Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.
İrem35 ' Alıntı:
....seyirci futbolcusunu coşturması lazım, bir ooovv.. diye ses çıksın bari..
ama yokki taraftar.. onlar kendilerini eğlendirmeye geliyor, birde süs vermişler çarşı diye.. kendi kendinizi eğlendiriyorsunuz...
Avrupada yaygın bir forum kanalından alınmıştır.Ankete 101313 kişi iştirak etmiştir.Bunların 56584'ü ÇARŞIyı en ateşli taraftar olarak onaylamıştır.Artık dünyada bir marka olduğumuzun ispatıdır bu.
Vote for the hottest fanatics! [101313 votes total]
Beşiktaş - Carsi (56584) 56%
Paok Saloniki - Gate 4 (35863) 35%
Chelsea - Headhunters (4349) 4%
Birmingham City - Zulu Warriors (2560) 3%
Fenerbahce - Genc FB (371) 0%
Standard Liege - Hell-Side (326) 0%
Anderlecht - O-Side (170) 0%
FC Bruge - Blue Army (147) 0%
Galatasaray - Ultra Aslan (116) 0%
Santa Fe - Commando Azules#13 (5 0%
Kaiserslautern - Generation Luzifer (50) 0%
Millwall - Bushwackers (47) 0%
Leeds - Service Crew (41) 0%
R.S. Belgrad - Delije (40) 0%
Ajax Amsterdam - F-Side (40) 0%
Ferencvaros B. - Kettes Szektor (36) 0%
VfB Stuttgart - Commando Cannstatt (31) 0%
Lazio - Irriducibili (30) 0%
Aris Saloniki - Gate 3 (29) 0%
Partizan - Grobari (27) 0%
FC Basel - Freaks (24) 0%
Feyenoord - Vak-X (21) 0%
Olympiakos Pireus - Gate 7 (21) 0%
Antwerp - Casual Crew (20) 0%
Boca Juniors - La Doce (19) 0%
Glasgow Rangers - ICF (1 0%
Panathinaikos - Gate 13 (17) 0%
Ol. Marseille - Commando Ultra '84 (15) 0%
Ankaragucu - Gecekondu (15) 0%
Cardiff City - Soul Crew (13) 0%
Hammarby IF - Bajenfans (13) 0%
Den Haag - North Side (13) 0%
Hajduk Split - Torcida (12) 0%
Celtic - Celtic Casuals (11) 0%
Milan - Fossa Dei Leoni (10) 0%
Real Madrid - Ultras Sur (9) 0%
FK Sarajevo - Horde Zla (9) 0%
Dinamo Zagreb - Bad Blue Boys (9) 0%
Paris St.Germain - Supras Auteuil (9) 0%
AEK Athens - Original 21 (9) 0%
AIK Stockholm - Black Army ( 0%
Juventus - Fighters ( 0%
PSV Eindhoven - L-Side (7) 0%
Lech Poznan - Kolejorz (7) 0%
Rapid Wien - Ultras Rapid (6) 0%
Deportivo La Coruna - Riazor Blues (5) 0%
Frankfurt - Ultras Frankfurt (5) 0%
Ljubljana - Green Dragons (5) 0%
AS Roma - Opposta Fazione (4) 0%
Colo-Colo - Garra Blanca (4) 0%
Werder Bremen - Eastside (4) 0%
Legia W. - Zyleta (4) 0%
Bordeaux - Ultramarines 87 (4) 0%
Spartak Moscow - Flint's Crew (4) 0%
Universatoria - Barra Oriente (3) 0%
Borussia M.-Gladbach - CUNV (3) 0%
Sparta Praha - Red Pirates (3) 0%
Dinamo Kiev - Trojans (3) 0%
Palmeiras - Mancha Verde (3) 0%
Levski Sofia - Com. Levski Ultra Front (3) 0%
River Plate - Los Borrachos del Tablon (3) 0%
Dinamo Bucharest - Nuova Guardia (2) 0%
Atletico Madrid - Frente Atletico (2) 0%
Inter - Irriducibili (2) 0%
Gimnasia de La Plata - La 22 (1) 0%
Valerenga - VIF-Klanen (1) 0%
Rosenborg BK - Kjernen (1) 0%
Sporting L. - Torcida Verde (1) 0%
Fiorentina - Onda d'urto (1) 0%
Real Betis - Supporters Sur (1) 0%
America de Cali - Baron Rojo Sur (1) 0%
Botafogo - Torcida Jovem (1) 0%
Lens - Red Tigers (1) 0%
Univers. Chile - Los de Abajo (0) 0%
San Lorenzo - La Hinchada (0) 0%
Din. Moscow - Blue-White Dynamite (0) 0%
Flamengo - Torcida Jovem (0) 0%
Atletico Mineiro - Torcida Galoucura (0) 0%
America - La Monumental (0) 0%
_________________________________________________
Yaklasik 20 sene once derbi maclarda stadin ikiye bolundugu, kapismanin bol oldugu zamanlarda kendi semtlerindeki kapali tribunu kaptirmak istemeyen bir grup harbi Besiktasli gencin orgutlenip kurdugu topluluktur. bu topluluk daha sonra buyuyup carsi adini almis ve pek cok kapismadan galip cikarak derbi maclarda kapaliya tek basina hakim olmuslardir. kapitalistlerin istahini kabartan gunumuz futbolunda fener seyircisinin hazmettigi gibi kale arkasina atilmayi hazmedememis ve ugruna zamaninda kafa goz yardiklari kapali tribunu tekrar geri almislardir. zira kapali onemlidir cunku kale arkasinda 20000 tane eleman kicini yirtip bagirsa kapalidan 5000 kisinin cikardigi ses her zaman macta daha etkili olur. gs'nin bir kac sene once italyada'ki ultras tribununden yuruttukleri adla kapalida yuvalanan taraftarciklari saymazsak, dunyada olusumu kapali tribunde olan ve bu yuzden de korkutucu olan belki de tek gruptur.
"çarşi kapalının ortasında sıralanan bir gurup değildir. çarşi bir ruhtur. çarşi, new york?da metro trenine yazılmış siyah beyaz bir grafitidir, prag'da duvara yazılmış bir yazıdır, erzincan'da bir dağın yamacına yazılmış sevgidir, adana'da bir rengi bozuk derneğinin duvarlarına boyanmış siyah'la beyazdır, galatasaray lisesi duvarına yazılmış "çarşi ulan" işaretidir. bir tiyatro sahnesinde hiç bir dekora uymadan sırtında taşınan kutsal beşiktaş formasındadır çarşi. zonguldak'ta maden göçüğünden çıkarıldığında ilk nefesle sorulan "maç kaç kaç?" sorusundadır
çarşi. hakeme kızdığında "satanist hakem" diye bağırıp gündemi takip edenlerdir. atatürk?e dil uzatan dönemin milletvekili hasan mezarcı'ya "hasan mezarcı'ya kafam girsin" diyen tezahüratıyla cumhuriyet'in kemalist çizgisindeki duruşunun ödünsüz sesidir. ezik civcivler'in yalakalıklarına "tek adam, atam" yada "bir pankartta
verhaugen?e aç avrupa şampiyonu ol fener" diyen zekadır. beşiktaş aşkını
pankartlarda "başka boyutların tanrısı" diye ifade eden kalp?dir. ceza'sı gereği boş kalmış tribünlere "ruhumuz yeter" yazan yüreklerdir. kaşınanı tesislerinde ziyaret eden yada ellerine verdikleri "cobarde gallina ortega (korkak tavuk ortega)" pankartıyla maymun edenlerdir. "erkek adam renkli takım tutmaz" deyip alemi dut yemiş bülbüle çevirenlerdir. "işıklar söndüğü zaman tüm fenerliler güzeldir" pankartıyla herkesi güldürenlerdir. "bizim taraftarımız daha fazla" diye böbürlenenlere "en fazla sinek'de bokun üzerinde olur" cevabını yapıştıranlardır.
futbolcusuna kızdığında "aşkımız renklere sizlere değil" diyen renk aşkıdır. 2 km bayrak yapıp dünya rekoru kıran sevgidir, o bayrağın en arkasında hiç bırakmadan duran 72 yaşındaki teyzedir. dünkü bükreş maçında televizyonların gösterdiği, o soğukta, ayakta boynunda siyah beyaz kaşkoluyla titreyerek karakartallarini seyreden nine'dir. tribünde bir doktordur, işçidir, iş adamıdır, okuma yazma bilmeyen bir sokak çocuğudur, profesördür. omuz omuza zıplayıp "beşiktaşım benim
biricik sevgilim" diye gözünde yaş gırtlağını yırtan solcusudur, sağcısıdır,
ateistidir, hacısıdır, müslümanıdır, ermenisidir, yahudisidir, hıristiyanıdır. irak işgalinden önce savaşa karşı duran yurtseverlerin yanındaki ruhtur. mitinglerde "beşiktaşliyiz, savaşa karşiyiz" tezahüratlarında, tribün'de "savaşa hayir", "amerikan şahinlerine karşı karakartallar" pankartlarıyla tepkisini koyandır. bir f16 burnuna yapılmış kartal?dır. çarşi?nın "a" sını anarşinin "a"sıyla yazan güce tapmayan isyankarlıktır. "siyah beyaz ölüm yaşam" diyen felsefedir. holiganlığı
kahpelik, delikanlılığıda hayat felsefesi olarak benimseyenlerdir. sevinmek için sevmeyendir, inadına inançla bağlı olandır. nazım hikmet'in "aslolan hayattir" ına tribünlerin hacı babasıyla "hayatta beşiktaş" diye ölümsüzleştirenlerdir. "çarşi, Mustafa Kemal hariç herkese, hatta kendine de karşi" diyen aykırılıktır. tribüne boydan boya "ölüm ne zaman ve nereden gelirse gelsin; mezarıma siyah beyaz güller atılacaksa, mezar taşıma beşiktaş yazılacaksa, böyle ölüm hoş gelsin sefa gelsin..." yazan ölümsüz sevgidir. çarşi ruhu beşiktaşinin uslanmaz asi ruhudur,
Beşiktaşini taparcasına seven çılgın aşığıdır." ÇARŞI HERYERDE
_________________________________________________Yüksek ve eleştirel sesler
Türk futbol taraftarları tutkulu, yüksek sesli, kaybetmeye tahammülü olmayan maçolar olarak bilinir. Ancak bu kısmen doğru olan klişelerin yanı sıra, siyasi sisteme karşı çıkan taraftar fraksiyonları da mevcut.
Kulakları sağır eden bir ses..
.Maçın ikinci yarısında öyle bir an geldi ki, kendi düşüncelerimi bile duyamıyorum sandım. 15 Eylül?de yapılan Manchester United-Beşiktaş şampiyonlar ligi karşılaşmasından sonra, Manchester United?ın kalecisi Ben Foster, Beşiktaş taraftarlarına karşı saygısını dile getiriyordu. The Gurdian gazetesi de maç yorumlarında aynı noktaya işaret ediyordu. Gazeteci Daniel Taylor, maç haberinde ?ilk vuruştan üç saat önce alarm zillerini çalmaya başladılar, düşünün ki Iron Maiden konserinde hoparlörün tam yanındasınız, ya da kalkış halinde olan bir Boeing 747 uçağındasınız? diye yazıyordu.
Türk taraftar kültürünün en önemli karakteristik özellikleri ele alındığında, iki kavram öne çıkıyor: Tutku ve yüksek ses.
Beşiktaş İnönü Stadı?nda bir kaç yıl önce Fenerbahçe?ye karşı oynanan derbi maçlarında ses düzeyinin 132 desibele kadar yükseldiği belirtiliyor, bu henüz kırılmamış olan bir dünya rekoru. Ancak diğer takımların ve milli takımın taraftarlarının da Beşiktaş taraftarlarından aşağı kalır yanı yok; güçlü ve bas tonlarndaki sesleri, sese ve şarkılara eşlik eden zıplamaları ile tribünlerdeki Türk taraftarları dünyada belki sadece Yunan taraftarları ile mukayese edilebilir.
Amigolar ?ağabeylere? dönüştüğünde
Ne var ki tutkulu ve ateşli olmanın bir de göze fazlaca çarpmayan, karanlık tarafları da var. Geçmiş yıllarda çeşitli Alman ve İsviçre gazeteleri için İstanbul muhabiri olarak görev yapan, ?Süperlig? adlı kitabın yazarı gazeteci Tobias Schächter, ?diğer ülkelerin taraftarları ile kıyaslarsak, Türk taraftarların kaybetmeyi kabullenemediğini söyleyebiliriz? diyor. Schächter, bu gözlemini erkeklerin Türk toplumdaki ?namus ve onur? gibi değerlerle iç içe geçmiş rolüne bağlıyor. Gazeteci, ?yenilgiler kişisel algılanıyor? diyor ve rakibin zaferini kabul etmenin bir çok kişi için söz konusu dahi olmadığını belirtiyor.
Schächter, İstanbul yıllarında yalnızca bir kez istisnaya şahit olduğunu söylüyor ve bir Fenerbahçe-Beşiktaş derbi maçında Fenerbahçe taraftarlarının Beşiktaş karşısındaki 4-3?lük yenilgiden sonra maçın galibine alkış tuttuğunu aktarıyor. Gazeteci, ?bu durum bir kaç saniye içerisinde değişti ve taraftarlar yeniden kendi takımlarını desteklemeye başladı? diyor.
Bu agresif ve duygusal ortamda mücadele çoğu zaman sadece kelimlerle de sınırlı kalmıyor. Tobias Schächter, Türk futbolunda şiddetin her zaman mevcut olduğunu, ancak bu sorun 1980?li yıllardan itibaren artan hşyerarşi ve militarizm sonucunda daha da büyüdüğünü söylüyor. Gazeteciye göre, eskilerin amigolarına ?reis? de denilen ?delikanlıların? çağı son verdi. Bu ?reisler? oturdukları bölgelerdeki gençleri etkileyerek, bir iş stratejisi izlemeye başladı. Rekabete kimse iyi gözle bakmıyordu. En önemli gelir kaynaklarından biri ise karaborsada satılan biletlerdi. Tıpkı Güney Amerika?da olduğu gibi Türkiye?de de taraftar kulüpleri, dernek politikasında çok önemli bir rol oynuyor. Tobias Schächter, ?Türkiye?deki kulüpleri düşününce aklınıza homojen bir tablo gelmemeli? diyor. Schächter, ?15 genel kurul üyesinden sekizi kulüp başkanı olmak istiyor, çünkü bu iktidar ve güçle bağlantılı. Amigo oluşumları kulüp politikası bakımından oyuncak toplar gibi, buraya para başka yerlerden akıyor? yorumunda bulunuyor.
Beşiktaş
Kulüp içi anlaşmazlık yaratan konuların başında kulüp başkanının seçimi geliyor; zira takım başarısızlıklarla karşılaşırsa bu durum kulüp başkanının koumuna yansıyor, tıpkı Beşiktaş?ta olduğu gibi. Bir önceki sezonda kazanılan Türkiye Kupası?na ve şampiyonluğa rağmen, Başkan Yıldırım Demirören, sezona zayıf bir başlangıç yapmış olmaları nedeniyle giderek artan bir muhalefetler karşı karşıya. Bir kaç hafta önce, Beşiktaş stadında oynanan Denizli-Beşiktaş karşılaşmasında, Beşiktaş taraftarlarının bir bölümü kulüp başkanı hakkında serzenişte bulunmaya başlayınca, Beşiktaş taraftarları arasında büyük bir arbede yaşandı. Çocuklarının güvenlik güçleri tarafından stadın dışına çıkarılışını seyreden babaların endişeli bakışları televizyonlar aracılığıyla tüm ülkede izlendi. Ancak Türk kamuoyu bu tür görüntülere oldukça alışık ve bundan gereken dersleri aldı. Fotbol Türkiye?de artık, bilet fiyatlarının da yüksek olması nedeniyle büyük oranda televizyondan takip ediliyor.
Futbolun Türkiye?de aileler için bir haftasonu eğlencesi olamadığına da dikkat çeken gazeteci Tobias Schächter, ?stadlara, özellikle de Fenerbahçe stadına, giderek daha fazla sayıda kadın gelse bile, bir aile maç seyretmeye stada gitmiyor, zira maç ortamı oldukça gergin? diyor. Galtasaray?ın UEFA şampiyonluğunun ve 2002 yılındaki Dünya Kupası?nda Türk milli takımının üçüncülük almasının stadlarda seyirci patlamasına yol açtığını belirten Schächter, bu heyecanın yavaş yavaş sönmeye başladığını söylüyor. Gazeteci, ?Galatasaray?ın ortalama bir rakip karşısındaki seyirci kitlesi 15 bin kişi civarında, Beşiktaş?ta ise bu rakam 20 bin dolayında. Stadlar ancak derbilerde ve Avrupa kupası karşılaşmalarında seyirciyle dolup taşıyor. Modern bir stada sahip olan üç büyükler bu karşılaşmalarda 33 bin dolayında seyirci çekebiliyor? şeklinde konuşuyor.
....
Antagonistler ve markalılar
Yavuz Yıldırım, ?Şimşekler grubu? adındaki Adandemirspor taraftar grubunun kendisini ?sol? olarak tanımlamadığını belirtiyor. Yıldırım, onun yerine ?biz antagonistiz, üyelerin çoğu sistem karşıtı? diyor. Yıldırım?a göre, Türkiye?deki durum, diğer Avrupa ülkeleri ile karşılaştırılamaz, zira Türkiye?deki taraftar grupları siyasi tutumlarını asla açıkça dile getirmezler. Yıldırım, ?homojen bir yapı yok, stadyumda açıkça sol bir görüş savunamazsınız, en fazla sol içerikli bir imada bulunabilirsiniz. Şeffaf sözlerle ya da takım için yazılmış bir şarkının sözlerinin değiştirerek... İtalya?daki futbolda ırkçılığın azaltılması amacıyla düzenlenen ?mondiali antirazzisti? ye katılan ilk Türk takımı Adana Demirspor?un taraftarları da böyle yapıyor. ?Bella ciao? sadece Livorno karşılaşmasında söylenmedi, pankartlarda ?Hasta Siempre? ya da ?Şehrin asi çocukları? da bulunuyordu. Bu isyankarlık ise takımımızın her sene tekrar eden başarısızlığı ile ilgili? diyor.
Yavuz Yıldırım için sol taraftar kültür, küçük ve büyük kulüpler arasındaki uçurumun daha da derinleşmesine yol açan ?sanayileşmeye ve futbolun ticarileşmesine? karşı bir tavır almak anlamına da geliyor. Bu, Türkiye?de yavaş yavaş yandaş toplayan Avrupalı bir taraftar akımı. Adana Demirspor taraftarı Yavuz Yıldırım, ?taraftar grupları taraftarların sayıca çokluğu nedeniyle büyük bir güce sahipleri ancak bunu verimli kullanamıyorlar, çünkü kulüp yöneticileri tarafından idare ediliyorlar? diyor.
Yıldırım, buna örnek olarak ise Beşiktaş?ın taraftar grubu Çarşı?yı gösteriyor. Logosunda anarşizm sembolü bulunan Çarşı, geçmiş yıllarda Türkiye?de düşman ilan edilen Orhan Pamuk?a tribünlerde destek vermiş, ayrıca nükleer enerjiye karşı tutum sergileyerek ?sol? bir nam kazanmıştı. Yıldırım, Çarşı?ya ilişkin olarak ?Çarşı, Türkiye?deki taraftar kültürü için çok şey yaptı, bir çoğumuz Çarşı?dan çok şey öğrendik. Ancak zaman içerisinde onlar da markalı bir şirkete dönüştü, kendi köklerinden ve taraftar kulübünün içeriğinden uzaklaştılar. Kim daha yüksek sesle bağırırsa, o haklı çıkar. Türkiye?deki taraftar kültürü işte budur? diyor.
Çeviri: Başak Özay