Cari Hesap Mahsuplarında Müteselsil Sorumluk (KDV)

ferhat

Moderator
Forum Yönetimi
Üyelik
6 Haz 2005
Mesajlar
7,598
Konum
İSTANBUL
Cari Hesap Mahsuplarında Müteselsil Sorumluk (KDV)


3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 84 Sıra Numaralı Genel Tebliğinin III?ncü Bölümü KDV?de müteselsil sorumluluk müessesesini düzenleme altına almaktadır.

Kısaca özetlenecek olursa, alım satım işleminin doğrudan tarafı sayılan alıcı, satıcının işlem üzerinden hesaplanan KDV?yi hazineye intikal ettirmemesinden, Tebliğde sayılan şartlar dahilinde, satıcı ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu sorumluluğu ortadan kaldıran durum ise, işleme ilişkin tutarın banka aracılığıyla ödenmiş olmasıdır.

Günümüz ticari hayatında çoğu mükellef cari hesaplarla (120-320) çalışmaktadır. Genellikle ay içerisinde gerçekleşen işlemler cari hesaplarda toplanmakta ve ay sonunda mahsuplaşma yapılarak farkının (bakiye kalan borcun) ödemesi yapılmaktadır.

Örneğin; ay içinde mükellefin X firmasından alımları 320.000,00 YTL, bu firmaya satışları ise 120.000,00 YTL ise, ay sonu mahsuplaşmada 200.000,00 YTL borcun mükellef tarafından X firmasına ödemesi yapılmaktadır.

84 Numaralı KDV Genel Tebliği, müteselsil sorumluluğu alım-satım işlemi üzerine kurmaktadır. Yani her alım-satım faaliyeti ayrı değerlendirilip bu işleme ilişkin tutarın banka kayıtlarından takibinin sorumluluğu ortadan kaldıracağı sonucu ortaya çıkmaktadır.

Tebliğde, cari hesaplarda mahsuplaşma işlemine hiç değinilmemiştir. Banka ödemesi alım-satım işleminin gerçekliğinin karinesi olarak görülmektedir. Aksi durum, yani cari hesap kalanının banka üzerinden gönderilmesi durumu, Tebliğin mantığı açısından, taraflar arası işlemin gerçekliğini değil fark borcun tutarı kadar hareketin ispatı olacaktır.

Peki, Tebliğin cari hesap mahsuplarında fark tutarın banka üzerinden aktarımını açıkça kabul etmesi durumunda sahte belge kullanımına açık bir kapı mı bırakılacaktır?

Kanaatimizce bu mümkün görülmemektedir. Sahte belge kullanımındaki amaç, KDV açısından, indirim KDV?nin yükseltilmesidir. Eğer sahte belge kullanan mükellef sahteci mükellef ile cari hesap çalışırsa, cari hesap karşılığı hesaplanan KDV?yi beyan etmek durumunda kalacaktır.

Yukarıdaki örneği kullanarak, X Firmasının sahteci olduğunu kabul edersek, mükellef 320.000,00 YTL?nin KDV?sini haksız indirim konusu yapacak, ancak, 120.000,00 YTL?nin KDV?sini ise hesaplanan KDV olarak beyan etmek durumunda kalacaktır. Sonuç olarak cari hesap kalanı 200.000,00 YTL?nin KDV?si haksız indirilen (hazineye intikal etmeyen) KDV tutarı olacaktır.

Tarafların sahtecilik dışında başka nedenlerle vergiyi ödememeleri durumunda da bir sakınca doğmamaktadır. Yine aynı örneği kullanacak olursak, X Firmasının 320.000,00 YTL?nin KDV tutarını beyan etmemesi veya ödememesi durumunda, mükellefin 120.000,00 YTL?nin vergisini beyan ederek ödemesi ile sonuçta hazineye intikal etmeyen vergi tutarı 200.000,00 YTL?nin KDV?si olmaktadır. Bu açıdan mükellefin cari hesap kalanı olan 200.000,00 YTL?yi banka üzerinden ödediğini kanıtlaması müteselsil sorumluluğu kesmelidir.

İyi niyetli mükelleflerin para hareketlerini sadeleştirerek iş yükünü azaltan ve paranın gereksiz dönüşümünü engelleyerek mükelleflerin likit varlık sahasını genişleten cari hesap işleyişinin müteselsil sorumluluk müessesinde dikkate alınması ve 84 Sıra Numaralı KDVK Genel Tebliğinin konuya ilişkin bölümünde, cari hesap kalanlarının banka üzerinden aktarılması ile müteselsil sorumluluğun ortadan kalkacağına dair düzenleme yapılması gereklidir.

KAYNAK: Osman F. ÇANAKKALE

Vergi Denetmeni
 
Üst