uyumsoft

Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Sussam Yalnızlık, Konuşsam Ayrılık...

Yıkılmış ve geç kalınmış viraneleriz
Şimdi ne senin gözlerinde harranın suya hasretler yangınları var
Ne de benim gözlerimde şiir
Yaz dedin oysa kışlar yaşıyorum her mevsim
Açmak üzereyken papatyalar yeni karlar yağıyor üstüne
Üşüyorum, Evet hala üşüyor ellerim
Hüzün kapımızı çalalı beri
Bin günü aştı
Bin ömür bin soluk
Bin yıkılış yaşadım
Ömrümün arka sayfalarında altı çizilmiş satırlarımı okumaya başladım
Sığınışlarını susuşlarını ve haykırışlarını işittim mavi adadan
Korunaklı bir liman olamadım sana
Ve arkama bakmadan giderken haykırışlarını duymamak için kapattım Yüreğimin kulaklarını
Şimdi bin ömür geçmiş ömrümden
Ben bir rüyadan uyanmak istercesine çırpınıyorum
Hani zaman ilacı olurdu herşeyin
Hani zamana bırakmalıydık
Atalar yine yanıldı
Bir günün sonunda binlerce tükenişle ölürken ben
Zaman zehrini içerken yudum yudum
Artık bitsin istiyorum
Ataların ilaç dedikleri yoksuzlugun bitsin
Bitmezlerin bilincinde diyorum yine
yıkılmış ve geç kalınmış viraneleriz
Şimdi ne senin gözlerinde harranın suya hasret yangınları var
Ne de benim gözlerimde şiir
Şimdi kendini yok edişlerini dinliyorum
Susuyorum....
Susuşlarımın öznesi sen oluyorsun hep
Şehrine gidiyorum
Yokluğun açıyor kapıları
Yıkılan şehirler arası bir otobüs terminalinde ayak izlerimiz duruyor
Hala haklısın
Kokun sinmiş soğuk duvarlarına şehrin
Herkesin gözünde seni arıyorum, yoksun
Yoklugunu salıp gitmişsin
Gidişle bırakıldığın bu kentte
Susuşlarına bile yandıgın soguk dağlarımın eşkiyası
Bağışlama dilemiyorum
Gel demiyorum
Sev demiyorum
Haykırışların yankılanıp boşlukta kaybolmadı bilesin
Sığındığın mavi adada yaktıgın ateşi göm
Yanaştırabilirsem gemilerimi tutucam ellerinden
Şimdi yanıyorum kanıyorum ve yıkılışların altında tekrar eziliyor bedenim
Geç kalınmış bir solukmu bir günün sonunda
Yoksa çaresizliklerimin son çırpınışlarımı bilmiyorum
Kayıp adresten yazıyorum son kez
Sussam yalnızlık konuşsam ayrılık
Dönsem yıkılış dönmesem yok oluş
Şimdi ben susuyorum yalnızlığa talip
Sende sus bana
Sus ki bir daha ölmeyeyim
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Sabah

Uyanır seccadeler üstünde din,
Aklın endişeleri yayılır şehre,
İnsan kastle, güneş vakitle temas eder
Taşa, toprağa..herşeye! ..

Serinlik bir ihtiyardır ki şehrin üstünde
Gerinir sabahla beraber;
Kurtarır gecenin karanlığından
İnsanı, hayata davet eder.

Şarkın çekilen perdeleri içinden
Uzanır devamın eli zamana,
Korkusu, düşüncesi, endişesi..insanın
Toplanır sığar bir ana.

Açılan kapılardan fırlar dışarı
Günlük meselesi insanlığın;
Çırpınan bir endişe halinde çarpar
Düşen başların içinde yarın! ..

Celal Sılay
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

efis bir özdemir asaf şiiri...

düşüngü

hepsinin gelmesini bekleme
bir kişi gelmeyecek..

sen alışmayasın diye
korkmayasın diye
düşünesin diye..

kendine yetmen için
herkesin kendinden kaçacağı yerlerde
sen kaçmayasın diye..

gelenler gitmeyecekmiş gibi
doğumlarda ölümlerde
duyasın diye..

bildiğini bildirmek için
bilmemeyi öğrenmelisin
tam kalsın diye ..

hepsinin gelmesini bekleme
sen var olasın diye
bir kişi gelmeyecek
sen bir olasın diye.....
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Güle Güle

Hayalindeki gönülsüz tutsaklığımla,
Suskunluğunun hârında kendimden geçtim.
Varsa sensiz bir hayat el-emân hemen talibim,
Yârdan geçmedim senden çoktan geçtim
Secde ettim artık BİR olana tüm varlığımla
Kapattım tüm kapılarımı birdaha açılmamacasına.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Zalım Dünya

Zalım dünya yordu beni
Dost bildiğim kırdı beni
Tam düzlüğe çıkariken
Yine dertler sardı beni.

Zalım dünya zalım zalım
Hiç sormadı nedir halım
Yokki tutunacak dalım
Zalım dünya zalım zalım.

Dertler ile sardın beni
Dostlarımla vurdun beni
Nasıl sevebilirimki seni?
Zalım dünya zalım zalım.

Önder Demir
_________________________________________________
_________________________________________________
Bir Ben Tükendim

Yıllarca bitmeyen güçle dolaştım
Gücüm bitmez derken bir ben tükendim
Baş kaldırdım haksızlığa dalaştım
Zalim yine zalim bir ben tükendim

Hiç geri adımım olmadı ama
Her gün biraz daha gömüldüm gama
Yamalar yırtıldı bir daha yama
Zalim yine zalim bir ben tükendim

Sıla dedim vatan dedim yurt dedim
Hiç sesim çıkmadı hep yavan yedim
Ne köpeğim oldu ne de bir kedim
Zalim yine zalim bir ben tükendim

Karıncadan ibret aldım çalıştım
Kanıma işlemiş çoktan alıştım
Ne yollar yürüdüm ne dağlar aştım
Zalim yine zalim bir ben tükendim

Her zaman el verdim birliğe güce
Rahmandan gelen ruh yüceden yüce
Gerçekler yanlışın önünde cüce
Zalim yine zalim bir ben tükendim

Semahi batılı bil de bulaşma
Zalime pes edip yolundan şaşma
Haksızlık zer olsa sakın yanaşma
Zalim yine zalim bir ben tükendim

Erol Duran
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Düş/erken Düş/lerime

Korku düşleri geliyor yamacıma.
Acımasız kesiliyor nefeslerim; yırtıyor kelimelerimi boğaz düğümümde.
Her nefes yeni bir kanayış oluyor müstear sevdalarımda.
Her sevda bir ?çıldırış??
Damlıyor ?sonbahar? yüreğime?
Eksiliyor harflerim, yaprak yaprak tümcemden?

Muhalif yanlarım haykırıyor ?aşk?a;
ben?i benden vazgeçirmesi, içinde bir ?ben? olan bir ?aşk?a paydos ettirmesi için.
Gözüm uzaklara takılıyor?
Karşılığı ?zulmet? olan bir his yokluyor kelimelerimi.
Onun içindir ki anlamsız bir anlam?a sürükleniyor yüreğim; korkulu nefeslerime ?sancı? ekleyerek?

Yüreğimin miracına çıkamıyor ?ses?lerim?
Sessizliğimle örtülü bir meydan kalıyor ortada.
Aynalarda yüz yüze geldiğim ?müstear? sevdaları sarıyorum da kendime;
muaf tutuyorum yüreğimi ?sahte?liklerden?
Ben?liğimin ahir?ine yaklaşırken, rüzgar türküsünü tutturuyor matemler arasında.
Boğuluyorum efkarların sinsi var?lığından.
Yitiriyorum seni yar!
Matemlerin peşine katıp; ardı sıra efkarların yüreğime kazınmasından sonra?
Düş/meden düş/lere; sarıyorum hırpalanmış sükutlarımı.
Koş! Korkulu düşler geliyor yine; ben?i sen?de düşürmek için!
Düş/üyorum; tut ben?i sana!
Tahrik edercesine susuyor var?lığın?
Dağıtıyor rencide edilmiş cümlelerimi.
Kelime kelime alıyor seni benden, hece hece koparıyor?
Harf harf ölüyorum
Yar! Bilmiyorsun?
İmha ediliyor kanayışlarım, müstear sevdalardan.
Rehin bırakılıyor benliğim, yokluğuna inat?
Çırılçıplak bir ?aşk? sunuluyor önüme, her zerresi lal olmuş?
Her an?ından an?ım koparılan?
Yamacımda şimdi ?korku düşleri??
Takatim misin Sevdiğim?!
Deneme artık yüreğimi!!!
Tut düş/lerimi, düş/meden aşk?ına!?
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bir Şans Ver

Odam soğuk ve karanlık.
Ellerim buz tutmuş sanki.
Isınmak için çabalasam da.
Hiçbir şey ısıtmıyor yüreğimi.

Zaman varlığınla anlamlı.
Hayata sen güzellik katıyordun.
Günlerim sevginle dolmalı.
Son günlerde beni üzüyordun.

Bir şans ver bana.
Duygularımı anlatayım.
Bir şans ver bu aşka.
Sevdayı yeniden yaşayalım.

Bir şans ver bize.
Belki de her şey düzelir.
Bir şans ver yine.
Vermezsen elden ne gelir?
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Yıkılmış ve geç kalınmış viraneleriz
Şimdi ne senin gözlerinde harranın suya hasretler yangınları var
Ne de benim gözlerimde şiir
Yaz dedin oysa kışlar yaşıyorum her mevsim
Açmak üzereyken papatyalar yeni karlar yağıyor üstüne
Üşüyorum, Evet hala üşüyor ellerim
Hüzün kapımızı çalalı beri
Bin günü aştı
Bin ömür bin soluk
Bin yıkılış yaşadım
Ömrümün arka sayfalarında altı çizilmiş satırlarımı okumaya başladım
Sığınışlarını susuşlarını ve haykırışlarını işittim mavi adadan
Korunaklı bir liman olamadım sana
Ve arkama bakmadan giderken haykırışlarını duymamak için kapattım Yüreğimin kulaklarını
Şimdi bin ömür geçmiş ömrümden
Ben bir rüyadan uyanmak istercesine çırpınıyorum
Hani zaman ilacı olurdu herşeyin
Hani zamana bırakmalıydık
Atalar yine yanıldı
Bir günün sonunda binlerce tükenişle ölürken ben
Zaman zehrini içerken yudum yudum
Artık bitsin istiyorum
Ataların ilaç dedikleri yoksuzlugun bitsin
Bitmezlerin bilincinde diyorum yine
yıkılmış ve geç kalınmış viraneleriz
Şimdi ne senin gözlerinde harranın suya hasret yangınları var
Ne de benim gözlerimde şiir
Şimdi kendini yok edişlerini dinliyorum
Susuyorum....
Susuşlarımın öznesi sen oluyorsun hep
Şehrine gidiyorum
Yokluğun açıyor kapıları
Yıkılan şehirler arası bir otobüs terminalinde ayak izlerimiz duruyor
Hala haklısın
Kokun sinmiş soğuk duvarlarına şehrin
Herkesin gözünde seni arıyorum, yoksun
Yoklugunu salıp gitmişsin
Gidişle bırakıldığın bu kentte
Susuşlarına bile yandıgın soguk dağlarımın eşkiyası
Bağışlama dilemiyorum
Gel demiyorum
Sev demiyorum
Haykırışların yankılanıp boşlukta kaybolmadı bilesin
Sığındığın mavi adada yaktıgın ateşi göm
Yanaştırabilirsem gemilerimi tutucam ellerinden
Şimdi yanıyorum kanıyorum ve yıkılışların altında tekrar eziliyor bedenim
Geç kalınmış bir solukmu bir günün sonunda
Yoksa çaresizliklerimin son çırpınışlarımı bilmiyorum
Kayıp adresten yazıyorum son kez
Sussam yalnızlık konuşsam ayrılık
Dönsem yıkılış dönmesem yok oluş
Şimdi ben susuyorum yalnızlığa talip
Sende sus bana
Sus ki bir daha ölmeyeyim.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Sana Hasret Sana Vurgun Gönlümüz
Neredesin Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Bu Gemi Bu Karadeniz
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost

Ararım İzini Dolmabahçeden
Bir Daha Dönmezmi Bu Yola Giden
İçimde Sen ,Gözümde Sensarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost

Kurban Olam Yürüdüğün Yollara
Kara Peçe Yakışmıyor Kullara
Uyan Bak Bizim Hallara
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost

Bulutlar Terinden, Dağlar Kokundan
Sarhoştur Sevdiğim Mahsuni Bundan
Bir Daha Gel, Gel Samsundan
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost

Aşık Mahzuni Şerif
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ÇEKİP GİDECEKSİN

Çiçek çiçek, dal dal, bir arı gibi durmadan,
Gezeceksin yılmadan, yorulmadan, bıkmadan.
Dolduracaksın dert kovanını, nurlu baldan,
Sonra da yemeden çekip gideceksin dostum!

Yakıp bitireceksin kendini bir mum gibi,
Duyulmayacak inlemelerin mercan gibi,
Gelince zamanı, Bedir'deki üç can gibi,
Bir yudum içmeden çekip gideceksin dostum!

Sen olacaksın en önde hizmet zamanında,
Sen dikeceksin bayrağı şehit makamında.
Toplanınca ganimet için ücret anında,
Bir zerre almadan çekip gideceksin dostum!

Derdin büyük senin, sen bir destan yazacaksın,
Sen, Bedir'de bir Ali, bir Ömer olacaksın.
Gelecek, Uhud'da Hamza, Mus'ab... olacaksın,
Sonra da kefensiz çekip gideceksin dostum!..

Akif Akay


Sözün bittiği yer...
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Mehmet daha çok küçüksün
Mehmet,
Bilmiyorsun tabii neden bu sonsuz
nöbet,
O kadar vaktin olmadı zaten,
ama sen ümit etmeye devam et,
Mehmet bilemiyoruz Mehmet
Böyle mi sürecek bu ilelebet,
Değişir mi dünya, döner mi devran,
Sen ümit etmeye devam et,
Öyle bir karanlık kutu ki insan,
Kimse hakiki bir cevap veremez
sorsan,
Söz dediğin insan icadı lisan,
Ama sen yine de hep hayattan
bahset,
Mehmet gitmiyor gözün
gözümden,
Hiç büyümemişsin tanıdım çocuk
yüzünden,
Kan geldi kederden özümden,
Sen anacığını düşün çok dikkat et,
Mehmet küçüksün Mehmet,
İnsan soyu böyle en nihayet,
Öteki desen beriki desen,
Kendini de bizi de dünyayı da
affet.

"Mehmet gitmiyor gözün
gözümden,
Hiç büyümemişsin tanıdım çocuk
yüzünden"
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Gittin?
?Asla gidemem? diyendin ve ben bilirdim asıl gidenlerin ?asla? diyenler olduğunu?

Başını yasladığın bir duvar önüydü çarpıştığımız yer.
S-özümüzden dökülen yaraları toplamak için eğildiğimizde fark etmiştik var(sız)lığımızı


Geceydi?
Uykularımı satılığa çıkarıp almıştım uçurumvari bir duvar kenarından yüreğini...
Karanlığın en sert muhtıralarını ve siyahın en örtücü, en ısıtan, en matem yanını taşırdın Ela gözlerinin esmer bakışlarında?
O günden affetmiştin gel(e)meyişlerimin suçunu?
Suçlamadan, özür beklemeden?
Dedim ya, Geceydi?
Kızıl bir cemre bekledin şafaklarına, düşmedi?
Adına ihanet bir inatla en ayaz yanlarından vuruldun zemherice?
Kor halinde kar düştü yüreğine.


Çığlara isyanla silkindin ölüm kadar kara bir vedanın altından.
Gözlerindeki sellere verdin ?kal? denilmeyişlerinin isyanını?
Gittin?
Oysa ne çok ?kal? kaldı dilimde dökülemeyen?
İstanbul?dum, surlarımdaki Ulubatlı sen! Kendini fethime kurban eden?
Bana mavi bir kent bırakırken, sana kerbela, Beyrut, kandehar, düştü.
Bana kızıl laleler, sana kan revan düştü?
Mülteci kamplarını taşıdın içinde.Aşkın en eşkiyası bile siyahına sığındı.
Geceydi, s-aklardı karasında, setrederdi günahları?

Başını öne eğmiş razı oluşlarından anlardım Kays?a selam verip geçmişliğini?
Kaldır başını! Yıldız çoğalttım sen karası gözlerimle adının semasına?
Sen sana kayıpken bulduğum duvar dibi yalnızlıklarına yoldaş olsun gözlerim.
Leylin en koyusunda, akrep yelkovana sarıldığında dön, içine bak!
Bak ki, sen bana kaybolma?
Her şeyimin var sayıldığı yok(sul)luğumda sen h-içkimsemdin

Dilimde infaz edilen her ?yar? sözcüğü için cellada bilendin.
Celladın boynu senin için kaç kez giyotine geldi, vur(a)mayan bendim?
?Sevmek bazen gitmektir? derdim, sözümü sırtıma asıp da gittin?
Şimdi, sırtımdaki ceset kokan bu vedaya kaç ömür dayanır bu ?aşk? dediğin?

Gittin?
Gitar tınısında inleyen yetim bir deniz kenarı kaldı gözümde?
Diz(eler)ine baş koyduğum şair de gitti?
Hançerimsi bir gülüşle, yaraya basılan bin bir kelimen nerde?
Ya doğmamış çocuklarına kefen biçen o katil anne?
Kapanan gözlerim dündönümlerine kar etmiyor artık?
Oysa, gün boyu biriktirirdim sırlarımı dilimde harf harf Gece?me?

Bu gün bitimsiz artık, bu gün tam onbin ay?
Yazgısı adına yakışanım!...
Bil ki; gayrı adım Leyl-i LâL?
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

bir annenin oğluna yazdığı şiirre benziyo çünkü anneler için çoçuklari hep küçük.hep aynı seviyede.
bu arada, bütün şehitlerimize alah rahmet eylesin,ailelerine, dostlarına, akrabalarına ve tüm türkiye vatandaşlarının başı sağolsun.
(sabır taşı olmaya mahkum insanlar)
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

NEDEN İNANMIYORSUN

Bu gönül her dakika ismini anıyorsa
Gecenin ayazında yüreğim yanıyorsa
Her kapı çaldığında sen geldin sanıyorsa
Unutmuşmudur bu kalbim neden inanmıyorsun

Şimdi dua yerine ismin kaldı dilimde
Sabah akşam baktığım resmin kaldı elimde
Gözüm yollara bakar aklım kapı zilinde
Sen neden inanmıyorsun

Seni soran olursa önce boynum bükülür
Sonra gözlerim dolar damla damla dökülür
Sanki damarlarımdan akan kanım çekilir
Sen neden inanmıyorsun

Her yıldız kayışında ismini anıyorum
Dilekler diliyorum boşyere kanıyorum
Her kalbim atışında sen geldin sanıyorum
Sen neden inanmıyorsun.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

yunus.jpg


Sen yaşa yunus sen yaşa
Korkma söylemeyiz babana
Yeterki sen yaşa
Bu sır olarak kalırdı aramızda
Yunus bizi şimdi bırakma
Sonra ne diyeceğiz babana
Kalsaydın bizimle burada
Güzellikle anlatırdık biz babana
Sen yaşa yunusum sen yaşa
Merak etme söylemedik babana
Ama yoksun sen şimdi burada
Cennette Peygambere bizden selam yolla
Allah yardımcımız ola...

Eyüp Mansur
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

sensiz yaşamayı hiç düşünmedim
sensizlik hayatın durması gibi
sensiz yaşamak yaşamanın anlamını yitirmesi
ama işte sensizim, yoksun...
düşünemez oldum sustum,sustum ,sustum....
nedenlerle doldu hayatım.
neden böyle oldu neden ben neden, neden, neden...
olmuyor işte sensiz yapamıyorum
hayaller bile avutmuyor artık,
çünkü hayallerimde sen vardın
ben sensizliğe hala alışamadım.
sensiz ben yaşayamıyorum.
bedenimi terk etti ruhum
ve şimdi yaşayan bir ölü gibiyim...
_________________________________________________
Bana ne istediğini söylemedikce benden hiçbir şey bekleme...
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Açık Deniz

Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;
Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum.
Kalbimde vardı 'Byron'u bedbaht eden melâl
Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl...
Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını,
Duydum, akıncı cedlerimin ihtirâsını,
Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu...
Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu...
Mağlûpken ordu, yaslı dururken bütün vatan,
Rü'yâma girdi her gece bir fâtihâne zan.
Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular...
Mahzun hudutların ötesinden akan sular,
Gönlümde hep o zanla berâber çağıldadı,
Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı!
Bir gün dedim ki 'istemem artık ne yer ne yâr! '
Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyar diyar;
Gittim son diyâra ki serhaddedir yerin,
Hâlâ dilimdedir tuzu engin denizlerin!

Garbin ucunda, son kıyıdan en gürültülü
Bir med zamânı, gökyüzü kurşunla örtülü,
Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi;
Gördüm güzel vücûdunu zümrütliyen deri
Keskin bir ürperişle kımıldadı anbean;
Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan.
Sonsuz ufuktan âh o ne coşkun gelişti o!
Birden nasıl toparlanarak kükremişti o!
Yelken, vapur ne varsa kaçışmış limanlara,
Yalnız onundu koskoca meydan ve manzara!
Yalnız o kalmış ortada, âsi ve bağrı hûn,
Bin mağra ağzı açmış, ulurken uzun uzun...
Sezdim bir âşina gibi, heybetli hüznünü!

Rûhunla karşı karşıya kaldım o med günü,
Şekvânı dinledim, ezelî muztarip deniz!
Duydum ki rûhumuzla bu gurbette sendeniz,
Dindirmez anladım bunu hiç bir güzel kıyı;
Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı.

Yahya Kemal Beyatlı
 
Üst