Ynt: Takdir Komisyonunca tayin edilen bedel ve transfer fiyatlandırması
EMSAL BEDELİNİ TESPİT ŞEKİLLERİ
Emsal bedeli, ortalama fiyat, maliyet bedeli esası veya takdir suretiyle belli edilir. Normal olarak bu sıraya uyulması zorunludur. Yani, ortalama satış fiyatı esasında tespit imkanı varken, maliyet bedeli esası uygulanamaz. Takdir esasına gidebilmek içinse, hem ortalama satış, hem de maliyet bedeli esasında tespitin mümkün olmaması gerekir.
Ancak, Vergi Usul Kanunu?nun 267. Maddesinde, kaza mercilerinin re?sen biçtikleri fiyatlarla, zirai kazanç ölçülerini tespit eden kararnamelerde yer alan unsurların, yukarıda belirtilen sıra ile mukayyet olmazsızın, öncelikle uygulanacağı kabul edilmiştir.
4.1-ORTALAMA SATIŞ FİYATI ESASI
Bu usulde emsal bedeli, esas itibariyle, kendi defter ve belgelerine istinaden mükellef tarafından tespit edilir. Bununla beraber, gerektiğinde, vergi idaresinin de ortalama satış fiyatına göre, emsal bedeli tespit edip, uygulama yapması mümkündür.
Ortalama satış fiyatı esasında emsal bedel, toplam satış bedelinin, toplam satış miktarına bölünmesi suretiyle bulunan birim fiyattır.
Ortalama satış fiyatı esasının uygulanabilmesi için şu şartların varlığı gereklidir:
Değerlemesi yapılacak mallardan, sıra ile değerlemenin yapılacağı ayda veya bir evvelki veya bir daha evvelki ayda satış yapılmış olmalıdır. Yapılan satışın, değerleme konusu malla aynı cins ve neviden olması gerekir. Örneğin 16 denye numaralı bir kamgarn ipliğinin değerlemesinde, 18 denye kamgarn iplik satış ortalaması esas alınamaz. Ayrıca, değerlemesi yapılacak malla, satılan mal arasında, değeri etkileyecek ölçüde terkip farklılığının bulunmaması icap eder. Terkibinde %50 ölçüde yün bulunan bir iplik değerlemesinde, %70 oranında yün ihtiva eden iplik satış bedeli esas alınamaz.
Buna karşılık, satış şartlarına ait özelliklerin kıyaslamaya etkisi yoktur. Emsal bedelinin tespitinde esas alınacak satışlar, peşin veya vadeli yapılmış olabilir.
İkinci şart, satış miktarının değerlemesi yapılacak mal miktarının %25?inden fazla olmasıdır. Miktar mukayesesi, değerlenecek malla, her ayın satışı müstakilen nazara alınmak suretiyle yapılır.
Vergi İdaresince Tespit : Ortalama satış fiyatı esasında emsal bedeli yukarıda da değindiğimiz gibi, mükellef tarafından tespit edilir. Ancak, mükellef ortalama satış fiyatı esasına göre tespit imkanı varken, maliyet bedeli esasını uygulamış veya takdir suretiyle belli edilen emsal bedeli ile değerleme yapmışsa, vergi incelemesi sırasında durumun tespiti üzerine, emsal bedeli ortalama satış fiyatı esasında, inceleme elemanınca bizzat hesaplanarak ona göre gerekli işlem yapılır.
4.2-MALİYET BEDELİ ESASI
Emsal bedeli uygulamasında başvurulacak ikinci yöntem maliyet bedeli esasıdır. Maliyet bedeli esasında, emsal bedeli belli edilecek malın, maliyet bedeli biliniyorsa veya çıkarılması mümkünse, yükümlü bu maliyet bedeline toptan satışlar için %5, perakende satışlar için %10 ilave etmek yoluyla emsal bedelini tespit eder.
Burada maliyet bedeline eklenecek satış karının nasıl tespit edileceği önemlidir. Zira satışların toptan mı yoksa perakende mi olduğunun bilinmesi gerekir. Perakende satış 22 Seri No?lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği?nde ?malın, alıcı tarafından aynen veya işlendikten sonra tekrar satışa arz edilmemesi, tüketilmesi veya sarf malzemesi olarak kullanılması ve satın alan kişilerin normal ihtiyacından fazla olmaması? şeklinde tanımlanmıştır.
Perakende satışlar bu şekilde tanımlanmakla beraber gelir vergisinde ortalama kar haddinin uygulandığı yıllarda yargı organları fatura düzenlemek suretiyle yapılan satışların tamamının toptan satış olduğu yolunda kararlar vermiştir. Oysa böyle bir tanım fatura kullanma mecburiyetinin düzenlendiği Vergi Usul Kanunu?ndaki 232. madde ile çelişmektedir. Çünkü bu madde hükmü belli bir tutarı aşması halinde veya müşterinin istemesi halinde fatura düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu durumda faturalı satışların perakende satışları da kapsaması kaçınılmazdır.
22 Seri No?lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği?nde yer alan perakende satış tanımının, indirimli orana tabi mal ve hizmetlerin yer aldığı I sayılı listede de tekrarlandığı görülmektedir.
Emsal bedelinin mükellef tarafından bu iki esasa göre hesaplandığı durumlarda bu hesaplamalara ilişkin kayıt ve cetvellerin, ileride ispat aracı olarak kullanılmak üzere saklanması gerekir.
4.3-TAKDİR ESASI
Bu esasın uygulanabilmesi için ilk iki esasın uygulanabilmesinin olanaksız olması gerekmektedir. Böyle bir durumda, emsal bedeli, işletmenin bu konudaki talebi üzerine takdir komisyonu tarafından takdir yöntemi ile saptanır. Takdir komisyonu, emsal bedeli belirlenecek kıymetlerin maliyet bedelleri, piyasa kıymetleri ve yıpranma derecelerini de dikkate alır.
İster mükellef, isterse vergi dairesinin talebine istinaden yapılsın, takdir olunan matraha mükelleflerin dava açma hakkı mahfuzdur. Ancak mükellefin talebi üzerine belli edilen emsal bedeline karşı açılan dava verginin tahakkuk ve tahsilini durdurmaz. Mükellefin itirazı haklı görüldüğünde, başlangıçta tahsil edilen vergide gerekli düzeltme yapılır.
Bilindiği gibi, mükelleflerin normal olarak takdir komisyonu kararlarına karşı dava açmaları söz konusu olmaz. Re?sen tarhiyatta dava doğrudan doğruya takdir komisyonu kararına karşı değil, fakat bu karar istinaden idarece yapılan tarhiyata yöneltilir.
Buna karşılık, vergi dairesinin takdir komisyonu kararlarına her hal ve takdirde dava açma hakkı vardır. Vergi Usul Kanunu?nun 267. maddesinde, takdir edilen emsal bedeline karşı dava açma yönünden, sadece mükelleflerden bahsedilmesi bu yüzdendir. Vergi idaresi, takdir komisyonunun her türlü kararına olduğu gibi, emsal bedeli tespiti ilgili kararına karşı da, Vergi Usul Kanunu?nun 377. maddesi uyarınca dava açabilir. Ancak bu durumun ortaya çıkma ihtimali hemen hemen yoktur. Zira takdir komisyonunun 5 üyesinden üçü vergi dairesinden gelmekte ve vergi dairesi müdürü komisyona başkanlık etmektedir. Muvazzaf takdir komisyonlarının başkanlarının da Maliye Bakanlığı?nca atanan kişiler olduğu göz önüne alınırsa durumun çok fark etmeyeceği ortaya