personel maaş programı

Maaşın Düşürülmesi

Üyelik
26 Kas 2012
Mesajlar
10
Konum
İstanbul
Bir personelin görev tanımının değişmesi sonucu kişinin maaşında düşüş yapılması gerekmektedir.

Kişinin bilgisi ve rızası var. Ancak SGK primlerinde de düşüş olacağı için çıkış ve hemen bir sonraki güne

yeni ünvanı ile girişmi yapılmalıdır. Yada izlenecek yol nasıl olmalıdır.

Teşekkürler
 
mrb,

personeliniz bilgisi ve rızası olduğunu yazılı bi şekilde belirtmesi gerekmekte,sonra bugüne kadar olan kazanılmış haklarını son aldığı brüt ücrete göre ödemeniz gerekmekte,çıkış işleminden sonra yeni ünvanla giriş yapmanız gerekmekte..

kolay gelsin
 
Sn.hawk ın düşüncesini külliyen reddedemeyiz,doğruluk derecesi çok yüsek diyebiliriz,sadece bir noktada endişem var.
Şöyleki,bu şekilde yapılan işlemde,ara vermeksizin çıktı-girdi işlemi yapılmış olması halinde,işverenin"maddi parasal yükümlülüklerini azaltmak amacıyle,işci üzerinde ekonomik ve sosyal baskı uygulayarak"bu işlemi gerçekleştirmiş olabileceği,aylık geliri dışında başkaca geçim kaynağının olmadığı düşünülen-varsayılan işcininde bu durum karşısında çaresiz kaldığı,
Diğer yönden,bölünerek işcinin kıdem tazminatının ödendiği,güya kıdeminin tekrar sıfırlanarak hizmet süresine bağlı haklardan mahrum bırakıldığı,akabinde de işverence daha hafif bir iş verilerek,daha az ücret ödendiği,işcinin çalışmasını bu şartlarda sürdürmek durumunda kaldığı-bırakılmış olduğu düşünülebilecektir.
Dolayısıyle bu ve benzeri uygulamalar,edinilen hakların işveren yararına azaltıldığı,azaltılmış olduğu kanaatini doğurabilir.(bu ve benzeri olayların dava konusu olması halinde ,elbette her olayın kendine özgü farklı koşulları olabilir,bu koşullara bağlı olarak da dava sonuçları farklılık gösterebilir)
Sn.baharyuzer in iletisinden de anlaşılacağı üzre olayın M.24/II-f bendi,M.62,esasen M.22 yönünden irdelenmesi isabetli olacaktır.Zira,sn.hawk da bu yönleri-maddeleri düşünmüş olmalı ki,sonucunda kısa yol olarak bu düşünceye ulaşmış olmalı.
Sn.hawk ın dediği olay da,ilgiliye çıkış verildikten hemen sonra değil,(kanaatimi söylüyorum)ilgilinin hizmet süresine bağlı olarak,17 nci maddeye göre bildirim süresi kadar ara-boşluk verildikten sonra girişi yapılır ise belki hiç bir sorun doğmaz diyebiliriz diye düşünüyorum.Makul ara vermeksizin,aralıksız yapılan bu tür işlemlerin ileride işci tarafından dava konusu edilmesi halinde ,mahkemece kuşku duyulacağı,işlemin şüphe uyandırabileceği düşüncesindeyim.
Olay,M.22 ye göre iş ve sözleşme şartlarında esaslı değişiklik içermektedir.
Sözleşmenin 3 ana unsurundan iki tanesinden biri işcinin"iş görme edimi-borcu"na karşılık, (diğeri) işverenin"ücret ödeme yükümü-borcu"dur.
Bu değişikliğin (taraflar anlaşmış(gibi)olsalarda)geçerli neden(ler)e dayanmasının uygun ve son çare ilkesi yönünden fesih işlemine göre ,daha hafif bir çare-çözüm olmasının gerekmesi ve de işci-işveren ilişkisinin devamının sağlanması amacına yönelik,bu amaç bağlamında yapılan işlemin orantılı(yani işcinin daha çok mağdur edilmemesi)olması düşünülmelidir.
Yargıtay bir Karar ında"Değişiklik feshinde geçerli neden dentimi iki aşamalı olarak yapılmalıdır.İlk olarak,iş sözleşmesinin muhtevasında değişikliği gerekli kılan geçerli bir neden bulunmalıdır.Dolayısıyle 4857 sayılı Kanun un 18 nci maddesinde fesih için aranan geçerli nedenler ,değişiklik feshinde de aynen bulunmalıdır.Bir başka anlatımla,değişiklik feshine gidebilmek için işcinin yeterliliğinden,davranışından veya işletmenin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir nedenin bulunması gereklidir.
"İş sözleşmesinin değiştirilmesini gerektiren bir geçerli nedenin varlığının tespiti halinde,ikinci aşamada fiilen teklif edilen sözleşme değişikliğinin Kanuna,toplu iş sözleşmesine ve ölçülülük ilkesine uygun olup olmadığı ve işciden bu teklifi kabül etmesinin haklı olarak beklenip beklenmiyeceğinin ,bir başka anlatımla kendisine yapılan değişiklik teklifinini kabüllenmek zorunda olup olmadığı denetiminin yapılması gerekir."Yarg.9.HD.2009/37886 E.2012/812 K. 18.01.2012 T.
Kanaatim odur ki,18 nci maddeye göre,o işyerine yönelik"işcinin yetersizliğinden,davranışlarından,işletmenin işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebeblerden bir veya birkaçı tespit olunup,bu nokta(lar)üzerinden giderek,teklif-bu durum işciye yazılı olarak bildirlir,altı iş gün süresi içinde işci tarafınadan yine yazılı olarak kabül edilir,bahsekonu gerekçeler temel oluşturularak işveren tarafından yapılan teklifin işci tarafından kabül edilmesi sonucu ,tarafların iş bu iradeleri doğrultusunda anlaşmış olmaları halinde yeni bir iş sözleşmesi akdedilir,bu iş sözleşmesinde işcinin yapacağı iş ve alacağı ücrete ilşkin olarak eşitlik ilkesi açısından,aynı eş değer iş ve yetkinliklere haiz emsal işcilerin iş ve ücretleri ile de aynı-eşit olur ise sorun çıkmayabilir diye düşünüyorum.
Hatta ola ki ilerisi açısından geriye dönük yada işveren baskısı sonucu işlem yapılmış olabilir mi düşüncesini-şüphesini bertaraf etmek için de bu işlemler Noter kanalı kullanılarak yapılabilir.
 
Son düzenleme:
Madem işçi'nin de baskı altında kalmadan rızası var, İkale tarzı yeni bir sözleşme ile her iki tarafıda sağlama alabilirsiniz...
 
Bence işin fazla detayına inmişiniz. İş sözleşmesi kamu hukukuna değil özel hukuka tabi işlemlerdir. Bu nedenle temel unsur karşılıklı kabuldur.
Çalışan ücretinin indirilmesine rıza gösterip, bunu da yazılı olarak kabul ederse , hiç bir sorun kalmaz. Hatta bilindiği gi,bi azaltılmış ücreti aldıktan sonra itiraz gelmediyse bu kabul anlamına gelir. SGK giriş çıkışı da şart değildir. Ancak burda ücretinin azaltılmasının kıdem ve ihbar hakları açısından işçi aleyhine sonuç doığuracğını unutmamak gerekir.
Bu nedenle en doğru yol tüm yasal haklar ödenerek çalışanın çıkışının yapılması. Bir süre sonra da tekrar giriş yapılması olabilir.
 
Yukarıdaki çalışma(iletim)uzun araştırmanın neticesidir.
Sn.Nguroy beyinde ifade etmiş olduğu üzre "ücretin azaltılması"durumu dikkate alınmalıdır.
Sn.FrostDuane nin belirttiği"ikale"-"bozma" durumunda da ,yapılacak bu tür işlemde "işci lehine yarar" durumunun belirgin olarak gözetilmesi gerekir.
"İkale" konusu daha çok yeni İş Yasamızın yürürlüğü itibariyle gündeme gelmeye başlamış,bu yolla(elbette her işlem için geçerli değil ama)daha çok iş güvencesi hükümlerinin dolanıldığı şüphesi doğmuş,bu tür işlemde işcinin işsizlik sgortasından yararlanma durumuda sözkonusu olmamaktadır.
İkale işleminin geçerliliği noktasında, işci lehine yorum ve sonuçları itibariyle bu işlemden işcinin makul yarar sağlamış olup olmadığına bakılmakta,ihbar,kıdem tazminatlarının ödenmiş olması da tek başına "işci lehine yarar"ın var olduğunu göstermemektedir.
Buna göre yapılacak bu işlemde de "işciyi koruma"ilkesi(elbette sınırsız değil) ön plana çıkmakta,dolayısıyle belirtilen iş bu hususlara azami riayet etmek geremektedir.
Hatta yapılan bu tür işlemde,yargılama neticesinde belirgin olarak işci aleyhine somut bir durum-karar ortaya çıkar ise "işe iade"konusu bie gündeme gelebilecektir diye düşünüyorum.
 
Sn.Aydemır elbette haklısınız, ıscının korunması ılkesıne. Ancak ortada ımzalanmıs bır ıkale sozlesmesı varsa, daha bır ıse ıade davası sozkonusu olması mumkun degıldır. Ikale de ısı bırakan ıscıdır, bazı ılave kazanımlar olur, ama bu kazanımlar mutlaka maddı kazanım olmalı dıye bır sart aranmaz artık ıscı ıkale sozlesmesıne ımza atmıssa.
 
Sn.Keremcem,ben sadece yapılan bu tür işlem(ler)de "...belirgin olarak işci aleyhine somut bir durum-karar ortaya çıkar ise işe iade konusu gündeme gelebilir" demiştim,yapılan bu işlemde işci aleyhine somut bir bir durum sözkonusu değil ise elbette "işe iade"durumu sözkonusu olmayacaktır.(yani burada işcinin iradesinin fesada uğratılıp uğratılmadığı araştırılıyor,uğratılmamış olduğu ortaya çıkar ise tabiki sorun olmayacaktır.Yanlış anlaşılmasın,yapılan bu tür her işlemde "işe iade"sözkosusu olur yada olmaz da diyemeyiz,zira her bir olayın kendine özgü farklı durumları,koşulları olabilir))
 
İşverenle ANLAŞARAK işten ayrılanın işe iade davası açma hakkı varmıdır?
Ben yok diye biliyorum.
Olmayan bir hak talep edildiğinde red edilecektir haliyle.
 
İkale sözleşmesi ile işçiye belirgin yararlar (Yargıtay kararına göre en az 4 maaş tutarında) sağlanmamışsa
mahkemeler o sözleşmeyi kaale almaz
 
İyi niyetli işci ve işverenin gerçekten anlaşarak sonuca gitmişler ise işcinin bu davayı açması beklenmez.
"...ikale sözleşmesinin bulunduğu durumda,feshin son çare veya işcinin seçiminin objektif ölçülere uygun olup olmadığı ayrıca yargı denetimine tabi tutula mama alı,işcinin iradesini sakatlayan bir durum olmadığı sürece işe iade konusu yapılmamalıdır."2007/3613E.
İşcinin iradesini sakatlayan bir durumun var olması halinde illaki işe iade konusu yapılacaktır.
Dediğiniz gibi davanın açılmış olması halinde, bu istem tümden reddedilmiyecek, incelenmek üzere kısmende olsa hüküm altına alınacak,nihai karar inceleme sonucu ortaya çıkacak.(var veya yok)
Nihayet bir başka Karar da bu durum da incelenmiştir.
Davanın Özet:"Davacı işci ile davalı işveren arasında imzalanan sözleşmeye göre,kıdem ihbar tazminatlarının yanında yüksek bir ek ödeme de bulunulduğuna ve davacı işcinin iradesinin fesada uğratıldığı ispat edilemediğine göre,açılan işe iade davasının reddi gerekir."2007/15135 E.
Yani "önceden taraflar zaten anlaşmış,daha sonra yapılan anlaşma hilafında bu dava"baştan reddedilmeli,zira hatalı bazı uygulamalar da olabilmekte,şöyleki;"...ikale sözleşmesi-taraflar anlaşmış olmalarına- rağmen,işcinin işsizlik ödeneği alabilmesi için işveren sgk bildiriminde ,iş den çıkış nedenini "belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebeb bildirilmeden feshi"(kod.4)olarak belirtmiş ise bu durum işverenin aleyhine olabilmektedir.
 
İkale sözleşmesi ile işçiye belirgin yararlar (Yargıtay kararına göre en az 4 maaş tutarında) sağlanmamışsa
mahkemeler o sözleşmeyi kaale almaz

Sn.İhsans epey zamandır yoktunuz,hoş geldiniz
.
Daha öncede değinildiği üzre bu işlemden işcinin makul yarar sağlamış olduğu olup olmadığı önem taşıyor,(yargıtay bu noktayı arıyor)evet dediğiniz gibi böylesi bir kararı bende okumuştum ama illaki her ikale olayında tam olarak en az 4 maaş tutarında ödeme yapma zorunluluğu gerekmiyor,bir başka Karar da "ÖZET:Davacı işci ile davalı işveren arasında imzalanan sözleşmeye göre ,kıdem ve ihbar tazminatının yanında yüksek bir ek ödemede de bulunulduğuna ve işcinin iradesinin fesada uğratıldığı ispat edilemediğine göre açılan işe iade davasının reddi gerekir." şeklindedir.2007/15135 E.(net miktar içermiyor ama bir aylık ücreti kadar olmadığı da açık)
Bir başka Karar içinde"İşcinin, ikale sözleşmesi ile mahrum kaldığı haklarının karşılığı olarak,uygun bir yarar sağlaması halinde ikale sözleşmesine geçerlilik sağlanmalıdır."2008/1888 E.(burada uygun-makul bir yarar dan bahsediliyor,sanırım bu nokta işcinin hizmet süresi ve aylık ücreti de göz önünde bulunduruluyor-şahsi düşüncem,emin değilim)
Zaman zaman ifade edildiği üzere her olayın farklı koşulları olabiliyor,ayrıca yine Yargıtay bir Karar ında"Makul yarar ölçütü,bozma sözleşmesi yapma konusunda icabın işciden gelmesi ile işverenden gelmesi ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak ele alınmalıdır.Dairemizin 2008 yılı kararları bu yöndedir."21.04.2008 gün 2007/31287 E.2008/9600 K.(bu yönün sonraki yılllarda değişmiş olacağını sanmıyorum-bu nokta da değişiklik olmuş ise lütfen paylaşalım.)

Hassas nokta;
Talebin işciden mi yada işverenden mi geldiği ile ilgili,işverenden gelen taleplerde yargının daha hassas olduğu anlaşılıyor,yani işcinin iradesinin fesada uğratılıp uğratılmadığı ve uygun-makul yarar sağlayıp sağlamadığı hususlarında. )
 
Son düzenleme:
Üst