Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=12pt]Ezme Beni...

Sevdalıyım be hey zalım
Nazlarında ezme beni
Yaralıyım perişanım
Gözlerinde ezme beni

Ezme beni dağlarında
Ezme beni yollarında
Serap görmüş mecnun gibi
Çöllerinde ezme beni

Katar katar yükü bindir
Gah düşürüp gahi kaldır
El yanında bari güldür
Sözlerinde ezme beni

Ezme beni izlerinde
Ezme beni gizlerinde
Harda kalmış kerem gibi
Közlerinde ezme beni

Önder Eren
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DAĞ RÜZGARI



Kaderde senden ayrı düşmek de varmış

Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim...

Seni tanımadan

Hele seni böyle deli divane sevmeden

Yalnızlık güzeldir diyordum

Al başını, kaç bu şehirden

Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara

Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git

Git gidebildiğin yere git diyordum

Oysa ki, senden kaçılmazmış

Yokluğuna birgün bile dayanılmazmış.

Bilmiyordum...



Yine de dayanmağa çalışıyorum işte

Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen

Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye

Rüzgar güzel bir koku getirmişse

Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum

Yaşamak seninle bir başka zamanı

Bir başka zamanda seni yaşamak

Herşeyden önce sen

Elbette sen

Mutlaka sen

İster uzaklarda ol

İster yanıbaşımda dur

Sen ol yeter ki bu zaman içinde

Ben olmasam da olur

Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır

Bitmiyorsun

Çaresizliğim gün gibi aşikar

Su olup çeşmelerden akan güzelliğin

İnceliğin ışık ışık yüzüme vuran

Sen güneş kadar sıcak

Tabiat kadar gerçek

Sen bahçelerde çiçekler açtıran

Sudan, havadan, güneşten yüce varlık

Sen, o tek sevgi içimde

Sen görebildiğim tek aydınlık



Bir nefes de benim için al

Havasızlıktan öldürme beni

Bulutlara, yıldızlara benim için de bak

Susadım diyorsam

Bir yudum su içmelisin

Ben yorulduysam sen uyumalısın

Ellerim sevilmek istiyor

Saçlarım okşanmak istiyor

Dudaklarım öpülmek istiyor

Anlamalısın.



Ağaçların yeşili kalmadı

Gökyüzünün mavisi yok

Bu dağlar o dağlar değil

Rüzgarında kekik kokusu yok

Kim bu çaresiz adam

Bu kan çanağı gözler kimin

Kaç gecedir uykusu yok

Gündüzü yok

Gecesi yok

Yok

Yok

Anladım

Sensiz yaşanmaz bu dünyada

İmkanı yok.



Ümit Yaşar Oğuzcan
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=12pt]Köpek Yalnızlığım

Benim yalnızlığım köpek yalnızlığı
Sürer bütün sokakları boyunca dünyanın
Nereye varsam
Orada yalnızlığı beni bekler bulurum

Her sabah evler boşalır
Bir sel akar sokaklardan caddelere
Ben kendi içimde kaybolurum
Ne gidecek yerim vardır ne bekliyenim
Gökyüzü saltanatım, dünya soframdır benim
Zamanlar geçer, mevsimler değişir
Değişmez benim kaderim
Görür yüzüme bakanlar ilk aldanmışlığımı
Söyler köpek yalnızlığımı gözlerim

Ne zaman ellerin elime değse
İnsan yüreğim o zaman çarpar
Yalnızlık bir o zaman terk eder beni
Tutar eşsiz gözlerin dağınık saçlarımdan
O ışıktan dünyasına sürükler beni
Ellerin bir bir ayıklar
Eski halimden ne kalmışsa
Doldurur sevgiyle, umutla, aşkla
Suyum çekilmişse, içim boşalmışsa
Verdiğin mutluluktan, sunduğun aydınlıktan
Bir anda değişir bakışlarım
Çözülmüş bir yumağı
Yeniden sarmaya başlarım

Işıkların demet demet
Denizlerin dalga dalga gelir üstüme
Yokluğun ölüme
Varlığın aşka çağırır bir yandan
Bilirim biraz sonra gideceksin
Saatleri durduramam
İnsanları öldüremem
Ne çare ben de güçsüzüm bir yerde
Kadere karşı duramam
Ve işte çirkin alınyazım
Sensizliğe mahkum eder
İşte o zaman
Yıkılmış bir şehirdir kalbim
İçinde baykuşlar öter

Dünyaya gelişimin
Kırkıncı yılına bir basamak kala
Bütün basamakların çöktüğünü hissederim
Dünyaya gelişimin
Kırkıncı yılına bir basamak kala
O kırk kuruş etmez kaderim
Her adım başında beni bir kere boğmaya başlar
Gözbebeklerim sönmeye
Ellerim soğumaya başlar
Taşlar yağar üstüme gökyüzünden
Uzun, sivri iğneler saplanır tenime
Bir kere daha içim isyanla dolar
Bir kere daha lanet ederim dünyaya geldiğime

Kapını açık tut, pencereni kapatma
Yarın evinin önünden ben geçeceğim
O zaman
Duvarların ağladığını duyacaksın

İlk çağırışımda gel
İkincisinde çok geç olabilir
Ve ben ilk çağırışında geleceğim
İkincisinde çok geç olabilir
Kimbilir nasılım ve nerdeyim
Bulursan ne olur beni bırakma
Bulamazsan aradığın yerdeyim
Hani o toprakla denizin kesiştiği
Kumların üzerine yorgun gölgelerin düştüğü
Sevenlerin ürkek adımlarla buluştuğu o yerde

Yoksul rıhtımlarda köhne gemiler
Benden bir parça koparıp gider
Ben hep böyle yarım, ben böyle kırık dökük
Ne olur beni bırakma bulunca
Ve ilk çağırışımda gel
Sarsın krallığım yeryüzünü bir uçtan bir uca

Elini uzatsan tutacaksın
Yakındayım
Baksan göreceksin
Görsen seveceksin
Aradığın benden başkası değil
Farkındayım
Benim yüreğim değil
Kayan bir zamandır avuçlarından
Uzat ellerini susadım
Güzelliğin
Bir eski şarap gibi sızıyor parmak uçlarından

Gel diyorum
İlk çağırışımda gel
Gel ki
Aydınlığında
Bütün geceler gündüz olsun
Dinle, uzak bir saat onikiyi çalıyor
Ne güç anlamıyor musun
Bir ömür boyu arayıp da seni bulmamak
Ben yokluğunda böyle yok, böyle yoksun
Ben yokluğunda böyle paramparça
Sensiz olmak hiç olmamak

Ümit Yaşar Oğuzcan
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Kadir Gecesi

Kelamullah bize indi, indiği gece Kadir,
Bu ilahi kelam mutlak, Allahtan oldu sadır,
Bu gece mübarek gece, zaman olarak nadir,

Yağdır Ey Rabbülalemin, insanlığa Rahmeti,
Bağrımıza basıyoruz, gönderdiğin Ahmet'i(S.A.V.)


İdrakine eremedik, bu mübarek gecenin,
Değerini bilemedik, sunulan hediyenin,
Bendesiyiz hak yolunun, içindeki çarenin,

Yağdır Ey Rabbülalemin, insanlığa Rahmeti,
Bağrımıza basıyoruz, gönderdiğin Ahmet'i(S.A.V.)


Fecre kadar beklediler, bölük bölük melekler,
Suda bile zikrettiler, o günahsız semekler,
Yüreklerden iletildi, yalnız sana dilekler,

Yağdır Ey Rabbülalemin, insanlığa Rahmeti,
Bağrımıza basıyoruz, gönderdiğin Ahmet'i(S.A.V.)

Sinan Karakaş
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Sevgiye On Kala Ölüme Bes

Ya zamanindan erken gelirim;
Dünyaya geldigim gibi,
Ya zamanindan çok geç; ...
Seni bu yasta sevdigim gibi.
Mutluluga hep geç kalirim;
Hep erken giderim mutsuzluga.
Ya hersey bitmistir çoktan,
Ya hiçbir sey baslamamiş.
Öyle bir zamanina geldimki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç.
Yine gecikmişim bagışla sevgilim;
Sevgiye on kala, ölüme beş...

Aziz Nesin
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

rosesbar9ey9nivr0gc1.gif

[size=12pt]Geç Değildir Hiçbir Zaman

Bu sabah,
Bir çocuk düştü bisikletinden.
Umutları suya döndü aniden.
Etrafına bakındı, mahzun mahzun
Bir omuz aradı yaslanacak, yoktu.
Nazlanacaktı tutup kaldırsaydı biri elinden.

Düşmeyi öğrendi çocuk,
Kanayan dizinin feryatlarıyla.
Ağlamayı, acıyı öğrendi.
Oysa az önce,
Keyifle basıyordu,
Ters dönen kornasına bisikletinin.

Nerden bilecekti eğrisini, doğrusunu
Uyanma isteğini yaşamın ve her düşüşte,
Yeniden doğuşu, dirilişi,
Nerden bilecekti?
Düşe kalka büyüyen umutları!

Ne kadar ulaşılmaz, ne kadar uzakta olursa olsun
Koşullar, hatta ölümün kıyısında bile olsa
Dönüp dolaşıyorsa ucu yanık hayaller,
Artık çok geç demeyeceksin küçüğüm.
Yürüyeceksin üstüne üstüne dikenlerin, azimle.

Daha zamanı değil üzülmenin.
Daha başlamadı yangınlar.
Her düşüş uzaklaşırken kıyıdan,
Yeni bir çıkışın habercisidir genç kıyılar.

İnanmalı kalbinin büyüklüğüne,
İnanmalı, tek çıkışın kendi olduğuna.
Geç değildir hiçbir zaman.
Geç değildir çırpınışı yaşamın.

Suna Doğanay
rosesbar9ey9nivr0gc1.gif
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BENDE KAL

Bir tohum verdin
çiçeğini al
Bir çekirdek verdin
Ağacını al
Bir dal verdin
Ormanını al
Dünyamı verdim sana
Bende kal :)

Aziz Nesin
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

gamze_ ' Alıntı:
BENDE KAL

Bir tohum verdin
çiçeğini al
Bir çekirdek verdin
Ağacını al
Bir dal verdin
Ormanını al
Dünyamı verdim sana
Bende kal :)

Aziz Nesin

çok güzel ;) kalalım
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Elvedâ yâ şehr-i Ramazân elvedâ

Mîdelerimize bayram ettirdin tuttuğumuz oruçla
Âzâlarımız sükûnet buldu namazda,mîraca urûçla
Her adımlarımız sevâblandı evden câmiye hurûçla
Şefaat ediver bize elvedâ yâ şehr-i Ramazan elvedâ.

Íftâr sofralarımızda zenginle fakiri kaynaştırdın
Çeşit çeşit dünya nimetlerini kullara paylaştırdın
Âlem-i islâmı bu sene,bayramlaşmada uylaştırdın
Muhtâcız sana; elvedâ yâ şehr-i Ramazan elvedâ.

Câmilerde sohbetlerle gönüllerimizi coşturdun
Sadaka ve zekât gibi mâlî ibâdetlere koşturdun
Zincirlere vurarak melûn şeytanı boş durdurdun
Şefaat ediver bize; güle güle yâ şehr-i Ramazan.

Terâvihlerde cemaatleşmenin zevkini tattırdın
Omuz omuza saf tutturarak enâniyeti attırdın
Salâtı ümmiyeler ile aşkımıza aşklar kattırdın
Şefaatini ümitle; güle güle ya şehr-i Ramazan.

Kur?ân ziyafetiyle, paslı gönüllerimizi doyurdun
Onbir ayın sultanıyım dedin cümle âleme duyurdun
Beni sevenlere kıyâmette, şefaatim haktır buyurdun
Şefaatini ümit ederek; elvedâ yâ şehr-i gufran elvedâ.

Sahura kaldırıpda bizleri, teheccütler kıldırdın
Şeytanı zincirletip, nefsi emmâreyi bile yıldırdın
Mânevî güzelliğinle bizleri, rahmet deryana daldırdın
Şefaatinle buluşmak üzere elvedâ yâ şehr-i gufran elvedâ.

Kırcavî?nin; âciz hâliyle bunlar döküldü dilinden
Seni hiç bırakmıyacak amma bişey gelmiyor elinden
Elimizden tutuver, kurtarmak için cehennemin selinden
Şefaatinle buluşmak üzere elvedâ yâ şehr-i gufran elvedâ.

Mevlüt Bicik
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

rosesbar9ey9nivr0gc1.gif

[size=12pt]Umudumuzu Fareler Kemirdi

Hayat bir garip yoldur,
Uzandıkça uzanır uzaklara.
İnsanoğlu bir garip kuldur,
Düşer gider bilinmez tuzaklara.
Kırık, dökük, darmadağınık,
Kalmışız yeni baharlara.
Umut verdik, güven sunduk,
Çaresiz insanlara,
Umudumuzu fareler kemirdi,
Atıverdi bizi karanlıklara! ..

Şimdi mahzun, şimdi üzgün,
Şimdi çaresiz kaldık,
Umut aradık uzaklarda.
Adam ithal ettik, yeniden
Umut olsun diye derinden! ...
Şimdi biz de diyelim:
'Titre ve kendine dön! '
Fakat, dönmez asla;
Çare? ....İnanmazsın amma! :
Damarındaki asil kanda! ...

Ahmet Sargın
rosesbar9ey9nivr0gc1.gif
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Atik - Valde'den İnen Sokakta

İftardan önce gittim Atik-Valde semtine,
Kaç def?a geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,,
Sessizdiler. Fakat Ramazan mâneviyyeti
Bir tatlı intizâra çevirmiş sükûneti;
Semtin oruçlu halkı, süzülmüş benizliler,
Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer birer;
Bakkalda bekleşen fıkarâ kızcağızları
Az çok yakından sezdiriyor top ve iftarı.
Meydanda kimse kalmadı artık bütün bütün;
Bir top gürültüsüyle bu sâhilde bitti gün.
Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri,
Bir nurlu neş?e kapladı kerpiçten evleri.
Yârab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!
Tenhâ sokakta kaldım oruçsuz ve neş?esiz.,
Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı
Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı.
Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime; ,
Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime:
?Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür;
Madem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür.?

Yahya Kemal Beyatlı
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

İstanbul'u belki en güzel anlatan şair Yahya Kemal Beyatlı...


BİR BAŞKA TEPEDEN



Sana dün bir tepeden baktım azîz İstanbul!

Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.

Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!

Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer.



Nice revnaklı şehirler görünür dünyâda,

Lâkin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.

Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yâda

Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Anlar

Eger,yenıden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadıgım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çokriske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doguşu izler,
Daha çok dağa tırmanır,daha çok nehirde yüzerdim.
Görmedigim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım oludu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım .
Yeniden başlayabilseydim eger,yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.
Anlar,sadece anlar.Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında su,şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eger ,hiçbir şey taşımazdım.
Eger yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder,güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım,bir şansım olsaydı eger.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorumn...
ÖLÜYORUM....
Arjantin-1985

Jorge Luis Borges
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

....ARAZ....

"Yalnızım!
Çünkü
Sen
Varsın..."

"gel" desen gelirdim
gittigin uzakta bendim
dag gibi bir ihanetten düstüm
bu kendime son gelisim

ölümbaz öpüsler kusuyorum ceplerime
kendimi suçüstü yakaliyorum
ve kentsizligimin isimsizligini
Araz'a uyak düsüyorum
gözlerime senden düsler sürüyorum
islak bileklerim kan bayramina yatiyor
bana en büyük tehdit yine ben oluyorum
sonra bir duraga yaslaniyorum
sonra bir kente
ve sen gidiyorsun
ben kaniyorum
diyorlar ki "kendini dinleme hiçbir sey söylemiyorsun"
oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun

yorgun Haliç'e biraz inat
biraz ihanet birakiyorum
ellerinden bir tedirginligi bir tehdidi avuçluyorum
aklima düsüyorsun
düsüyorum
düsünce
üsüyorum
azgin hüzünlerle körlügüme göçüyorum
ayriligin saati kaç geçiyor bilmiyorum
yalanlarimla bir hiçlikteyim
beni içinden kaç

bu kentte her yagmur kendini aglar
aklima düssen yalnizlik oluyorum
agzimdaki uykudan öpmüyorsun nicedir
nerde kimi üsüyorsun
artik kendini yakan bir atesim
kendimize birbirimizden düsler yapamiyoruz
simdi bos duraklara yaslaniyorum
bos kentlere
oysa "gel" desen gelecektim

gün düslerime dönüslerimde
bakisin içiyor beni gözlerimden
gövdemi düsürüyorum güz yavrusu duraklara
uzakligina uzaniyorum
sevdigin sonbahar geçiyor üstümden
ama artik hiçbir gögü içmiyorsun dudaklarimdan
yikiliyorum sarkilara
"kimseler biliyor"
yalnizlik dostumdu
simdi korkum oluyor
oysa "gel" desen gelecektim

artik her sey kimiltisiz bir geceye dönüsüyor
güz artigi saçlarimda oynasan sensizlik
göz karana yenik düsüyor en korkak yanlarimdan
kendimi yitirdikçe sana gidiyorum
göbek çukurumda sobelere karanlik uyutuyorum
düs saticisi ispiyoncu bir ihtiyarin insafina kaliyorum
uysal yalnizliklar satin aliyorum
gülüsümle ödeyerek
ve içimde yalanci bir katil tasiyorum
yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarima
cüzamli ruhlar cehennemine gidiyorum ben
kirli sözlerimi temize çekme
oysa "gel" desen gelecektim

gözlerim ihanete ihbar tasiyor
kuskulu bir cinayeti fisildiyor kaslarina
sözü namluna sürmelisin simdi
en yarali yanimdan vurmalisin beni
çünkü uçmak düsmeyi göze almaktir

avlunda biraktigim az kullanilmis intiharlari deniyorum
ne vakit nikotinli ellerinden yola çiksam
sususuna kan döküyor gözlerim
sen gözüne çig kaçti saniyorsun
oysa bilmelisin Araz'im
kimsenin içi görünmez
ve hiç bulamadiklarini
asla yitiremezsin
bak simdi aramizda sessiz kaliyor
söylenecek bütün sözler

her sabah aksam oluyorsun
alnindan ellerine damliyorsun
yüzündeki yagmurla iniyorsun kente
içine dert oluyorsun kentin
disina yagmur
yüreginde dagiliyor kristal sehirler
duvarlarin kan öksürüyor
ve sen
baskalarinin gözlerini
yüzümde aramamayi ögreniyorsun
beni bir duraga yasliyorsun
beni bir kente
gidiyorsun
oysa "gel" desen gelecektim

susmak en inatçisi olmaktir yalnizligin
en susmakta neydi öyle
sen en dinlerken
biliyorum Araz'im
insan kendini bulmamali, hep aramali
gittigin yerden basliyorum öyleyse
gece cinnetlerimi de alip yanima

denize bakmayi bilmeyenler
bir gün mutlaka bogulur
iste bundandir gözlerinden kaçislarim

siz hiç yar saçinin bir telinden kendinize gurbet yaptiniz mi

ben simdi gurbetim
içimde tasiyorum
heba olsa da senlerce yilim
oysa "gel" desen gelecektim

ömrümden düsürdügüm sol anahtarlarina takiliyorum hep
ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
sairler ölüdür derler
inanmiyorum


en karanlik ceketimi giyiyordum
isiga kördüm çünkü
simdi ise günese ilerliyorum
dirilmek için

kimligi paslaniyor eski bir anarsistin
gecenin kör gözünden utaniyorum
hadi bana en militan kelimelerle saldir
batir içime cümlelerini
beyhude bir dehset birak
hak ediyorum

gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep siziyor içime
can kaybindan ölüyorum
cenazemde namaz kilacagim
zan altindayim
yalanima inaniyorum

yorgun söylentiler kaniyor solgun yaralarimdan
kirilir mi bilmem hüznümde tasidigim kin
kinim kendime
sususum sana
küsüsüm tüm dünyaya

üstü kalsin ihanetimin
"gel" desen gelecektim

yine bir tren geçiyor içimden
sen kesiliyorum gülüsümün karsiligi
saçlarin bir rüzgarin öyküsünü tasiyor
görmüyorum söylemiyorsun kiriliyorum
hiçligimin etleri yolunuyor sizofrenik bir gecede
sana bir öykü çikariyorum agzimdan
süsle beni ey ask
geçtigin yerleri öpüyorum

yarisi yanik bir askin küllerini tasiyorum
dislerindeki nikotin tadi terkimde
sirenler ve ates hatlari içip
sesini peydahliyorum kendimden ve kentimden
islak ceplerimi buluyorum el yordamiyla
yasadisiyim
tutukla beni gözlerimden

kalemim bitti yitirdi siirini suur
öldü kanimdaki mürekkep baligi
solumdaki sise intihar etti intiharlar
bir aski kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek
yasamak için geç bir zaman
ölmek için ise erken

çok davullu bir senfoni sürçüyor
dikis tutmaz ayriligimda
kirpiginden yapilma bir daragacina
geceyi asiyorum
yoksun
bu yagmurlar islatmiyor beni
bir duraga yaslaniyorum sensiz
gidisinin en sessiz harfinden yirtiliyorum
"gel" desen gelecektim oysa

kulaklarimdan bordo denizler dökülüyor
simdi herkes biraz sen biraz aci
gögsümde bir vagon
gizli sözler batiyor
firtinalar çikiyor üstüme

sakagimda
intihar acemisi bir sairin
delilik provalari
arkandan uluyan kapilardan
söküyorum kokunu
yoklugunu kokluyorum
yoklugunu yokluyorum

çöz gözlerimi senden hadi
ücranda yak bakisimi
gözlerine bekçi sevdam
dünden ve senden kalmayim

içine her düsen
kendi kesfi saniyor seni
oysa sen
melekleri bile kiskandiracak kadar kendinsin
ve kendini acitmak istiyorsun
ama güller kendine batamaz
bilmiyor musun
"gel" mi diyorsun

herkes kendi gördügüne bakar
peki hayatin rüzgarinda kime yelkeniz
kipirdamadan duramayiz bir ask boyu
hadi en kanadigimiz yerden susalim
"gel" desen gelirdim
"git" dedin ve gittin

Aska...
Rüzgara...
Ayriliga...
Zamana...

eyvallah...




Kahraman Tazeoğlu
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=14pt]Bursa'da Zaman

Bursa'da eski bir cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdayan su.
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden.
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
Ovanın yeşili göğün mavisi
Ve mimarilerin en ilahisi.

Bir zafer müjdesi burda her isim:
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın
..........
..........

Ahmet Hamdi Tanpınar
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
...Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

Victor Hugo
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

rosesbar9ey9nivr0gc1.gif

[size=12pt]Umudumdun

Umudumdun sen benim
Yaşamama değer katardı varlığın
Sürüklenip gidecekmiydin azgın sularla birlikte
Dayanamam senin yokluğuna
Felaketi yaşamana ben mi sebep oldum
Vijdan azabı çekerim yokluğunda
Dinlemedin beni sen seçtin bu yolu
Yolun karanlık göremezsin hiçbir şeyi
Çok nasihat verdim dinlemedin beni
Kör olsaydı gözlerim görmeseydim seni
Sağır olsaydım duymasaydım kötü sözleri
Yaşamasaydım görmezdim kötü şeyleri

Muharrem Tüylü
rosesbar9ey9nivr0gc1.gif
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bu güzel şekilli yazıları nasıl yapıyorsunuz :)
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

rosesbar9ey9nivr0gc1.gif

[size=12pt]Olsaydık

Olsaydık olsaydık da
Ne olsaydık
Ben gibi sen, sen gibi ben?

Olduk olduk da noolduk
Kim için sen, ne için ben?

Dinle

Sevgi kalp gözünde beslenir
Uzun kısa zayıf şişman esmer sarışın
Gözün gördüğü değil
Gönlün değdiğine
Seslenir
Yani
O sesin
Biçilemeyen pahasını sahiplenen
Sahibim denilene teslim edilen
Bir iken ikinin
İki iken birin
Sevdasına bağlanan
Sarhoşluğunda çağlanan
Uğruna türkülerce ağlanan
İsyanların kocaman köşelerinde küfür
Yanıbaşında değersiz
Yitip gittiğinde çaresiz
Saç baş yolduran
İki ayrı sevdanın
Bir sevgi..si / sevgili..si

Olsaydık olsaydık

Noolurduk?ki?

Ali Işık
rosesbar9ey9nivr0gc1.gif
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

TAM ZAMANINDA YAŞAMAK

Yemek de boş içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.
Bisikletinin gidonunu
Tam zamanında çevirmelisin
Düşmemek için.
Tam zamanında frene basmalı,
Tam zamanında yola koyulmalısın.
Tam zamanında okşamalısın başını
O üzüm gözlü çocuğun
Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,
Tam ağlamak üzereyken.
Tam zamanında koymalısın elini omzuna
En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.
Tam zamanında tutmalısın düşerken
Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.
Tam zamanında acımalı yüreğin
Afyon'da Hasan Ağabey' in evi yıkılınca başına
Evsiz kalınca çoluk çocuk
Ki uzatasın elini bir parça.
Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.
Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.
Tam zamanında öğretmelisin oğluna
Gerekiyorsa yumruk atmayı
Tam burnunun üstüne
Tiksinmeden pisliğinden,
Yukarı mahallenin sümüklü bebesi
Misketlerini zorla almaya çalışırsa.
Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.
Tam zamanında yatmalısın
Yola çıkacaksan ertesi gün
Ve arabayı kullanan sensen
Sana emanetse çoluk çocuk
Ve kendin.
Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.
Tam zamanında konuşmalı
Tam zamanında şarkı söylemeli
Tam zamanında susmalısın.
Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa
Annenin babanın evini,
Tam zamanında başka bir şehre gidip
Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.
Tam zamanında dönmelisin memleketine.
Tam zamanında için titremeli,
Tam zamanında aşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.
Tam zamanında toplamalısın oltanı
Belki de seni şampiyon yapacak
En büyük balığı kaçırmadan.
Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.
Haydi şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI.....

Can YÜCEL
 
Üst