Tekrar İşe Girişte Yıllık İzin Süresinin Hesabında Kıdem Tazminatı

  • Konbuyu başlatan manasse
  • Başlangıç tarihi
M

manasse

Ziyaretçi
Kıdem tazminatı ödenmek suretiyle işyerinden ayrılan işçiler, bazen, aynı işyerine veya işverenin başka bir işyerine girerek çalışmaya devam edebilmektedir.

Gerek kamu, gerekse; özel kesim bazı işyerlerinde ikinci dönem çalışmaları sırasında, daha önceki çalışmalarına ilişkin ihbar ve kıdem tazminat alacaklarının ödenmesi halinde, ikinci döneme işçinin tamamen yeni bir iş sözleşmesi ve sıfır kıdemle işbaşı yaptıklarından bahisle, yeni dönemde yıllık ücretli izin kullandırılması sırasında, işçilerin eski hizmetlerinin dikkate alınmadığı yapılan işyerleri teftişlerinde karşımıza çıkmaktadır. Bu makalede, yıllık izin süresinin tespitinde, kıdem tazminatı ödenmiş eski çalışma sürelerinin, yıllık izin süresinin tespitinde neden dikkate alınması gerektiği hususları ilgili Yargıtay 9.Hukuk Dairesi kararı değerlendirilmek suretiyle açıklanmaya çalışılacaktır.

II- KIDEM TAZMİNATI ÖDENEREK TASFİYİ EDİLEN KIDEM TAZMİNATI ALACAĞI VE KIDEM SÜRESİ

Yürürlükte bulunan 1475 sayılı Eski İş Kanununun 14. maddesinde, özet olarak İşyerinde asgari 1 yıl çalışmış olmak, 7 ayrı kıdem tazminatı hak etme şartlarının kazanılması durumunda; her hizmet yılı için 30 günlük ücret tutarında kıdem tazminatının ödeneceği, Kıdem tazminatının hesabında, İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır. Aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı ve ikramiye ödenmez. Denmektedir. 1475 sayılı Kanunun 14. maddesindeki; Kıdem tazminatının hesabında, İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır. şeklindeki benzer düzenlemeye, 4857 sayılı Kanunun yıllık izine hak kazanma ve izin kullanma dönemi başlığı taşıyan 54. maddesinde yer verilmiştir.

Bir işçinin çalıştığı süreye ilişkin kıdem tazminatı alacağı ödenerek, kıdem tazminatı alacağı tasfiye edildiğinde, tekrar işyerine veya işverenin başka bir işyerine girmesi halinde, bu eski sürenin kıdem tazminatının hesaplanması sırasında, Aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı ve ikramiye ödenmez. hükmüne göre dikkate alınmaması gerekmektedir. İşçinin iş sözleşmesinin fiilen fesih edilmemesine rağmen, kayıtlar üzerinde iş sözleşmesinin fesih edildiği işlemlerinde,(Bir gün önce fesih, ertesi günü tekrar giriş işleminin yapılması durumunda) gerçek bir fesihten söz edilemeyeceğine göre, ödenmiş olan kıdem tazminatının avans kabul edilerek, işçinin fesih öncesi ve sonrası tüm çalışma sürelerinin toplamı üzerinden kıdem tazminatı hesaplandıktan sonra, daha önce ödenmiş olan avans niteliğindeki kıdem tazminatının düşüldükten, sonra bakiye kıdem tazminatının ödenmesi gerekmektedir.

Örnek-1:

İşyerine 31.12.1999 tarihinde girerek çalışmaya başlayan Apartman kapıcısı işçinin 31.12.2009 tarihinde kıdem tazminatı ödenerek iş sözleşmesinin fesih edilerek, 01.01.2010 tarihinde ara vermeksizin, tekrar aynı işyerine giriş işleminin yapılarak çalışmaya devam etmesi, ikinci dönem sonunda 31.12.2010 tarihinde kıdem tazminatı ödenerek iş sözleşmesinin fesih edilmesinin kararlaştırılması durumunda; İşçinin 31.12.1999-31.12.2010 devresindeki tüm çalışmasının dikkate alınarak 11 yıllık kıdem tazminatı hesaplandıktan sonra 31.12.2010 tarihinde ödenmiş olan 10 yıllık çalışma süresine ilişkin ödenmiş olan kıdem tazminatının avans kabul edilerek mahsubu yapıldıktan sonra bakiye kıdem tazminatının işçiye ödenmesi gerekmektedir.

Örnek-2:

İşyerinde 5 yıl çalıştıktan sonra kıdem tazminatı ödenerek işyerinden ayrılan işçi, bir süre sonra tekrar aynı işyerine veya işverenin başka işyerine girerek çalışması, ikinci dönem çalışma sonunda da kıdem tazminatı ödenecek şekilde işçinin ayrılması halinde, İşçiye geçmiş çalışmalarına ilişkin ihbar ve kıdem tazminatları ödenmiş olduğundan, 1475 sayılı Kanunun yürürlükte kalan 14. maddesindeki, Aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı ve ikramiye ödenmez. Buyurucu açık hükmüne göre, eski çalışmalarına ilişkin ihbar ve kıdem tazminatı alacağı tasfiye edilmiş olduğundan, İşçinin eski dönem çalışması kıdem tazminatı hesaplanması sırasında dikkate alınmayacak, sadece yeni çalışma dönemine ilişkin kanuni kıdem tazminatı ödemesi yapılacaktır.

Örnek-3:

İşyerinde 5 yıl çalıştıktan sonra kıdem tazminatı alacağını alarak işyerinden ayrılan işçi, bir süre sonra tekrar aynı işyerine veya işverenin başka işyerine girerek 10 ay çalışması ve ikinci dönem çalışması sonunda da kıdem tazminatı ödenecek biçimde ayrılması halinde, İşçiye geçmiş çalışmalarına ilişkin ihbar ve kıdem tazminatları ödenmiş olduğundan, mükerrer kıdem tazminatı ödenmeyecek, ancak; geçmiş çalışmaları da dikkate alındığında; hizmeti 5 yıl, 10 ay olacağından Kıdem tazminatı yönünden işyerinde bir yıl çalışma şartı daha önceden kazanılmış olduğundan, işçiye ikinci dönem 10 aylık çalışmasına ilişkin kıdem tazminatı hesaplanarak ödenmelidir. ikinci dönem çalışmasında kıdem tazminatı ödenmesi yönünde bir tam yıl çalışma şartı aranmayacaktır. Bu görüş doktrinde de paylaşılmaktadır[1].

İşçinin birinci döneme ilişkin 5 yıllık kıdem tazminatının ödenmesi, 5 yıllık kıdem süresinin tasfiyesi (çalışma süresinin yok sayılması) sonucu doğurmamakta, sadece, birinci döneme ilişkin kıdem tazminatı alacağını tasfiyeye uğratmakta; İşçinin işyerinde çalışmış olma gerçeğini, kıdemini ve olgusunu ortadan kaldırmamaktadır.

III- TASFİYE EDİLMEYEN YILLIK İZİN ÜCRETİ VE İZİN SÜRESİ:

4857 sayılı Kanunun 53. maddesinde, Hizmet süresi bir yıldan beş yıla kadar olanlara(Beş yıl dahil) 14 gün, Hizmeti Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi gün, hizmeti Onbeş yıl(dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden az olmamak üzere, Onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere yirmi günden az izin kullandırılmayacağı, hükmüne yer verilmektedir. Kanun koyucu bu düzenleme ile Genç, çocuk işçiler ile yaşlı işçilerin ve kıdemli işçilerin biyolojik, fiziki ve ruhi durumlarının, daha uzun süre yıllık izin yapmalarına ihtiyaçları olacağı gerçeğinden hareketle, kıdemli işçiler, çocuk ve genç işçilerle 50 yaşından büyük yaşlı işçiler lehine pozitif ve koruyucu bir ayrımcılığa yer vermiştir.

Konu ile ilgili Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bir Kararında: Davacı işçi, işyerinde halen çalışmakta olduğunu ve yıllık izin sürelerinin hesabında aynı işverenin başka bir işyerinde 1986-1990 yılları arasında geçen hizmetlerinin de dikkate alınması gerektiğinin tespiti isteği ile bu davayı açmıştır. Davalı vekili, tespit davası açmakta hukuki menfaatin olmadığını ve 1990 yılında ihbar ve kıdem tazminatları ödenmek suretiyle önceki çalışmaların tasfiye edildiğini ve davacının işvereni ibra ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne dair karar verilmiş, hükmü davalı taraf temyiz etmiştir. Davacı işçinin işyerinde çalışması devam ettiğine göre, yıllık izne hak kazanma ve izin sürelerinin belirlenmesi yönünden tespit niteliğinde bu davayı açmada hukuki menfaati bulunmaktadır. Bu itibarla, mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi yerindedir. Öte yandan, davanın dayanağını, 4857 sayılı İş Kanununun 54. maddesinin ilk fıkrasında yer alan Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. şeklindeki kural oluşturur. Gerçekten işçinin aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin yıllık izin hesabı yönünden birleştirilmesi anılan Yasanın amir hükmüdür. Benzer bir düzenleme de 4857 sayılı İş Kanununun 120. maddesi hükmüne göre halen yürürlükte olan 1475 Sayılı Yasanın 14.maddesinin 2.fıkrasında yer almaktadır. Anılan hükümde,İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasını bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır. Şeklinde kula yer verilmiştir. Dairemizin istikrar kazanan uygulamasına göre, işçinin aralıklı çalışmalarında iş sözleşmesinin feshinin ardından, bir dönem için kıdem tazminatı ödenmiş olması halinde bahsi geçen çalışmaların tasfiye edilmiş olduğu sonucuna varılmaktadır. Kıdem tazminatı ödenmek suretiyle tasfiye edilen sürelerin işçinin aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde daha sonra gerçekleşen hizmet süresine eklenmesi, mümkün görülmemektedir. Buna karşın, iş sözleşmesi feshedildiği halde tazminatları ödenerek tasfiye edilmeyen hizmetlerin sonraki çalışma süresine ekleneceği, dairemizce kabul edilmektedir. Yine işvereninin ilerde daha az kıdem tazminatı ödeme şeklinde bir uygulama içine girmesi halinde, işçi aleyhine sonuçlar doğuran bu tutumu yasalar karşısında korunmamakta ve yapılan ödeme avans niteliğinde kabul edilmektedir. Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken hizmet süresi yönünden varılan bu sonucun, yıllık izne hak kazanma noktasında da dikkate alınması yerinde olur. Gerçekten 1475 sayılı İş Kanununun bahsi geçen hükümleri, birbirine oldukça yakından düzenlemeler içermektedir. Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönülecek olunursa, dava işçi 1986-1990 yılları arasında aynı işverenin değişik bir işyerinde çalışmış ve iş sözleşmesinin işverence feshi üzerine ihbar ve kıdem tazminatları ödenmiş, işçinin imzasını taşıyan ibranamede yıllık izinlerinin de ödendiği belirtilmiştir. Anılan ibranamede ile işveren ibra edilmiş, bir başka anlatımla 1986-1990 yılları arasında kalan çalışmalar, işçilik hakları ödenmek suretiyle tamamen tasfiye edilmiştir. İşçinin 1992 yılında yeniden aynı işverene ait işyerinde çalışmaya başlaması yeni bir hizmet akdi niteliğindedir. İşçilik hakları hesabında tasfiye edilen çalışmaların, bu yeni hizmet akdi çerçevesinde yeniden değerlendirmeye alınması doğru olmaz. 4857 sayılı İş Kanununun 54. maddesi hükmünün, işçinin önceki dönem çalışmalarının tasfiye edilmediği hizmet süreleri bakımından bir anlama bulunmaktadır. Bu nedenle, mahkemece davanın reddi yerine yazalı şekilde tespit isteğinin kabulü hatılı olup, bozmayı gerektirmiştir.[2] demiştir.

Kıdem tazminatı ödenmiş olan sürelerin, işçinin tekrar aynı işyerine veya işverenin başka bir işyerine girmesi durumunda, yıllık izin süresinin hesabında dikkate alınmayacağını savunanlarca, yukarıdaki yargı kararı iddialarına dayanak gösterilmektedir.

Belirtilen Yargı kararına tümden katılmak mümkün bulunmamaktadır. Şöyle ki; Kararda, Kıdem tazminatı ödenmesi ile Yıllık izin kullandırılması doğrudan ilişkilendirilmiş. Kıdem Tazminatı konusunu düzenleyen 1475 sayılı Kanunun 14. maddesindeki: Kıdem tazminatının hesabında, İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır. Aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı ve ikramiye ödenmez. hükmü ile, 4857 sayılı İş Kanununun 56. maddesinde Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. hükmü birbirlerinden tamamen bağımsız düzenlemeler olup, her hüküm ilgili maddedeki düzenleme amacına göre kanun buyruğu olarak uygulanmaktadır. 1475/14.m.deki belirtilen düzenlemenin, 4857 sayılı Kanunun 54. maddesindeki Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. hükmü karşısında daha üstün bir hukuk kaynağı olma niteliği bulunmadığı gibi, Kıdem Tazminatıyla ilgili 14. maddedeki düzenlemenin 12.07.1975 tarihinde, 4857/54. maddedeki düzenlemenin 10.06.2003 tarihinde yapıldığı dikkate alınırsa, zımmi bir ilgada söz konusu olamayacaktır. 4857 sayılı İş Kanununda ve 1475 sayılı Eski İş Kanununun yürürlükte kalan 14.maddesinde, kıdem tazminatı ödenen sürenin, tekrar işyerine girilerek çalışılması halinde, izin süresinin hesabında dikkate alınmayacağı anlamına gelecek bir sözcük bulunmamaktadır. Bu nedenle kıdem tazminatı ödenmesi ile yıllık izin süresi ve izin kıdemi arasında ilişki kurulması isabetli olmamıştır.

Yüksek mahkemenin karar metnindeki; 1986-1990 yılları arasında kalan çalışmalar, işçilik hakları ödenmek suretiyle tamamen tasfiye edilmiştir. İşçinin 1992 yılında yeniden aynı işverene ait işyerinde çalışmaya başlaması yeni bir hizmet akdi niteliğindedir. İşçilik hakları hesabında tasfiye edilen çalışmaların, bu yeni hizmet akdi çerçevesinde yeniden değerlendirmeye alınması doğru olmaz. Görüş ve yaklaşımı, İş Kanununun işçiyi koruyucu genel amacını ve 4857 sayılı Kanunun 53 ve 54. maddelerin lafzına ve maddelerin düzenlenme amacına uygun düşmemektedir. Yüksek mahkemenin, İş Kanununun 53 ve 54. maddelerinin düzenlenme amaçlarına ve işçi yararına yeni görüşler ortaya koyacağını ümit etmekteyiz.

4857 sayılı İş Kanununun 54. maddesinde Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. şeklindeki kanunun amir hükmüne göre işçilerin, işyerinde ve işverenin diğer işyerlerinde geçen tüm süreleri toplanarak, İzin kıdem süresi bulunduktan sonra, İş Kanununun 53. maddesindeki izin sürelerine uygun olarak yıllık ücretli izinlerinin kullandırılması, kullandırılmayan sürelerinin ücretinin, iş sözleşmelerinin feshi sırasında 4857/59. maddesine göre ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde, İşçilere eksik yıllık izin ücreti ödenmiş olunacağından 4857/57.maddesine muhalefetten aynı Kanunun 103. maddesi gereğince, her işçi için idari para cezası uygulanması gerekecektir.

IV- SONUÇ

Kıdem tazminatı alacağı ödenerek işyerinden ayrılan işçinin, tekrar aynı işyerine veya işverenin başka bir işyerine girerek çalışması durumunda, yıllık İzin süresinin hesabında, 4857 sayılı İş Kanununun 54. maddesindeki; Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. hükmü gereğince, işçinin aynı işverenin iş kanunu kapsamında olan veya olmayan tüm çalışma sürelerinin dikkate alınarak yıllık ücretli izinlerin kullandırılması gerekmektedir. Önceki çalışma sürelerine ilişkin kıdem tazminatı veya izin ücretinin ödenmesi, ya da izinin kullandırılması işçinin izin kıdem süresini ortadan kaldırmayacaktır.

Mehmet KARADURMUŞ
Baş İş Müfettişi

Yaklaşım



[1] Müjdat ŞAKAR, Gerekçeli ve Yorumu Açıklamalı İş Kanunu, 2009 Yaklaşım Yayıncılık, s. 723

[2] Yrg. 9. HD.nin, 30.01.2007 tarih ve E.2006/12556, K.2007/01252 sayılı Kararı. (Karar için Bkz. C. Sinan Özdemir, Yargıtay Kararları İle Açıklamalı İş Kanunu, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, Aralık 2009 )
 
Ynt: Tekrar İşe Girişte Yıllık İzin Süresinin Hesabında Kıdem Tazminatı

Bunlar doğrudur. Zaten uygulama bu yöndedir.
Ancak burda açıklanamsı gereken tek husus Yargıtay son kararına göre emekli olup kıdemini alan ve daha sonra tekrar aynı işyerinde çalışan işçinin, izin süresi hesaplanırken önceki hizmet sürelerinin dikkate alınmayacağıdır.
 
Ynt: Tekrar İşe Girişte Yıllık İzin Süresinin Hesabında Kıdem Tazminatı

Bu konu hakkında hep çelişkili şeyler var. Benim pek emin olamadığım konu da şu. Şimdi bir personelimiz 19.09.2006 - 23.01.2011 tartihleri arasında çalıştı. 01.03.2011 de tekrar iş başı yaptırdık. Bu kişinin ilk işe giriş tarihi 19.09.2006 olduğu için 2011 de 19.09.2011 de mi izin hakeder. Yoksa ikinci işe girişi olan 01.03.2012 de mi izin hakeder...???? Lütfen cevap bekliyorum...
 
Ynt: Tekrar İşe Girişte Yıllık İzin Süresinin Hesabında Kıdem Tazminatı

İlginç bir soru.
Ayrılmadan önce en son iznini ne zaman kullandığına bakmak lazım.
Tabi bu arada daha önceki senelerden kullanmadığı izin varsa sorun kalmaz. Onları istediği zaman kullanabilir.
 
Ynt: Tekrar İşe Girişte Yıllık İzin Süresinin Hesabında Kıdem Tazminatı

emekli çıkışı yapıldı. ihbar dışında tüm haklarını alarak çıktı. Kullanılmamış izin hakkı yok.
 
Ynt: Tekrar İşe Girişte Yıllık İzin Süresinin Hesabında Kıdem Tazminatı

Ha tamam o zaman . Emekli olunca eski izin hakları sıfırlanıyor.
01,03,12 de hak edecek.
 
Ynt: Tekrar İşe Girişte Yıllık İzin Süresinin Hesabında Kıdem Tazminatı

nguroy ' Alıntı:
Ha tamam o zaman . Emekli olunca eski izin hakları sıfırlanıyor.
01,03,12 de hak edecek.

çok teşekkürederim. Bir şey daha soracağım o zaman. Aynı şekilde nikah çıkışı yapan bir arkadaş 2007-11 ayda çıkış verildi. 2008-01 ayda tekrar işe başladı. Bu kişinin izin hakkını devam ettirdik. Yani tam olarak doğru mu yaptık bilmiyorum ama 2008 de izin kullandı. Yaptığımız doğru mudur..?
 
Ynt: Tekrar İşe Girişte Yıllık İzin Süresinin Hesabında Kıdem Tazminatı

Evlilik ve askerlik ile,emeklilik nedeniyle ayrılmak konularına Yargıtay farklı yaklaşmış.
Evlilik ve askerlik nedeniyle ayrılıp sonra tekrar girenlere (bence) izin hakkı devam ettirilmelidir.
(Bence ) diyorum. Çünkü yargıda farklı yorumlar da vardır.
 
Ynt: Tekrar İşe Girişte Yıllık İzin Süresinin Hesabında Kıdem Tazminatı

niye bu konuda adam akıllı bi açıklama yapılmaz ki anlamıyorum. Net bi tanım yapılsa da bizde böyle nasıl olmalaı acaba diye düşünmesek :(
 
insan bazen iyi niyetinden kaybediyor. acil ihtiyacım var, oğlum evlenecek, kızım evlenecek, kredi borçlarım var, deyip, işverenden kıdem tazminatını alıp ta acil işlerini halledip rahatlayan işçi, yıllar sonra emeklilik ya da başka nedenle işten ayrılırken, geçmişte aldığı kıdem tazminatının, avans olduğunu iddia ettimi dava kazanabilmektedir.
iyi niyete göre değil, kurallara göre davranmak gerekir.
 
işyerimizde 10 yıl çalışıp emekli olup,kıdem tazminatını alıp;1,5 ay sonra tekrar işe başladıktan sonra 10 yıl sonra işveren tarafından sözleşmesi tek taraflı fes edildiğinde kıdem tazminatı hangi tarihten hesaplanır.
teşekkür ederim.
 
Kıdem tazminatını aldığında, alamayacağı bir kod ile iş akdi sonlandığında, istifa ettiğinde kıdem tazminatı alacağı sıfırlanır. Yani son dönem çalıştığı 10 yıllık süreyi alacak.
 
Üst