fonradar

Kur Değerleme

Üyelik
28 Eki 2013
Mesajlar
44
Konum
Ankara
Arkadaşlar kafamı kurcalayan bir konu var.

Alınan dövizli sipariş avansları geçici vergi döneminde kur değerlendirmeye tabi olur mu?

Para kasaya girdiği için kur değerleme olur gibi ama diğer taraftan da satış gerçekleşmemiş ve sipariş iptal olursa kur değerleme olmaz gibi.

Bununla ilgili sizin de fikirlerinizi almak isterim.
 
Eskiden maliye avansları değerleme yapmıyordu. Ancak son zamöanlarda avanlsarında değerlemeye tabi olduğu konusunda özelgeler çıkıyor
 
Bu durum o kadar çok muallakta kaldı ki , kimilerine göre değerlendirme yapılıyor kimileri de yapmıyor
 
Bu durum o kadar çok muallakta kaldı ki , kimilerine göre değerlendirme yapılıyor kimileri de yapmıyor


Söylediğim gibi eskiden değerlenmezdi. Şimdi artık Maliyenin görüşü bunların değerlenmesi gerektiği konusunda ufak bir araştırma yaparsanız özelgelere ulaşırsınız.
 
Eskiden maliye avansları değerleme yapmıyordu. Ancak son zamöanlarda avanlsarında değerlemeye tabi olduğu konusunda özelgeler çıkıyor

Üstadım teşekkürler. Benim de yaptığım araştırmalarda maliyenin artık avansları da diğer borçlar/alacaklar gibi kur değerlemeye tabi tuttuğu yönünde bilgilere ulaştım.
 
Başlık Satıcılara döviz cinsinden verilen avansların değerleme günü itibariyle değerlenip değerlenmeyeceği, değerlenecekse oluşan olumlu veya olumsuz kur farkının doğrudan gelir-gider mi yazılacağı yoksa yatırımın maliyetiyle mi ilişkilendirileceği hk.
Tarih 24/07/2014
Sayı 64597866-105[280-2014]-122
Kapsam

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı:64597866-105[280-2014]-122

24/07/2014

Konu: Döviz cinsinden verilen avanslara değerleme yapılıp yapılmayacağı ve kur farkı uygulaması.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile şirketinizin ...'da, ... tesisi yatırımı yaptığı, yapılan yatırımların büyük ölçüde ithal girdi gerektirdiği, bu sebeple gerek doğrudan yapılacak ithalatlar için yurt dışındaki satıcılara, gerekse yurt içi tedarikler için yurt içindeki satıcılara döviz cinsinden avans verildiği belirtilerek, söz konusu dövizli avansların değerleme günü itibariyle değerlenip değerlenmeyeceği, değerlenecekse oluşan olumlu veya olumsuz kur farkının doğrudan gelir-gider mi yazılacağı yoksa 163 ve 334 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri çerçevesinde yatırımın maliyetiyle mi ilişkilendirileceği konularında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

Vergi Usul Kanununun 280 inci maddesinde "Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır. Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur. Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir. Bunlardan vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar, bu Kanunun 281 ve 285'inci maddeleri uyarınca değerleme günü kıymetine icra edilebilir. Ancak senette faiz oranının yazılı olmadığı durumlarda değerleme gününde geçerli olan Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LİBOR) esas alınır." denilmektedir.

163 ve 334 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yapılan açıklamalar yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz ve kur farkı giderlerine ilişkin olup, döviz cinsinden verilen avansların değerlemesi sonucu oluşan kur farkları bu kapsamda değerlendirilmemektedir.

Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safî kurum kazancının tespitinde de, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının; (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, şirketinizce yapılacak yatırımlar için döviz cinsinden verilen avanslar, döviz cinsinden alacak hükmünde olduğundan, dönem sonlarında Vergi Usul Kanununun yukarıdaki hükümlerinin de dikkate alınarak değerlemeye tabi tutulması, değerleme sonucu oluşan kur farklarının kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
Sayın Kayzer,

Yurtiçi Kur Farkları Fatura dayandırılmalıdır. Yurtdışı Kur Farklarıda direk olarak işlem yapılabiliyordu.

Aldığınız Avans Yurtiçi ise karşılıklı olarak Faturalaşmanız gerekmektedir.

Dönemsellik ilkesi gereğince Giderleştirilebilir yad Gelir yazılabilir. Ama ertesi gün Ters kayıt yapılarak düzeltilmesi gerekmektedir.
 
2015/01 döneminde yanlış hesaplanan kur/zarar farkı 2015/02 döneminde düzeltilebiliyor mu?
Düzeltilebiliyorsa nasıl bir kayıt yapmalıyım?
Lüften yardımcı olun
 
Ömer bey, Aşkın bulduğu dediği gibi söylemedim ama %10 alt üst sınıra dikkat etmeniz gerekiyor. Eğer %10 dilimi geçiyor ise beyanname düzeltme şart.
 
Sayın Arkadaşlar,

Bu konuya biraz farklı bakmak lazım. Önce konuyu ikiye ayırmak gerekir. Yurtdışı ve Yurtiçi olarak. Arkadaşlarımızn paylaştığı özelge bu konuda keskin bilgi vermenin çok dışında, biraz da firmanın sorduğu soruya odaklı ve bu değerleme konusuna endekslemek pek doğru değil.

Önce Yurtdışı; Yurtdışına olan borçlar zaten tartışmasız olarak dövizli olacağından değerlenmesi zorunludur. Kaldıki temel ilke olarak ithalat işlemi ve ithalatn gerçekleştirilmesi ile ilgili olacağından avans niteliğinde yapılan ödemeler hariç diğerleri bu kapsamdadır. Akreditif olarak açılması ile işlemin MalMukabili olarak gerçekleştirilmesi iki ayrı uygulama gerektirse bile.

Yurtiçi;
Burada konu farklı değerleme burada tam anlamıyla bir kurfarkı işlemidir. "Borç ve Alacakların" değerlemesi anlamında düşünüusek bu tüm 120/320 hesapların değerlemesi anlamına gelir, özelge biraz böyle bir imada bulunuyor ancak bence böyle değil. Bu gerçekleştirilmesi gereken bir kur farkı işlemidir ve karşı firma ile mutabakat gerektirir. İkinci önemli nokta ise bu tür bir işlemin KDV'ne tabi olduğudur bu nedenle yapılacak işlemin mutlaka faturaya dayandırılması ve fatura kesilmesi gerekir.

Şunu belirtmek gerekir ki bu tür bir işlemle ilgili açık ve net bir yasa maddesi olmadığı gibi uygulamanın nasıl olmasını gerektiğini açıklayan bir tebliğ de yok. Evet Bazı yasaların genel maddelerine atıfla bu işlem hakkında yorum yapılabilir ancak çok sağlıklı bir varım olduğu da söylenemez. Danıştayın da bu konu hakkında birbirinden farklı birçok kararının mevcut olduğunu biliyoruz. ( Bunlar arasında özellik arzeden durumlar var onlara girmiyorum) Yine bu konudaki çalıştaylarda meydana çıkan ve çeşitli yazarların görüşü, arada aykırı olanlar daolmasına rağmen, ise esasen bu tür avansların ya "gelecek dönem gelir/gider" hesaplarına aktarılarak bekletilmesi yada avans hesabına nakledilerek meydana çıkacak maliyetle ilişkilendirilmesi yönündedir, ki bende bu görüşe katılıyorum.

Bu görüşü destekleyen bir başka karine de avansların şüpheli alacak yazılması ve karşılık ayrılmasının mümkün olmadığına dair yasa düzenlemeleridir. Avansın kendisi gider olarak addedilemiyorsa kur farkı işleminin de gider olarak kabulu mümkün değildir. Nasıl böyle bir çelişki olabilirki ? ( Fatura tanzim hali hariç.)

Sonuç, Yurdışı değerlemelerde avans niteliğinde olan borçların değerlemesinin yapılıp avans hesabına (159) borçların ise Gelir/Gider' kaydı şarttır. Yurtiçinde ise değerlemeyi yapacaksanız mutlaka faturaya bağlamanızı tavsiye ederim, KDV sorunu yaşamamak için.
 
Üst