personel maaş programı

Tazminat Hesaplama (Aynı İşyerine Tekrar Giriş Çıkış )

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan NURETNS
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

NURETNS

Katkı Sunan Üye
Üyelik
11 Tem 2010
Mesajlar
174
Konum
DENİZLİ
Merhabalar
Bir çalışan kişi 01.01.2000 tarihinde sgk lı işe başladı.01.01.2014 tarihinden işyerinden tazminat alarak ayrıldı.
1 gün sonra bu kişi 02.01.2014 tarihinde tekrar aynı işyerinde işe başladı.ve bu kişi 31.12.2015 tarihinde işyerinden işveren tarafından işyerinden çıkarıldı.
1-) Bu kişinin tazminat hesaplaması yapılırken ; 01.01.2000 - 31.12.2015 dönem aralığı baz alınarak mı hesaplanacak ?
Örneğin ; dönem de 40.000 tl alacağı varsa önceden aldığı 10.000 tl avans olarak mı düşülecek ?
2-) ilk işyerinden çıkışı yapıldığı zaman kişinin hakları yeniden mi başlıyor ?
Yani : tazminat hesaplaması 02.01.2014 - 31.12.2015 tarihlerini kapsayacaktır.
Teşekkürler
 
İlk işten ayrılış tazminatı gerektirecek bir nedenle olmuş ise , yani çalışan kıdemi hak ederek ayrılmış ise. İkinci girişteki tazminat ilkine eklenir. Yani birinci söylediğiniz doğrudur. Ancak burda ilk iş akdinin mutlaka tazminat gerektirecek şekilde sonlandırılmış olması gerekir.
 
01.01.2000 -01.01.2014 tarih aralığına ilişkin tazminatını alarak ayrıldığına göre artık 02.01.2014 - 31.12.2015 arası tazminat hesaplanması gerekmektedir.
Aynı İşyerinde Tekrar İşe Başlayan İşçinin Kıdem Tazminatı Hakları Nasıl Belirlenir ?
2- İşçi önceki çalışması sırasında kıdem tazminatı almayı hak edecek şekilde işten ayrılmış ve kendisine hak ettiği kıdem tazminatı ödenmişse, bu durumda o işçi aynı işyerinde tekrar işe başladığında kıdem tazminatı yönüyle kıdemi yani çalışma süresi sıfırdan başlatılır, önceki çalışma süreleri dikkate alınmaz, dolayısıyla o işçi o işyerinde ilk defa işe girmiş gibi işlem yapılır.
YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ E. 2013/9297 K. 2014/10209 T. 29.4.2014
emekli olduktan sonra aynı işyerine 02.12.2005 tarihinde tekrar giriş yapmış ve 11.09.2009 tarihine kadar çalıştıktan sonra, iş sözleşmesini, iş şartlarında yapılan aleyhe değişiklik üzerine haklı olarak feshetmiştir. Bu durumda davacı, ancak emekli olduktan sonraki çalışma süresi için kıdem tazminatı kıdem tazminatı isteyebilir. Bu durumda, davacının 25.06.2005 tarihinde emekli olması ve kıdem tazminatının ödenmesi sebebiyle anılan tarihten önceki hizmetleri tasfiye olduğundan, sadece emekli olduktan sonraki çalışma süresi için, ikinci kez çalışmaya başladığı 02.12.2005 tarihi hizmet süresi başlangıcı kabul edilerek kıdem tazminatı hesap edilmesi gerekir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, kıdem tazminatı ödenen emekli likten önceki çalışma süresinin yeniden kıdem tazminatı hesabına dahil edilerek, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
 
Bu yorumunuz doğru değil. sn Aysunca burda vermiş olduğunuz Yargıtay kararı " emekli" olarak alınan kıdem tazminatı için geçerlidir.

Elbette burda işvernin niyetine bakmak gerekir. Kıdem tazminatı vermemek için bir yılı doldurmadan çıkış yapılıyorsa burda kötü niyet ve kasıt aranır ve kıdem hesabında süreler birleşir.
Kıdem ödenmiş ise evet ilk giriş değil son giriş dikkate alınır.
 
Son düzenleme:
sn. Nizam Güroy
(çalışan kişi 01.01.2000 tarihinde sgk lı işe başladı.01.01.2014 tarihinden işyerinden tazminat alarak ayrıldı.)
Soruda tazminat alarak ayrıldı deniliyor, Zaten benim söylemek istediğimde önceki döneme ilişkin tazminatını almış ayrılmış, ikinci girişte önceki dönemle birleştirilmesi mümkün değil demek istedim. bu yargıtay kararı evet emeklilik için ama "kıdem tazminatının ödenmesi sebebiyle anılan tarihten önceki hizmetleri tasfiye olduğundan" ibaresi önemli bence. Buradaki soruda da önceki döneme ilişkin tazminatını alması sebebiyle o dönemin tasfiye olması ve ikinci kez çalışmaya başladığı tarihin yeni başlangıç tarihi olarak esas alınması gerektiği idi.
 
Evet Yargıtay bu konudaki görüşünü değiştirdi. Siz haklısınız. eski dönem dikkate alınmamalı. Elbette bunlar hep yorum. Dava açılamaz demek değildir. Son kararı yargı söyler.
 
Merhabalar
Bir çalışan kişi 01.01.2000 tarihinde sgk lı işe başladı.01.01.2014 tarihinden işyerinden tazminat alarak ayrıldı.
1 gün sonra bu kişi 02.01.2014 tarihinde tekrar aynı işyerinde işe başladı.ve bu kişi 31.12.2015 tarihinde işyerinden işveren tarafından işyerinden çıkarıldı.
Tazminat ödenerek çıkış yapıldığı tarihin hemen ertesi günü tekrar işe başlamış biri olunca, ilk yapılan tazminat ödemesinin avans olarak kabul edilmesi ihtimali oldukça yüksektir diye düşünüyorum.
Arada süre olsa haklısınız son giriş tarihi baz alınmalı ama dün çıkış , bugün girişte aynı mantığı yürütmek mümkün olmasa gerek.
 
Tazminat ödenerek çıkış yapıldığı tarihin hemen ertesi günü tekrar işe başlamış biri olunca, ilk yapılan tazminat ödemesinin avans olarak kabul edilmesi ihtimali oldukça yüksektir diye düşünüyorum.
Arada süre olsa haklısınız son giriş tarihi baz alınmalı ama dün çıkış , bugün girişte aynı mantığı yürütmek mümkün olmasa gerek.


Ülkemizde hukuk siteminde bir devamlılık olsa hiç sorun yok. Ancak yüce Yrgıtayımız devamlı fikir değiştirip duruyor.
 
İlk etapta ikinci dönem diikkate alınmalı gibi geliyor ise de,bu olayı kendi içinde etraflıca değerlendirdiğimizde bende sn.Keremcem bey gibi düşünüyorum.
 
Burada ilk çıkış şekli de önem arz etmektedir.

Şöyle ki;

İŞVERENİN kıdem tazminatı ödeyerek hizmet sözleşmesini feshetmesi ve işçiyi hemen ertesi gün tekrar işe alması durumunda iyiniyetli bir davranıştan bahsedilemeyeceği açık olup, işverenin daha az kıdem tazminatı ödemeye yönelik bir davranışı olduğunda ikinci hizmet döneminin sona ermesinde kıdem tazminatı hesaplanırken her iki dönem birleştirilmesi münkündür

İŞÇİ kendi isteğiyle, işverenin hizmet sözleşmesini md.13’e göre feshederek kendisine kıdem tazminatı ödenmesini istediği ve işveren de bu talebi kabul ettiği takdirde işverenin daha az kıdem tazminatı ödemek amacıyla hareket ettiği söylenemez. Bu nedenle böyle bir durumda, işçi işyerinden ayrıldıktan sonra tekrar aynı işverene ait bir işyerine girip oradan da kıdem tazminatı almasını gerektirecek bir durum neticesinde ayrılırsa hizmet süreleri birleştirilmeyecektir .

“Davacı 1968 yılından 15.10.1988 tarihine kadar davalının işyerinde hukuk müşaviri olarak çalıştıktan sonra işverene verdiği dilekçe ile ev aldığını, borçlandığını, paraya ihtiyacı olduğunu belirterek hizmet sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmek suretiyle feshedilmesini istediğini bildirmiş, bu istek davalı A.Ş. Yönetim Kurulunca kabul edilerek hizmet sözleşmesinin feshine ve kıdem tazminatının ödenmesine karar verilmiştir. Böylece, anılan süreye ait hizmet sözleşmesi, tarafların serbest iradeleri ile sona erdirilmiştir. Bu durumda davalı işverenin kıdem tazminatını davacıya az ödemek amacıyla hareket ettiğini söylemek mümkün değildir. Böyle olunca sözkonusu hizmet süresi davacının aynı işyerinde sonraki çalışması ile birleştirilemez (Yargıtay HGK., 01.02.1989, E.89/9-
 
Burada ilk çıkış şekli de önem arz etmektedir.

Şöyle ki;

A-İŞVERENİN kıdem tazminatı ödeyerek hizmet sözleşmesini feshetmesi ve işçiyi hemen ertesi gün tekrar işe alması durumunda iyiniyetli bir davranıştan bahsedilemeyeceği açık olup, işverenin daha az kıdem tazminatı ödemeye yönelik bir davranışı olduğunda ikinci hizmet döneminin sona ermesinde kıdem tazminatı hesaplanırken her iki dönem birleştirilmesi münkündür

B-İŞÇİ kendi isteğiyle, işverenin hizmet sözleşmesini md.13’e göre feshederek kendisine kıdem tazminatı ödenmesini istediği ve işveren de bu talebi kabul ettiği takdirde işverenin daha az kıdem tazminatı ödemek amacıyla hareket ettiği söylenemez. Bu nedenle böyle bir durumda, işçi işyerinden ayrıldıktan sonra tekrar aynı işverene ait bir işyerine girip oradan da kıdem tazminatı almasını gerektirecek bir durum neticesinde ayrılırsa hizmet süreleri birleştirilmeyecektir .

“Davacı 1968 yılından 15.10.1988 tarihine kadar davalının işyerinde hukuk müşaviri olarak çalıştıktan sonra işverene verdiği dilekçe ile ev aldığını, borçlandığını, paraya ihtiyacı olduğunu belirterek hizmet sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmek suretiyle feshedilmesini istediğini bildirmiş, bu istek davalı A.Ş. Yönetim Kurulunca kabul edilerek hizmet sözleşmesinin feshine ve kıdem tazminatının ödenmesine karar verilmiştir. Böylece, anılan süreye ait hizmet sözleşmesi, tarafların serbest iradeleri ile sona erdirilmiştir. Bu durumda davalı işverenin kıdem tazminatını davacıya az ödemek amacıyla hareket ettiğini söylemek mümkün değildir. Böyle olunca sözkonusu hizmet süresi davacının aynı işyerinde sonraki çalışması ile birleştirilemez (Yargıtay HGK., 01.02.1989, E.89/9-
A-Doğru,ilk çıkış/fesih nedeni önemli ve olayımız dava konusu olursa,bu nokta (A bölümü)diikkate alınacak,sn.Keremcemin dediği gibi bir gün sonra işcinin işe alınması ve 1 yıllık hizmetini tamamlamadan tekrar feshin sözkonusu olması düşündürücü,sn.Nizam beyin dediği gibi kötü niyetin varlığını çağrıştırıyor,dolayısıyla gerçek bir fesih den söz edilemeyeceği gibi gözüküyor,
B.Burada sanki ikale-anlaşmalı fesih durumu sözkonusu (gibi)bu şekilde tanımlarsak elbette 1ci dönem dikkate alınmaz,
C-Ayrıca 1 ci dönemin dikkate alınmasının gerekmesi halinde veya alınmaması halinde, yıllık izin durumunun da irdelenmesi gerekir,
düşüncesindeyim.
 
Son düzenleme:
Üst