Çanakkale

  • Konbuyu başlatan Ogün Güneş
  • Başlangıç tarihi
Savaşın her türlüsüne hayır, ancak günümüzde çocuklarımızın, kardeşlerimizin, tanıdıklarımızın pc oyunlarında genelde savaş oyunları tercih ettikleri malum ve bu oyunlarda genelde malum iki ülkesinde savaş yapılır, oynayıcılar genelde küçük yaşta olduklarından hep o ülkelerin askerlerini model alırlar, onları yenilmez görürler, belki de gözlerinde o askerler duruşları kıyafetleri ile kahramandırlar daha sonra bizim askerlerimizle hemen mukayese ederler gerekli bilgilere ulaşacak araştırma azminden yoksun olduklarından sonuç bellidir, işte biraz da bunun önüne geçtiği için bu başlıkta bu konuyla ilgili ikinci mesajı gönderiyorum. Kesinlikle savaş oyunları taraftarı değilim umarım yanlış anlaşılmam.

komandooyun.jpg

Artık çocuklarınıza, ABD askeri olmak yerine Türk askeri olarak bilgisayar oyunlarında savaşma ve kazanma şansı verebilirsiniz. İşte Komando Yüzbaşı...
Bilgisayar oyun pazarında Türkiye, sağlam adımlarla ilerliyor. Artık çocuklarınıza, ABD askeri olmak yerine Türk askeri olarak bilgisayar oyunlarında savaşma ve kazanma şansı verebilirsiniz.



Dünyada sinema ve bilgisayar oyunları ile yürütülen bir propaganda var. ABD, sinemasıyla sürekli kazanan, güçlü ve savaşçı ülke imajını yerleştirirken, aynı propaganda bilgisayar oyunları üzerinden de sürüyor. Popüler bilgisayar oyunlarında gençler, kazanmak için müslüman öldürmek zorunda kalabiliyorlar. İşte tam bu noktada, Türkiye'nin yerli oyun sektörüyle ortaya çıkıp güçlü alternatifler sunması gerekiyor.
24bilisim02.jpg

KOMANDO YÜZBAŞI İŞBAŞINDA

Türk oyun sektöründe son zamanlarda yaptıklarıyla adından söz ettiren EuroSoft'un Pazarlama Müdürü Mahmut Karcı, konunun önemine vurgu yaparak, "Türkiye'de yerli bilgisayar oyunu pazarının gelişimine önemli katkıda bulunuyor, ve her yeni oyunumuzla birlikte büyük övgü ve beğeni topluyoruz" diyor. EuroSoft'un son bilgisayar oyunu ise KDV dahil 15 YTL'den piyasaya sunulan Komando Yüzbaşı.

KENDİ ADINIZA SAVAŞIN

Oyunda helikopterler ile görev bölgesine inen Komando Yüzbaşı adım adım tehlike dolu görevleri başarmak için tüm hünerlerini sergiliyor. Ses, efekt ve grafik olarak gelişmiş bir oyun olan Komando Yüzbaşı oyununda heyecanlı sahneler var. Birbirinden farklı mekânlarda ve görevlerle tasarlanan oyunda yirmi değişik zorluk derecesi bulunuyor. Çocuklarınıza, ABD askeri olmak yerine, Türk askeri olarak bilgisayar oyunlarında savaşma şansı verebilirsiniz.
 
İnternet haberi :
Yıl, 1915.
Çanakkale'de kan gövdeyi götürüyor.
"Geçerim" diye saldıran emperyalistlerin insan kaybı, 200 bini aşmış...
"Geç de görelim" diyen dedelerimizin kaybı ise, 250 binin üstünde...
Mermiler havada çarpışıyor.
Cesetler toplanamayacak kadar çok...
Bu inanılmaz kıyıma rağmen, İngiliz Hükümeti durumdan memnun.
Çünkü gerçeği bilmiyor.
Çanakkale'deki İngiliz cephe komutanı, "Vaziyet gayet iyi... Bugün yarın
geçeriz" raporları gönderiyor devamlı...
O sırada genç bir gazeteci var orada.
Avustralyalı.
Melbourne Age Gazetesi'nin muhabiri.
Görüyor ki, durum kel...
Hadise, hiç de İngiliz komutanın anlattığı gibi değil.
Türkler kafaya koymuş...
Kuru ekmek yiyor, bulursa üzüm hoşafı içiyor, şakır şakır ölüyor... Ama
geçirmiyor.
Avustralyalı olduğu için özellikle dikkatini çeken bir konu daha var.
İngiliz komutanlar, karargâhta klasik müzik eşliğinde viski yudumlarken,
Anzaklar patır patır gidiyor. En son iki tabur Anzak gönderiyorlar bir
bölgeye... Türklerin, iki taburu yok etmesi iki saat bile sürmüyor.
Üstelik, müthiş bir sansür var.
Yazdığı haberler, İngiliz yetkililer tarafından engelleniyor.
Bakıyor ki, olacak gibi değil...
Sarılıyor kaleme, tüm gerçekleri tek tek anlattığı, 8 bin kelimeden oluşan,
"Gelibolu Mektubu"nu yazıyor.
Özeti şu:
"Çanakkale geçilemez... Hemen çekilin."
Ve bu mektubu, sansürden kurtulmak için Avustralya Başbakanı'na "elden"
ulaştırıyor.
Avustralya Başbakanı mektubu okuyor, gözlerine inanamıyor ve acilen, yine
"elden", İngiltere Başbakanı'na ulaştırıyor.
İngiltere Başbakanı mektubu okuyor, Savaş Kabinesi'ni topluyor, orada bir
daha yüksek sesle okuyor...
Gizlice araştırılıyor.
Mektup doğru.
Hatta az bile yazılmış.
Cephedeki İngiliz komutanın, kendi poposunu kurtarmak için palavra attığı
anlaşılıyor.
Ve karar veriliyor.
Komutan görevden alınıyor.
Emperyalistler, Çanakkale'den çekiliyor.
Yazdığı mektupla savaşın sona ermesini sağlayan genç gazeteci,
Avustralya'da "kahraman" gibi karşılanıyor.
"Sir" ünvanı veriliyor.
E tabii kapılar açılıyor...
Savaşa "muhabir" olarak giden gazeteci, savaştan sonra "gazete sahibi"
oluyor.

Yıl, 1952.
Çanakkale'de savaşın kaderini değiştiren "sir gazeteci" vefat ediyor.
Bir tane oğlu var...
O zamanlar, 21 yaşında.
Babasının gazetesinin başına geçiyor.
Çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor.
Avustralya'ya sığmıyor...
ABD'ye, Avrupa'ya el atıyor.
Bugün, 75 yaşında.
Dünya medya imparatoru.
75 televizyon kanalı...
175 gazetesi var.
TV kanallarıyla 600 milyon izleyiciye, gazeteleriyle 11 milyon okuyucuya
hitap ediyor.

Yıl, 2006...
Çanakkale'nin "dövüşerek" geçilemeyeceğini ilk anlayan "sir gazeteci" nin
oğlu, , TGRT'yi aldı.
İsmi, Rupert Murdoch.
 
iyi çalışmalar

değerli gündeş,

1915 'te çanakkale'de başlayıp, dokuz eylül 1922'de izmir'de sona eren bağımsızlık mücadelemizin yıl dönümünde böyle bir olayı paylaşmanızdan dolayı sizi kutluyorum.
dünyayı ele geçirmeye kararlı mihraklar 90 yıl önce başaramadıklarını ne acıdır bu günlerde paranın gücü ile yapmak üzereler.bu topraklar altında yatan binlerce şehit ve yüce önder MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İLE SİLAH ARKADAŞLARI eminimki gökyüzünden bunu farkedip kahroluyorlardır.

sevr'in yeniden hortlatılmasına çanak tutanları bu ülkenin tarihi affetmeyecektir.nasıl istanbul boğazındaki ingiliz savaş gemilerini gören MUSTAFA KEMAL ATATÜRK. ^GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER^ dedi ise bizlerde söylemek zorundayız. zamanı geldiğinde ^GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER^

saygılar sunuyorum.

mehmet kaya
 
Ynt: Çanakkale

O günleri tekrar görmemek dileğiyle.... Verdikleri canlara layık olmak dileğiyle...
 
Ynt: Çanakkale

Bütün şehitlerimizi, kahramanlarımızı minnetle, dua ile anıyoruz.Ruhları şaadd olsun.Herşey bu vatan için.
Resimler içinde teşekkürler.
 
Ynt: Çanakkale

Cevap: "Biz çocuklarımız okul çağına geldiklerinde onların eğitime neden önem vermeleri gerektiğini, uluslarına neden bağlı kalmaları gerektiğini, teknolojiyi neden en yukarılarda tutmaları gerektiğini beyinlerine kazımak için bazı testlere tabi tutarız. Öncelikle onları büyük hız limitleri olan hızlı trenlere bindirir, metrolar arasında hızlı bir tura çıkarırız. Çocukların bu hızla başlarının dönmesini ve teknolojiyi anlamalarını sağlarız. Daha sonra onları Hireşımo' ya götürür ve orada olanları anlatırız. En küçük bir canlının yaşamadığı bu yerleri göstererek dostunu düşmanını tanıtır, ulusuna sahip çıkmasını isteriz.
sayın Ogün Güneş Bey Efendiye konuya değindiği için sonsuz teşekkürler. Maalesef bize tarih bilinci yerleştirilemedi. Çanakkale zaferi 18 Mart kutlanır. olay bu kadar basit anlatıldı bize. Üzülerek söylemem gerekir ise son bir kaç yılda Çanakkale'nin neden bu kadar büyük öneme sahip olduğunu kavramışımdır. Yaklaşık olarak 18 yılım okumakla geçti keşke önemsiz bilgileri yükleyeceklerine bütün eğitim hayatım boyunca sadece Çanakkale veya Bir Seyid Onbaşıyı, Muavenet Gemisini.... verselerdi. Samimiyetimle söyleyeyim bize tarih bilinci aşılandığını sanmıyorum. Sadece oku yüksek not al ve mezun ol mantığı. Ama neden okumam gerektiğini kimse bize anlatamadı. "ki bu gün de neden çocuklarımıza okuttuğumuz gerektiğini onlara anlatamamışızdır"
 
Ynt: Çanakkale

GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL YAŞAR BÜYÜKANIT?IN
ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ MESAJI

( 18 Mart 2008 )

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Değerli Mensupları,

Bugün, 93 yıl önce kazanılan zaferle başlayıp Cumhuriyet'le taçlandırılan eşsiz mücadelelerde taşıdıkları yüksek ruhla yüce Türk ulusunun bağımsızlığı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğünü koruma uğruna şehit olan vatan evlatlarının günüdür.

Değerli Silah Arkadaşlarım,

Çanakkale Zaferi, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Türk ulusunun lideri olarak tarih sahnesine çıkışını sağlaması bakımından da ayrı bir değere sahiptir. Sonuçları bakımından etkileri yurt dışına taşan bu büyük mücadelede elde edilen zafer, yeni bir dönemin de kapısını aralamıştır. Şanlı tarihi boyunca bağımsızlığıyla insanlığa örnek olmuş Türk ulusu, Yüce Önderi'nin rehberliğinde, aralanan bu kapıdan geçerek bağımsız ve çağdaş devlet kurmasını bilmiştir. Kanı ve canı pahasına kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni ve onu ayakta tutan değerleri korumak adına hiçbir fedakârlıktan kaçınmamıştır.

Yurt ve ulus sevgisi ile dolu yüreği, çelikleşmiş bir azim ve iradeye dayanan üstün bir disiplin anlayışı, dosta güven düşmana korku veren gücü ve kalbinde yaşattığı vatan, millet ve bayrak sevgisiyle görevi başında hazır bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, kendilerine duyulan güvene layık olduklarını en açık şekilde ortaya koymaktadırlar.

Aziz şehitlerimizin sergilediği kahramanlıklar Türkiye Cumhuriyeti'ne ve onun vazgeçilmez dinamiği olan Atatürk ilke ve devrimlerine yönelecek her türlü tehditle mücadelede bizlere ilham kaynağı olmaya devam edecektir.

Bu konudaki güç kaynağımız da Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün tüm olumsuzluklar karşısında gösterdiği tarihsel duruşudur.

Bu duygu ve düşüncelerle, bugünlere ulaşmamızı sağlayan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, gözlerini kırpmadan asil kanlarını bu topraklara akıtarak sonsuz mutluluğa ulaşan aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anar, tarihi boyunca ordusuna her zaman destek olan yüce Türk ulusuna şükranlarımı sunarım.

_________________________________________________

10.jpg

12.jpg

18.jpg

20.jpg

115.jpg

30.jpg

1.jpg
 
Ynt: Çanakkale

Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara?ya

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!

Nerde-gösterdiği vahşetle ?bu: bir Avrupalı?

Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer

Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,

Osrtralya?yla beraber bakıyorsun ; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.

Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...

Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,

Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,

Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...

Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

Sonra mel?undaki tahribe müvekkel esbab,

Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a?makı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer

O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,

Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,

Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal?a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?

Çünkü te?sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarılır, indirilir mevki?-i müstahkemler,

Beşerin azmini tevkif edemez sun?-i beşer;

Bir göğüslerse Huda?nın edebi serhaddi;

?O benim sun?-i bediim, onu çiğnetme? dedi.

Asım?ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rüku olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid?i...

Bedr?in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber?i kimler kazsın?

?Gömelim gel seni tarihe? desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...

Seni ancak ebediyetler eder istiab.

?Bu, taşındır? diyerek Ka?be?yi diksem başına;

Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;

Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;

Yedi kandilli Süreyya?yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;

Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin?i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...

Sen ki, İslam?ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a?sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,

Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.



MEHMET AKİF ERSOY
 
Ynt: Çanakkale

cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez yalnız şehitler müstesna şehitler Allahın ikram ve ihsanlarından dolayı dünyaya dönüp tekrar şehit olmak ister tekrar dönüp tekrar şehit olmak ister tekrar dönüp tekrar...
Peygamber sözü

Çanakkale ruhu bu olsa gerek...
 
Ynt: Çanakkale

şehitlerimiz, kahramanlarımız için ne söylesem az kalacak.kelimeler düşüncelerimi ifade etmekte kifayetsiz kalır.Nur içinde yatsınlar,onlara minnettarız...
 

Benzer konular

Üst