Bu arada aklıma bir anım geldi;
Canım sıkıldı bir akşam, çay bahçesine gitmiştim, baktım arkadaşlar oturuyor, davet ettiler beni de, tabi tanımadıklarımda var masada, adettendir, bende kendimi mali müşavir diye tanıtınca; içlerinden birisi başladı fıkra anlatmaya;
Hoşuma gitmemişti anlattığı fıkra, mecburen güldüm aslında, yapmacık güldüğümü belli ederek, anladı tabi. Üstüme gelmeye devam etti. Ben güvenmem muhasebecilere o yüzden, hesap makinasını alır kendim toplarım.
Mali müşavir olduğumu öğrendi ya. Aklı sıra hakir görecek. Anlattığı fıkrayı bilirsiniz, hani adam muhasebeci alacakmış ta, seçtiği kişi hesap makinasını alıp, iki kere iki kaç eder sorusuna... kaç çıksın istersin cevabını veren olmuş. Rakamlarla oynarsınız siz dedi. Güvenilmez muhasebecilere.
Hayır dedim rakamlarla oynamak işimiz değil. Rakamlar sazımızdır bizim. Sadece kimi oynatacağımıza karar veririz. Ortam gerildi tabi birden aşırı derecede rahatsız olduğumu anlamıştı. Arkadaşlar yumuşatmaya çalıştılarsa da ok yaydan çıkmıştı bir kere. Kaşınmıştı adam, ve kaşıyacaktım elbette.
Kalem var mı yanında diye sordum. Garson'dan istedi. Masanın üzerindeki adisyonu ters çevirip. Hazırım anlamında yüzüme baktı.
Simdi dedim olay şu. Siz üçünüz bir şirket kurdunuz. Adam başı 10.000 yatırdınız ve 30.000 TL teslim ettiniz bana profesyonel yöneticiniz olarak. Ben bu paranın 25.000 TL siyle organizasyon için harcamaları yaptım. İhtiyat yedeği olarak kasada 2.000 bıraktım. Ve kalan 3.000 TL yi size 1.000 er lira olarak geri verdim.
Şimdi bana güvenmiyorsun ya. Yaz bakalım hesabı sen çıkar. 1000 tl geri verdiğime göre adam başı 9.000 tl almış oldum.
"9000 x 3 = 27.000" yazdı. Kasada kaç para var 2000 yaz onuda. Ne yaptı toplam; 29.000 yazdı. Eeee dedim. 30.000 ile yola çıktık. 1000 TL nerde.
2 veya 3 dakika süren sessizlikten sonra başladım.
"Oooo mastika mastika. Oooo sigarası marlbora........."