fonradar

Ortaklara Borçlar Hesabını Adatlandırma

batlı

Katkı Sunan Üye
Üyelik
11 Kas 2008
Mesajlar
557
Konum
ANTALYA
bugüne kadar hep ortaklardan alacaklar 131 hesabını adatlandırırdım. Fakat bu sefer ortaklara borçlar 331 hesabı adatlandırmak durumunda kaldım. kişisel kanannatim bulmuş olduğum tutarı gider pusulası düzenleyip orada göstermem. gelir vergisi oranını da kanundaki menkul kıymet gelirlerinin karşısında hangi oran var ise onu yazmayı düşünüyorum. karşı taraf ta bunu menkul kıymet beyan sınırını aşıyor ise beyan etmeli. Bilmiyorum düşüncelerimde eksik ya da yanlış bir yanı var mıdır?
 
Ynt: Ortaklara Borçlar Hesabını Adatlandırma

ortak faiz almıyor ve talep etmiyor ise adatlamana gerek yok.
adatlarsan eğer firma için faiz gideri oluşacak bu eleşteri konusu olabilir.
saygılarımla
 
Ynt: Ortaklara Borçlar Hesabını Adatlandırma

adatlandıracağım kesin. aynı durumda olanlar peki ne yapıyor. eleştiri konusu olacak diye eğer ortağın kesin böyle bir talebi var ise ne olacak. eğer ki ortak gelir vergisi beyanında bunu beyan edecek şartlar oluşur ise bence kesinlikle eleştiri olmaz. faiz de merkez bankası avans oranları üzerinden hesap edilecek. yani ortak bize emsalin üzerinde bir faiz oranı uygulamıyacak. bu nedenle örtülü kazanç transfer fiy. felan konularına takılmayacak.
 
Ynt: Ortaklara Borçlar Hesabını Adatlandırma

Ortak alacakları, öteden beri ortakların şirkete koydukları örtülü sermaye olarak değerlendirilmekte ve ortakların kurumların vergilendirilmiş kazancından kâr payı almak yerine, daha garantili olan faiz geliri elde etmek amacıyla bu yönteme başvurdukları ve bu şekilde vergi otoritesinin şirketten alması gereken vergi tutarının azaltıldığı ya da tamamen ortadan kaldırıldığı düşünülmektedir.

Ortakların borç olarak şirkete aktardığı fonların ne zaman örtülü sermaye olarak değerlendirilmesi gerektiği konusunda, eski kurumlar vergisi kanununda yer alan ve çok fazla eleştirilen ?borçlarla, kurumun öz sermayesi arasındaki nispetin emsali kurumlarınkine nazaran bariz farklılık göstermesi? şeklinde subjektif ölçü, yeni kurumlar vergisi kanununda yerini somut bir ölçüye bırakmıştır. Yeni düzenlemede, şirketlerin ortaklarından aldıkları ve dönem başı öz sermaye tutarlarının üç katını aşmayan borçlanmaların örtülü sermaye kapsamında sayılmayacağı, dolayısıyla hissedarların şirketlerine verdikleri ve şirketin dönem başı öz sermaye tutarının üç katını aşan miktardaki borçların örtülü sermaye olarak değerlendirileceği ve örtülü sermaye kapsamındaki borçlar için hissedarlara ödenen her türlü faiz tutarının kâr payı sayılması ve vergilendirmenin buna göre düzeltilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Ortakları tarafından borç adı altında şirketlere aktarılan mali fonların yarattığı tek sorun örtülü sermaye sorunu değildir. Zira, hissedarların şirketlerine gerektikçe aktardıkları, şirket bünyesinde uzun süre kullanılan ve aslında şirketin işletme sermayesi ihtiyacını karşılamaya yönelik olan mali fonların kaynağı da sorgulanabilmektedir. Şirket bünyesindeki ortaklara borçlar hesabının sürekli ve artan miktarda alacak bakiyesi veriyor olması, vergi inceleme elemanları tarafından genellikle şirketin kayıtdışı satışlarının göstergesi olarak kabul edilmekte, kayıt dışı satış çerçevesinde ortaklar tarafından elde edilen hasılatın şirkete aktarılıyor olabileceği düşünülerek, incelemeler hem finans kuruluşları nezdinde yapılan karşıt incelemelerle, hem de şirket nezdinde yapılan randıman ve kârlılık analizleri ile derinleştirilmektedir.

Ortak alacaklarının, kayıt dışı satış hasılatı çerçevesinde elde edilen fonların şirkete borç adı altında aktarılmış olabileceği varsayımı ile, aralık ayında yayınlanan 1 Seri No?lu Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğ ile, kanunda açıkça yer almayan bir hususa ilişkin genel tebliğ ile düzenleme yapılarak, ortaklar tarafından şirkete verilen borçların işletme adına bankalara yatırılması şartıyla Varlık Barışı Yasası?ndan yararlanabileceği belirtilmiştir. Muhtemelen, kayıt dışı satışlar nedeniyle ortaklar tarafından elde edilen hasılatın, ekonomiye vergisi ödenmiş fon olarak aktarılmasını amaçlayan düzenleme maalesef fiilen uygulanabilir nitelikte değildir. Zira, ortaklar tarafından işletmeye verilmiş olan borçlar, halihazırda işletme tarafından kullanılmış olup, işletmeden çekilerek bankaya konulmaları durumunda ortaklar cari hesabı kapanmış olacak ve sermayeye aktarılacak herhangi bir ortak alacağı kalmayacaktır. Öte yandan, ortaklar tarafından şirketlere verilmiş olan ve hali hazırda ekonominin içine girmiş olan bu kaynakların, şirketten çekilerek bankaya yatırılması ile milli ekonomiye yeni kaynak girişi sağlanmış olmayacaktır.

Şirket ortağından aldığı ödünç para için faiz ödemesi gayet normaldir.Çünkü ortak böyle bir finansman sağlamıyor olsa bu finansmanı sağlayacak bir finansman kuruluşu bulunacak ve bu kuruluştan ödünç para faiz karşılığı alınacaktır.
Burada da dikkat edilecek durum emsaline oranla fazla faiz ödenmesi gene KVK 17.md gereğince Örtülü Kazanç dağılımı sayılacaktır.
Konuyla ilişkin KVK 17.md aşağıdaki gibidir.
1.Şirket kendi ortakları , ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler , idaresi , murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişiler ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım,satım , imalat , inşaat muamelelerinde ve hizmet ilişkilerinde bulunursa;
3.Şirket I numaralı fıkrada yazılı kimselerle olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük faiz komisyonlarla ödünç para alır veya verirse
Diğer taraftan KVK 16 md. Gereğince alınan borç paranın ?Örtülü Sermaye? olarak düşünüldüğü de kaçınılmazdır.Konuya ilişkin KVK' nın 16. maddesi aşağıdaki gibidir.
"Kurumlar aralarında vasıtalı, vasıtasız bir şirket münasebeti veya devamlı ve sıkı bir iktisadi münasebet bulunan, gerçek ve tüzel kişilerden, yaptıkları istikrazlar, teşebbüste devamlı olarak kullanılır ve bu istikrazlarla kurumun özsermayesi arasındaki nispet, emsali kurumlardakine nazaran bariz bir fazlalık gösterirse mezkur istikrazlar örtülü sermaye sayılır."
Böyle bir sonuç tespit edilirse KVK 15/2.md gereğince bu türlü harcamalar gider olarak addedilemez.
Sermayenin yetersizliğinde sürekli borç para alarak Örtülü Sermaye riski taşımak ve bilançoda Öz kaynaklar/Borçlar dengesini bozmak yerine sermaye atışına gitmekte yarar vardır.
 
Ynt: Ortaklara Borçlar Hesabını Adatlandırma

-- Ortaklara olan borçlar için reeskont işlemi yapılmayacaktır.
--Şirketlerin ortaklara borçlarının bulunması 331- Ortaklara Borçlar hesabının yıl sonunda alacak bakiyesi vermesi şirketin bilançosu üzerinde yapılacak mali tetkikler neticesinde olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Bu nedenle, gerek yeni İhale Yasası hükümlerine göre ve gerekse vergi mevzuatı uyarınca bu hesap üzerinde durulmaktadır. Özellikle ihale makamları dönem değerlerinin kısa vadeli borçlara nispetinin yüksek çıkmasını arzu etmektedirler. Ancak ortaklara olan kısa vadeli borçlar şirketin kısa vadeli borçlarının yükselteceğinden bu oran genellikle negatif çıkabilmektedir. Bu negatif durumla karşılaşmamak için yapılması gereken en uygun uygulama şirket sermayelerinin arttırılmasıdır.
--Ortaklardan borç para alındığında her şeyden önce işletmenin dönem başındaki öz sermayesinin üç katını aşan kısmı örtülü sermaye sayılacaktır. Bunun yanı sıra işletme ortağından aldığı borç paralar için faiz hesaplamasa bile kullandığı paranın emsal faizi hesaplanarak ortaklar açısından Menkul Sermaye İradı olarak beyanı istenebilecektir. Bir borçlanma kanunen örtülü sermaye kapsamı dışına çıkarılabiliyor fakat bu, transfer fiyatlandırması açısından bir istisna teşkil etmiyor. Ancak, her şeye rağmen 331 ve 431 hesaplara faiz yürütülüp yürütülmeyeceği Maliye Bakanlığı tarafından kesin ve net olarak açıklanması tespit edilmelidir.
--Bilançonun aktif ve pasifinde yer alan tüm hesaplar dikkate alınarak işletmenin sermaye ihtiyacı belirlenmeli, buna uygun sermaye artışı yapılarak 331 ve 431 hesaplar sıfırlanmalı ve varsa 131 ve 231 kodlu hesaplar hemen tahsil edilmelidir.
 
Üst