Şüpheli Ticari Alacak Sorusu

myardimli

Katkı Sunan Üye
Üyelik
3 Ocak 2011
Mesajlar
171
Konum
Ankara
öncelikle herkese iyi çalışmalar dilerim.


4 sene önce şu an iflas etmiş ve kayyum atanmış bir şirket mevcut.

1 yıl nasıl olduysa karşılık ayırmamışız.

firmaya 4 sene öncesinin 150 bin liralık satışımız var.

firmadan tahsilat yapabilme imkanımız yok, fakat açtığımız dava da dün karar 150 bin tahsil edebilirsiniz yönünde, gel gör ki şirketin toplu iğnesi dahi kalmamış.

bu durumda aciz vesikası ile bu tutarı zarar atabilirmiyiz ? sanıyorum ki bu yol mümkün değil...
peki hangi evrak ile bu işlemi sonlandırabilirim ? karşılık ayırıp zarara atmanın bir usulü var mıdır ?
kaldı ki firmanın ödeme yapabilmesi mümkün değil fakat tasfiyenin yayınlanması belki bir üç yıl daha alacak...

nasıl bir yol izleyebilirim ?

teşekkürler ediyorum.
 
Sayın myardimli,
Bu firmayı size olan borcundan ötürü mahkemeye verdiğiniz tarihte karşılık ayırmamışsınız anladığım kadarıyla doğrmudur?
2.si aciz vesikası yanlış yorumlanıyor hep,aciz vesikası kişinin şu anda borcunu ödeyecek imkanının olmadığını gösteren bir vesaikadır.Dolayısıyla bu kişi ileride borcunu ödeyecek duruma gelebilir.Bu yüzden aciz vesikasına dayanarak gidere atamazsınız.
Ayrıca mahkeme borcunuzu tahsil edebilirsiniz dediğine göre sanırım sizinki bir alacak tespit davası.
Bu durumda alacağınızı tahsil için tekrar mahkemeye başvurursanız alacağınızın karşılığını şüpheli ticari alacaklara atıp giderleştirmeniz mümkün.Yalnız bu yıl mahkemeye giderseniz karşılığınıda bu yıl ayırmalısınız.
Şimdilik bu kadar yardımcı olabiliyorum.
 
Dava ve icra safhasında olan alacaklar için karşılık ayrılabilir VUK 323 e göre.4 yıl önce iflas etmiş kayyum atanmış dediğinize göre muhtemelen siz 4 yıl önce iflas davasına müdahil olmak için alacakla ilgili belgelerle bilrikte mahkemeye dilekçe vermişsinizdir.Sanırım buna istinaden mahkeme alacağınızı tahsil edebilirsiniz demiş.
Şahsi görüşüm 4 yıl önce mahkemeye başvurduğunuzdan ötürü karşılığını o zaman ayırmanız gerektiği yönündedir.
Çok karmaşık bir konu özelge istemenizi tavsiye ederim.
Kolay gelsin...
 
Sayın Metyo özelgeden farklı bir sonuç çıkmayacaktır, siz iki mesajınızda yapılması gerekenleri gayet doğru bir şekilde açıklamışsınız zaten. İflas kapanınca VUK md.322 olarak değersiz alacak olarak giderleştirilmesi gerekiyor.
 
sayın Metyo,

doğrudur, dava başlangıcında diğer bir grup firmasındaydım,
davanın dün sonuçlanan neticesinde diyorlar ki sizin 150 bin alacağınız var bu tutarı tahsil edin,
fakat şirketin içi boşalmış.

pratik olarak şu an haciz davası açıp, haciz memurunun işyeri adresine gidip kapı duvar icra edecek bir şey yoktur diye bir belge vermesini mi beklemeliyim.

fakat kanunlarımız şirketin ileride ödeme gücüne kavuşacağını bekleyin diyor, lakin bu imkan mevcut değil, o halde şirketin sicilden kaydının silinmesini mi beklemek gerekiyor ?

nihai olarak zarar yazmam için maliyenin benden ne istediğini anlayabilmiş değilim sanki 4 yıl evvel satış kaydı yapıp kurumlar vergisini, kdv sini ödememişiz gibi üstüne zarar yazmayına getiriyorlar mevzuyu.
 
Sayın myardimli,4 yıl öncesindeki dava ne davasıydı.Onu öğrenebilirmiyiz?Yanlış bilgi vermemek adına soruyorum.
 
1-Zarar yazmayın demiyor kimse,zarar yazmanın zamanı ne zaman onu anlatmaya çalışıyoruz. VUK md.322 uyarınca kazai bir hükme veya kanaat verici vesika olmadan değersiz alacak olarak gider yazamazsınız. Madem şirketin borcu ödeyebilecek bir mal varlığı yok, o zaman en doğrusu mahkemeden borcu ödeyebilecek bir mal varlığı olmadığına dair karar aldırmanız, ama aciz vesikası değil, o olmaz işte.

2-Kanun koyucu zaten bir alacak değersiz hale gelene kadar uzun bir süre geçeceğini öngördüğü için müteakip madde olan 323'te ŞTA ayırma imkanı getirmiş. Ancak 323 alacaklarda amortisman bölümünde yer aldığı ve VUK md.320'nci maddesinin son fıkrasında "Amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz." dendiği için, ancak alacağın şüpheli hale geldiği yılda ŞTA ayrılabilirsiniz, bunu kaçırdığınız anda geçmiş olsun.

3-4 yıl önce bu işe bakan arkadaş yeterince bilgili olsaydı bu sorunların hiç bir oluşmayacaktı, ama o da sizin değil "ucuz olsun da ne olursa olsun" mantığı ile vergi gibi önemli bir işi ehil olmayan ellere bırakan patronlarınızın kabahati.
 
Sayın Koraykarakaya ya ek olarak bir özelgeden aynen alıntılıyorum.322.madde ile ilgili;
" Anılan madde uyarınca, kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacak olarak nitelendirilmiştir. Görüldüğü gibi değersiz alacak; kaybedilmiş, tahsiline artık imkan kalmamış, değeri sıfıra inmiş bir alacaktır. Kanuni düzenlemeye göre alacağın tahsil imkanının kalmadığının, kazai bir hükümle veya kanaat verici bir vesika ile tevsik edilmesi icap etmektedir. Kazai bir hükümden anlaşılması gereken, alacağın tahsili için kanun yollarına başvurulmuş olması, icra takibinin yapılmış bulunması, bu müracaatlar ve takipler sonunda, alacağın ödenmeyeceğine hakim tarafından hükmedilmiş olması; kanaat verici vesika teriminden ise ödemeyi imkansız hale getirmiş hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgeler anlaşılmalıdır. Alacağın tahsil güçlüğünün objektif ve inandırıcı belgelerle ortaya konması değersiz alacak uygulaması bakımından büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde alacakların tahsilinin mümkün olmadığının takdiri mükellefe bırakılmış olur. Böyle bir boşluk bırakmamak amacıyla kanun koyucu değersiz hale geldiği ileri sürülen alacağın ciddi olarak takip edildiğine ilişkin çabaların kazai bir hüküm veya kanaat verici bir vesika ile tevsikini öngörmüştür."
"
 
Üst