GVK 23e 14 Vergi Muafiyeti

Üyelik
7 Mar 2024
Mesajlar
3
Konum
istanbul
Merhaba,

Konuyla alakali pek cok farkli mali musavir/ yeminli mali musavir gorusu aldim ancak `her 1 kurusun vergisi olur` diyerek muafiyet konusunda fikir beyan etmeyenler de oldu GVK 23e 14e uygun oldugumu tum sartlari sagladigimi belirtenler de oldu. Lebib Yalkin dergisinde YMM Mehmet Mac in aslinda bu konuyla alakali oldukca detayli ve cok net bir paylasimi da mevcut ancak buradan da fikir almak istedim (https://lebibyalkin.com.tr/makale/t...inan-ucretin-vergi-ve-sgk-karsisindaki-durumu )

Ozet olarak:
-Amerika merkezli bir firmaya calisiyorum. Bu firmanin Turkiyede hic bir operasyonu bulunmamakta herhangi bir ofis temsilcilik soz konusu degil
-Bu firmanin Turkiyeden hic bir kazanci yok ve TL geliri yok.
-Odemeleri doviz cinsinden yapiyor ve bu odemeler danismanlik odemeleri degil ucret odemesi `salary`
-Firmanin Turkiyede herhangi bir bagi olmadigindan oturu zaten yapilan bu odemeyi Tr hesaplarinda gider olarak gostermesi gibi bir duru mda soz konusu degil.

YMM Mehmet Mac kaleme aldigi yazinin sonuc kisminda da ozet olarak su dekilde dile getiriyor: Çünkü bu kişiler, emeklerinin karşılığı olarak döviz getirmek suretiyle ülkemiz ekonomisine önemli bir katkı sağlamaktadırlar. Bu katkı, alkışlanmalı ve teşvik edilmelidir. GVK’nun 23/14-a maddesi bu teşviki içermektedir. Türkiye’de yaşayan bir kişinin yurtdışında iş bulması ülkemizin istihdam sorununun çözümü açısından da önem taşımaktadır. Cunku mevcut durumda lokasyon bagimsiz calistigim icin Tr degil herhangi baska bir ulkeden de calismaya devam edebilirdim.


Kanun detaylarini okudugum zaman alaninda uzmanlarin kaleme aldigi yazilari okudugumdan ve alaninda uzman olarak gorunen YMM den aldigim gorus sonrasi, aksi gorus belirtenlerin olmasini tamamen bu konuya dair bilgi eksikligi/kirliligi olarak degerlendiriyorum ancak yine de gozden kacirdigim bir nokta var mi diye de dusunuyorum sonucta aksi gorus bildirenler bu muafiyet kapsaminin tamamini sagliyor olsam bile meslekleri geregi Malimusavir olan kisiler ve aklimda hala bir acaba? sorusu kaliyor

Sizlerden de fikir alabilirsem sevinirim. Saglikli gunler dilerim.
 
Merhaba,

Konuyla alakali pek cok farkli mali musavir/ yeminli mali musavir gorusu aldim ancak `her 1 kurusun vergisi olur` diyerek muafiyet konusunda fikir beyan etmeyenler de oldu GVK 23e 14e uygun oldugumu tum sartlari sagladigimi belirtenler de oldu. Lebib Yalkin dergisinde YMM Mehmet Mac in aslinda bu konuyla alakali oldukca detayli ve cok net bir paylasimi da mevcut ancak buradan da fikir almak istedim (https://lebibyalkin.com.tr/makale/t...inan-ucretin-vergi-ve-sgk-karsisindaki-durumu )

Ozet olarak:
-Amerika merkezli bir firmaya calisiyorum. Bu firmanin Turkiyede hic bir operasyonu bulunmamakta herhangi bir ofis temsilcilik soz konusu degil
-Bu firmanin Turkiyeden hic bir kazanci yok ve TL geliri yok.
-Odemeleri doviz cinsinden yapiyor ve bu odemeler danismanlik odemeleri degil ucret odemesi `salary`
-Firmanin Turkiyede herhangi bir bagi olmadigindan oturu zaten yapilan bu odemeyi Tr hesaplarinda gider olarak gostermesi gibi bir duru mda soz konusu degil.

YMM Mehmet Mac kaleme aldigi yazinin sonuc kisminda da ozet olarak su dekilde dile getiriyor: Çünkü bu kişiler, emeklerinin karşılığı olarak döviz getirmek suretiyle ülkemiz ekonomisine önemli bir katkı sağlamaktadırlar. Bu katkı, alkışlanmalı ve teşvik edilmelidir. GVK’nun 23/14-a maddesi bu teşviki içermektedir. Türkiye’de yaşayan bir kişinin yurtdışında iş bulması ülkemizin istihdam sorununun çözümü açısından da önem taşımaktadır. Cunku mevcut durumda lokasyon bagimsiz calistigim icin Tr degil herhangi baska bir ulkeden de calismaya devam edebilirdim.


Kanun detaylarini okudugum zaman alaninda uzmanlarin kaleme aldigi yazilari okudugumdan ve alaninda uzman olarak gorunen YMM den aldigim gorus sonrasi, aksi gorus belirtenlerin olmasini tamamen bu konuya dair bilgi eksikligi/kirliligi olarak degerlendiriyorum ancak yine de gozden kacirdigim bir nokta var mi diye de dusunuyorum sonucta aksi gorus bildirenler bu muafiyet kapsaminin tamamini sagliyor olsam bile meslekleri geregi Malimusavir olan kisiler ve aklimda hala bir acaba? sorusu kaliyor

Sizlerden de fikir alabilirsem sevinirim. Saglikli gunler dilerim.
Sayin PashaUzum

Insallah burada aldiginiz bilgi sizi tatmin eder. :) Zira bircok YMM ve Musavirden bilgi almis, ancak aldiginiz cevaplardan tatmin olmamisiniz. Sizinde belirttiginiz gibi ''bu konuya dair bilgi eksikligi/kirliligi'' cok olmasi.
Konumuza donersek

Ozet olarak:

-Amerika merkezli bir firmaya calisiyorum. Bu firmanin Turkiyede hic bir operasyonu bulunmamakta herhangi bir ofis temsilcilik soz konusu degil
-Bu firmanin Turkiyeden hic bir kazanci yok ve TL geliri yok.
-Odemeleri doviz cinsinden yapiyor ve bu odemeler danismanlik odemeleri degil ucret odemesi `salary`
-Firmanin Turkiyede herhangi bir bagi olmadigindan oturu zaten yapilan bu odemeyi Tr hesaplarinda gider olarak gostermesi gibi bir duru mda soz konusu degil.

Bu ozetinizde sorunuz cok net

Bende soyle cevap vereyim; Lutfen dikkatli okuyun

Buna göre, kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tâbi kurumların bünyesinde çalışan hizmet erbabına ödenen ücretlere istisna uygulanabilmesi için;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde; Türkiye'de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilecekleri hüküm altına alınmış olup bu Kanunun;

- "Türkiye'de yerleşme" başlıklı 4 üncü maddesinde, "Aşağıda yazılı kimseler Türkiye'de yerleşmiş sayılır.

1. İkametgahı Türkiye'de bulunanlar (İkametgah, Kanunu Medeninin 19'uncu ve müteakip maddelerinde yazılı olan yerlerdir);

2. Bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye'de oturma süresini kesmez.)
",

- "Mükellefler ve mevzu" başlıklı 6 ncı maddesinde, "Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler."

hükümlerine yer verilmiştir.

Öte yandan, Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (14/a) bendine göre, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretlerin gelir vergisinden istisna edileceği hüküm altına alınmıştır.

Yukarida Turkiyede yerlesmis olanlar ve olmayanlar diye ayirdik demek ki

Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretlerin gelir vergisinden istisna edileceği hüküm altına alınmıştır.

Simdi sorularla devam edelim

1- Türkiye'de hizmet arzeden gerçek kişinin bağlı olduğu işverenin dar mükellef kurum olması, bu kurumun da Türkiye'de hiçbir şekilde kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunmaması,

Bu sizin 1 sorunuzun cevabi

2- Dar mükellef kurumda çalışan kişinin hizmet erbâbı ve yapılan ödemenin de ücret niteliğinde olması,

Bu da ''Salary'' yani ucret adi altinda aldiginiz odemeler. ( Bunu herhangi bir incelemede ''Salary'' sozcugu tercume edilerek ispatlanabilir.

3- Dar mükellef kurumun Türkiye'deki personeline yapılacak ödemenin bu kurumun yurtdışı kazançlarından karşılanması,

Burada da firmanin Turkiyede -sizinde belirttiginiz gibi- herhangi bir operasyonun olmadigi yani ticari amacli is yapmadigi belirtiliyor.

4- Ücretin döviz olarak ödenmesi,

Ucretinizin "Salary" altinda odendigini ve paranin yurtdisindan geldigini belirttiniz. Dolayisiyla bu sartta karsilaniyor.

5- Ödenen ücretin dar mükellef kurumun Türkiye'deki hesaplarına gider olarak kaydedilmemesi şartlarının bir arada taşıması

Firmanin Turkiyede herhangi bir bagi olmadigindan oturu zaten yapilan bu odemeyi Tr hesaplarinda gider olarak gostermesi gibi bir duru mda soz konusu degil. Bu sorunun cevabini direk yazdiginiz icin yazmadim. Benim cevabimda ayni olacagi icin kopyladim.

Ancak bu yukaridaki sartlara ilaveten siz yazmissiniz ancak ben yinede belirteyim.

- İşveren sıfatıyla ücret ödemesinde bulunan kurumların, Türkiye'de herhangi bir kanuni merkezinin veya iş merkezinin bulunmaması gerekir. Türkiye'de kanuni ve iş merkezi olmayan kurumların ise tam mükellef oldukları devlette hangi statüyü taşıdıkları, tüzel kişiliklerinin bulunup bulunmadığı herhangi bir iktisadi işletmelerinin varlığı ya da yokluğu önem taşımayacaktır.

- Türkiye'de hizmet arz eden gerçek kişinin işveren sıfatıyla bağlı olduğu dar mükellef kurum, söz konusu kişiye döviz olarak ödediği ücretleri, doğrudan doğruya yurt dışında elde ettiği gelirinden ayırıp vermeli, hiç bir zaman için Türkiye'de elde ettiği kazanç ile ilgilendirmemelidir. Bu çerçevede hizmet erbabının Türkiye'de tam mükellef veya dar mükellef statüsünü taşıması hiçbir önem taşımayacaktır. Ödeme, yurt dışında elde edilen gelir üzerinden yapılacağı için, Türkiye'deki faaliyetler nedeniyle bu ücretler Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi hükmüne göre gider olarak dikkate alınmayacaktır.

Bu yazdiklarimiz 147 sayili Gelir Vergisi Genel Tebligi'nin sartlari olup sizde bu sartlari tasiyorsunuz. Dolayisiyla burada anlasilmayacak bir durum soz konusu degil, ayrica her bir kurusun vergisi olacak diyen meslektaslarda (gerek YMM/ Gerek Musavir) bu Kanun ve Tebligleri okumadiklari icin ben onlara KDV /Muhtasar YMM/SMMM diyorum.

Simdi Kanun, Kanun devam edelim

Kanunun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez."


hükmüne yer verilmiş olup yine bu Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış, birinci bendinde de hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) Kanunun 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği hükmüne yer verilmiş olup 95 inci maddesinde ise ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabının gelirlerini yıllık beyanname ile bildirecekleri hüküm altına alınmıştır.

Cifte Vergiye Onleme Anlasmasi Bakimindan


Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması"nın "Mukim" başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında;

"1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, "bir Akit Devletin mukimi" terimi, bu Devlet, statüye sahip herhangi bir kuruluşu veya mahalli idaresi de dahil olmak üzere, o Devletin mevzuatı gereğince ev, ikametgah, kuruluş yeri, yönetim yeri veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi anlamına gelir. Ancak bu terim, yalnızca o Devletteki kaynaklardan elde edilen gelir nedeniyle o Devlette vergiye tabi tutulan herhangi bir kişiyi kapsamaz."
hükmü yer almaktadır.

Anlaşmanın "Ücret Gelirleri" başlıklı 15 inci maddesinde,

"1. 16, 18, 19 ve 20 nci maddelerin hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet akdi dolayısıyla elde ettiği maaş, ücret ve diğer benzeri gelirler, bu hizmet diğer Akit Devlette ifa edilmedikçe, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen söz konusu gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette ifa ettiği bir hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:

a) gelir elde eden kişi, diğer Devlette, ilgili takvim yılı içinde başlayan veya sona eren herhangi bir on iki aylık dönemde bir veya birkaç seferde toplam 183 günü aşmamak üzere kalırsa, ve

b)ödeme, diğer Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa, ve

c) ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir iş yerinden veya sabit yerden yapılmazsa yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir.


hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, Anlaşmanın 4 üncü maddesi çerçevesinde Türkiye mukimi (yerleşik) kabul edilen bir kişinin bağımlı faaliyetlerden elde ettiği gelirleri vergileme hakkı, hizmet Amerika'da ifa edilmedikçe yalnızca Türkiye'ye ait bulunmakta olup vergileme, iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde yapılacaktır.

Bununla birlikte, hizmetlerin Amerika'da ifa edilmesi durumunda hizmetler karşılığında elde ettiği ücret gelirini vergileme hakkı, 15 inci maddenin ikinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan üç koşulun bir arada gerçekleşmesi durumunda, yalnızca Türkiye'ye ait olacak; üç koşuldan en az birinin gerçekleşmemesi halinde ise Finlandiya'nın da bu ücret gelirini vergileme hakkı olacaktır.

Böyle bir durumda ortaya çıkacak çifte vergilendirme ise, Anlaşmanın "Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi" başlıklı 22 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca Türkiye'de mahsup yöntemi ile önlenecektir.

SONUC: Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde,

Türkiye mukimi olarak Türkiye'den verdiğiniz hizmet dolayısıyla tarafınıza aylık olarak ödenmesi kararlaştırılan ödemelerin, tam zamanlı olarak haftada 40 saat çalışma programının belirlenmesi, yöneticinizin talimatları ve işverenin yazılım çözümlerini ve yönergelerini kullanarak hizmet veriyor olmanız, işverene ve yöneticinize karşı sözleşmeden kaynaklı sorumluluklarınızın bulunması, sözleşme süresi boyunca benzer yazılım ve hizmeti pazarlama ve satma yasağı getiren rekabet ve çalışma yasağı gibi unsurların varlığı birlikte değerlendirildiğinde, ücret olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ucretleri vergileme yetkisinin Türkiye'ye ait olduğu değerlendirildiğinde, dar mükellef kuruma bağlı olarak çalışma karşılığında anılan kurumun doğrudan doğruya yurt dışından elde ettiği kazanç üzerinden tarafınıza döviz olarak ödediği ücretler, yukarıdaki şartların da sağlanması halinde Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (14/a) bendine göre gelir vergisinden müstesna olacaktır.


COK NEMLI BURAYA DIKKAT

Ancak, bağlı bulunduğunuz dar mükellef işverenin Türkiye'de kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunması halinde elde etmiş olduğunuz ücret geliri için söz konusu istisnadan yararlanmanız mümkün olmayacaktır. Bu durumda, söz konusu ücret gelirinin Gelir Vergisi Kanununun 95 inci maddesi gereğince yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekeceği tabiidir.


Yukaridaki sartlar isveren ve sizin tarafinizdan tasindigi surece siz vergilendirilmez ancak bu sartlarin bir tanesinin ihlal edilmesi veya bozulmasi yada Vergi Kanunlarinda yapilacak bir degisiklikle vergilendirilirsiniz


Umarim yardimci olabilmis kafanizdaki kuskulari bir nebzede gidermis oluruz

Saygilarimla
 
Sayin PashaUzum

Insallah burada aldiginiz bilgi sizi tatmin eder. :) Zira bircok YMM ve Musavirden bilgi almis, ancak aldiginiz cevaplardan tatmin olmamisiniz. Sizinde belirttiginiz gibi ''bu konuya dair bilgi eksikligi/kirliligi'' cok olmasi.
Konumuza donersek

Ozet olarak:

-Amerika merkezli bir firmaya calisiyorum. Bu firmanin Turkiyede hic bir operasyonu bulunmamakta herhangi bir ofis temsilcilik soz konusu degil
-Bu firmanin Turkiyeden hic bir kazanci yok ve TL geliri yok.
-Odemeleri doviz cinsinden yapiyor ve bu odemeler danismanlik odemeleri degil ucret odemesi `salary`
-Firmanin Turkiyede herhangi bir bagi olmadigindan oturu zaten yapilan bu odemeyi Tr hesaplarinda gider olarak gostermesi gibi bir duru mda soz konusu degil.

Bu ozetinizde sorunuz cok net

Bende soyle cevap vereyim; Lutfen dikkatli okuyun

Buna göre, kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tâbi kurumların bünyesinde çalışan hizmet erbabına ödenen ücretlere istisna uygulanabilmesi için;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde; Türkiye'de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilecekleri hüküm altına alınmış olup bu Kanunun;

- "Türkiye'de yerleşme" başlıklı 4 üncü maddesinde, "Aşağıda yazılı kimseler Türkiye'de yerleşmiş sayılır.

1. İkametgahı Türkiye'de bulunanlar (İkametgah, Kanunu Medeninin 19'uncu ve müteakip maddelerinde yazılı olan yerlerdir);

2. Bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye'de oturma süresini kesmez.)
",

- "Mükellefler ve mevzu" başlıklı 6 ncı maddesinde, "Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler."

hükümlerine yer verilmiştir.

Öte yandan, Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (14/a) bendine göre, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretlerin gelir vergisinden istisna edileceği hüküm altına alınmıştır.

Yukarida Turkiyede yerlesmis olanlar ve olmayanlar diye ayirdik demek ki

Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretlerin gelir vergisinden istisna edileceği hüküm altına alınmıştır.

Simdi sorularla devam edelim


1- Türkiye'de hizmet arzeden gerçek kişinin bağlı olduğu işverenin dar mükellef kurum olması, bu kurumun da Türkiye'de hiçbir şekilde kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunmaması,

Bu sizin 1 sorunuzun cevabi

2- Dar mükellef kurumda çalışan kişinin hizmet erbâbı ve yapılan ödemenin de ücret niteliğinde olması,

Bu da ''Salary'' yani ucret adi altinda aldiginiz odemeler. ( Bunu herhangi bir incelemede ''Salary'' sozcugu tercume edilerek ispatlanabilir.

3- Dar mükellef kurumun Türkiye'deki personeline yapılacak ödemenin bu kurumun yurtdışı kazançlarından karşılanması,

Burada da firmanin Turkiyede -sizinde belirttiginiz gibi- herhangi bir operasyonun olmadigi yani ticari amacli is yapmadigi belirtiliyor.

4- Ücretin döviz olarak ödenmesi,

Ucretinizin "Salary" altinda odendigini ve paranin yurtdisindan geldigini belirttiniz. Dolayisiyla bu sartta karsilaniyor.

5- Ödenen ücretin dar mükellef kurumun Türkiye'deki hesaplarına gider olarak kaydedilmemesi şartlarının bir arada taşıması

Firmanin Turkiyede herhangi bir bagi olmadigindan oturu zaten yapilan bu odemeyi Tr hesaplarinda gider olarak gostermesi gibi bir duru mda soz konusu degil. Bu sorunun cevabini direk yazdiginiz icin yazmadim. Benim cevabimda ayni olacagi icin kopyladim.

Ancak bu yukaridaki sartlara ilaveten siz yazmissiniz ancak ben yinede belirteyim.

- İşveren sıfatıyla ücret ödemesinde bulunan kurumların, Türkiye'de herhangi bir kanuni merkezinin veya iş merkezinin bulunmaması gerekir. Türkiye'de kanuni ve iş merkezi olmayan kurumların ise tam mükellef oldukları devlette hangi statüyü taşıdıkları, tüzel kişiliklerinin bulunup bulunmadığı herhangi bir iktisadi işletmelerinin varlığı ya da yokluğu önem taşımayacaktır.

- Türkiye'de hizmet arz eden gerçek kişinin işveren sıfatıyla bağlı olduğu dar mükellef kurum, söz konusu kişiye döviz olarak ödediği ücretleri, doğrudan doğruya yurt dışında elde ettiği gelirinden ayırıp vermeli, hiç bir zaman için Türkiye'de elde ettiği kazanç ile ilgilendirmemelidir. Bu çerçevede hizmet erbabının Türkiye'de tam mükellef veya dar mükellef statüsünü taşıması hiçbir önem taşımayacaktır. Ödeme, yurt dışında elde edilen gelir üzerinden yapılacağı için, Türkiye'deki faaliyetler nedeniyle bu ücretler Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi hükmüne göre gider olarak dikkate alınmayacaktır.

Bu yazdiklarimiz 147 sayili Gelir Vergisi Genel Tebligi'nin sartlari olup sizde bu sartlari tasiyorsunuz. Dolayisiyla burada anlasilmayacak bir durum soz konusu degil, ayrica her bir kurusun vergisi olacak diyen meslektaslarda (gerek YMM/ Gerek Musavir) bu Kanun ve Tebligleri okumadiklari icin ben onlara KDV /Muhtasar YMM/SMMM diyorum.

Simdi Kanun, Kanun devam edelim

Kanunun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez."


hükmüne yer verilmiş olup yine bu Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış, birinci bendinde de hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) Kanunun 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği hükmüne yer verilmiş olup 95 inci maddesinde ise ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabının gelirlerini yıllık beyanname ile bildirecekleri hüküm altına alınmıştır.

Cifte Vergiye Onleme Anlasmasi Bakimindan


Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması"nın "Mukim" başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında;

"1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, "bir Akit Devletin mukimi" terimi, bu Devlet, statüye sahip herhangi bir kuruluşu veya mahalli idaresi de dahil olmak üzere, o Devletin mevzuatı gereğince ev, ikametgah, kuruluş yeri, yönetim yeri veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi anlamına gelir. Ancak bu terim, yalnızca o Devletteki kaynaklardan elde edilen gelir nedeniyle o Devlette vergiye tabi tutulan herhangi bir kişiyi kapsamaz."
hükmü yer almaktadır.

Anlaşmanın "Ücret Gelirleri" başlıklı 15 inci maddesinde,

"1. 16, 18, 19 ve 20 nci maddelerin hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet akdi dolayısıyla elde ettiği maaş, ücret ve diğer benzeri gelirler, bu hizmet diğer Akit Devlette ifa edilmedikçe, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen söz konusu gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette ifa ettiği bir hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:

a) gelir elde eden kişi, diğer Devlette, ilgili takvim yılı içinde başlayan veya sona eren herhangi bir on iki aylık dönemde bir veya birkaç seferde toplam 183 günü aşmamak üzere kalırsa, ve


b)ödeme, diğer Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa, ve

c) ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir iş yerinden veya sabit yerden yapılmazsa yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir.


hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, Anlaşmanın 4 üncü maddesi çerçevesinde Türkiye mukimi (yerleşik) kabul edilen bir kişinin bağımlı faaliyetlerden elde ettiği gelirleri vergileme hakkı, hizmet Amerika'da ifa edilmedikçe yalnızca Türkiye'ye ait bulunmakta olup vergileme, iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde yapılacaktır.

Bununla birlikte, hizmetlerin Amerika'da ifa edilmesi durumunda hizmetler karşılığında elde ettiği ücret gelirini vergileme hakkı, 15 inci maddenin ikinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan üç koşulun bir arada gerçekleşmesi durumunda, yalnızca Türkiye'ye ait olacak; üç koşuldan en az birinin gerçekleşmemesi halinde ise Finlandiya'nın da bu ücret gelirini vergileme hakkı olacaktır.

Böyle bir durumda ortaya çıkacak çifte vergilendirme ise, Anlaşmanın "Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi" başlıklı 22 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca Türkiye'de mahsup yöntemi ile önlenecektir.

SONUC: Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde,

Türkiye mukimi olarak Türkiye'den verdiğiniz hizmet dolayısıyla tarafınıza aylık olarak ödenmesi kararlaştırılan ödemelerin, tam zamanlı olarak haftada 40 saat çalışma programının belirlenmesi, yöneticinizin talimatları ve işverenin yazılım çözümlerini ve yönergelerini kullanarak hizmet veriyor olmanız, işverene ve yöneticinize karşı sözleşmeden kaynaklı sorumluluklarınızın bulunması, sözleşme süresi boyunca benzer yazılım ve hizmeti pazarlama ve satma yasağı getiren rekabet ve çalışma yasağı gibi unsurların varlığı birlikte değerlendirildiğinde, ücret olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ucretleri vergileme yetkisinin Türkiye'ye ait olduğu değerlendirildiğinde, dar mükellef kuruma bağlı olarak çalışma karşılığında anılan kurumun doğrudan doğruya yurt dışından elde ettiği kazanç üzerinden tarafınıza döviz olarak ödediği ücretler, yukarıdaki şartların da sağlanması halinde Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (14/a) bendine göre gelir vergisinden müstesna olacaktır.


COK NEMLI BURAYA DIKKAT

Ancak, bağlı bulunduğunuz dar mükellef işverenin Türkiye'de kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunması halinde elde etmiş olduğunuz ücret geliri için söz konusu istisnadan yararlanmanız mümkün olmayacaktır. Bu durumda, söz konusu ücret gelirinin Gelir Vergisi Kanununun 95 inci maddesi gereğince yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekeceği tabiidir.

Yukaridaki sartlar isveren ve sizin tarafinizdan tasindigi surece siz vergilendirilmez ancak bu sartlarin bir tanesinin ihlal edilmesi veya bozulmasi yada Vergi Kanunlarinda yapilacak bir degisiklikle vergilendirilirsiniz


Umarim yardimci olabilmis kafanizdaki kuskulari bir nebzede gidermis oluruz

Saygilarimla
Merhaba Ferhat bey,

Ders niteliginde oldukca detayli bir paylasim olmus 🙏 ki meslegin icinden olmayan birinin kanunlarda bogulacagini dusunerek paylasmis oldugunuz sonuc kismi icin ayrica tesekkurler 🙏 Bu kadar kapsamli, detayli ve her konuya deginip aciklayan bir cevap vererek aklimdaki sorulara ne kadar yardimci oldugunuzu ifade bile edemem 🙏
Her meslek icin oldugu gibi alaninda yetkinlik ve guncel okur yazarlik gercekten buyuk onem arz ediyor. Benim acimdan ilk olarak danistigim 2 uzmandan aldigim gorus sonrasi bireysel arastirmalarimla ortusmedigi ve ikna olamadigim icin 2 uzman ve vergi hukuku uzmaniyla gorusmem gerekmisti ki isin asli ya digerleri hakliysa dusuncesinden oturu oldukca fazla zaman daha onemlisi enerji harcamis biri olarak sizin paylasimlarinizi da satir satir kelime kelime okuduktan sonra saniyorum akil karistiracak bir durum yok.

Tekrardan cok ama cok tesekkur ederim.


Saygilarimla,
 
Ferhat abi merhaba,

Biz de bu şekilde düşünüyorduk, vergi dairesi bir akrabamızı incelemeye aldı. hesabına çocuğun düzenli olarak her ay para geldiği için, yurtdışındaki firmadan apostilli personel olduğunu gösteren sigorta belgelerine kadar bir ton evrak istedi müfettiş.

Yurtdışındaki firma da veremedi, çünkü sanırım yurtdışında yaşamayan kişi uzaktan oranın personeli olmuyormuş. Hizmet satış sözleşmesini de kabul etmedi müfettiş. Dedi ki bu kişi personel değil hizmet satışı yapan, serbest meslek erbabı diye cezalı tarhiyat çıktı. Dava falan da gözümüz kesmedi, Allahtan af çıktı da o dönem yırttık :)

Ama bilmiyorum belki bizim talihsizliğimizdir.
 
Merhaba Ferhat bey,

Ders niteliginde oldukca detayli bir paylasim olmus 🙏 ki meslegin icinden olmayan birinin kanunlarda bogulacagini dusunerek paylasmis oldugunuz sonuc kismi icin ayrica tesekkurler 🙏 Bu kadar kapsamli, detayli ve her konuya deginip aciklayan bir cevap vererek aklimdaki sorulara ne kadar yardimci oldugunuzu ifade bile edemem 🙏
Her meslek icin oldugu gibi alaninda yetkinlik ve guncel okur yazarlik gercekten buyuk onem arz ediyor. Benim acimdan ilk olarak danistigim 2 uzmandan aldigim gorus sonrasi bireysel arastirmalarimla ortusmedigi ve ikna olamadigim icin 2 uzman ve vergi hukuku uzmaniyla gorusmem gerekmisti ki isin asli ya digerleri hakliysa dusuncesinden oturu oldukca fazla zaman daha onemlisi enerji harcamis biri olarak sizin paylasimlarinizi da satir satir kelime kelime okuduktan sonra saniyorum akil karistiracak bir durum yok.

Tekrardan cok ama cok tesekkur ederim.


Saygilarimla,
Yardimci olduguma sevindim.:) Ne zaman isterseniz forma yazin.

Saygilarimla
 
Ferhat abi merhaba,

Biz de bu şekilde düşünüyorduk, vergi dairesi bir akrabamızı incelemeye aldı. hesabına çocuğun düzenli olarak her ay para geldiği için, yurtdışındaki firmadan apostilli personel olduğunu gösteren sigorta belgelerine kadar bir ton evrak istedi müfettiş.

Yurtdışındaki firma da veremedi, çünkü sanırım yurtdışında yaşamayan kişi uzaktan oranın personeli olmuyormuş. Hizmet satış sözleşmesini de kabul etmedi müfettiş. Dedi ki bu kişi personel değil hizmet satışı yapan, serbest meslek erbabı diye cezalı tarhiyat çıktı. Dava falan da gözümüz kesmedi, Allahtan af çıktı da o dönem yırttık :)

Ama bilmiyorum belki bizim talihsizliğimizdir.
Sevgili kardesim Daydream

Oncelikle nasilsin? iyimisin? Insallah hersey yolundadir.

Biz de bu şekilde düşünüyorduk, vergi dairesi bir akrabamızı incelemeye aldı. hesabına çocuğun düzenli olarak her ay para geldiği için, yurtdışındaki firmadan apostilli personel olduğunu gösteren sigorta belgelerine kadar bir ton evrak istedi müfettiş.

Keske beni aradaydin. Bir kere yurtdisi firmalarinin hepsinde sigortali eleman calismiyor. Adam yurticine yurtdisina uydurmaya kalkmis.😇😅

Yurtdışındaki firma da veremedi, çünkü sanırım yurtdışında yaşamayan kişi uzaktan oranın personeli olmuyormuş. Hizmet satış sözleşmesini de kabul etmedi müfettiş.
Yurtdisindaki firmalar kendileri icin calisan kisiler icin kendileri icin calistigina dair mektup verebilirler, ve odedikleri tutarlarida ucret olarak belirtebilirler.

çünkü sanırım yurtdışında yaşamayan kişi uzaktan oranın personeli olmuyormuş.'':)Neden olmuyormus ? Bak sana mesleki uzmanlik bilgiside vereyim. Ucret acisindan yurtdisi firmanin calisani ancak SGK acisindan ise eger kisi kendi adina is yapiyorsa ya BAG-KUR'lu olur yada 'ISTEGE BAGLI tum sigorta kollarindan prim oder. Isterse de olmaz. Eger burada dar mukellefiyet bir kurum ise yine yukaridaki sartlari sagliyorsa Ucret yine vergilendirilmez. Ancak SGK acisindan SGK dosyasi burada acilir.

Gayrettepe'de Cinli firmamiz var. Herkez ucretini DOLAR aliyor. Ucretler yurtdisindan geliyor. SGK'lari buradan yatiyor. O zaman ben yanlis yapiyorsam beni denetleyen DELOITT'te yanlis yapiyor.

Yukarida sartlari yazdim ve devaminda ihlal halinde ne olacaginida yazdim. Yukaridaki Amerika ornegimizde Sayin PashaUzum butun sartlari tasidigindan 'VERGILENDIRILEMEZ''
Bak senin akrabandan vergilendirilemez ki en basit cumleyi yazayim. HIZMETTEN NEREDE FAYDALANILIYOR. Degilmi ? En iyi vergilendirmeyi boyle anlariz. Aciklik getirelim.
Sayin PashaUzum diyor ki

1-Firma Amerika merkezli
2-Bu firmanin Turkiyede hic isi yok ayrica herhangi bir ofis temsilcilik soz konusu degil
3-Bu firmanin Turkiyeden hic bir kazanci yok ve TL geliri yok.
4-Odemeleri doviz cinsinden yapiyor ve bu odemeler danismanlik odemeleri degil ucret odemesi `salary`
5-Firmanin Turkiyede herhangi bir bagi olmadigindan oturu zaten yapilan bu odemeyi Tr hesaplarinda gider olarak gostermesi gibi bir duru mda soz konusu degil.
Ben diyor hizmeti buradan oraya veriyorum diyor. Hizmette oradan faydalaniliyor. diyor
Adam daha ne yapsin
Senin akrabanda da eger bu sekilde hizmet veriyor ise 'VERGILENDIRILEMEZ'' ancak verdigi hizmetten hizmeti alan TURKIYE'de faydalaniyorsa o zaman vergilendirilir.

HIZMETTEN NEREDE FAYDALANILIYOR'u hemen ornekleyelim.

Diyelim ki Japonlar kopru yapacak biz de projeyi hazirladik. Japonlar bu kopruyu Amerikaya yaparsa vergi yok, Japonya'ya yaparsa vergi yok. Ancak gelip TURKIYE'de yaparlarsa o zaman vergilendirilir.
 
Çok teşekkür ederim Ferhat abi, enflasyon muhasebesi ile gelir vergisi arasında nefes almaya çalışıyoruz. Sen de iyisin inşallah

Keşke arasaydım :) Ferhat abi müfettiş sürekli bu ücret değil serbest meslek kazancı dedi. 89. madde de yer alan istisnaları kullanabilirsiniz %50 şimdi 80 e çıkartılmış sanırım ama firmanız olsaydı olurdu, siz firma da açmamışsınız dedi. Çok af edersin ama pek dinlemedi de. İrtibat ofisi açsın o zaman yabancı ofis burada o zaman personel olur falan dedi.

Ferhat abi aslında bu konu değil de sana bir şey sormak istiyorum. Şimdi genç girişimci bağkur istisnasını biz gelir vergisinde gelir olarak yazmamız mı lazım. Bu şekilde bir özelge var ama piyasada yapan ben hiç görmedim. Geçen sene genç girişimcilik kapsamında ödenmeyen bağkurları gelir yazalım mı sence?
 
Ferhat abi merhaba,

Biz de bu şekilde düşünüyorduk, vergi dairesi bir akrabamızı incelemeye aldı. hesabına çocuğun düzenli olarak her ay para geldiği için, yurtdışındaki firmadan apostilli personel olduğunu gösteren sigorta belgelerine kadar bir ton evrak istedi müfettiş.

Yurtdışındaki firma da veremedi, çünkü sanırım yurtdışında yaşamayan kişi uzaktan oranın personeli olmuyormuş. Hizmet satış sözleşmesini de kabul etmedi müfettiş. Dedi ki bu kişi personel değil hizmet satışı yapan, serbest meslek erbabı diye cezalı tarhiyat çıktı. Dava falan da gözümüz kesmedi, Allahtan af çıktı da o dönem yırttık :)

Ama bilmiyorum belki bizim talihsizliğimizdir.
Bu ornek tam olarak sunu dedirtiyor `Tamam vergiden muafsin AMA BURASI TURKIYE` isini bilmeyen bir denetci ciddi manada bas agritabiliyor demek ki. Aslinda bu vermis oldugunuz ornek iyi oldu kanun bizim muaf oldugumuzu soyluyor ancak sizin yakininizin basina gelen durum gibi incelemeye takilmamiz durumunda saniyorum ki sureci bireysel iletmek pek mumkun degil bu konuya ciddi derecede hakim profesyonel bir destek alarak belki de bu denetcinin de bilgi eksikligini gidermek gerekiyor. Denetci acisindan isin kolayi zaten `yok kardesim ode vergini` demek ama kendi adima sanirim benzer bir durum yasamam durumunda yapmam gereken.
-Kesinlikle profesyonel destek alarak denetciyle muhattap olmak.

Peki boyle bir durum yasandigi zaman Amerika`li firmadan alacagimiz calisanlari oldugumu belirten bir mektup ve yapilan odemelerin ucret odemesi seklinde yapildiginin belirtilmesi bizi bu tarz bir duruma dussek bile kurtarmaya yeterli mi? @ferhat

@Day-Dream yakininizin basina gelen durum aslinda tam olarak endise ettigim durum yani bunu filtreleyerek ifade etmem pek mumkun degil ozetle: Hukuki olarak hakli olmama ragmen is bilmez kisiler yuzunden bu ulkede magdur olabilme riski.
 
Üst