Ynt: Kapatırken İndirilemeyen Kdv
Özlem MUZAFFER
Vergi Denetmeni
Maliye Postası 661 Sayı
YÜKLENİLEN KATMA DEĞER VERGİSİNİN
GİDER VEYA MALİYET OLARAK DİKKATE
ALINDIĞI DURUMLAR
I ? GİRİŞ
Katma Değer Vergisi Kanununun ?Vergi İndirimi? başlıklı 29?uncu maddesinde; ?mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesapladıkları katma değer vergisinden,kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklendikleri fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV?yi, işlemin yapıldığı takvim yılı aşılmamak kaydıyla yasal defterlere kaydedildiği dönemde indirebilecekleri?belirtilmiş, aynı kanunun 58?inci maddesinde de mükellef tarafından 29?uncu maddeye göre indirilen KDV?nin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir.
Ancak Katma Değer Vergisi Kanununun 58?inci maddesinde belirtilen gider kaydedilememe hali indirilebilen KDV ile ilgilidir.Buna göre indirim hakkı tanınmayan KDV gider, kanunen kabul edilmeyen gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir.
Biz de bu yazımızda katma değer vergisinin indirim konusu yapılamadığı ve gider veya maliyet olarak dikkate alındığı durumları açıklayacağız.
II- KDV KANUNUNUN 30?UNCU MADDESİNDE BELİRTİLEN DURUMLAR
1- İstisna Olan İşlemler Nedeniyle Yüklenilen KDV
KDV Kanununun 30/a maddesinde ?vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin içinde yer alan KDV?nin indirilemeyeceği ?belirtilmiştir.
Bu maddede belirtilen istisna durumlar; Katma Değer Vergisi Kanununun 16?ncı maddesindeki ithalat istisnası, 17?nci maddesindeki sosyal ve askeri amaçlı istisnalar ve diğer istisnalar başlığı altında sayılan haller (17/4-c ve 17/4-r hariç), geçici 15?inci maddesinde belirtilen konut yapı kooperatiflerine ilişkin istisnadır.
Yukarıda belirtilen durumlarla ilgili olarak yüklenilen KDV, hesaplanan KDV?den indirilememekte sadece gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmektedir.
2-Binek Otomobillere Ait Katma Değer Vergisi
Katma Değer Vergisi Kanununun 30/b maddesinde; ?faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması, taksicilik işletmeciliği yapılması veya binek otomobillerinin çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, işletmeye ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
23 seri no'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde de; Katma Değer Vergisi Kanununun 30?uncu maddesinin (b) bendi hükmüne göre, faaliyetleri; kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması, taksicilik işletmeciliği yapılması veya binek otomobillerinin çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobillerinin alışlarında ödenen ve faturalarda ayrıca gösterilen katma değer vergisi indirim konusu yapılabileceği, ancak mükelleflerin işletme amacı dışında iktisap ettikleri binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indiriminin mümkün olmadığı, indirim konusu yapılamayan bu verginin, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği, bu uygulamanın binek otomobili işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında satın aldıkları binek otomobilleri için de geçerli olduğu? belirtilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalarımıza göre faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması, taksicilik işletmeciliği yapılması veya binek otomobillerinin çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere binek otomobillerin alışları esnasında yüklenilen KDV, mükellefin seçimine göre gider veya maliyet olarak kaydedilebilecektir.
3- Zayi Olan Emtiaya İlişkin Katma Değer Vergisi
Katma Değer Vergisi Kanununun 30/c maddesinde; ?Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği? belirtilmiştir.
Deprem veya sel felaketi dışındaki nedenlerle zayi olan mallara ait katma değer vergisinin, yükümlülerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilmesi mümkün olmadığından, indirilebilir nitelikte olmayan katma değer vergisinin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider kaydedilmesine engel yoktur. Örneğin fabrikada çıkan yangın sonucu yanan mallar için yüklenilen katma değer vergisinin indirimi mümkün olmayıp, indirimi mümkün olmayan bu verginin kurumlar vergisi açısından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerekir. Ancak çalınan malların gider kaydedilmesi veya ticari kazancın tespitinde dikkate alınması öteden beri kabul edilmemektedir. Bu nedenle çalınan mallara ilişkin katma değer vergisinin gider kaydedilmesi de mümkün değildir.
III- PROMOSYON ÜRÜNLERİNE İLİŞKİN KATMA DEĞER VERGİSİ
Promosyon, firmalarca iktisadi faaliyetini genişletme, emsal işletmelerle rekabet edebilme, üretim ve satışı yapılan mala olan talebi koruma ve artırma amacıyla, bir malın yanında ayrıca bir bedel tahsil edilmeksizin başka bir malın verilmesi şeklinde uygulanan pazarlama tekniğidir.
Ancak, firmaların iktisadi faaliyetini genişletme, emsal işletmelerle rekabet edebilme, üretim veya satışını yaptıkları mallara olan talebi koruma veya artırma amacıyla bir malın yanında başka bir mal verilmesi şeklinde gerçekleşen işlemlerde, promosyon ürünü açısından bir bedelsiz teslim söz konusu olmamaktadır. Zira, firmanın genişleyen faaliyetiyle bağlantılı olarak işletmede yaratılan katma değer artmaktadır. Nitekim piyasadan satın alınan veya ithal edilen malların promosyon ürünü olarak müşterilere verilmesi, mükellefler açısından pazarlama gideri niteliğini taşımakta ve bu malların alış bedelleri Gelir Vergisi Kanununun 40?ıncı maddesinin 1 numaralı bendine göre gider olarak kaydedilebilmektedir.
Dolayısıyla, firmanın yarattığı katma değer içerisinde vergilenen promosyon mallarının müşterilere verilmesi sırasında katma değer vergisi hesaplanmasına gerek bulunmamakta ve bu ürünler için yüklenilen katma değer vergisinin ise prensip olarak indirim konusu yapılması gerekmektedir.
Bu durum, katma değer vergisi sistemindeki farklı oran uygulaması nedeniyle bazı sorunlara neden olmakta ve düşük oranda vergiye tabi bir malın yanında yüksek oranda vergiye tabi bir malın promosyon ürünü olarak verildiği hallerde, promosyon olarak verilen malların ticaretini yapan firmalar açısından haksız rekabet sorunu ortaya çıkmaktadır.
Katma Değer Vergisi Kanununun 29/4?üncü maddesi ile vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu kanunun ana ilkelerine uygun olacak giderme ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenleme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.
Bu yetki çerçevesinde, promosyon ürünü olarak verilen malın (aynı işletmede imal veya inşa edilenler dahil) tabi olduğu katma değer vergisi oranının;
Satışı yapılan mala ait katma değer vergisi oranına eşit veya daha düşük oranda olması halinde promosyon ürünü için yüklenilen katma değer vergisinin tamamının indirim konusu yapılması,
Satışı yapılan malın tabi olduğu katma değer vergisi oranından yüksek olması halinde ise promosyon ürünü için yüklenilen katma değer vergisinden, satışı yapılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısmın indirim konusu yapılması, kalan kısmın gelir veya kurumlar vergisi açısından gider veya maliyet olarak dikkate alınması, Maliye Bakanlığınca uygun görülmüştür.
Her iki durumda da, promosyon ürünü olarak satın alınan, ithal edilen ya da aynı işletmede imal veya inşa edilen malların; ne kadarının aynı dönemde ayrıca bir bedel tahsil edilmeksizin verileceği, ne kadarının stoklarda kalacağı bilinemediğinden bu mallara ilişkin olarak yüklenilen vergi, öncelikle "191 İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabı?na alınacaktır. Birinci durumda, promosyon mallarının alımı, imal veya inşası ile her hangi bir bedel alınmaksızın müşterilere verilmesi işleminin aynı dönemde veya farklı dönemlerde gerçekleşmesi, bu mallarla ilgili olarak yüklenilip indirim konusu yapılacak katma değer vergisi açısından bir önem taşımamaktadır.
Promosyon ürününün tabi olduğu katma değer vergisi oranının, satışı yapılan malın tabi olduğu orandan yüksek olduğu hallerde ise;
Promosyon olarak verilen malların alımı, imal veya inşası ile ayrıca bir bedel tahsil edilmeksizin müşterilere verilmesi işleminin aynı dönemde gerçekleşmesi halinde, bu mallarla ilgili olarak yüklenilen ve öncelikle ?191 İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabı?na alınmış olan katma değer vergisinden, satışı yapılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısım dışındaki tutar, ?191 İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabı?ndan çıkarılarak gider hesaplarına intikal ettirilecektir.
Promosyon ürününün satın alındığı ya da işletmede imal veya inşa edildiği dönemde değil de, daha sonraki dönemlerde müşterilere verilmesi halinde ise bu ürünlerle ilgili olarak malların satın alındığı, imal veya inşa edildiği dönem beyannamesinde "indirilecek katma değer vergisi" olarak beyan edilen tutardan, satışı yapılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısmın düşülmesinden sonra kalan tutar, ürünlerin ayrıca bir bedel alınmaksızın teslim edildiği dönem beyannamesinde hesaplanan katma değer vergisine ilave edilerek beyan edilecek ve aynı miktar gider veya maliyet hesaplarına alınacaktır.
Promosyon ürünü için yüklenilen vergiden indirim konusu yapılacak kısım;
formülü ile hesaplanacak, artan kısım gider veya maliyet olarak dikkate alınacaktır.
Öte yandan, promosyon ürünü olarak verilen malların alışı sırasında yapılan diğer giderlere ilişkin yüklenilen katma değer vergilerinin genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacağı tabidir.
Böylelikle promosyon ürünleri nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinden satışı yapılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısım hariç, kalan kısım gelir ve kurumlar vergisi açısından gider olarak dikkate alınabilecektir.
Örnek: Özlem gazetecilik işletmesi okurlarına 200 kupon karşılığında bilgisayar vereceğini taahhüt etmiş ve Ocak döneminde (A) firmasından 100.000 adet bilgisayar satın almıştır.Bilgisayar alımında 80.000.000,00 YTL mal bedeli için 14.400.000,00 YTL KDV yüklenmiştir.
Bu işlemde satışı yapılan mal gazetedir ve %1 oranında KDV?ye tabidir.Promosyon ürünü olarak verilen bilgisayarın KDV oranı ise %18?dir.Buna göre Özlem gazetecilik işletmesinin gider olarak dikkate alabileceği KDV tutarı aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.
14.400.000 YTL x 1/18= 800.000 YTL İndirilebilecek kısım
14.400.000 ? 800.000 = 13.600.000 YTL gider olarak yazılacak kısım
IV- KDV?NİN FATURA VE BENZERİ VESİKALARDA
AYRICA GÖSTERİLMEDİĞİ DURUMLAR
22 seri nolu Katma Değer Vergisi tebliğinde; ? Kanununun 34?üncü maddesine göre, verginin indirim konusu yapılabilmesi için fatura ve benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi gerektiği, bu nedenle, uygulama kapsamına giren mükelleflerden gider veya maliyet unsuru olarak gözönüne alınabilecek mal ve hizmet satın alan mükelleflerin, satın alınan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisini indirim konusu yapabilmeleri için, düzenlenecek fatura ve benzeri vesikalarda verginin mutlak surette ayrıca gösterilmesini isteyecekleri, ancak tarifesi vergi dahil olarak tespit edilen işler ile özel matrah şekillerine tabi mal ve hizmetlere ait katma değer vergisi iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle hesaplanıp indirim konusu yapılabildiğinden, bu mal ve hizmetlere ilişkin fatura ve benzeri vesikalarda katma değer vergisi ayrıca gösterilmeyeceği, vergi dahil tek tutar olarak ifade edilebileceği?belirtilmiştir.
Buna göre, eğer mükelleflerin yüklendikleri katma değer vergisi, fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmemiş ise mükellefler bu vergiyi indirim konusu yapamayacaklar o zaman da fatura ve benzeri vesikada yer alan vergi dahil tutarı, harcamanın niteliğine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alabileceklerdir.
V- İŞİ BIRAKAN MÜKELLEFLERİN İNDİREMEDİKLERİ KATMA DEĞER VERGİSİ
Faaliyetlerini terk eden mükelleflerin yüklenip indiremedikleri katma değer vergisi ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi Kanununda bir düzenleme bulunmamaktadır. Yargı tarafından verilen kararlarda ve vergi idaresince verilen özelgelerde, işi terk eden mükellefler üzerinde kalan ve indirimle giderilemeyen katma değer vergisinin iade edilemeyeceği belirtilmiştir.
KDV Kanununda açık bir hüküm bulunmayan bu konuda Gelir İdaresi 12.04.2001 tarih ve 20161 sayılı özelgesi ile faaliyetini terk eden mükellefin, indirim yoluyla gideremediği katma değer vergisini gelir vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alabileceğini kabul etmiştir.
Bu durumda işi terk eden mükellefler indirim yoluyla gideremedikleri katma değer vergisini iade yoluyla almayacaklar ancak faaliyetlerini terk ettikleri yıla ait gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate almak suretiyle indirim yoluyla gideremedikleri katma değer vergisinin mali yükünün üzerlerinde kalmasını engelleyebileceklerdir.