Milli Piyango'dan 'Mali Piyango'ya

N

nane

Ziyaretçi
Hakan ÜZELTÜRK [email' Alıntı:
[email protected][/email] 29.08.2008 Dünya][size=9pt]
Vatandaşın alışveriş ve ödemelerinde nakit yerine banka kartı kullanımını tercih etmesini teşvik etmek ve böylece kayıtdışı konusunda açılım sağlamak amacıyla artık KDV indirimleri dışında 'mali piyango' gibi uygulamalardan da söz edilmektedir. Kayıtdışılığın yüksek olduğu alanlara göre farklı uygulamalara gidilebilir. Bu kapsamda vatandaşlar artık chip para gibi mali bonuslar toplayacaklar ve bunları daha sonra çeşitli alanlarda kullanabileceklerdir. Örneğin 'Milli Piyango' benzeri 'mali piyango' çekilişlerinde. Toplanan bu puanlarla aslında bazılarının kayıtlı olduğu halde kayıtdışı olarak işlemler yaptığı kayıtlı ekonomiye geçen kişiler çeşitli kazançlar elde edecekler, ama hepsinden önemlisi devlet de kayıtiçine geçişte hamle yapmış olacaktır.

Bu durumda kayıtdışılık gibi hukuka aykırı bir uygulama konusunda yıllardır adım atmayan ve halen de "gerekli" adımları atamayan hükümetler işi tamamen şans oyunlarına bağlamış durumdalar. Ülkemizde vatandaşlarımızın zaten şans oyunlarına merakı meşhur ve maaruftur. Bu sayede mali piyango gelirlerinin Milli Piyango gelirlerini geçmesi de muhtemeldir. Kişiler hem hukuken yapması gereken şeyleri yapacaklar, hem de üstüne hediyeler kazanacaklardır. Hayata geçer mi bilinmez ama daha önceki yönetimler zamanında da kazı kazan konusunun da gündeme geldiğini belirtelim.

Ülkemizde bırakın kayıtlı ekonomiye geçmeyi fiş-fatura toplama alışkanlığı bugüne kadar hiç olmadı. Mükelleflerin büyük birçoğunluğu ancak bir şeyler verirseniz belge topladı. Bu durum ülkemizin ekonomik problemlerinin olduğu kadar vergi kültürünün olmamasının da bir sonucuydu. Bu kültürün ise parayla olamayacağı ise ülkemiz bakımından acı bir gerçektir. Bu durum en açık şekilde vergi iadesinin kaldırılmasıyla görülmüş bulunuyor. Artık vergi iadesi bahanesi ile belge toplayanlar da bundan vazgeçmiş durumda. Bu alışkanlık olmadan kayıtdışı ekonomi ve vergi kaçakçılığı ile mücadele etmek de mümkün değildir. Kanunlarımızda vergi güvenlik kurumlarının olmaması da işi iyice içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir.

Çare nedir sorusunun cevabı sanıldığı kadar kolay değildir. Bu konuyu kapsamlı ve kalıcı çözümler de aramak gerekir. Ama sorunun cevabı kesinlikle şans oyunları değildir. Türkiye gibi vergi kültürüne sahip olmayan, ekonomik problemler sebebiyle olamayan ve uzun bir süre de olamayacak bir ülkede bu tür yöntemlerin kısa vadede bazı sıçramalar yapması mümkün olabilir. Bu sakat bir oyuncuyu bandaj ve iğneyle birkaç maç daha fazla oynatmaya benzer. Aslında operasyon şarttır. Amaç günü kurtarmak olmamalıdır.

Şimdi gündemde fiş-fatura alışkanlığının oluşturulması ve kayıtdışılığın önlenmesi için kazı kazan'dan sonra mali piyango yöntemi var. Belki yarın at yarışları, spor-toto, spor loto, süper loto gibi farklı isimlerde şans oyunları da gündeme gelir. Bu tamamen idarenin seçimlerine bağlıdır. Vergi bilinci olmayanların herhalde kayıtlı ekonomiden çok ne ödüller kazanacağı, büyük ikramiyenin ne olacağı, kaç para daha az vergi ödeyeceği, çekilişlerin ne şekilde yapılacağı, hangi sanatçının organizasyona katılacağı gibi beklentileri olacaktır.

Vergi iadesinin hukuka aykırı bir zamanlamayla ortadan kaldırılmasından sonra bilindiği üzere bu sorumluluk büyüklerin üzerinden alınarak çocuklara verilmiştir. İlköğretim öğrencileri için oluşturulan kampanyalarla maalesef çocuklarımız bile şans oyunlarına yönlendirilmektedir. Verilen hediyelerin çocukların hepsine değil, çekilişle sadece bazılarına verilmesi sebebiyle bu durum tam anlamıyla bir şans oyununa dönüşmüş bulunmaktadır.

Oysa bir ülkede vergi bilinci böyle oluşturulamaz. Ülkelerin kalıcı vergi bilinci önceden çalışılmış vergi politikaları, hukuka saygı ve iyi işleyen kurumlarla oluşturulur. Çocuklarımıza, yarınlarımıza bırakılacak en büyük miras hukukun üstünlüğüne olan inanç ve vergi bilincidir. Vergi idaresinin verebileceği gerçek ve en büyük ikramiyesi de budur.
 
Üst