Kur Farkı İle Alakalı Bir Soru.

Sn uğurcadır , Bir nevi kur farkını gösteriyor sonra geri alıyorum. Fatura kesilme zorunluluğundan dolayı.
Sn bülent249, Ödeme yapılmadan alacakları veya borçların değerlemesi istenirse her ay sonu yapılabilir. Ancak bunu cari hesaplarla değil, gelir veya gider tahakkuku hesabından karşılanması gerekir (181 B/646 A). 181 hesap ya sonraki ay ters işlem yapılarak, ya da kur farkı faturası kesildiğinde 646 hesap değil 181 hesap alacaklandırılarak kapatılır.

Döviz Değerlemelerinden dolayı kaynaklanan kur farklarına fatura düzenleneceği konusunda sizlere
Katılmıyorum.
Geçici vergi dönemleri itibariyle yapılan kur değerlemeleri için KDV içeren kur farkı faturası düzenlenmez. Kur farkı faturaları ödeme veya tahsilat aşamasında ortaya çıkan kur farkları için düzenlenir. Fatura düzenlenmeden önce daha önce yapılan değerleme işlemlerinin iptal edilerek kur farkı tutarının belirlenmesi gerekir
Bilindiği üzere 1.5.2014 tarihinden itibaren yürürlükte olan tüm KDV tebliğleri kaldırılarak yerine “Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği “yürürlüğe girmiştir. Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğin’ de de , teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından; aleyhte kur farkı için ise alıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanması gerektiği şeklinde ki görüş devam ettirilmiştir. Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde ayrıca yılsonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmayacağı konusu da açıkça ifade edilmiştir. Bu tür faturalar ödeme ve tahsilatın yapıldığı tarihte ortaya çıkan kur farkları için düzenlenmelidir. Ödeme ve tahsilatın yapıldığı tarihte kur farkını içeren faturanın kayda alınması gerekir. Ancak bu tür durumlarda yapılan değerleme işlemleri varsa bu değerleme işlemlerinin iptal edilmesi gerekmektedir.

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği
5. Matraha Dâhil Olan Unsurlar
5.3.Kur Farkları
Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır.
Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.
Yılsonların da ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.

Dolayısı ile müşterimin her ay yapmışolduğu değerlemeyi benim yıl sonunda fatura kesmeden 646 ve 656 hesapları çalıştırarak ona uydurmamda kanunen
bir sakınca görünmemekte.Sadece faturanın ödendiği tarihte fatura ile ödeme tarihi arasındaki kur farkını fatura kesmek veya almak zorunluluğum bulunmaktadır.
 
Sayın hakan1972,

Maddeyi yanlış yorumlamışsınız. Arkadaşlarım detaylı şekilde yazmışlar Dövize endeksli Borç/Alacak kur farkı faturalandırılmalıdır. Bunun özellikle bilanço (değerleme) gününde yapılması gerekir. Dçvize endeksli iki tür işlem yapılmaktadır. Dövizin TL'ye dönüştürülerek tahsilatın da kısa bir süre içinde yine TL olarak tahsili, bu durum kur farkı doğurmaz. Diğeri ise bahsekonu olay tamamen döviz olarak işlem yapılması. Fatura da ödeme de aynı tutarda döviz ise VUK gereği yapılan kayıtlar nedeniyle ortaya çıkan TL farkı faturalandırılarak hesap kapatılır. "Yılsonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz." Bunlar ise mevcutlarla ilgilidir (temel olarak). Örneğin Kasa ve Banka yabancı para mevcutları.
 
Sayın hakan1972,

Maddeyi yanlış yorumlamışsınız. Arkadaşlarım detaylı şekilde yazmışlar Dövize endeksli Borç/Alacak kur farkı faturalandırılmalıdır. Bunun özellikle bilanço (değerleme) gününde yapılması gerekir. Dçvize endeksli iki tür işlem yapılmaktadır. Dövizin TL'ye dönüştürülerek tahsilatın da kısa bir süre içinde yine TL olarak tahsili, bu durum kur farkı doğurmaz. Diğeri ise bahsekonu olay tamamen döviz olarak işlem yapılması. Fatura da ödeme de aynı tutarda döviz ise VUK gereği yapılan kayıtlar nedeniyle ortaya çıkan TL farkı faturalandırılarak hesap kapatılır. "Yılsonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz." Bunlar ise mevcutlarla ilgilidir (temel olarak). Örneğin Kasa ve Banka yabancı para mevcutları.

Sn Simkeşyan maddeyi siz yanlış yorumluyorsunuz.


Bülent ÇAKAR

Yeminli Mali Müşavir

Eski Baş Hesap Uzmanı

[email protected]



DÖNEM SONU KUR DEĞERLEMELERİNDE ORTAYA ÇIKAN KUR FARKLARI İÇİN FATURA DÜZENLENECEK MİDİR?



Dövizli işlemlerin muhasebeleştirilmesi…



Bilindiği üzere, ticari hayatta döviz cinsinden veya dövize endeksli birçok işlem yapılmaktadır. Bu işlemler muhasebeye kaydedilirken işlemin dövizli tutarı Türk Lirasına (YTL) çevrilir. Dönem sonlarında yapılan değerleme işlemlerinde de dövizli alacak ve dövizli borçlar değerlenerek Türk Lirasına (YTL) çevrilir. Nitekim Vergi Usul Kanununun 280’nci maddesinde, “Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır. Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur. Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir.” Hükmü yer almaktadır. Değerleme sonucunda ortaya çıkan kur farkları gelir veya gider kaydedilir. Kur farklarının muhasebeleştirilmesinde esas olarak 646 Kambiyo Karları Hesabı veya 656 Kambiyo Zararları Hesabi kullanılır. İşlemin özelliğine göre başka hesaplar kullanılması da gerekebilir.



Fatura düzenlenecek midir?



Peki bu şekilde yapılan değerleme işleminde ortaya çıkan kur farkları için fatura düzenlenecek midir? Vergi Usul Kanununun faturanın tarifine ilişkin 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika” olarak tanımlanmıştır. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, nihai olarak müşterinin borçlandığı meblağın hesaplanması anlamına gelmeyen değerleme işlemi sonunda ortaya çıkan olumlu kur farkları için fatura düzenlenmesi gerekmez.



Değerlemenin anlamı



Vergi Usul Kanununun 258’nci maddesinde, “Değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasiyle ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tesbitidir.” denilmiş ve Değerleme günü başlığını taşıyan 259’ncu maddesinde de “Değerlemede, iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda haiz oldukları kıymetler esas tutulur.” Hükmü yer almıştır. Dolayısıyla yapılacak olan değerlemeler, başta gelir ve kurumlar vergisi olmak üzere, vergi matrahlarını azaltan veya çoğaltan, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili işlemlerdir. Şüphesiz değerleme işlemi, her ne kadar 259’ncu maddenin yürürlüğe girdiği 1961 yılında Katma Değer Vergisi yürürlükte olmasa dahi, Katma Değer Vergisi matrahlarını da etkileyen bir işlemdir. O halde yapılacak olan değerleme işlemlerinde ortaya çıkan kur farkları KDV matrahını olumlu veya olumsuz etkiliyorsa, KDV matrahlarının tekrar hesaplanıp düzeltilmesi ve bu amaçla fatura kesilmesi mi gerekecektir?



Katma Değer Vergisi Kanununda matrahın tesbiti



KDV Kanununa göre, vergiyi doğuran olay, teslim veya hizmettir. Katma Değer Vergisinin matrahı, teslim veya hizmetin karşılığını teşkil eden bedeldir. Bedelin değerlemesi TL, döviz, aynı ödeme vb olmasına göre Vergi Usul Kanununun değerleme hükümlerine göre yapılır. KDV Kanununun 24’ncü maddesinde kur farkları benzeri gelirlerin matraha dahil unsurlardan olduğu belirtilmiş, 26’ncı maddesinde de bedelin döviz ile hesaplanması halinde dövizin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği hükmü yer almıştır. Yukarıda 259’ncu madde hükmünde belirtildiği üzere, değerleme vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda yapılır. Katma Değer Vergisi Kanununda değerleme günü, teslim veya hizmetin gerçekleştiği veya teslim veya hizmet bedelinin kesinleştiği (bedelin tahsil edildiği) gündür. Katma Değer Vergisi dönemlerinin son gününde yapılacak değerlemelerin KDV matrahının yeniden hesaplanmasını gerektirmeyeceği kanaatindeyiz.



Diğer bir deyişle, geçici vergi veya kurumlar vergisine ilişkin vergilendirme dönemlerinin son günlerinde döviz cinsinden borç ya da alacakların 280’nci madde gereği değerleme işlemine tabi tutulması, gelir ve kurumlar vergisi matrahının doğru tespit edilmesi için yapılmaktadır. Değerleme sonucunda ortaya çıkan kur farkları teslim veya hizmet bedelini kesinleştirmemekte, dolayısıyla bu aşamada fatura kesilmesini ve KDV matrahının düzeltilmesini gerektiren bir işlem oluşmamaktadır. Söz konusu kur farkı tutarlarının gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde, gelir ya da gider olarak tahakkuk ettirileceği tabiidir.



Maliye Bakanlığı’nın Görüşü…



Konu ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı’nın görüşü de aynı paralelde olup 2005 yılında vermiş olduğu bir özelgede; “……………… bedelin döviz cinsinden ifade edildiği işlerde, ödemenin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihten sonra yapılması durumunda bu ödeme nedeniyle ortaya çıkacak kur farkı tutan üzerinden fatura düzenlenerek katma değer vergisi hesaplanacaktır. Diğer taraftan, ödemeden önce dönem sonlarında yapılan değerleme nedeniyle ortaya çıkan kur farkı için fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu fark için katma değer vergisi de hesaplanmayacaktır.” Denilmiştir.

Saygılar...
 
Yurtiçi müşterilere düzenlenen dövizli faturanın bedeli ister döviz cinsinden, isterse TL karşılığı ödensin ödeme tarihi ile fatura düzenleme tarihi arasındaki kur değişiminden kaynaklanan kur farkının faturalaşmaya konu edilmesi gerekir. (Maliye Bakanlığı İstanbul Defterdarlığı’nın 09.08.2001 tarih ve KDV. MUK.B.07.4.DEF.0.34.16.812 sayılı muktezası) Lehine kur farkı oluşan firmanın karşı tarafa kur farkının içinden iç yüzde ile KDV hesaplamak suretiyle toplamda kur farkı kadar fatura düzenlemesi gerekir. 30.06.2007 tarih ve 26568 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 105 nolu KDV genel Tebliğinde aynı duruma vade farkı, kur farkı ve matrahta değişikliğe yol açan işlemlerde KDV uygulaması adı altında değinilmiş olup,
Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacaktır. Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir denmektedir.
Düzenlenen dövizli faturalardan kaynaklanan cari hesap alacakları ister yurtiçi müşterilerden olsun, isterse yurtdışı müşterilerden, geçici vergi dönemlerinde ve hesap dönemi sonunda kur değerlemesinin yapılması gerekir. Geçici vergi dönemlerinde ve hesap dönemi sonunda yapılan kur değerlemesi sonucunda ortaya çıkan kur farkları için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması gerekmez.
 
Sayın hakan1972,

Alıntıladığınız yazıyı dikkatlice okursanız benim özetle söylediklerimden farklı birşey söylemiyor. Özellikle KDV tabi durumlarda fatura kesilmesi esastır, tartışmasız. Nizam da bununla ilgili bir diğer açıklamayı alıntılamış. Hernekadarki 105 sayılı tebliğ yürürlükten kalkmış olsada bu tebliğin içeriği yeni Uygulama tebliğine aynen taşındı. Alıntıladığınız yazıdaki;
"Fatura düzenlenecek midir?

Peki bu şekilde yapılan değerleme işleminde ortaya çıkan kur farkları için fatura düzenlenecek midir? Vergi Usul Kanununun faturanın tarifine ilişkin 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika” olarak tanımlanmıştır. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, nihai olarak müşterinin borçlandığı meblağın hesaplanması anlamına gelmeyen değerleme işlemi sonunda ortaya çıkan olumlu kur farkları için fatura düzenlenmesi gerekmez." Yani bu işlem sonucunda gelir/gider kaydı yapmayacaksanız.

"Maliye Bakanlığı’nın Görüşü…

Konu ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı’nın görüşü de aynı paralelde olup 2005 yılında vermiş olduğu bir özelgede; “……………… bedelin döviz cinsinden ifade edildiği işlerde, ödemenin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihten sonra yapılması durumunda bu ödeme nedeniyle ortaya çıkacak kur farkı tutan üzerinden fatura düzenlenerek katma değer vergisi hesaplanacaktır. Diğer taraftan, ödemeden önce dönem sonlarında yapılan değerleme nedeniyle ortaya çıkan kur farkı için fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu fark için katma değer vergisi de hesaplanmayacaktır.”

ikinci cümle ise ilk alıntıladığınız ve benim de açıklamak üzere buraya aktardığım bölümle ilgilidir. Hoş gerçi 2005 tarihli bu muktezanın da bir hükmü yoktur ayrı.

Gelelim bu tür bir işlemin neden faturalandırılması gerektiğinin. TTK kapsamında, karşı tarafın herhengi bir borç yada alacak kaydının da belgeye bağlanması gerekir. Bu nedenle Vergi yasaları haricinde de borç yada alacağı adına kayıt altına aldığınız kişiye de bu bilgiyi yada belgeyi iletmek ve bilgilendirmek zorundasınız. Ve tabi karşı tarafın da bunu kabulunu. Aksi takdirde mutabık olmayan bir cari hesap ile de karşı karşıya kalırsınız.
 
Üst