İş Sözleşmesi Devam Ederken Kıdem Tazminatına Karşılık Ödeme Alınması

Tahsin Kurt

Fenomen Üye
Platin Üye
Üyelik
5 Nis 2007
Mesajlar
9,694
Konum
İstanbul
İş sözleşmesi devam eden işçiye kıdem tazminatı ödenebilir mi?Hukuki ya da vergisel sonuçları ne olur?

Merhaba

Günümüz iş hayatında sıklıkla karşılaşılan bir durum olması sebebiyle bu konuda bilgi vermek istiyorum.


Kıdem tazminatını başlatan olay iş sözleşmesinin sona ermesi,yani işçinin işten ayrılmasıdır.Buna rağmen uygulamalarda işçiler halen çalışmaktayken kıdem tazminatı aldıkları da görülmektedir. Bunun temelde iki sebebi vardır.İşçinin nakde ihtiyaç duyması veya işverenin toplu kıdem tazminatı ödemek yükünden hafiflemek istemesi.

Fakat bazı Yargıtay kararlarından anlaşılacağı üzere; iş sözleşmesi devam ederken işçiye her ne sebeple olursa olsun yapılan kıdem tazminatı ödemesinin “avans niteliği”nde sayılması gerektiği ve işten çıkış anında,hesaplanacak tazminat rakamından mahsup edilmesi gerektiği ve bu mahsup yapılırken de, erken ödenen tazminat tutarına işten çıkış tarihine kadar faiz ekleneceği ve faiz eklenmiş haliyle, son tazminat tutarından mahsup edilmesi gerektiği yazılıdır.

Konuyu basit bir örnekle açıklayacak olursak;

Sözleşmesi devam eden işçiye kıdem tazminatı adı altında 10.000 liralık bir ödeme yapılmış olsun. Bu kişi,5 yıl daha işe devam ederek 5 yılın sonunda da işten ayrılsın.Toplam tazminatı da 30.000 lira olsun.En sık yapılan uygulama işten ayrılma anında 10.000 lirayı düşerek kendisine 20.000 lira daha ödenmesi şeklindeydi.Fakat Yargıtay’ın kararlarına göre şöyle yapılmalı;

Yapılan 10.000 liralık ödemeye 5 yıl faiz hesaplanmalı.Örneğin 5.000 lira da faiz eklenmiş olsun. Toplam yapılmış ödeme 15.000 lira olarak kabul ediliyor.Bu durumda 30.000 lira tazminattan kalan 20.000 yerine 15.000 lira ödenmesi gerekiyor.

İşçi açısından faiz sorunu oluşuyor.Yani alması gereken parayı daha erken alarak değer kaybına uğruyor.İşveren,burada avantajlı gibi görünse de bu durumda işvereninde yapması gereken şudur.

Avans Niteliği’nde yapılan ödemeler ücretin bir unsuru sayıldığından kıdem tazminatı adı altında yapılan bir avans ödemesinin bordroya dahil edilerek üzerinden ssk primi ve gelir vergisi hesaplanıp ödenmesi gerekiyor.

Özetle bu şekilde bir erken tazminat ödemesi;

1- işverenin ssk primi ve vergi yüküyle karşılaşması,

2- işçinin ise faiz sebebiyle işten çıkış anında daha az tazminat alması

sonuçlarını doğuracaktır.

Eğer bunlarla karşılaşmak istenmeden tazminat ödenmesi istenirse önerilen bir diğer yol,işçinin tazminat gerektiren çıkış kodu kullanılarak çıkışının yapılması ve bir süre sonra tekrar işe girişinin yapılarak iş sözleşmesinin yenilenmesidir.Böylelikle çıkış anında kıdem tazminatı ödenip sıfırlanacağından tekrar işe başlatılması halinde kıdem süresi yeniden başlayacaktır.

Saygılarımla
Hasan Tahsin Kurt
SMMM
 
Tahsin ağabey, bu şekilde gelir vergisi ödemediniz aslında bu kıdem değildi derler mi ? Bir de şu an biz bir personelimizi ücretsiz izne çıkarabiliyor muyuz ?
 
Tahsin ağabey, bu şekilde gelir vergisi ödemediniz aslında bu kıdem değildi derler mi ? Bir de şu an biz bir personelimizi ücretsiz izne çıkarabiliyor muyuz ?
Tevsik edici belgelerle tazminat karşılığı ödendiği ispatlanabilirse "kıdem değildi" diyebileceklerini pek sanmam.Ancak her iki halde (ister kıdem sayılsın ister sayılmasın) vergisel yükümlülükler yerine getirilmediyse bunu yaptırabilirler.
Eğer personelin giriş tarihi 17.04.2020 tarihinden önce ise,ücretsiz izin'e çıkarabilirseniz.Yanılmıyorsam bu destekler 17 mart 2021 tarihine kadar uzatılmıştı.Büyük ihtimalle tekrar uzatılacaktır.
 
Tahsin beyin konu başlığına ilişkin olarak,
iletisindeki “Eğer....”diye başlayan son cümle,
en uygun çözüm yoludur,katılıyorum.
 
İş sözleşmesi devam eden işçiye kıdem tazminatı ödenebilir mi?Hukuki ya da vergisel sonuçları ne olur?

Merhaba

Günümüz iş hayatında sıklıkla karşılaşılan bir durum olması sebebiyle bu konuda bilgi vermek istiyorum.


Kıdem tazminatını başlatan olay iş sözleşmesinin sona ermesi,yani işçinin işten ayrılmasıdır.Buna rağmen uygulamalarda işçiler halen çalışmaktayken kıdem tazminatı aldıkları da görülmektedir. Bunun temelde iki sebebi vardır.İşçinin nakde ihtiyaç duyması veya işverenin toplu kıdem tazminatı ödemek yükünden hafiflemek istemesi.

Fakat bazı Yargıtay kararlarından anlaşılacağı üzere; iş sözleşmesi devam ederken işçiye her ne sebeple olursa olsun yapılan kıdem tazminatı ödemesinin “avans niteliği”nde sayılması gerektiği ve işten çıkış anında,hesaplanacak tazminat rakamından mahsup edilmesi gerektiği ve bu mahsup yapılırken de, erken ödenen tazminat tutarına işten çıkış tarihine kadar faiz ekleneceği ve faiz eklenmiş haliyle, son tazminat tutarından mahsup edilmesi gerektiği yazılıdır.

Konuyu basit bir örnekle açıklayacak olursak;

Sözleşmesi devam eden işçiye kıdem tazminatı adı altında 10.000 liralık bir ödeme yapılmış olsun. Bu kişi,5 yıl daha işe devam ederek 5 yılın sonunda da işten ayrılsın.Toplam tazminatı da 30.000 lira olsun.En sık yapılan uygulama işten ayrılma anında 10.000 lirayı düşerek kendisine 20.000 lira daha ödenmesi şeklindeydi.Fakat Yargıtay’ın kararlarına göre şöyle yapılmalı;

Yapılan 10.000 liralık ödemeye 5 yıl faiz hesaplanmalı.Örneğin 5.000 lira da faiz eklenmiş olsun. Toplam yapılmış ödeme 15.000 lira olarak kabul ediliyor.Bu durumda 30.000 lira tazminattan kalan 20.000 yerine 15.000 lira ödenmesi gerekiyor.

İşçi açısından faiz sorunu oluşuyor.Yani alması gereken parayı daha erken alarak değer kaybına uğruyor.İşveren,burada avantajlı gibi görünse de bu durumda işvereninde yapması gereken şudur.

Avans Niteliği’nde yapılan ödemeler ücretin bir unsuru sayıldığından kıdem tazminatı adı altında yapılan bir avans ödemesinin bordroya dahil edilerek üzerinden ssk primi ve gelir vergisi hesaplanıp ödenmesi gerekiyor.

Özetle bu şekilde bir erken tazminat ödemesi;

1- işverenin ssk primi ve vergi yüküyle karşılaşması,

2- işçinin ise faiz sebebiyle işten çıkış anında daha az tazminat alması

sonuçlarını doğuracaktır.

Eğer bunlarla karşılaşmak istenmeden tazminat ödenmesi istenirse önerilen bir diğer yol,işçinin tazminat gerektiren çıkış kodu kullanılarak çıkışının yapılması ve bir süre sonra tekrar işe girişinin yapılarak iş sözleşmesinin yenilenmesidir.Böylelikle çıkış anında kıdem tazminatı ödenip sıfırlanacağından tekrar işe başlatılması halinde kıdem süresi yeniden başlayacaktır.

Saygılarımla
Hasan Tahsin Kurt
SMMM
Merhaba Tahsin Bey, öncelikle yanlış anlamayın sorguladığım şey cevabınız değil uygulamanın kendisi hakkında.

Yargıtay kararını anlıyorum ve katılıyorum. Çalışan gelecekteki bir alacağını (hizmetini değil) teminat göstererek firmadan borç para alıyor.

Firmada kendisine erken ödediği bu tutar üzerinden çalışana her yıl faiz işleterek işletme kaynaklarını koruyor.

Borç vermenin riskleri
Burada iki sıkıntı olabilir, birincisi firmanın çalışanına da olsa uzun vadeli borç verme işine girmesi, ki bu konuda katı kurallar var (tefeciliği önlemek için). İkincisi ise işçinin aradaki güven ilişkisine dayanarak verdiği sözlü teminat. Kıdem tazminatının belli şartları bulunuyor ve özellikli bir durumunuz yok ise (evlilik, askerlik veya emeklilik şartlarını doldurmuş olup aynı firmada x yıl çalışmak) içerideki kıdeminiz kesinleşmiş bir alacak değildir. Verilen borç maaştan oldukça yüksek ise ve kişinin üzerinde başka borçlarda bulunuyor ise mahkemeye bile gitseniz tahsil edemeyebilirsiniz.

Vergilendirme
Ücret avanslarının vergilendirilmesinin altında yatan temel sebep genelde alınan avansa karşılık hizmetin karşılık olarak sunulması, ve bunun gelir vergisine tabi olması idi. Bu durumda ne vergi dairesinin ne de şirket ve çalışanın bir kaybı olmuyordu.

Aynı durum kıdem tazminatı için alınan avans için geçerli değil. Nevi olarak kişinin gelecekte alacağı bir paraya karşı bugünden borçlanması. (Genelde ihracat yapan firmalar bu tarz işlemler yaparlar. Döviz alacaklarını teminat göstererek paraya karşı bankadan borç alırlar veya forward işlemi yaparlar). Ayrıca kıdem tazminatı da gelir vergisinden muaf. Dolayısı ile bu işlemin vergilendirmesi durumunda vergi dairesi haksız bir kazanç elde etmiş oluyor ve işçi veya çalışan ise vergi kaybına uğruyor.

Sizin bu konudaki düşünce ve yorumunuzu merak ettim
 
O dönemde kıdem tazminatı '' niyetine '' ücret olarak ödenen miktar nedeniyle gerçek kıdem tazminatı ödeme tarihinde ödenmesi gereken örnekteki 30.000tl eksik kıdem tazminatı olarak ödenmiş olacak sonuçta. O gün geldiğinde kıdem tazminatım eksik ödendi iddiasıyla çalışan dava açsa, hiç bir resmi evrakta kıdem tazminatı avans ödemesi olarak görülen bir ödeme olmadığından, o davanın sonucu ne olur acaba ?
 

Benzer konular

Üst