anlaşılan o ki sn. HResources sadece personel işleri ile uğraşıyor.
bilen arkadaşlar hatırlar, tth söz konusu olduğu zamanlarda hem vergi iadelerini yetiştirmeye çalışıyorduk, hem geçici vergiyle boğuşuyorduk, ardından da 2 ay içerisinde de denetleme geçirip, kurumlar vergisini sağlıklı bir şekilde vermemiz gerekiyordu.
tabi ki iyi bir muhasebeci tüm bu işlerin yanında, şirketin diğer alakasız işleriyle de meşgul olmak zorunda olduğundan, onlarla da meşgul oluyorduk.
şimdi tüm bu sıkışıklıkta, tüm bu iş yoğunluğunda, devletin devasa personele sahip bir kurumu, tasarrufu teşvik kesintisi adı altında aldığı paraların hesabını veremezken, kaşeli imzalı teslimat kağıtlarımızı yok sayarken suç bizim mi oluyor veya iş bizim işimiz mi oluyor??
son olarak şimdiye kadar tth'deki tek kuruşuma dahi dokunmadım. zira o esnalarda ırak savaşı başlamak üzereydi, teskere meclise gelmiş, türkiye sadece 5-6 milyar dolar için savaşa girip, girmemeyi tartışırken, savaşa hayır mitingi yapılıyor ve sadece bir kaç bin kişi katılıyordu bu mitinge.
sonra ortaya tth'ler atıldı, tth'lerini almak için onbinler sokaklara döküldü, pek çok yerde gösteriler yapıldı, hükümete yüzbinlerce protesto yazısı gönderildi.
ülke savaşın eşiğinde, ekonomi sallanıyor, abd alttan alttan kuyumuzu kazıyor, biz 10 milyar diyoruz abd 5 milyar dolar diyor, bir ulusun kaderi pazarlık masasında.
bu esnada halkımız ortaya çıkıp, biz tth paramızı isteriz diyor. ki bedel 12 katrilyon yani 12 milyar ytl. diğer bir ifade ile tam abd'nin bize vermesini istediğimiz para kadar neredeyse.
şimdi diyeceksiniz ki bunlar işçilerin hakkı. doğru hakkıdır ama istedikleri zaman çok yanlıştı.