Personelin Tedavi Ve İlaç Giderlerinin Karşılanması

ferhat

Moderator
Forum Yönetimi
Üyelik
6 Haz 2005
Mesajlar
7,473
Konum
İSTANBUL
Personelin tedavi ve ilaç giderlerinin karşılanması



İşverenlerin personel için ücret dışında bazı ücret dışı hak verdikleri görülmektedir.

Personelin tedavi ve ilaç giderlerinin karşılanmasının vergi ve sosyal güvenlik mevzuatı karşısındaki durumu tartışma konusu olabilmektedir.

Personele yapılan ücret ödemelerinde;

- Gelir vergisi stopajı,

- Damga vergisi stopajı ve

- SGK primi

şeklinde üç çeşit mali mükellefiyet ortaya çıkmaktadır.

Gelir Vergisi Kanunu'nun 40/2'nci maddesinde hizmetli ve işçi ayırımı yapılmaksızın tüm personelin tedavi ve ilâç giderlerinin, ticarî kazançtan indirilebilecek bir gider olduğu belirtilmiş ve bunun için herhangi bir şart ve sınır öngörülmemiştir.

Böyle olduğu içindir ki, personel için yapılan ilâç ve tedavi giderlerinin, tedavi ister işyerinde, ister evinde ve ister resmî veya özel sağlık kuruluşlarında, ister yurtiçinde veya yurtdışında yapılmış olsun, tutar itibariyle bir sınırlama da söz konusu olmaksızın gider yazılması ve KDV indirimi mümkündür.

Personelin SGK hastanelerinde parasız olarak tedavî edilmesi ve ilâçlarının bedelsiz olarak veya cüzi bedelle alınması imkânının mevcut olması; hem bu hastanelerin yükünü azaltması, hem vakit israfını önlemesi, hem daha mükemmel bir tedaviye imkân sağlayabilmesi ve hem de Kanunda bunu engelleyen bir hükmün bulunmaması, özel tedavi ve ilâç giderlerinin gider olarak kabul edilmemesini gerektiren bir neden değildir.

Nihayet, tedavi ve ilâç giderlerinin işveren yerine personel adına düzenlenen faturalarla tevsik edilip işverene devir veya ciro edilmesi de, vergilemede işlemlerin gerçek niteliğinin esas olması sebebiyle, bunların gider yazılmasına ve KDV indirimine engel teşkil etmemesi gerekir.

Bu vesile ile hemen belirtmek gerekir ki, işletme gideri sayılan tedavi ve ilâç giderleri, sadece personelin şahsına ait olanlardır. İşveren tarafından personelin şahsı için değil aile efradı için yapılan bu tür giderlerin, KDV dâhil brüt tutarlarının net ücret sayılması ve vergi dâhil brüt tutarları üzerinden stopaja tâbi tutulması zorunluluğu vardır.

Personele ilaç verilmesi ve tedavisinin sağlanması ayni yardım niteliğinde olduğundan damga vergisi ve SGK primi söz konusu değildir.

Bizim anlayışımıza göre işverenlerin personelin tedavi ve ilaç giderlerini karşılamak yerine personel lehine sağlık sigortası yaptırması da GVK'nın 40/2'nci maddesi kapsamında yorumlanmalı ve bu sağlık sigortalarının primleri tedavi ve ilaç gideri yerine ikame olduğundan bu kapsamda ve sınırsız olarak (işletme gideri şeklinde) masraf kaydedilebilmelidir.

Ancak uygulamada personel lehine yaptırılan sağlık sigortaları da, personel lehine yaptırılan diğer şahıs sigortalarıyla aynı kapsamda mütalaa edilmekte ve işçilerinin daha iyi koşullarda sağlık yardımı alması için fedakarlık yapan ve sigortalıları için Özel Sağlık Sigortalarına prim veya katkı payı ödeyen işverenlerin ayrıca SGK'ya sigorta primi de ödemesi istenmektedir.

Özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sağlık alanındaki harcamalarını azaltacak uygulamaların desteklenmesi gerektiği açıktır.

Bu bağlamda, kamuoyunda sosyal güvenlik reformu olarak adlandırılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgarî ücretin yüzde 30'unu (01.01.2009-30.06.2009 dönemi asgari ücreti üzerinden 199,8.-TL) geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarlarından prim alınmayacağı öngörülmüştür.

Ancak, hayat sigortaları işveren katkı payları bu kapsamda olmayıp, SGK primi kesintisine tabidir.

Resul KURT / İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK
 
Ynt: Personelin Tedavi Ve İlaç Giderlerinin Karşılanması

Muktezanın Özeti: İlgide kayıtlı dilekçenizde; şirketiniz çalışanı ?. Hastanesinde tedavi gördüğü, tüm tedavi masraflarının şirketiniz tarafından karşılandığı belirtilerek, söz konusu tedavi masraflarının gider olarak yazılıp yazılmayacağı hususunu sormaktasınız.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun ?Safi Kurum Kazancı? başlıklı 6?ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden tespit edileceği, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8?inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40?ıncı maddesinde yer alan giderler indirilecektir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61?inci maddesinde, ?Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.? hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 94?üncü maddesinde, hizmet erbabına ödenen ücret ve ücret sayılan ödemeler üzerinden, aynı Kanunun 103 ve 104? üncü maddelere göre sorumlularca istihkak sahiplerine nakden veya hesaben ödenme aşamasında tevkifat yapılması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 40?ıncı maddesinin 1?inci bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirilmesinin kabul edileceği hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre; personelinizin tedavisinin özel sağlık kuruluşunda yapılması nedeniyle şirketiniz tarafından yapılan harcamaların ücret olarak değerlendirilmesi ve Gelir Vergisi Kanununun 94?üncü maddesi uyarınca tevkifat yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, sağlık giderlerinin hizmet erbabına sağlanan bir menfaat olarak kabul edilmesi nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 40/1?inci maddesi uyarınca ücret olarak ücret bordrosu üzerinden gider olarak kaydedilmesi mümkündür.
Şeklinde bir mukteza var.Resul Kurt?un yazısındaki şu ifade yukarıdaki mukteza ile çelişmiyor mu?
"Böyle olduğu içindir ki, personel için yapılan ilâç ve tedavi giderlerinin, tedavi ister işyerinde, ister evinde ve ister resmî veya özel sağlık kuruluşlarında, ister yurtiçinde veya yurtdışında yapılmış olsun, tutar itibariyle bir sınırlama da söz konusu olmaksızın gider yazılması ve KDV indirimi mümkündür. "
Ben toplam tutarı brütleştirerek ücrete ilave edersem kdv indirimini nasıl kullanabiliyorum.Yani aynı gıda yardımı olsa faturayı alırken 157 hesaba atıyorum.kdv sini indiriyorum.Personele verirken brütleştirerek bordrosuna da dahil ediyorum.Daha sonra indirdiğim kdv yi ilave edilecek kdv ye taşıyarak ödüyorum.
Ama personelin sağlık yardımının kdv sini nasıl indirim konusu yapabilirim.Muhasebe kayıtları nasıl olmalı?
 
merhabalar,

aktif konu olduğu için buraya yazıyorum.inşaat fırmamızın şantiye için aldığı muhtelif sağlık malzemeleri için eczaneden fatura aldık bunları muhasebeleştirmek istiyorum nasıl bir kayıt yapmam gerekir.yardımlarınızı rica ederim.

ayrıca şirket sahibini şahsi olarak yapmış olduğu harcamalar var bunlarında fişleri mevcut otopark araç yıkama vs gibi bunlarında kayıtları hakkında bilgi verirseniz çok teşekkür ederim

saygılarımla
 
Üst