fonradar

Emekli Olacak Personele Borç Para Verilmesi hk.

Merhaba,

ben verilen borç parayı avans olarak muhtasar beyannamede gösterdim, avans ödemelerinde de damga vergisi tahakkuk ediyor diye biliyorum, oradan hareketle öyle bir işlem yaptım; eylül ayında ödenecek kıdem tazminatındaki damga vergisinden; 2500 TL verilen borcun damga vergisini mahsup edebilmek hareketiyle öyle bir işlem yaptım.
 
Sayın kevork bey Beyanda göstermeyelelim demek daha iyi bir fikir haklısınız. Bu konuyu 01.05.2014 Tarihinde önce konuşsaydık Hangi kısımda beyan edecektiniz onuda söylermisiniz. Yani "Bilmemek" ile "Değişikliği Takip etmemek" farklı şeyler ama siz çok şey bildiğinizden dolayı bunuda biliyorsunuzdur(!)

Sayın ugurcadir,

Benim # 3 numaralı ve # 14 numaralı yorumlarımı okumamışsınız. Ben DV kesip beyan etmeniz gerekir hiç demedim. Gereği yok zaten.
 
avans ödemesi ile kıdem tazminatı aynı dönemde ise damga vergisi kesintisi yapmaya gerek yoktur. Ancak farklı dönemlerde olduğu için 2500 TL ödenen borç niteliğindeki avans ödemesinin damga vergisi tahakkuk edilmelidir.
 
Sayın merkür2,

DV kanunu gereği kesintiyi neye göre yapacaksınız? Elinizde bir dilekçe var. Dilekçedeki talebi gözönüne almanız gerekir. Ben de Nizam da konuya bu noktada bakıyoruz. ( Nizam dostum yanılıyorsam lütfen düzelt ). Ücret avansı değil, ama kıdem tazminatı hakkı elde edilmemiş.
 
Sayın merkür2,

DV kanunu gereği kesintiyi neye göre yapacaksınız? Elinizde bir dilekçe var. Dilekçedeki talebi gözönüne almanız gerekir. Ben de Nizam da konuya bu noktada bakıyoruz. ( Nizam dostum yanılıyorsam lütfen düzelt ). Ücret avansı değil, ama kıdem tazminatı hakkı elde edilmemiş.

Sayın Ayşe Gültekin,

Verilen dilekçede açık bir ikrar var. Emekli olacağını ve bunun tarihini de iki taraf da biliyor. Bu borç verme olsa bile bahsedildiği gibi TCK kapsamında kesinlikle değil. ( Olabilmesi için Karz/Tefecilik kapsamında değerlendirilebilir karine gerekir ki bu olayda mümkün değil. ) Bu nedenle tereddüt edecek bir husus yok. Ücret avansı gibi kayda almanızda da engelleyici bir durum da yok. Aslında dilekçenin içeriğine uygun şekilde kıdem tazminatı için ön ödeme/avans niteliğinde kayıt yapmanız da mümkün. Ödemenin banka kanalıyla yapılmış olması da yapacağınız Kıdem Tazminatı ödemenizi de yaptıktan sonra ibranamenize her iki durumu da kayda alıp imzaatmanız yetecektir.

:confused::confused:
 
Sayın Suat Ekici,

Ben alıntıladığınız bölümü reddetmedim ancak kararttığınız bölümlere başka türlü karartarak cevap vereyim, mesele "DV Kesintisi" tartışma buraya kilitlendi ve ben "DV kesintisi yapılmasına gerek olmadığını söyledim" bunu gözönüne alarak yeniden okumanızı öneririm tüm yazdıklarımı.

Gelelim alıntıya,

Sayın Ayşe Gültekin,

Verilen dilekçede açık bir ikrar var. Emekli olacağını ve bunun tarihini de iki taraf da biliyor. Bu borç verme olsa bile bahsedildiği gibi TCK kapsamında kesinlikle değil. ( Olabilmesi için Karz/Tefecilik kapsamında değerlendirilebilir karine gerekir ki bu olayda mümkün değil. ) Bu nedenle tereddüt edecek bir husus yok. Ücret avansı gibi kayda almanızda da engelleyici bir durum da yok. Aslında dilekçenin içeriğine uygun şekilde kıdem tazminatı için ön ödeme/avans niteliğinde kayıt yapmanız da mümkün. Ödemenin banka kanalıyla yapılmış olması da yapacağınız Kıdem Tazminatı ödemenizi de yaptıktan sonra ibranamenize her iki durumu da kayda alıp imzaatmanız yetecektir.


Böylece farklı şeyleri birbirine referans haline dönüştürmeyelim.
 
sn. simkesyan,

ne adla olursa olsun avans ödemeleri dahil damga vergisine tabidir. Ne yazıkki siizn vermiş olduğunuz cevaptan sonra tartışma başlamıştır.

Sayın Ayşe Gültekin,

Bazan bir cevap yazıyoruz ardını toplamak zor oluyor. Çalakalem evap veriliyor dediğim zaman da darılan gücenenler oluyor. Nizam dostum haklı, nasıl beyan ettiniz, DV konusu gerekli olsaydı özellikle belirtirdik. Dilekçe içeriği belli, süreç belli Kıdem Tazminatını ödediğiniz (Nakden veya Hesaben) DV tahakkukunuzu yapardınız. Yaptığınız ödeme Ücret avansı değil, Kıdem tazminatı doğmamış, varsayalım ki DV hatası oldu, rakam 19,12 TL cezası olsa ne olur olmazsa ne olur. Ayrıca Mali idare 20,-- TL altındaki alacakları dahi resen terkin ediyor.

önce "gibi" ilgecini kullanarak ücret avansı olabilir sorun yok diyorsunuz, ama daha sonra hayır değil diyorsunuz..
 
Sayın Suat Ekici,

Yazılanları baştan sona okursanız tartışmanın nerde başladığını görürsünüz, her yazdığımın da arkasındayım, ancak siz yazılanları bir daha okuyun bence benim hiç bir yazdığımdan "Ücret Avansıdır" yorumun çıkaramazsınız. Kaldıki zaten yine kararttığınız bölümdeki durum için Ücret olsaydı başka şeyler de yazardım. Ve yine sorunun içeriğini gözönüne almadan başka mecrada yazmaya devam ediyorsunuz. "Dilekçe içeriği belli, süreç belli" demişim bunu da karatsaydınız keşke. Yazılanları bir bütün olarak değerlendirmeliydiniz, cımbızla ayıklamak da yine yanlışa sevkeder.
 
Sayın merkür2,

DV kanunu gereği kesintiyi neye göre yapacaksınız? Elinizde bir dilekçe var. Dilekçedeki talebi gözönüne almanız gerekir. Ben de Nizam da konuya bu noktada bakıyoruz. ( Nizam dostum yanılıyorsam lütfen düzelt ). Ücret avansı değil, ama kıdem tazminatı hakkı elde edilmemiş.

Sayın kevork bey, Konuşmayacam dedim büyüğüm dedim. Muhtasar beyannamesinde yapılan değişikliği bilmiyorum diye bütün yazılarımı gelişi güzel yaptınız ve uslup konusunda doğru olmayan bir şekilde neyse devam etmeyeceğim. Yaş olarakta benden büyük bilgi olarak da benden iyisiniz ben bunu kabul ediyorum. Gelişi güzel yazımına gelince ben burda yazdığım her yazıya destek verdim konu hakkında damga vergisi tebliğinide ekliyorum. İnsanlar gözden kaçırabiliyo belki sizde kaçırmısınızdır buyrun bakın

"Maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı,
ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve
benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan
paralar (Ek: 5766/10-ç md.) (Yürürlük: 6/6/2008) (avans olarak
ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden
ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari
hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye
olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtlar"
 
Sayın uğurcadir,

Benim DV ile ilgili bu bilgiyi gözden kaçırmış olma imkanım varmı sizce ? Tabiki hayır. Ancak yazılanları bir bütün olarak algılamak lazım gerektiğini daha önce de yazmıştım. Ücretlerle ilgili olarak (sadece ücreti gözönüne olarak yazıyorum) DV kesin tisi yapılırken iki şeye dikkat ederiz. Avansın verildiği ve mahsup edileceği dönem. Her ikisi de aynı döneme denk eliyorsa bu kesintiyi tevkifat/ödeme süresi değişmeyeceğinden yapmayız. Avans taksitler halinde iade edilecekse yaparız.

Daha önce de bu başlık altında DV stopajı önemli olsaydı özellikle belirtirdim demiştim zaten. Ancak burada sorulan soruda bir ayrıntı var. Çalışan verdiği dilekçede "Kıdem Tazminatına mahsuben" talep etmiş. Ben ise cevabımda "Açık Karine" var demiştim. Bu nedenle de "gibi" demiştim. Eldeki yazıya göre ücret avansı gibi düşünmek mümkün değil. Ancak Kıdem Tazminatına da hak kazanılmamış. (Kesin olan tek şey ikrazat olmadığıdır ki benim esas amacım bu tereddütü ortadan kaldırmaktı, zaten böyle varsaysak DV oranı da farklı olurdu.)

Şimdi gelelim "Kıdem Tazminatı" üzerinden yapılan avans ödemesinin DV tevkifatına. "Kesintiye Gerek Yok". Çünkü zaten Kıdem Tazminatına hak kazanılmamış, alıntı yaptığınız bölüm de bunu içermiyor. Yanılmayın orada yazılı olan "tazminat" kelimesi Kıdem Tazminatını kapsamaz. Bu yüzden gerek olsaydı özellikle belirtirdim demiştim.

Bu yüzden "çalakalem" demiştim "gelişigüzel" değil, üstelik her yazdığınıza değil DV tevkifatının Ücret kapsamında yapılması gerektiği önerinize/sorunuza.
 
SayınKevork bey,

Ben sizin demek istediklerini anlıyorum ama siz beni hiç anlamıyorsunuz.

Benim Kıdem tazminatı konusunda hakedip etmediği konusunda bir görüş bildirmedim. Eğer bildirirsem Ödenen paranın Gelir vergisi yönünden açıklanması gerekmektedir. Hiç bir yazımda Gelir vergisi konusuna değilmedim bile (Eğer bu konu hakkında yorum yapsaydım çalakalem olurdu). Damga vergisi konusunda bildiğimi yazdım. Siz demişsiniz ya o tazminat bu tazminat değil. Hukuken öyle bir ayrım yok. Hukukta yazan şöyledir "Eğer bir kelime kısıtlanmamışsa Genel olarak almak gerekir". Her türlü uyuşmazlıkta son karar merkezi Mahkemelerdir. Mahkeme sırasında ben kanunda geçen şu metin üzerinden çok rahat savuna bilirim "tazminat ve
benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil)".

"Çakakalem" kelimesinin Türkçe imla kılavuzunda "Gelişigüzel" kelimesi ile eşanlamlı olarak geçtiğindne dolayı öyle yazdım.
 
Sayın uğurcadir,

Bakın özellikle söylememe rağmen "Kıdem Tazminatı" nı genel kurala bağlamışsınız. Yine hukuk bilgisi hatası. İşte o söylediğiniz kural bu maddede kısıtlanmış, "hizmet karşılığı" alınanlar olarak. Aslında bu madde içeriği Ücretin tarifinden alınmıştır. Gelir vergisi yasası 61. maddesi çerçevesi esas alınmıştır. Bildiğiniz gibi Kıdem Tazminatı ise Gelir Vergisi değil İş Yasası çerçevesindedir. Gelir Vergisi yasası ise iş yasasıyla bağlantı kurmaz (sadece 32. maddeye yaptığı atıf hariç) ki bu da tarifle ilgili değildir. Ücret kavramı içinde olabilecek o kısıtlanmış tazminatlar ise "Kasa Tazminatı, Risk Tazminatı gibi işin ve görevin gereği olarak aylık veya periyodik olarak ödenen ücretin yan ödemelerini kapsar.

Tabi Ücret aslen örtülü olarak Anayasanın 55. maddesinde de şöyle tanımlanmıştır. "Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. (Değişik: 3.10.2001-4709/21 md.) Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da gözönünde bulundurulur."

Yukarda açıkladıklarım ve yazdıklarım sanırım yeterlidir. Kıdem Tazminatı bu kapsamda değildir çünkü hizmet karşılığı alınmaz.
 
Son düzenleme:
Üst