Değerli Meslektaşlarım,
Sayın Kızılot'un,
Kod:
Çok uygar, çok bilinçli bir vatandaş olduğu için mi? Hayır, Amerikan Vergi Müfettişleri IRS adamlarından ödü koptuğundan...
Amerika’da adam öldür, vergi kaçırma, yasalar öyledir.
Cümlelerini ülkemiz için iyi değerlendirmek lazım.Yazının devamındaki Sayın Kızılot'un önerisi bu cümle için yeterli gelmemektedir.
Ayrıca ülkemizdeki vergi cezaları hiçde hafife alınacak düzeyde değildir.Örneğin 100 YTL'lik bir mal satışı için hiç belge düzenlenmezse cezası Ö.Usulsüzlük vergi ziyaı oluştuğunda Vergi Ziyaı cezasıdır Amma 90 YTL'lik fatura düzenlendiğinde ayrıca VUK.359.Md.ye göre 6 aydan 18 aya kadar hapistir.
Peki sorun nerededir.Tatbikatta elbette.Peki sadece tatbikatçılara bu suçu yüklemek doğrumudur?Bence yanlış.Zira bizdeki vergi cezaları yeterince caydırıcı olmakla birlikte uygulayıcının eli kolu bağlıdır.En büyük bağlardan bazıları ise;
Kanunlarımızdaki yaygın istisna ve muafiyetlerdir.Bunları kaldırmanın önündeki en büyük engelde gelir dağılımındaki bozukluk,işsizlik ve devletin sosyal devlet vazifelerini yerine getirememesidir.
Bunun yolu gelir dağılımını dengeleyici servetlerdeki değişimi izleyici bir sistemin kurulmasıdır.Ama bu ülkemizde "kara paranın" önünü keseceği ve ülkeye adı yabancı (aslında yerli) sermayenin girmeyeceği savı ile kabul edilmez.Antidemokretik diye bahaneler üretir.Ve hep bir ağızdan "bir alışveriş bir fiş""Uygar toplum olsak" sloganlarına sarılınır.
Sayın Ergül'ün verdiği alıntıdaki restoranda çalışanların durumları nedir kaç personel kayıtlıdır o restoran için yapılan giderlerin ne kadarı belgelendirilebilmektedir ve restoran sahibi belge düzeni için tek başına neler yapabilir?Kaldıki etrafına bakıp neden yapacaktır?
Bu sorular net olarak cevaplanamaz ve bu cevaplama yapılamadığındada toplumun ruhunu okşayacak ama altında onu aşağılayan öneriler gelir.
Ben içim rahat iddia ediyorum bizim toplumumuz devletine daha saygılıdır, bizde haram-helal, muhtaca yardım eğilimi vardır.Yani bizim toplumumuz yapı olarak Amerikan toplumundan daha az maddiyatçıdır.Ama yine bu sistemin üretip yaygınlaştırdığı kötü örnekler aksi görüntü veriyor.O nedenle bizde kamu yararına ancak akıllıca yapılacak uygulamalar daha tez uygulanma alanı bulur.
Şimdi dağ başındaki restouranta dönelim.Sebzeyi nereden alacak ya borsadan (borsadan alacağıda bahsedeceğim yolla borsaya ulaşacaktır)ya da yakın çevresinde üreticiler varsa onlardan.Yakın çevresindeki köylülerden alacağı bir kasa domates için Müstahsil makbuzu düzenleyecek burada sorun yok ama müstahsil makbuzu ile Gelir Vergisi kesecek (bu kesintinin mahsuplaşması yok) bunada tamam diyelim birde bağkur kesecek hadi onada tamam dedik ama o bir kasa domatesi satan köylü Bağkur'lu olacak ve bir yıllık bağkur primini ödeyemeyecek işte sistem.Bu köylü müstahsile imza atarmı atabilirmi?Atarsa sonra kış ortasında bağkuru nasıl öder?Bilen yok köyde insanlar yıllık olarak kaç para ile geçinir nereden nasıl kazanır bilen yok daha doğrusu bilmek isteyen yok.
Gelelim restourantın et ihtiyacına, süt ihtiyacına.Heryerde kesim yapılamaz, yapılırda yasaktır.Sağlık açısından bu yasak doğrudur.Ancak besisi olan köylünün Veteriner oğlu ülkenin diğer bir ucunda masa başı işlerle uğraşırken onun veteriner gözetiminde kesim yaptıracak gücü yoktur sütündeki bakteri oranını ayarlayacak bir üretim sistemi ama yine üretir ve araya bu sağlık şartlerını görünürde yerine getiren işletmeler girer VE BELEDİYENİN MEZBAHASINDA kayıtsız belgesiz kesim yapılır.Burada Belediyeyi suçlamakta yetmez zira göz yummazsa başka yerlerde kesim yapılır o yöre iyice mağdur olur.
Küçük üreticilere ait tarımsal girdiler yüzdeyüz belgesiz olarak ekonomiye girer bir kısmı sonradan değişik adlara belgelendirilir.Üretici sağlık güvencesinden yoksun kalırken onun üzerinden kesilen meblağlarla başkalarının primleri ödenir.
Sonra iş rayından çıkar lokantanın kesip kesmediği fişten hareketle çözüm aranır.Buda sahtecilik gibi daha kötü bir ortama neden olur.Fiş pazarlığı %18 KDV %20 den başlayan Gelir vergisi ve herkesin beyanname vermediği her tür giderini düşemediği bir sistemde %40 ağırlık bir fişte toplanır, buyrun siz olun pazarlık etmeyin.Sayın Kızılot etmesin.
Yine Sayın Kızılot'un seminerlerinde aktardığı bir anısı;
Kod:
İngilterede bir restauranta girdim.Yemek yedikten sonra işyeri sahibi ile sohbete başladık beni tanıyınca yakınmaya başladı.Kullandığı kredi taksitlerini ve ağır gelen vergileri ödemede zorlandığından bahsetti.Bende Türk aklı hemen elime bir hesap makinası aldım masaları göstererek şu kadar masaya adisyon açmazsan günde şu kadar ayda bu kadar yılda bu kadar az vergi ödersin kredi borçlarında biter dedim.Adamın çok hoşuna gitti yüzü gülmeye başladı.Fakat biraz sonra yüzü asıldı.Ne oldu diye sorduğumda, ama yıl sonunda beni Maliyeciler çağırır ve bu kadar gelirle bu kadar borcu nasıl ödedin diye sorarlar hesabını veremem :oops:
Yani İngilterede Yoğun ve Yaygın denetim, bir fiş bir alışveriş,herkes fişini alsa gibi yönlendirmelere gerek yok.İş sahipleri vergi levhası tasdikletmeyi unutttum,fiş kesmezsem maliyeci gelir sorar tutanak tutar korkusu yok.Onlardaki korkunun kaynağı tüm varlıkları ve varlıklarındaki değişmeler ana hatları ile yılda bir kez ama doğru dürüst süzgeçten geçiriliyor.İşte bu yüzden yıl sonunda hesap verebilmek için düzenli adisyon açıyor düzenli hesap tutturuyorlar.Yani işletmelerini işlerini devlet değil kendileri denetliyor denetletiyorlar bu yolla hem devlete hesap verebiliyorlar hemde işletme çalışanlarını kontrol ediyorlar.Müşterilerde aldıkları belgelerle giderlerini ispatlıyorlar, beyanname veriyorlar.Ama bu bizde nedense dillendirilmiyor.Aksine çarpık eksik bir vergi iadesi sistemi ile emeklilerimiz bile suça teşvik ediliyor.Fiş toplayın deniliyor.Sonrada toplumsal bozulmadan dem vuruluyor.
Servet beyanı ile antipatik hale getirilen Mali Milat'la "tu kaka" yapılan gerçek, yalın ve hatasız kontrol sistemi "Nereden buldun" gündemden uzaklaştırılıyor.Gerisi ise malum tavşan kaç tazı tut.
Altındaki dipnotlar ise artık adam olamayız türünde umutsuzluk aşılayan cümleler.Burası Türkiye, Eğitim şart, bu toplumda birşey yapılamaz....