Kapıcıların yıllık izin hakkı ve pazar tatili

Üyelik
20 Haz 2012
Mesajlar
3
Konum
İSTANBUL
İyigünler,

Annem 18 yıldır bir yalıda kapıcı olarak görev yapmakta.İlk işe giriş zamanında sözlü olarak anlaşma yapmışlar.Yalı da oturanlar yazın haziranda gelip kasımda gidiyorlar.diğer aylarda yalı boş oluyor ama annem yinede bahçe ve havuz işlerini yapmaya devam ediyor.Özellikle pazar günleri izin yok.Kanunlara göre 26 gün yıllık izin hakkı var ama bunu da kullanamıyor.bir yere gitmek istese bazen sorun çıkarıyorlar.Çalışma bakanlığına bu konuyla ilgili şikayette bulunmak istiyorum ama annem işten çıkarılma korkusu olduğu için pek yanaşmıyor.Emeklilik için gereken şartları da doldurdu artık 5 yıl boyunca yaşını beklicek.Burdan çıkış yaparken bu kullanamadığı izinleri de istemeyi düşünüyor.Bunun için nasıl bir yol izlemeli?
 
Ynt: Kapıcıların yıllık izin hakkı ve pazar tatili

YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ
E.2009/20489
K.2009/16455

Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, kötüniyet, yıllık ücretli izin alacağı ve fazla mesai alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel Mahkeme, görevsizlik kararı vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacının 10.01.2007 - 30.07.2008 tarihleri arasında davalı şirket ortaklarından birinin ev işlerinde çalışırken iş sözleşmesinin fesih edildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve fazla mesai alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının ev hizmetlisi olduğunu. İş Kanunu kapsamına girmediğini İş Mahkemesi'nin görevli olmadığını, Borçlar Kanunu hükümlerine göre Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğunu savunmuştur.
Mahkemece; davacının yaptığı işin dava dışı şahsa ait evde ev hizmetleri olduğu 4857 sayılı Kanun'un 4. maddesi gereğinde İş Kanunu'nu tabi olmadığı, ev hizmetlerinde yapılan işler nedeniyle 5521 sayılı Yasa'nın 1. maddesi gereğince İş Mahkemelerinin görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Uyuşmazlık yapılan işin ev hizmeti olup olmadığı ve işçinin İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş Mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafından iddia ve savunmalarına göre değil. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu`nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir.
İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir Asliye Hukuk Mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli Asli Hukuk Mahkemesi'ne açılan dava ``İşMahkemesi sıfatıyla`` açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda, Asliye Hukuk Mahkemesi ara kararı ile ``İşMahkemesi sıfatıyla`` baktığını belirterek davaya bakmaya devam eder.
İşçinin İş Kanunu kapsamında kalmaması halinde İş Mahkemesine açılan davada, dava dilekçesinin görev nedeni ile reddi ve davanın görevli Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Davanın esastan reddi usule aykırı olacaktır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu`nun 1. maddesi uyarınca İş Kanunu'na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş aktinden veya İş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri İş Mahkemeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu`nun 4. maddesinin 1. fıkrasının e bendi uyarınca ``ev hizmetlerinde çalışanlar`` hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Kısaca ev hizmetlerinde aşcı, uşak, temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren arasındaki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde değil, görevli Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukuki ilişkilerde Borçlar Kanunu`nun hizmet aktine ilişkin hükümleri uygulanacaktır. ( çalışmayan aile bireylerini evden alarak, alışverişe şehir içinde gezmeye götüren, boşzamanlarında ev ve eklentilerinde zamanını geçiren şöföründe ev hizmeti yaptığı ve İş Kanunu kapsamında olmadığı kabul edilmelidir. ( Yargıtay 9. HD. 09.10.2008 gün ve 2007/27814 Esas, 2008/25988 K. )
Buna karşın evde hastaya bakan hemşire ev hizmeti yapmış sayılmaz. Ev sahibine ait ev ve bahçesinde ev hizmeti yanında bekçilik yapan ve ağırlıklı hizmeti bekçilik olan işçi, İş Kanunu kapsamında sayılmalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere özellikle davalı tarafından çekilen ihtarname içeriğine göre davalı, davacının şirket elemanı olarak çalıştığını kabul etmiştir. Buna göre iş sözleşmesi ilişkisinin davalı şirket ile kurulduğu ancak davacının şirket ortaklarından birinin ev hizmetlerini görmek üzere istihdam edildiği anlaşılmaktadır. Davacının Şilen ev hizmetlerinde çalıştırılması davalı şirket ile kurulan iş sözleşmesi ilişkisini etkilemez. Bu durumda davanın esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
 
Ynt: Kapıcıların yıllık izin hakkı ve pazar tatili

Sn Keremcemin iletisindeki karar ÖNEMLİ bu açıdan emsal, o zaman önce bu olayda yapılan işin NİTELİĞİNİ tespit etmekte fayda var.

-Anneniz "ev hizmetleri"çalışanı DEĞİL ,"kapıcı" İSE bu iş ilşkisinde İş Kanunu hükümleri uygulanacağından;

-kapıcıların çalışma koşulları İş Kanunu M.110 ve ilgili yönetmelikte belirlenmiştir.
-Yalı dediğiniz yer tek kişiye ait olup,aynı zamanda çalışma/çalıştırma-iş ilişkisi yönünden bir işyeridir.
-iş yeri sahibinin 6 ay gidip,6 ay yalı da kalması önemli değil,anneniz bu işyerinin daimi işcisi olup,belirsiz süreli iş sözleşmesi kapsamında çalışmaktadır.
-tüm yasal hakları aynen diğer iş kanuna tabi işcilerde olduğu gibidir.bu nedenle hafta tatili ve yıllık izin hakları vardır,uzun süre işcinin bu haklardan mahrum edilmiş olması da haklı fesih nedenidir.
-çalışırken elbette işverenden izin almak gerekir,izinsiz ve özürsüz işyerinden ayrılmak tazminatsız fesih nedeni olabilir( bu noktaya dikkat ediniz)
-şikayet konusunda çok haklısınız,ama anne haklı olmasına rağmen bunu da yapmak istemiyor,çeşitli sebebler olabilir,(elbette kolaymı 18 yıllık bir ömür var orda,vefa olarak kimbilir neler düşünüyor!)
-anneniz bizim bilmediğimiz nedenlerle uygun görmüyor, işin bu tarafı ayrı konu,ama hukuki açıdan anne çalışırken şikayet etmeyin,sonuç olarak zararlı çıkma ihtimaliniz var,emekler zayi olmasın.
-elimiz de 2 haklı seçenek var
1-uzun süre hafta tatili ve yıllık izin verilmemesi nedeniyele sözleşmeyi feshedebilirsiniz,
2-08.09.1999 tarihinden önce sgorta başlangıcı ,yaş dışında 15 yıl hizmet süresi ve 3600 prim gün sayısı var ise sgk dan yazı alarak bu hak dan yararlanmak.
Doğru tercih 2ci şık olur,hakları ödenmez ise konu yargıya taşınır,mahkeme kararıle alabilirsiniz.
 

Benzer konular

Üst