Merhaba,
Her iki durumda (b/a) oluşan farklar duruma göre 646-656 hesaplarda takip edilir. Ancak;
KDV Kanunu?nun yürürlüğe girdiği 01.01.1985 tarihinden bu yana tartışıla gelen konulardan birisi de, kur farklarının KDV?ye tabi olup olmayacağıdır. Vergi İdaresi, genel olarak bir mal ve hizmet satışına bağlı olarak ortaya çıkan kur farklarının faiz, vade farkı, fiyat farkıyla aynı mahiyette olduğu ve matraha dahil bulunduğu gerekçesiyle KDV?ye tabi tutulması gerektiği görüşünde olmuş, bu görüşünü verdiği özelgelerde belirtmiştir. Yargı organları ise, kur farklarının, müstakil bir hizmetin karşılığı olmadığı ve faiz, vade farkı, fiyat farkları ile aynı mahiyette bulunmadığı gerekçesiyle KDV?ye tabi tutulamayacağı görüşünde olup, bu görüşleri verdiği kararlar ile sabittir.
Vergi İdaresi kur farkları ile ilgili olarak özelgelerle bildirdiği görüşlerini ilk defa Genel Tebliğ düzeyine taşımış, yayımladığı 105 Seri No.lu KDV Genel Tebliği?nde, ?bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farklarının esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğu ve matrahın (kdv) bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerektiğini? belirtmiştir.