Ynt: Avansların Değerlemesi
Yabancı para cinsinden Avansların değerlemesi konusunda mevzuatımızda iki farklı görüş bulunmaktadır.
"VUK?un 280. maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, yabancı paranın borsada rayici yoksa değerlemeye uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı,bu madde hükmünün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacak ve borçlar hakkında da cari olacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan madde, ticari kazancın tespitinde tahakkuk esasının cari olması nedeniyle sonraki dönemlerde gerçekleşecek gelir veya giderlerin tespit ve kayıtlara intikalini temin için getirilmiş bir düzenlemedir.
Olayda ileride teslim edilecek emtianın karşılığı olarak peşin alınmış bir döviz dolayısıyla tahakkuk esasına bağlı olarak, gelir veya gider unsuru teşekkül etmemiştir. İhracat 1993 yılında gerçekleşmemiş bulunduğundan yabancı paranın 1993 yılında ihracat bedeli olarak işletmeye dahil bir para gibi değerlendirilmesi mümkün değildir. Nitekim yükümlü şirkette avans olarak aldığı parayı kanuni defterlerine gelir olarak kaydetmemiş ?Alınan Avanslar? hesabına kaydetmiş bulunmaktadır.
Öte yandan, taraflar arasında yapılan mukavelenin yürürlükte bulunması, ihracattan vazgeçilmemiş olması nedeniyle alınan avansların borç niteliği kazandığı söylenemeyeceğinden borç olarak değerlemeye tabi tutulması mümkün değildir.
Bu durumda, davacı şirketin ihracat karşılığı aldığı dövizlerin yabancı para cinsinden borç olarak kabul edilip yıl sonunda değerlemeye tabi tutularak doğan kur farklarının gider yazılmasından dolayı tespit edilen matrah farkında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.?
Yukarıdaki Danıştay Kararı?ndan da anlaşılacağı üzere, yargının avans değerlemesi neticesinde bulunan kur farklarının gider yazılıp yazılamayacağı konusundaki görüşü Maliye Bakanlığı?nın olaya ilişkin görüşüyle paralellik arz etmektedir (Ancak farklı görüşte Danıştay Kararı?nın olduğu da bilinmelidir.). Buna göre, VUK?un 280. maddesi ile getirilen hüküm, ticari kazancın tespitinde cari olan tahakkuk esasının bir neticesi olarak sonraki dönemlerde gerçekleşecek gelir ve giderlerin tespit ve kayıtlara intikalini temin için getirilmiş bir düzenleme olup, teslim edilecek emtia karşılığı peşin alınan avanslarda mal teslimine kadar kesin bir gelir veya gider teşekkül etmemektedir. Bu nedenle de ihracatın gerçekleşme tarihine kadar avans nedeniyle gerçekleşmiş bir borç veya alacak doğmamaktadır. Bu münasebetle de mal teslimine veya herhangi bir sebeple ihracattan vazgeçilmesine kadar VUK?un 280. madde hükmünün avanslar h
Sermaye Piyasası Kurulu?nun Seri: 9, No:1 Sayılı Genel Tebliği?nin 26. maddesinde de avans niteliğindeki alacakların reeskonta tabi tutulamayacağı ve mukayyet değeri ile kaydedileceği belirtilmektedirakkında uygulanması mümkün olmamaktadır.
Netice olarak bizce, yabancı para cinsinden alınan/verilen avanslar, gerçek anlamda bir borç veya alacak olmadığı için, dönem sonunda değerlemeye konu edilmemesi yukarıda anlatılanlar çerçevesinde en gerçekçi çözüm yolu olmaktadır. Kaldı ki, Maliye Bakanlığı?nın konuya ilişkin iç genelge açıklamaları sorunu tek başına çözmemekle birlikte, inceleme elemanlarınca done olarak alınabilmektedir. Bu nedenle bakanlığın konuyu net açıklayan ve gereksiz ihtilaflara da mahal vermeyecek bir tebliğ ile soruna çözüm getireceğini umuyoruz"