fonradar

Kıdem Tazminatı Alanın Yıllık İzin Hakkı Nasıl Olacak ?

"Aynı görüş noktasında fikir birliğine varamamış olabiliriz,gayet normal,birebir örtüşen bir Karar bulamadım,bulan olursa lütfen paylaşalım.Kimi zaman bazı kararlar hakkında farklı yorumlar yapsak da, yüksek mahkemenin kararına uymakdan başka da çaremiz yok. "


Elbette ben de aksini söylemiyorum ki zaten . Şu anda yeni bir karar çıkana kadar Yargıtay kararına uyulması gerekir.
 
Sayın ngüroy,

"Ben de diyorum ki. Evet yüksek mahkeme de son zamanlarda bu yönde karar veriyor. Ancak bu yorum bence doğru değildir. Yasa metni gayet açıktır Md 54. " Yıllık ücretli izne hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki bir işverenin bu kanun kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerinin aynı işverenin bu kanun kapsamında girmeksizin geçirmiş oldukları süreler de hesaba katılır." Burası çok önemli bu kanun kapsamında olmasa dahi çalışmış ise toplanır diyor."

Bu maddede haklısınız ancak bu maddenin yorumunda şöyle bir sıkıntı var; bu birleştirme aynı süre içinde örneğin mart ayında 10 gün bir işyeri 15 gün başka bir işyeri 5 gün başka bir işyeri gibi durumlarda geçerli.

Eskiden kıdem tazminatında aslında adil olmayan uygulama şuydu; bir işyerinde çalışıp ayrılıyordunuz gidip başka bir işyerinde çalışıyordunuz aradan zaman geçtikten sonra yine eski iş yerine dönünce sanki hiç ayrılmamış gibi başdan kıdem hesaplanıp daha önce ödenen son hesaptan düşülüp kalan ödeniyordu. Birçok mahkeme kararı itirazından sonra bu mesele bitti çünkü işyerleri işten çıkardıkları insanları işe geri almamaya başladı.

Yargı son dönemlerde hizmet aktinin kesintiye uğrayıp uğramadığına bakıyor, eğer hizmet akdi kesintiye uğradıysa herşey baştan başlıyor. Bence doğru olan da bu. Başka bir yerde işe başlasa uygulama ne olacaktıysa aynı işyerinde devam etmekte de böyle olmalı yoksa adil bir uygulama olmaz. Tabi hizmet aktinin sona ermesi esnasında hakların ödenip ödenmemiş olması ise ayrı bir hukuk konusu ki bu konuda fikir ayrılığımız olduğunu sanmıyorum.

Saygılar,
Kevork
 
Sayın ngüroy,


.

Eskiden kıdem tazminatında aslında adil olmayan uygulama şuydu; bir işyerinde çalışıp ayrılıyordunuz gidip başka bir işyerinde çalışıyordunuz aradan zaman geçtikten sonra yine eski iş yerine dönünce sanki hiç ayrılmamış gibi başdan kıdem hesaplanıp daha önce ödenen son hesaptan düşülüp kalan ödeniyordu. Birçok mahkeme kararı itirazından sonra bu mesele bitti çünkü işyerleri işten çıkardıkları insanları işe geri almamaya başladı.

Yargı son dönemlerde hizmet aktinin kesintiye uğrayıp uğramadığına bakıyor, eğer hizmet akdi kesintiye uğradıysa herşey baştan başlıyor. Bence doğru olan da bu. Başka bir yerde işe başlasa uygulama ne olacaktıysa aynı işyerinde devam etmekte de böyle olmalı yoksa adil bir uygulama olmaz. Tabi hizmet aktinin sona ermesi esnasında hakların ödenip ödenmemiş olması ise ayrı bir hukuk konusu ki bu konuda fikir ayrılığımız olduğunu sanmıyorum.

Saygılar,
Kevork

Söylediklerinize ben de kısmen katılıyorum. Ancak bazı konularda hala açıklama yapmaya ihtiyaç var.
Şöyle çalışanın işyerinden ayrılma biçimi önemli. Yargı da buna bakıyor zaten. Yani iş akdi işveren tarafından tazminat ödenerek fesih edilmesiyle, tazminatsız örneğin istafaen ayrılıp tekrar aynı iş yerinde çalışmaya başlaması arasında farklılıklar oluyor.

İzin konusunda da da bu ara verip sonra tekrar çalışmaya başlayanlar kafa karışıklığı yaratıyor.
Sizin savunduğunuz ve yüksek yargının da son zamanlarda katıldığı (ben kişisel olarak katılmıyorum) uygulamaya göre ayrılırken tazminatını alıp, hakları ödenmiş kişinin işe tekrar girdiği zaman izin kıdemi sıfırlanıyor ve son girişten hesaplama yapılıyor.
Tazminatsız istifaen ayrılmış çalışan ise tekrar girişte izin hakkı açısından ilk giriş tarahinden hesaplama hakkına sahip oluyor.
 
Sayın Güroy,

İstifa da tek taraflı bir feragattır aslında, tüm haklarımdan vazgeçtim diye, zaten istifa edenlere de ibraname imzalatıp her hakkımı aldım, dedirtmek gerekir. Durum buysa izin hakkının da yeniden başlatılmasında hukuki bir engel yok. Aslında tüm hakların aynı yerden başlayıp bitmesi daha doğal değilmi.

Geçen yıl bir davanın sonucuna aklımız durdu. Tam da benzer bir konuydu, tüm haklar tam ödenmiş tüm işlemler doğru yapılmış olmasına rağmen işçi 2 sene sonra benim kıdemimi yanlış hesapladınız farkını istiyorum diye dava açtı. Davayı kaybetti, iki nedenle; Birincisi ilk kıdem ödemesi emekliliğe ayrılma esnasındaydı, ikincisi biz son verdik. Ben emeklilik işlemlerinde "Ertesi aybaşı sıkıntısı çıkmaması için işlemini ayın 28 29 u gibi yapar SDP ile ertesi ayın 1 inde işe girişini yaparım. Burada aradaki iki günlük boşluğu Sözleşmenin inkitası olarak alıp reddetti davayı, ikincisi de SGK açısından vekaleti vardı onu da "sen işveren sayılırsın" kendi kendine dava açamazsın zaten diyerek. Sadece bizim hesaplamamız yanlışmış !!! onun için komik bir fark hesapladılar bizde ödedik bitti. Bu iş akdinin inkitaya uğraması meselesi sanırım 6 yada 7 kez önüme geldi. Bu yüzden de bu doğrultudaki işlemlerin sıkıntı yaratmayacağını düşünüyorum. Zaten mahkemeler de e devlet nedeniyle benzer konulardaki kararları hızla tarayıp yanlış da olsa ayrık karar vermemeye gayret ediyorlar.

Saygılar,
Kevork
 
Sayın Güroy,

İstifa da tek taraflı bir feragattır aslında, tüm haklarımdan vazgeçtim diye, zaten istifa edenlere de ibraname imzalatıp her hakkımı aldım, dedirtmek gerekir. Durum buysa izin hakkının da yeniden başlatılmasında hukuki bir engel yok. Aslında tüm hakların aynı yerden başlayıp bitmesi daha doğal değilmi.

Geçen yıl bir davanın sonucuna aklımız durdu. Tam da benzer bir konuydu, tüm haklar tam ödenmiş tüm işlemler doğru yapılmış olmasına rağmen işçi 2 sene sonra benim kıdemimi yanlış hesapladınız farkını istiyorum diye dava açtı. Davayı kaybetti, iki nedenle; Birincisi ilk kıdem ödemesi emekliliğe ayrılma esnasındaydı, ikincisi biz son verdik. Ben emeklilik işlemlerinde "Ertesi aybaşı sıkıntısı çıkmaması için işlemini ayın 28 29 u gibi yapar SDP ile ertesi ayın 1 inde işe girişini yaparım. Burada aradaki iki günlük boşluğu Sözleşmenin inkitası olarak alıp reddetti davayı, ikincisi de SGK açısından vekaleti vardı onu da "sen işveren sayılırsın" kendi kendine dava açamazsın zaten diyerek. Sadece bizim hesaplamamız yanlışmış !!! onun için komik bir fark hesapladılar bizde ödedik bitti. Bu iş akdinin inkitaya uğraması meselesi sanırım 6 yada 7 kez önüme geldi. Bu yüzden de bu doğrultudaki işlemlerin sıkıntı yaratmayacağını düşünüyorum. Zaten mahkemeler de e devlet nedeniyle benzer konulardaki kararları hızla tarayıp yanlış da olsa ayrık karar vermemeye gayret ediyorlar.

Saygılar,
Kevork



Haklısınız bu görüşlerinize katılmamak mümkün değil zaten.:)
 
herkese günaydın kolay gelsin,
bir sorum olacaktı sgk dan kıdem tazminatı alabilir yazısı ile işveren kıdem tazminatı alıp ayrılan bir kişi bir müddet sonra başka bir işyerinde çalışmaya başlasa önceki işveren ödediği kıdem tazminatını geri isteyebilir mi? uygulamada böyle bir durumla karşılaşan meslektaşımız var mı dır?
saygılarımla;
 
Bu konuda forumda daha önce çok tartışmalar oldu. Genel kural olarak geri isteyemez. Ancak istisnai olarak olayda kötü niyet olduğunu, başka yerde çalışmak için ayrıldığını işvereni kandırdığını ispat edebilirse mahkemede bir ihtimal olabilir.
 
Olayınız yaş dışında diğer iki koşulu(15 yıl,3600 prim gün sayısını)tamamlayıp,bu duruma bağlı k.tazminatını alarak işyerinden ayrılan işcinin durumunu soruyorsanız;
a.Bu durumdaki işci dilekçesinde başka bir işyerinde çalışmak için ayrılmak istiyorum dememli
b.Ayrılmadan önce(iş ilişkisi devam ederken-henüz önceki işyerinden bağımlılığı son bulmamışken,başka bir işveren ile iş görüşmesi yaparak)bugün mevcut işverenden ayrılıp,hemen-yarın diğer işveren yanında işe başlamış ise bu durumun hukuken korunmaz,dolayısıyle 1 nci işverenin talep hakkının doğacağını ve dava konusu olur ise alabileceğini düşünüyorum.
 

Benzer konular

Üst