısmarladım

Hatırladığım dalgalarıyla
Kendime yeni bir deniz bulup
Girdim meleklerle içine
Arındım sûretten ve cândan

Bir sonucu fısıldıyor kuşlar
Havalanıp göğe bakıyorlar
Bulutlar sevimli ve med cezir
İçimde konuşan ebâbil kuşları

Mustafa Özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

....

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Meyvalar sabırla olgunlaşırmış

Bir gün gözlerimin ta içine bak

Anlarsın ölüler niçin yaşarmış

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak



Altın bilezikler o kokulu ten

Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne

Bir tüy ki can verir bir gülümsesen

Bir tüy ki kapalı gece ve güne

Altın bilezikler o kokulu ten



Mona Roza siyah güller, ak güller

Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak

Kanadı kırık kuş merhamet ister

Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!

Mona Roza siyah güller, ak güller


Sezai Karakoç
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ÖĞRENDİM Kİ...


Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.

Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.


Öğrendim ki...
Hayatında nelere sahip olduğun değil
Kiminle olduğun önemli.

Öğrendim ki...
Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün
Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.

Öğrendim ki...
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil
Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.

Öğrendim ki...
İnsanların başına ne geldiği değil
O durumda ne yaptıkları önemli.

Öğrendim ki...
Ne kadar küçük dilimlersen dilimle
Her işin iki yüzü var.

Öğrendim ki...
Olmak istediğim insan olabilmem
Çok vakit alıyor.

Öğrendim ki...
Karşılık vermek
Düşünmekten çok daha basit.

Öğrendim ki...
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek
Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.

Öğrendim ki...
'Bittim' dediğin andan itibaren
Pilinin bitmesine daha çok var.

Öğrendim ki...
Sen tepkilerini kontrol edemezsen
Tepkilerin hayatını kontrol eder.

Öğrendim ki...
Kahraman dediğimiz insanlar
Bir şey yapılması gerektiğinde
Yapılması gerekeni
Şartlar ne olursa olsun yapanlar.

Öğrendim ki...
Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.

Öğrendim ki...
Bazı insanlar sizi çok seviyor
Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.

Öğrendim ki...
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz
Bazıları hiç karşılık vermiyor.

Öğrendim ki...
Para ucuz bir başarı.

Öğrendim ki...
En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz.

Öğrendim ki...
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları
Kaldırmak için elini uzatır.

Öğrendim ki...
İki insan aynı şeye bakıp
Tamamen farklı şeyler görebilir.

Öğrendim ki...
Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.

Öğrendim ki...
Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar
Daha uzun yol yürüyor.


Öğrendim ki...
Hiç tanımadığın insanlar,
iki saat içinde,
senin hayatını değiştirir.

Öğrendim ki...
Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.

Öğrendim ki...
Duvarda asılı diplomalar
İnsanı insan yapmaya yetmez.

Öğrendim ki...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.

Öğrendim ki...
Karşısındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin
nereden geçtiğini bulmak zor.

Öğrendim ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!

Öğrendim ki...
Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Öğrendim ki...
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.

Öğrendim ki...
Ne kadar yakın olursa olsunlar
En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.

Öğrendim ki...
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Öğrendim ki...
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Öğrendim ki...
Şartlar ve olaylar,
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.

Öğrendim ki...
İki kişi münakaşa ediyorsa,
Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.

Öğrendim ki...
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

Öğrendim ki...
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.

ATAOL BEHRAMOĞLU
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

manasse ' Alıntı:
Yıllar sonra öğrendim ki...

__________________________________________________________________________________________________
DAĞ

Dağlara inince karanlık
Mezarı başında bir dervişin
Bir ışık yanar
Bir âh çıkar karıncaların dilinden

Diz çöküp ırmağı öpen serçe
Suyunu bir yılanla paylaşır
Şifâlı elleriyle dedenin
Yaralı bir kartalın yüzü güler

Ekmek su ve zeytin için
Bu tepeye tırmanmak gerek
Yalnız gözlerini kapa
Niyaz vaktidir servilerin

İşte rüzgâr içinin depremi
Ay ışığı altında divâne bir gönül
Kim gördü gecenin eli
Öperken toprağın yüzünü

Yoksul bir gündüzden sonra
Bereketli bir akşam âyini
Dedenin renk renk gülleri
Yeni bir can sunarken toprağa

Mühlet bitti çözüldü dil
Beden nedir ki konuşan kalbim
Aşk bir duâ menekşe renginde
Hasretle serin sulara koşan

Mustafa Özçelik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Sayın Mzhr aynı şiir daha önce yazılmış olabılır ama belki okumayanlar vardır 197 sayfada daha önce paylaşıldığı o kadar dikkat çekmez sanırım.....
 
Üst