Sayın Arkadaşlar,
Rızaen Matrah Arttırımı diye bir kavram vergi yasalarımızda yok. Vergi yasalarının temel prensibi "Gelirin Gerçekliği" prensibidir. Kayıtların da aynı şekilde. Rızaen arttırmak demek, "aslında ben kar ettim ama defterlerde gösteremedim o yüzden ben vergi vereyim de kurtulayım istiyorum" gibi garip bir yaklaşım. Velevki yukarda önerilenler gibi bir kayıt yaptınız bu gelirin bir kaynağı olmalı, elde etmeyi gerektiren bir faturası olmalı ve tabiki bunu KDV olmalı. Ancak her halde de ispat edilebilir gerçekliği olmalı.
Bu işlemi doğrudan beyanname üzerinde göstermenin de yolu ilgili gelirle ilgili belgenin beyannameye eklenmesi yada açıklamanın yazılmasıyla mümkündür. Kira geliri yada ücret geliri yada menkul sermaye geliri v.b. gibi bunların ayrıntılarını belgelemek zorundasınız.
Daha önemli bir konu. Meslektaşlarımızın mesleklerini ifa ederken, yasa gereği, defterlerde gerçekleri yansıtmak zorunda olmaları gerçeğini göz ardı ediyorsunuz. Şüphelendiğiniz işlem ve belgeleri kayda almayı reddetmek çok ısrar ediliyorsa kayda aldıktan sonra mali idareye bilgi vermek zorunda olmanıza rağmen böyle bir işleme rıza göstermek neredeyse "Suça İştirak Etmek" gibi olmuyormu ?
Dikkat lütfen...
Not : Sayın Demiral,
VUK 378 maddesi ile ilgili metinde açıklanan kural "rızaen matrah arttırımı" gibi bir müesseseyi içermez. Bu maddenin ikinci bendi beyan esasına dayalı vergi sistemimizin bu kuralı koruma amacına yöneliktir.