fonradar

Yorumsuz, 193 s. gvk. 252 sıra nolu tebliğinin 4.2 maddesini bilmiyorlar?

Üyelik
19 Tem 2009
Mesajlar
28
228298_1793066833480_1443945635_31596192_824587_n.jpg
 
Ynt: Yorumsuz, 193 s. gvk. 252 sıra nolu tebliğinin 4.2 maddesini bilmiyorlar?

Sevgili Ahmet

bak Cevabı sana kim yazmış ''Mal Müdürü''


ferhat
 
Ynt: Yorumsuz, 193 s. gvk. 252 sıra nolu tebliğinin 4.2 maddesini bilmiyorlar?

Yok "Mal Müdürü" yazmamış , "Vekili" yazmış :D "Mal Müdürü" yazsaydı böyle yazmazdı :D
 
Ynt: Yorumsuz, 193 s. gvk. 252 sıra nolu tebliğinin 4.2 maddesini bilmiyorlar?

"4.2. Tevkif Yoluyla Kesilen Verginin Vergi Sorumlusunca Tahakkuk Ettirilmemesi veya Ödenmemesi

Nakden iade talebinin yerine getirilmesi için tevkif yoluyla kesilen vergilerin, ilgili vergi dairesine ödenmiş veya tahakkuk ettirilmiş olduğuna ilişkin belgenin istenildiği durumlarda, vergi sorumlusunun ödeme yapmaması veya hiç beyanda bulunmaması nedeniyle söz konusu belge ibraz edilemiyorsa, bu durum bağlı olunan vergi dairesine mükellef tarafından bildirilir.

Konu, ilgili vergi dairesi tarafından vergi sorumlusunun bağlı olduğu vergi dairesine iletilir ve verginin tahakkuku veya tahsili için gerekli işlemlere ivedilikle başlanır. Verginin tahakkuku ve/veya tahsilinden sonra nakden iade işlemleri bu Tebliğin 1.3.2. bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde yerine getirilir.

Vergi kesintisi yapanlarca kesilen vergilerin tahakkuk ettirilmiş olmasına rağmen tecil, taksitlendirme veya borçların yeniden yapılandırılması nedenleriyle ödenmemesi durumunda, mükelleflerce ilgili kurum veya kuruluşlarca istihkaklarından kesinti yapıldığına ilişkin belgeye tecil veya taksitlendirme yapıldığına ilişkin ilgili kurumdan alınacak yazının eklenmesi yeterlidir."

bu yazıdan tevkifatın mükellefce beyan edilmese dahi iadeyi etkilemez sonucunu nasıl çıkardınız?
V.U.K. ilgili maddesi:

"VERGİ KESENLERİN SORUMLULUĞU:

Madde 11 - Yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanlar, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumludurlar.

Bu sorumluluk, bunların ödedikleri vergilerden dolayı asıl mükelleflere rücu etmek hakkını kaldırmaz.

(Ek fıkra: 04/12/1985 - 3239/2 md.) Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısiyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananlar, aralarında zımmen dahi olsa itibat olduğu tespit olunanlar müteselsilen sorumludurlar.

(Ek fıkra: 04/12/1985 - 3239/2 md.) Ancak üçüncü fıkrada belirtilen müteselsilen sorumluluk mal üreten çiftçiler ile nihai tüketiciler için söz konusu değildir.

(Ek fıkra: 24/03/1988 - 3418/30 md.) Maliye ve Gümrük Bakanlığı zirai ürünlerin (işlenmiş olanlar dahil) alım ve satımına aracılık eden kuruluşlar ile Ticaret Borsalarını bu mahsullerin satın alınması sırasında yapılacak vergi tevkifatından müteselsilen sorumlu tutmaya, sözkonusu ürünlerin satışı dolayısıyla yapılacak vergi tevkifatının hangi safhada yapılacağını her bir ürün için ayrı ayrı belirlemeye yetkilidir. Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından belirlenen safhadan önceki safhalarda tevkif yoluyla alınan vergiler iade edilmez ve süresinde ilgili vergi dairesine yatırılır.

(Ek fıkra: 04/12/1985 - 3239/2 md.) Müteselsil sorumluluğun şartları, sınırları ve bu konuya ilişkin usul ve esaslar Maliye ve Gümrük Bakanlığınca belirlenir."
 
Ynt: Yorumsuz, 193 s. gvk. 252 sıra nolu tebliğinin 4.2 maddesini bilmiyorlar?

T.C.
D A N I Ş T A Y
Dokuzuncu Daire
Esas No : 2005/2301
Karar No : 2006/4414

Özeti : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nun 11. maddesinin 3. fıkrasında yer alan müteselsil sorumluluğun katma Değer Vergisi ihtilaflarına uygulanıp uygulanamayacağı hakkında.

Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı
Karşı Taraf : ? Elektrik Elektronik Cihazları İmalat Bakım ve Ticaret A.Ş.
Vekilleri : Av. ? - Av. ?

İstemin Özeti : 1995/ Kasım dönemi için re'sen salınan katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, anılan yılda davacı şirkete fatura düzenleyen ... Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti'ne ait faturaların gerçek bir mal ve hizmet satımı karşılığında tanzim edilmediğinin ve katma değer vergilerinin hazineye intikal ettirilmediğinin saptanması üzerine ödenmeyen vergilerden davacı şirket 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca müteselsilen sorumlu tutularak adına dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı, davacı şirket adına fatura düzenleyen ... Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda, davacı şirket ile ilgili bir saptama yer almadığından ve olayda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11.maddesinde belirtilen anlamdaki ilişkinin varlığı hukuken itibar edilebilecek şekilde ortaya konulamadığından, yapılan cezalı tarhiyatta ve kesilen özel usulsüzlük cezasında isabet görülmediği gerekçesiyle kabul eden İzmir 2. Vergi Mahkemesi'nin 13.1.2003 tarih ve E:2001/32, K:2003/13 sayılı kararını onayan İzmir Bölge İdare Mahkemesi'nin 2.6.2004 tarih ve E:2003/1023, K:2004/1378 sayılı kararının düzeltilmesi istemini kabul ederek kararın kaçakçılık cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasını; davacı şirketin indirim konusu yaptığı faturayı düzenlenen ... Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti.nin komisyon karşılığında sahte fatura düzenlediğinin hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporu ile saptandığı, davacı şirketin anılan şirketten mal alımına ilişkin olarak çek, senet, banka dekontu gibi herhangi bir belge sunamadığı, içeriği bakımdan yanıltıcı olduğu anlaşılan faturayı alarak kaydeden davacı şirketin, faturasını aldığı şirket ile işbirliği içinde olmadığının kabul edilemeyeceği, bu durumda olayda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesinde belirtilen müteselsil sorumluluk koşulu gerçekleştiğinden, salınan katma değer vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasında isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle bozan, özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrası hakkında ise, bu cezanın 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu kapsamına girdiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığından hükmeden İzmir Bölge İdare Mahkemesi'nin 30.12.2004 tarih ve E:2004/1593, K:2004/2270 sayılı kararının; kaçakçılık cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmının kanun yararına bozulması istenilmektedir.

Danıştay Başsavcılığı'nın Kanun Yararına Bozma İstemi : Davacı şirket adına ... Anonim Şirketinden alınan faturanın sahte olduğundan bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca müteselsil sorumluluk esasından hareketle 1995/11. dönemi için tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden İzmir 2.Vergi Mahkemesinin 13.1.2003 tarih ve E:2001/32, K:2003/13 sayılı kararını onayan İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 2.6.2004 tarih ve E:2003/1023, K:2004/1378 sayılı kararının düzeltilmesi istemini kabul ederek kaçakçılık cezalı katma değer vergisini onayan, özel usulsüzlük cezası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmeden İzmir Bölge İdare Mahkemesi'nin 30.12.2004 tarih ve E:2004/1593, K:2004/2270 sayılı kararının cezalı tarhiyata ilişkin kısmının; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek davacı şirket tarafından kanun yararına bozulması istemi üzerine konu incelendi:
2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51 inci maddesinde,bölge idare mahkemesi kararlarından niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından ... A.Ş isimli firmadan 29.11.1995 tarih ve 3038 numaralı fatura ile 2500 adet kazak satın alındığı ve satın alınan bu emtiaların ihraç edildiği , fatura içeriği katma değer vergisinin indirim konusu yapıldığı, adı geçen firmanın sahte belge düzenlediğinin saptandığından bahisle indirim konusu yapılan katma değer vergisinin dayanağı olan faturanın da sahte olduğu dolayısıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince alıcıların bu belge içeriği verginin ödenmesinden satıcılar ile birlikte sorumlu tutulması gerekeceğine ilişkin inceleme raporuna dayanılarak davacı şirket adına cezalı tarhiyatın yapıldığı ve özel usulsüzlük cezasının kesildiği, açılan davada ileri sürülen iddialar yerinde görülerek İzmir 2. Vergi Mahkemesince davanın kabulüne, tarhiyatın ve cezaların terkinine karar verildiği, kanun yararına bozulması istenilen Bölge İdare Mahkemesi kararıyla da Mahkeme kararının bozularak davanın cezalı tarhiyata ilişkin kısmının reddedildiği anlaşılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11inci maddesine 3239 sayılı Kanunun 2nci maddesiyle eklenen üçüncü fıkrasında, mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananların, aralarında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanların müteselsilen sorumlu tutulacakları öngörülmüştür.
Bu maddenin gerekçesinde de, kesilen vergiler ile tahsil edilen katma değer vergilerinin mutlaka vergi dairesine yatırılmasının amaçlandığı belirtilmiş olup, vergiyi kestiği veya tahsil ettiği halde vergi dairesine yatırmayanları zorlamak ve bu görevlerini yerine getirmelerini sağlamak için alım satıma taraf olanlar ve hizmetten yararlananlar müteselsilen sorumlu tutularak gerçek yükümlünün bu görevini yapmasını ve özellikle paravan şirket kurulmasını önlemek maksadıyla bu hükmün 11inci maddeye eklendiği vurgulanmıştır.
Bu durumda , 213 sayılı Kanunun 11inci maddesinin katma değer vergisi için de geçerli olduğu kuşkusuz olup, Yüksek Dairenizin kararlarında da vurgulandığı üzere bu maddede öngörülen müteselsil sorumluluğun katma değer vergisi ihtilaflarına uygulanabilmesi için gerçek mal alım satımı olmadan, komisyon karşılığında fatura temin edildiğinin, yahut kişi ve kuruluşlar arasında vergiyi ziyaa uğratma yönünden bir irtibat bulunduğunun idarece tespit edilmesi veya hükme esas alınabilecek kuvvette bir izlenim edinilmesi şarttır.Aksi halde Yasaların kendilerine yüklediği ödevleri eksiksiz yerine getiren iyi niyetli yükümlülerin, vergiyi ödeyip ödemediklerini izlemesi ve onları bu yönde zorlaması olanaksız olan diğer kişilerin tutum ve davranışlarından sorumlu tutulması gibi hukukun temel ilkeleri ile bağdaşmayan, açıkca bu ilkeye aykırılık oluşturan bir sonuç ortaya çıkar.
Olayda ise uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatın dayanağı olan inceleme raporunda davacı şirket ile mal satın aldığı şirket arasında bir irtibat bulunduğu kanıtlanamadığından, davacı şirketin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre verginin ödenmesinden sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılan İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 30.12.2004 tarih ve E:2004/1593, K:2004/2270 sayılı kararının cezalı tarhiyata ilişkin kısmının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51 inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Konuyu temyizen Yüksek Dairenizin takdir ve kararına saygı ile sunarım.

Tetkik Hakimi Güneş Kurtoğlu Karacık'ın Düşüncesi : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesinin 3 fıkrasında yer alan müteselsil sorumluluğun katma değer vergisi ihtilaflarına uygulanabilmesi için, gerçek mal alım satımı olmadan, komisyon karşılığında fatura temin edildiğinin veya kişi ve kuruluşlar arasında vergiyi ziyaa uğratma yönünden bir irtibat bulunduğunun idarece tespit edilmesi veya hükme esas alınabilecek kuvvette bir izlenim edinilmesi şart olup, olayda, inceleme elemanınca davacı şirket ile adına fatura düzenleyen ... Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti arasında herhangi bir irtibat bulunduğu hususu tespit edilemediğinden, davacı şirketin ödemeyen vergilerden müteselsilen sorumlu tutularak adına cezalı tarhiyat yapılmasında isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin kabulü gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince İzmir Bölge İdare Mahkemesi'nin 30.12.2004 tarih ve E:2004/1593, K:2004/2270 sayılı kararının Danıştay Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilerek bozulmasının istenilmesi üzerine işin gereği görüşüldü:

İstem; davacı şirket adına 1995/Kasım dönemine ilişkin olarak re'sen salınan katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden İzmir 2. Vergi Mahkemesi'nin 13.1.2003 tarih ve E:2001/32, K:2003/13 sayılı kararının bozulmasına ilişkin İzmir Bölge İdare Mahkemesi'nin 30.12.2004 tarih ve E:2004/1593, K:2004/2270 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına ilişkindir.

Dosyanın incelenmesinden, ... Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti.nin davacı şirkete 29.11.1995 tarih ve 3038 numaralı faturayı düzenlediği, davacı şirket tarafından, fatura muhteviyatı malın ihraç edildiği ve katma değer vergisinin indirim konusu yapıldığı, ihracatın gerçekleştiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, ancak , sözkonusu faturayı düzenleyen şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile bu şirkete ait faturaların gerçek bir mal ve hizmet satımı karşılığında tanzim edilmediğinin ve katma değer vergilerinin hazineye intikal ettirilmediğinden söz edilerek davacı şirket 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca müteselsilen sorumlu tutularak adına dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesinde; yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların, verginin tam olarak kesilip ödemesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumlu oldukları, aynı maddenin olay tarihinde yürürlükte olan ve bu maddeye 3239 sayılı Kanunun 2. maddesiyle eklenen 3. fıkrasında ise, mal alım ve satım ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananların, aralarında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanların müteselsilen sorumlu tutulacakları hükme bağlanmıştır.

Maddenin gerekçesinde, kesilen vergiler ile tahsil edilen katma değer vergilerinin mutlaka vergi dairesine yatırılmasının amaçlandığı belirtilmiş olup, vergiyi kestiği veya tahsil ettiği halde vergi dairesine yatırmayanları zorlamak ve bu görevlerini yerine getirmelerini sağlamak için alım satıma taraf olanlar ve hizmetten yararlananlar müteselsilen sorumlu tutularak gerçek yükümlünün bu görevini yapmasını ve özellikle paravan şirket kurulmasını önlemek maksadıyla sözkonusu hükmün 11.maddeye eklendiği vurgulanmıştır.
Bu durumda, 213 sayılı Kanunun 11.maddesinin katma değer vergisi için de geçerli olduğu hususu kuşkusuzdur. Ancak bu maddedeki müteselsil sorumluluğun katma değer vergisi ihtilaflarına uygulanabilmesi için, gerçek mal alım satımı olmadan, komisyon karşılığında fatura temin edildiğinin, yahut kişi ve kuruluşlar arasında vergiyi ziyaa uğratma yönünden bir irtibat bulunduğunun idarece tespit edilmesi veya hükme esas alınabilecek kuvvette bir izlenim edinilmesi zorunludur.
Yasaların kendilerine yüklediği ödevleri eksiksiz yerine getiren iyiniyetli yükümlünün diğer tarafın vergi ödeyip ödemediğini takip ve kontrol etmesi ve bu konuda yaptırım uygulaması olanaksız olduğundan, bu kişilerin hareketlerinden sorumlu tutulması hukukun temel ilkelerine aykırı düşer.
Sözkonusu olayda, inceleme elemanınca yapılan tespitler davacı şirket ile mal aldığı şirket arasında bir irtibat bulunduğunu kanıtlamadığından, davacı şirketin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11/3.maddesine göre verginin ödenmesinden sorumlu tutularak adına cezalı tarhiyat yapılmasında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcısı tarafından yapılan temyiz isteminin kabulü ve İzmir Bölge İdare Mahkemesi'nin 30.12.2004 tarih ve E:2004/1593, K:2004/2270 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51.maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmesine ve Resmi Gazete'de yayımlanmasına 15.11.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
 
Ynt: Yorumsuz, 193 s. gvk. 252 sıra nolu tebliğinin 4.2 maddesini bilmiyorlar?

Bu durumda, 213 sayılı Kanunun 11.maddesinin katma değer vergisi için de geçerli olduğu hususu kuşkusuzdur. Ancak bu maddedeki müteselsil sorumluluğun katma değer vergisi ihtilaflarına uygulanabilmesi için, gerçek mal alım satımı olmadan, komisyon karşılığında fatura temin edildiğinin, yahut kişi ve kuruluşlar arasında vergiyi ziyaa uğratma yönünden bir irtibat bulunduğunun idarece tespit edilmesi veya hükme esas alınabilecek kuvvette bir izlenim edinilmesi zorunludur.
Yasaların kendilerine yüklediği ödevleri eksiksiz yerine getiren iyiniyetli yükümlünün diğer tarafın vergi ödeyip ödemediğini takip ve kontrol etmesi ve bu konuda yaptırım uygulaması olanaksız olduğundan, bu kişilerin hareketlerinden sorumlu tutulması hukukun temel ilkelerine aykırı düşer.
Sözkonusu olayda, inceleme elemanınca yapılan tespitler davacı şirket ile mal aldığı şirket arasında bir irtibat bulunduğunu kanıtlamadığından, davacı şirketin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11/3.maddesine göre verginin ödenmesinden sorumlu tutularak adına cezalı tarhiyat yapılmasında isabet bulunmamaktadır.

Renkli yazı forum kurallarına aykırıdır.
 
Ynt: Yorumsuz, 193 s. gvk. 252 sıra nolu tebliğinin 4.2 maddesini bilmiyorlar?

anladığım kadarıyla yukarıdaki danıştay kararı vergi cezası ve kaçakcılık fiilleriyle ilgili. Fakat mesele vergi aslının ödenmemesinden kaynaklanan vergi iadesinin reddi.
 
Ynt: Yorumsuz, 193 s. gvk. 252 sıra nolu tebliğinin 4.2 maddesini bilmiyorlar?

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü


TARiH : 30.0l.l997
SAYI : B.07.0.GEL.0.36/3680-18396/3423
KONU : Müteselsil sorumlu tutulan
kişilerin sorumluluğu hk.
BOLU VALİLİĞİNE
(Defterdarlık: Gelir Müdürlüğü)

Samsun Valiliğinden alınan 4.2.1996 gün ve B.07.4.DEF.O.55-10/1994 THSLT:ll5-13309 sayılı yazıda iliniz Melen (Düzce) Vergi Dairesi mükelleflerinden ............. adına inceleme raporuna istinaden tarh ve tebliğ edilen, takibe alınmasına rağmen de tahsil edilemeyen vergi ve cezaların 21 Sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca Samsun ili Terme Vergi Dairesi mükellefi ....................tahsili amacıyla şirketin mal varlığına haciz tatbik olunduğu, şirketin haciz işlemini dava konusu yapması üzerine kesinleşen kararlar uyarınca söz konusu haciz işleminin iptal edildiği ifade edilmektedir.
Konu ile ilgili yargı kararının tetkikinden ise haciz işleminin, müteselsil sorumlu tutulan şirket adına vergi/ceza ihbarnamesi, ödeme emri düzenlendiği, haciz varakasının dahi ........... adına düzenlendiği gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 11. maddesinde "Yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanlar, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumludurlar.
Bu sorumluluk bunların ödedikleri vergilerden dolayı asıl mükelleflere rücu etmek hakkını kaldırmaz.
Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde verginin õdenmesinden, alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananlar, aralarında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tesbit olunanlar müteselsilsen sorumludurlar.
..." hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki madde hükmünün üçüncü fıkrası uyarınca tevkifi gereken vergi ve cezaların tarh ve tebliğ aşamasında muhatabı asıl vergi sorumlusu olmakta, müteselsil sorumlu tutulan kişilerin sorumluluğu ise sadece verginin ödenmesine ilişkin bulunmaktadır. Bu itibarla, müteselsil sorumlu tutulan kişi ve kuruluşlardan aranılan kamu alacaklarının 6183 sayılı Kanunun 55. maddesine göre ödeme emri tebliğ edilmek suretiyle müteselsil sorumlu tutulan bu kişi ve kuruluşlardan tahsil edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini, konu hakkında yukarıda açıklanan hususlar uyarınca işlem yapılmasını rica ederim.
Bakan a.
Daire Başkanı
 
Ynt: Yorumsuz, 193 s. gvk. 252 sıra nolu tebliğinin 4.2 maddesini bilmiyorlar?

ben mi yanlış anlıyorum bilemiyorum ama konuyu cok farklı noktalardan irdeliyorsunuz evet vergi dairesi kesintinin beyan edilmediğini ilgili vergi dairesine bildirir ancak sadece sizin kesinti yapıldığını beyan etmiş olmanız tarhiyat yapılması için yeterli değildir tarhiyat yapılabilmesi için inceleme gerekir ve takdir edersiniz ki bu uzun bir süreçtir bu arada iade talep eden kişi bir an önce parasını almak ister bu yönüyle düşünürseniz vergi dairesinin kişilerin kendi aralarında çözmelerini istemeleri bilmemekten değildir
 
Ynt: Yorumsuz, 193 s. gvk. 252 sıra nolu tebliğinin 4.2 maddesini bilmiyorlar?

Burada yanlışlık nerede! vergi sorumlusunun ödemediği vergi iade almanız herhalde mümkün değildir. Ayrıca ilçelerde vergi işlemlerini yapan kurum Mal Müdürlüğüdür.
 
Üst