Selamlar
Sayın demiral'ın bahsettiği hususlar doğrudur.
Kasa eritme terimi piyasa ağzında kullanılır.Fakat özellikle yazışma ortamında daha teknik terimler kullanmakta fayda var.
Genelde herkes bir adat hesaplama yöntemi tutturmuş gidiyor.Adat hesaplanınca sanki tüm sorunlar çözülüyormuş gibi...
Sayın ufukgüngör'ün bahsettiği çözüm ise,maalesef burada önerilecek bir yol değildir.Hem etik olarak böyle bir yol önerilemez hemde yapılan işlem zaten yanlıştır. Bizler günü kurtarma muhasebesi yapmıyoruz.Mükellef içinde muhasebe yapmıyoruz..Biz muhasebeyi devlet için yapıyoruz.Bahsedilen yöntemi uygulayan tabiki bir çok meslektaşımız var. Hatta 159'un yanında 195-196 gibi hesaplarıda kullanıp ilgili parayı daha az tutarda fakat daha fazla hesaplarada dağıtmak mümkün..Ama bunlar çözüm olmadığı gibi gerçeği de değiştirmemektedir.
Tabiki kasa fazlasının kesin çözümü vardır,vardır ama bunu uygulamak veya uygulatmak yiğitlik ister..O da sayım tesellüm hesaplarıdır..Bir kere bahsettiğiniz rakamları tesellüm hesaplarıyla ilişkilendirmek (tesellüm hesaplarının sonucuda malumunuz) ve bunu bir firmaya kabul ettirmek mümkün değildir.Adat hesaplama yöntemide bana göre aslında bu aşamada geçici uygulama olarak devreye girer..Sayım tesellüm hesapları sonuçlanıncaya kadar adat hesaplanır ki, henüz çalışmanın sonuçlanmamış olduğu bir nevi belli ellidir.Şimdi,tabiki öncelikle neye karar verilirse verilsin,bu kasa fazlasının sebebi araştırılmalıdır.Zira,bu bakiye bir şekilde yok edilse bile,kasa artışının sebep kaynağı kesilmedikçe bir süre sonra aynı sorun tekrar başgösterecektir.Öncelikle kasa riskini bir yerde durdurmalısınız.Sonrasında elde görünen kasa bakiyesine ne yapılabilir,onun çarelerini araştırmalısınız. Bu arada keşke torba yasadan faydalanıp kasa riskini ortadan kaldırabilseydiniz.Belki farkedemediniz belki kasa o zamanlar normal seyrindeydi bilemiyorum.Ha eğer normal seyrindeyse kasa artış sebebini bulmanız daha kolay,en azından çokta geriye gidip araştırma yapmanıza gerek kalmaz.Son 2 yılın kasa hareketlerini incelemeniz yeterli olacaktır. Kasadaki parayı mevzuatlar çerçevesi dışında azaltma yolları maalesef çok fazla yoktur ve bunlar için gerekirse de bir miktar vergi yükü kabul edilmelidir. İşletmedeki dağıtılmamış karlar,dağıtılabilir.İşletme yatırıma yönelip borçlanabilir. (Bu borçlanmayı aslında ortaklar kendi ceplerinden yapar,fakat şirket kasasından çıktı gösterilir,neticede olmayan bir parayı da zaten ortaklar yememişmiydi,işletmeye taşıt alınabilir,hatta daire bile alınabilir),bankalara döviz hesapları açılabilir (tl kasası kadar dikkat çekmez,en azından kur farkından dolayı vergilendirme yapılabilir), varsa ödenmemiş tüm vergiler ödenebilir mesela
çünkü bunları ödememekte parayı kasada biriktirir..Velhasıl aslında varyasyon çoktur ama genelde hiçbiri doğru yöntem değildir.Veya hiçbirşey yapılmaz,riske girilir,tekrar torba yasa gibi yasa ile kasa affı beklenir..
Bu arada bir meslektaşımızın kasa denetimi ile ilgili bir makalesini paylaşayım.Eminim faydalı olacaktır.
Saygılar
http://www.google.com.tr/url?sa=t&r...jq-lw8SNR_8wdqSVO4aCQEw&bvm=bv.42261806,d.d2k