Ynt: Şahıs İşletmesinin işe başlamadan önce sahip olduğu taşıtlara ait giderler
MÜKELLEFİYET TESİS ETTİRİLMEDEN ÖNCE YAPILAN MAL VE HİZMET ALIMLARI NEDENİYLE ÖDENEN KDV'NİN İNDİRİLEBİLECEĞİ
İLHAN KIRIKTAŞ *
I GENEL AÇIKLAMA
Teorik olarak katma değer vergisi, her safhada yaratılan katma değerin vergilendirilmesini amaçlamaktadır. Bunu da, bünyesinde yer alan indirim mekanizmasını kullanarak gerçekleştirmektedir. Mükellefler, indirim mekanizması ile satışları üzerinden hesapladıkları katma değer vergisinden, alışları sırasında ödedikleri katma değer vergisini indirerek, sadece kendi safhalarında yarattıkları katma değerin vergilendirilmesini sağlarlar.
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 2971. maddesine göre, mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanun'da aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak;
- Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura veya benzeri belgelerde gösterilen katma değer vergisini,
- İthal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisini indirim konusu yapabilirler.
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun yukarıda belirtilen hükmü incelendiğinde, Kanun'da aksine hüküm bulunmadıkça faaliyete ilişkin olarak yüklenilen katma değer vergisinin indirilebileceği sonucuna varılacaktır. Kanun'un bu hükmünde, katma değer vergisi indirimi için, yapılacak faaliyete ilişkin mal ve hizmetlerin mükellefiyet tesisinden önce veya sonra satın alınması ile ilgili olarak herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Ancak, katma değer vergisi uygulamasında, mükellefiyet tesisinden önce faaliyete ilişkin olarak satın alınan mal ve hizmetler nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin, mükellefiyet tesis ettirildikten sonra indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda tereddüte düşülmektedir.
Aşağıda, henüz mükellefiyet tesis ettirilmeden önce, başlanılacak işle ilgili olarak yapılan mal ve hizmet alımları nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin indirilip indirilemeyeceği konusu, katma değer vergisinin genel indirim ilkeleri çerçevesinde incelenmeye çalışılacaktır.
II KATMA DEĞER VERGİSİ İNDİRİMİNİN GENEL ŞARTLARI VE USUL ESASLARI
1 Genel Olarak İndirim
Yukarıda yapılan açıklamalardan da farkedileceği üzere, gerçek usulde vergiye tabi mükellefler, Kanun'da aksine hüküm bulunmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak yüklendikleri katma değer vergisini, satışları üzerinden hesapladıkları katma değer vergisinden indirebilmektedirler. Ancak, aynı Kanun'un 34. maddesine göre, indirim hakkının kullanılabilmesi için;
- KDV'nin fatura veya benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi,
- Bu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmesi
şarttır. Bu şartlara uyulması halinde, vergi indirim hakkının ilgili dönemde kullanılması mümkün bulunmamaktadır.
2 Kayıtlardaki Gecikme Halinde İndirim
KDV Kanunu'nun 29/3. maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili belgelerin yasal defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.
Kayıtlara geç intikal ettirilen belgelerde gösterilen katma değer vergisinin indirilebilmesi için, bu belgelerin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmektedir. İndirim hakkı da, belgelerin defterlere kaydedildiği dönemde doğacağından, yüklenilen katma değer vergisinin, indirimin dayanağını oluşturan belgelerin yasal defterlere kaydedildiği dönemde indirilmesi gerekir. İndirim hakkının, belgelerin defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminden önceki bir tarihte kullanılması mümkün olmayıp, aksi bir durum Kanundaki şartlar oluşmadığı için henüz indirim hakkı doğmadığı halde haksız olarak indirilen verginin ödenecek vergiyi etkileyip etkilememesi durumuna bağlı olarak bir takım cezai yaptırımları beraberinde getirebilecektir.
III MÜKELLEFİYET TESİS ETTİRİLMEDEN ÖNCE İŞLE İLGİLİ OLARAK YAPILAN MAL VE HİZMET ALIMLARI NEDENİYLE YÜKLENİLEN KATMA DEĞER VERGİSİNİN İNDİRİLİP İNDİRİLEMEYECEĞİ
Mükellefiyet tesis ettirilmeden önce işle ilgili olarak satın alınan mal ve hizmetler nedeniyle ödenen katma değer vergisinin indiriminin mümkün olup olmadığı hususunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır. Bu tereddütlerin nedenini ise, mal ve hizmet satın alanların o tarihte nihai tüketici konumunda bulunması oluşturmaktadır.
Mükellefiyet tesisinden önce işle ilgili olarak yapılan mal ve hizmet alımları nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağına ilişkin olarak sağlıklı bir karar verilebilmesi açısından, olayın Vergi Usul Kanunu boyutunun da aynca incelenmesi gerekmektedir.
l Olayın Vergi Usul Kanunu Boyutu
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nda, mükellefiyet tesis ettirilmesinden önce işle ilgili olarak yapılan mal ve hizmet alımlarının ne şekilde işleme tabi tutulacağı konusunda özel bir düzenleme yapılmamıştır. Ancak, söz konusu Kanun'un bazı hükümleri incelendiğinde, sorun giderilebilecektir.
Vergi Usul Kanunu'nun 154. maddesinde, aşağıda sayılan hallerin herhangi birisinin varlığı halinde tüccarların işe başlamış sayılacakları hükme bağlanmıştır :
Bir işyeri açmak (işyerinden maksat, belli bir yerde bilfiil ticari veya sınai faaliyete geçmek demektir. Bir yerin ne maksatla olursa olsun sadece tutulmuş olması veya içinde tertibat ve tesisat yapılmakta bulunması iş yerinin açıldığını göstermez);
İşyeri açılmamış olsa bile ticaret siciline veya mesleki bir teşekküle kaydolunmak;
Kazançları götürü usulde tespit edilen tüccarlar için işle bilfiil uğraşmaya başlamak. .
Aynı Kanun'un 320. maddesinde ise, amortisman süresinin kıymetlerin aktife girdiği yıldan başlayacağı belirtilirken,
282. maddesinde ilk tesis ve taazzuv giderlerinin isteğe bağlı olarak doğrudan gider yazılabileceği gibi aktifleştirilerek amortismana tabi tutulmak suretiyle itfa edilebileceği hükme bağlanmaktadır. Anılan Kanun'un 218. maddesinde ise mükelleflerce kay ıtlann l O günden fazla geciktirilemeyeceği, kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetfoli amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde muamelelerin bunlara işlenmesinin defterlere işlenmiş hükmünde olduğu, ancak bu kayıtların, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermeyeceği belirtilmiştir.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, mükellefiyet tesis ettirilmeden önce satın alınan mal ve hizmetler ile diğer giderlere ait belgelerin, yapılacak faaliyetle ya da başlanılacak işle ilgili olması şartıyla işe başlanılmasını takiben 10 gün içinde yasal defterlere kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır.
Henüz mükellefiyet tesis edilmeden önce satın alınan mal ve hizmetlere ait fatura veya benzeri belgelerin, o tarihlerde mükellef olunmadığından ve defter tutulmadığından, yasal defterlere kaydedilmesi mümkün olamamaktadır. Bu nedenle, söz konusu alımlara ait belgelerin işe başlanıldıktan sonra kayıtlara alınması gerekmektedir. Belgelerin kayıtlara alınma süresi 10 gündür. Bu belgeler işe başlanılmasını takiben 10 günden sonraki tarihlerde de defterlere kaydedilebilir. Ancak, belgelerin defterlere geç kaydedilmesi
1. derece usulsüzlük cezasını gerektirmektedir.
2 Olayın KDV Boyutu: Mükellefiyet Tesisinden Önce Yapılan Alımlara Ait Olarak Ödenen Katma Değer Vergisinin İndirim Konusu Yapılabileceği
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29/ l a maddesine göre mükellefler, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura veya benzeri belgelerde gösterilen katma değer vergisini indirebilmektedirler. Madde hükmünden, işle ilgili olarak yüklenilen katma değer vergisinin indirilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. İndirim hakkının kullanılabilmesi için öncelikle, yüklenilen vergilerin mükellefiyetle, iş ve işletme ile ilgili olması şarttır. Örneğin, mükellef olunsa dahi, yapılan alımların mükellefiyetle ilgili olmaması halinde, yüklenilen vergiler indirim konusu yapılamamaktadır.
İndirim hakkının kullanılabilmesi bakımından gerekli olan şartlar ise Kanun'un 34. maddesinde belirtilmiş olup, yüklenilen vergilerin indirim konusu yapılabilmesi için, bu şartlara uyulması gerekmektedir. Yüklenildiği halde indirim konusu yapılamayacak olan katma değer vergileri ise Kanun'un 30. maddesinde sayılmıştır.
Öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanunu'nda vergi indirim hakkından yararlanabilmek için, faaliyetle ilgili mal ve hizmet alımlarının mükellefiyet tesis ettirilmesinden sonra yapılması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Aksi bir düşünce, mükelleflere işe başlanılmadan işle ilgili mal ve hizmet satın alamayacakları gibi bir zorunluluk getirir ki, bu da ticaret ve serbest rekabet kurallarına aykırı olur.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da farkedileceği üzere, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, başlanılacak iş veya faaliyet ile ilgili olarak mükellefiyet tesis ettirilmeden önce yapılan mal ve hizmet alımlarına ait belgelerin, işe başlanılmasını takiben l O gün içerisinde yasal defterlere kaydedilmesi mümkün bulunduğundan, mükellefiyet tesisinden önce yapılan mal ve hizmet alımları nedeniyle ödenen katma değer vergisi genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılabilir.
A Mükellefîyet Tesisinden Önce Yapılan Mal ve Hizmet Alımlarına Ait Katma Değer Vergisinin İndirimi
Mükellefiyet tesis ettirilmeden önce yapılan mal ve hizmet alımlarına ait belgelerin, işe başlanılmasından itibaren 10 gün içinde yasal defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen katma değer vergisi o dönemde indirim konusu yapılabilecektir. Bu konuda herhangi bir sorun bulunmamaktadır.
Ancak, söz konusu belgelerin işe başlanılmasını müteakip 10 gün içinde yasal defterlere kaydedilmemesi halinde, hangi tarihe kadar defterlere kaydedilebileceği sorunu ortaya çıkmaktadır.
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29/3. maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın
meydana geldiği takvim yılı aşılmamak kaydıyla ilgili belgelerin yasal defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm dikkate alındığında, mükellefiyet tesisinden önce işle ilgili olarak yapılan alımlara ait belgelerin. mükellefiyet tesis ettirilmesini müteakip 10 gün veya bu yapılamadığı takdirde mükellefiyetin tesis ettirildiği takvim yılının sonuna kadar yasal defterlere kaydedilebileceği sonucu ortaya çıkmaktadır.
Bu durumda, mükellefiyet tesis ettirilmeden önce işle ilgili olarak yapılan mal ve hizmet alımlarına ait belgelerin, mükellefiyet tesisini izleyen 10 gün içinde değil, mükellefiyet tesisinin yapıldığı takvim yılının sonuna kadar yasal defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen katma değer vergisi, belgelerin yasal defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilecektir. Ancak, Vergi Usul Kanunu'nun kayıt nizamına ait hükümlerine uyulmaması nedeniyle aynı Kanunu'nun 352. maddesine göre l. derece usulsüzlük cezası ile karşı karşıya kalınabilecektir.
bMükellefiyet Tesisinden Önce Satın Alınan Demirbaşlarda Katma Değer Vergisi İndirimi
Mükellefiyet tesisinden önce satın alınan demirbaşlara ait katma değer vergisi, Kanun'un 31. maddesine göre, bu kıymetlerin aktife alındığı veya kullanılmaya başlanıldığı vergilendirme döneminden itibaren 3 yıl içinde 3 eşit miktarda indirim konusu yapılabilir.
Konu ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı'nca verilen bir özelgede,
"Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, mükellefiyet tesis ettirilmeden önce satın alınan mal ve hizmetlere ait belgeler yapılacak faaliyetle ilgili olması şartıyla işe başlanılmasını müteakip yasal defterlere kaydedilebildiğinden, satın alınan demirbaşa ait faturanın işe başlanılmasını müteakip yasal defterlere kaydedilmesi şartıyla bu faturada gösterilen katma değer vergisinin Kanun'un 31. maddesindeki esaslar dahilinde indirilmesinin mümkün olduğu"
belirtilmiş bulunmaktadır.
IV SONUÇ
Mükellefiyet tesisinden önce başlanılacak işle ilgili olarak yapılan mal ve hizmet alımlarına ait belgelerin işe başlanılmasından sonra yasal defterlere kaydedilmesi mümkün olduğundan, bu belgelerde gösterilen katma değer vergisinin de indirilmesi gerekir.
Aksi bir durum, mükelleflerin mükellefiyet tesisinden önce işle ilgili olsa bile satın aldıkları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri katma değer vergisinin indirimine izin vermemek anlamına gelir ki, bu da mükellefiyetten önce işle ilgili herhangi bir mal ve hizmet alınamaması sonucunu doğurur. Böyle bir durum, tam rekabet şartlarına ve aynı zamanda KDV'nin indirim mekanizmasının mantığına ters düşmektedir.
(*) Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı