Emeklinin üç kuruşu...
Ey benim garip emeklim… Ey benim ağzına vurup lokmasını alsalar da sesini çıkarmayan suskun emeklim… Ey benim ahir ömründe dinlenip, gezip eğlenip, hayatın tadını çıkaracak yerde karnını doyurma savaşı veren yorgun emeklim… Ölüyü diriyi bitirdiler, gözü senin üç kuruşluk maaşa diktiler!..
Yılbaşından itibaren çalışan emeklilerin maaşlarından yüzde 33.5 kesinti yapılacak. Eğer bir işveren yanında çalışıyorsa yüzde 19.5 da işveren "destek primi" ödeyecek. Bu ne insafsızlıktır, bu ne gaddarlıktır?
Önce bir emekli niye çalışıyor, ona baktınız mı? Emekli aç, verdiğiniz maaş karnını doyurmuyor. Ne yapacak? Elbette yaşayabilmek, geçinebilmek için ikinci bir iş peşinde olacak. Bizim emeklimiz de Avrupa emeklisi gibi hanımının elinden tutup turistik geziler yapmak, arada bir yurt dışına çıkmak, gezmek, dinlemek istemez mi? Elbette ister. Ama verdiğiniz maaş kaç kuruş? Emekli insanı, insanca yaşatabilecek parayı veriyor musunuz? Şimdi tutmuş, onu bile çok görüyorsunuz!.. Beyler, emekli keyfinden çalışmıyor!
Emekliye bunu reva görmek ayıptır. Bir ayıp daha var ki, ayıbın da ayıbı… Emekli olan vatandaş değil, vekilse, yani milletvekili ise iş değişiyor. Milletvekili hem maaşını alacak, hem de emekli maaşını… Ve de hiçbir kesinti yapılmayacak! Bu uygulamada, öyle karısının başı türbanlı, karısının başı açık ayırımcılığı da yapılmayacak!..
Menfaat kimleri bir araya getiriyor Yarabbi!..
Ortalama emekli maaşı 500 YTL, emekli milletvekilinin maaşı ise 3000 YTL. Yani maaş ölçüsünde 6 emekli, bir milletvekili emeklisi ediyor. Sen garip emeklinin 500 lirasına göz dikeceksin, altı misli milletvekili emekli maaşına dokunmayacaksın…
Bu mu yönetim anlayışınız? Bu mu partinizin ismindeki "Adalet"?
Milletvekilliği müessesesi saygınlığını kaybediyor, diyorlar. Nedenini izaha lüzum var mı?..
Yeri geldi bir daha anlatayım… Kurtuluş Savaşı'nın en çetin ve zor yılları. Ankara'da milletvekilleri yokluklar içerisinde çalışıyorlar. Vakit bulabilirlerse Ankara hanlarında yatıp kalkıyorlar, Meclis'te kendilerine her gün bulgur pilavı kaynıyor... Neredeyse tek yiyecekleri bulgur pilavı… Bir gün civar köylerden kendilerine yemeleri için birkaç koyun gönderiliyor. Uzun zamandır et yüzü görmeyen o fedakar ve asil insanlar yine o eti yemiyorlar, Ankara'daki fakirlere dağıttırıyorlar. Kendileri bulgur pilavına devam…
Milletvekilliği budur… Bu ülke, bu insanlar, bu yapıdaki insanlar sayesinde kurtulmuştur… Garip emeklinin elindeki üç kuruşu da al, kendine gelince dokunma… Bu kafayla, bu tutumla, bu zihniyetle bir yere varılmaz!.. Günahtır!..
"Varılır" diyorsanız, ben de size Rahmetli İsmet İnönü gibi, "Hadi canım sen de!.." çekerim!..
http://www.sakaryagazetesi.com.tr/yazi.asp?id=3577&yazar=8
05.12.2006