Neyin Çabasındayız ?

Üyelik
21 Kas 2014
Mesajlar
3
Konum
İstanbul
Merhaba arkadaşlar ben aranıza yeni katılan biriyim. Forumdaki bazı başlıkları inceledim ve gerçekten kanaatim kötü. Gizliden gizliye fesatlık çekememezlik gördüm. Birbirine maaş soranlar; ben ... Tl kazanıyorum diğer muhasebeci ne kadar kazanıyor acaba? Vay anasını .... Tl kazanıyormuş tarzında bir tablo oluştu. Ama bunun yanında birbirine destek olan bilgi ve kaliteyi paylaştıkça buyuten yardımsever arkadaşları da gordum. Geçen gun işyerinde çalışan bir arkadaşıma dedim ki; kardeşim mesleğimiz hem guzel hem zevkli hemde kutsal bir meslek. Cunku ülkenin ekonomisinin büyük bir bölümü vergiden oluşuyor ve bizim kapımızda bu yola çıkıyor. Verdiği cevap ise; aaa hakikaten doğru söylüyorsun oldu. Zavallım iş yükünün altında ezilmekten yaptığı işin bir doktorluk bir avukatlık kadar önemli olduğunu unutmuş. Bizler işimizi ne kadar duzgun ve YARDIMLAŞARAK yaparsak bize geri dönüşümü o kadar iyi olur. Muhasebe mükelleflere göre çok önemsiz bir iş olsa da bana göre önemli hatta abartarak söyleyeyim bana göre bir bilim dalıdır. Ekonominin içinde olmamıza rağmen tezler, hipotezler yada teoriler üretmek bizlere uzak kalmış. Ben isterim ki gelişmiş beyinlerin arasına gelişen beyinler de katılsın ve sorunların çözümü için adım atılsın.
 
Meslek mensubu olmayan birisi olarak,bu noktada görüş açıklamak belki bana düşmez,görüşlerim yeterli ,etkili olmayabilir:) ama paylaşım adına diğer/farklı bir gözden baktığımda bu görüşlerin ekseriyetine katılıyor,özellikle muhasebe işinin önem derecesine.Ayrıca mesleği muhasebe olup,muhasebe dışında işletmenin değişik bölüm ve pozisyonlarında(örneğin,satınalma-ticaret-finans-hatta insan kaynaklarında çalışan)kimselerin daha verimli ve daha etkin olduğu/olabileceğine inanıyorum(zira çevremizde bunun örnekleri de yok değil)
 
Bende meslek mensubu değilim. 24 yaşında bu mesleği severek önemini anlamaya çalışarak emek harcayan bir muhasebe elemanıyım. Genç olmamdan dolayı hem yaşıtlarımın psikolojisini yansıtmaya çalışıyorum hemde ülke geleceğinden beklentilerimi. Gençlere pek önem verilmiyor bunun kanıtı olarakta alışveriş merkezlerine bakabilirsiniz. %80 lik bir populasyonu gençlerin oluşturduğunu genç yeteneklerin asgari ücretle satış danışmanlığı safsatasının esiri edildiğini görebilirsiniz eminim ki o %80 lik genç kesimin içindr %50 den fazlası çok yetenekli beyinlerdir. Almanya genç nufusunun yokluğundan şikayetçi ama malesef ulkemizde elindeki gençlerin değerini bilmiyor sahip çıkmıyor.
 
atın meslegi gitsin bişeye yaramaz..geçen bir smmm bürosuna gittim arkadas acmıs 4 aydır müşterisi yok..eee bende accam benimde müşterim yok düzgün.baskaların 500 tane müşterisi var bu simdi adalet mi?mükellef sınırlandırılması getirilirse herkes ekmek yer.yahya arıkan bu secim görür artık imparatorlugunun sonunu kendisi icin mükellef sınırlandırılması istemiyor.maliye bakanlı taslak hazırlamıs bir mali müşavir en fazla 50 defter tutabilir.yahya arıkan destek vermiyor kendisinin 500 defterş var cünkü..
 
atın meslegi gitsin bişeye yaramaz..geçen bir smmm bürosuna gittim arkadas acmıs 4 aydır müşterisi yok..eee bende accam benimde müşterim yok düzgün.baskaların 500 tane müşterisi var bu simdi adalet mi?mükellef sınırlandırılması getirilirse herkes ekmek yer.yahya arıkan bu secim görür artık imparatorlugunun sonunu kendisi icin mükellef sınırlandırılması istemiyor.maliye bakanlı taslak hazırlamıs bir mali müşavir en fazla 50 defter tutabilir.yahya arıkan destek vermiyor kendisinin 500 defterş var cünkü..


Bakın elbette böyle söyledikleriniz tamamen doğru. Ancak bu yalnız bizim mesleğin sorunumudur acaba?.
Piyasa ekonomisin ve kuralsızlığın kural olduğu bizim giibi az gelişmiş ekonomileri genel sorunu budur. Almanyada bir mahallede eczane açmak isterseniz öncelikle mahallede eczane ihtiyacı varmı yokmu bakarlar. Yoksa size izin vermezler. Biz de öylemi?. Bakın hastane civarına yan yana 50 tane eczane var.
Bence de bir mali müşavir hakkını vererek ancak belirli sayıda defter tutabilir. Doğru. Ancak bu mali müşavir arkadaşımız yanında belge almış ama henüz kendi bürosunu açmamış/açamamaış mali müşavirşleri çalıştıramaz mı? Bu ülke de herkkes kendi işinin patronumudur?
 
sn. Yahya Arıkan'ın bir sürü şirket profili var, aynı zamanda bürosuda var bunun yanında birde Odadan her ay tonlarca maaş alıyor.. örnek tabiki bu diğer oda başkanları da aynı şekilde.. sonrada haksız rekabet diyorlar..
bir meslek mensubu büro açıyor ve sıfır defter ama falanca muhasebe bürosunda iş yükü o kadar fazla 200-250 defter var. Sonra diyoruz bu nasıl adaletsizlik diye.. Meslek içinde yardım eden, yardımsever, alttan yetişen meslek mensuplarına el uzatan büyüklerimiz de var ama genele katmamak kaydıyle piyasada herkes birbirinin ayağını kaydırma çabasında. Bu heryerde böyle ama şirket içinde de aynı, yeri gelir kamu sektöründe de aynı, yeri gelir muhasebe bürosunda da aynı..

öyle bir hale geldikki, artık meslek mensubu, başka bir meslek mensubundan defter isteme noktasına geldi.

defter sınırlandırılması ne yazıkki imkansız, çünkü; empati yapalım o defter sahiplerinin yerine siz olsaydınız böyle bir şeye müsade edermiydiniz.. Ülkede Balık baştan kokuyor, bu böyle süre gelmiş böyle devam eder, aslında devam etmemeli ama dediğim gibi birlik, beraberlik bu sektörde ne yazıkki yok altını çizdiğim yardımsever büyüklerimiz haricinde herkes birbirinin elindekine göz dikmiş.

alttan yetişen binlerce meslek mensubu var ama işte yeni şirket, yeni işyeri o sayıda kurulmuyor. Örneğin son dönemde 1000 e yakın ruhsat sahibi arkadaş var ama ülkede 1000 tane aynı anda iş sahası , fabrika, işyeri, şirket açılmıyor.. Mevcut defterleri elinde tutan meslek mensuplarıda aman benden gitmesinler diye fiyat kırıyor, özel işlerini yapıyor falan filan.. neyse bu böyle devam eder, bizde buralarda bunları yazar okuruz.. herkes yine oda başkanları da dahil bildiğin yapmaya, haksız rekabet masalınını bizlerle paylaşmaya devam eder..
 
Merhaba..

Yazılanları okurken insanların ne kadar rahat için boşalttığını anlayabiliyoruz.
Arkadaşın ofisine gitmiş ve 4 aydır mükellef yokmuş!

Sevgili arkadaşım, bizim mesleğimiz ben ofis açtım hadi gelsin mükellef. Nerde mükellef hani neden gelmiyor. Ya başkasının şu kadar var bende neden yok mesleği değildir, kusura bakmayın.

Bu yaklaşım ile konuya girerseniz eğer, üstadların yıllarca bu mesleğe ve edindikleri çevreyi, tecrübeyi aşağılamış olursunuz.
Siz öncelikle o arkadaşınıza şunu soracaktınız! : Madem çevren yok ve sosyal ilişkilerini mesleğine yansıtamıyorsun neden böyle bir girişimi tercih ettin! ?

Defter sınırlaması konusuna gelince...

Unutmayınız ki serbest piyasa koşullarında hizmet veren bir sektördeyiz. Kişi sistemini kurar ve kurumsal bir kimlikle çalışanlarını bu sisteme entegre ederse 50 de defteri olabilir 500'de.
Bir doktor avukata gittiğinizde aylık dava bakma kapasitesi 20 ise 21. davaya bakabilmek için ofisine avukat alır ve kendi unvanı ile kurumsal bir çalışma sunar. Aynı şekilde doktorda öyledir. Tek muaynehanesinde ayda 100 hastaya bakabilir düşünelim. Ama hasta sayısı 100'ü geçtiği vakit artık kendi organizasyonu kurabilir.

Tekrar söylüyorum: Tırnakları ile kazıyarak bugünlere gelen, çevre yapan, gece gündüz çalışan bir SMMM'nin emeğini defter sınırlaması veya yauu benim ofisime neden mükellef gelmiyor diye düşünmek yerine, bu konunun cevabını kendinizde arayın.

Saygılar.
 
Merhaba..

Yazılanları okurken insanların ne kadar rahat için boşalttığını anlayabiliyoruz.
Arkadaşın ofisine gitmiş ve 4 aydır mükellef yokmuş!

Sevgili arkadaşım, bizim mesleğimiz ben ofis açtım hadi gelsin mükellef. Nerde mükellef hani neden gelmiyor. Ya başkasının şu kadar var bende neden yok mesleği değildir, kusura bakmayın.

Bu yaklaşım ile konuya girerseniz eğer, üstadların yıllarca bu mesleğe ve edindikleri çevreyi, tecrübeyi aşağılamış olursunuz.
Siz öncelikle o arkadaşınıza şunu soracaktınız! : Madem çevren yok ve sosyal ilişkilerini mesleğine yansıtamıyorsun neden böyle bir girişimi tercih ettin! ?

Defter sınırlaması konusuna gelince...

Unutmayınız ki serbest piyasa koşullarında hizmet veren bir sektördeyiz. Kişi sistemini kurar ve kurumsal bir kimlikle çalışanlarını bu sisteme entegre ederse 50 de defteri olabilir 500'de.
Bir doktor avukata gittiğinizde aylık dava bakma kapasitesi 20 ise 21. davaya bakabilmek için ofisine avukat alır ve kendi unvanı ile kurumsal bir çalışma sunar. Aynı şekilde doktorda öyledir. Tek muaynehanesinde ayda 100 hastaya bakabilir düşünelim. Ama hasta sayısı 100'ü geçtiği vakit artık kendi organizasyonu kurabilir.

Tekrar söylüyorum: Tırnakları ile kazıyarak bugünlere gelen, çevre yapan, gece gündüz çalışan bir SMMM'nin emeğini defter sınırlaması veya yauu benim ofisime neden mükellef gelmiyor diye düşünmek yerine, bu konunun cevabını kendinizde arayın.

Saygılar.


Kesinlikle katılıyorum. Bu tip yorumları biz yaparsak yanlış anlaşılıyor.
Kurumsallaşma budur işte.
Herkes patron olacak diye bir koşul yok. Kimi işveren olacak , kimi de çalışan. Ancak tabi işveren mali müşavirler ne stajyerlerin ne de belgeli çalışanlarının hakkını yemeyecek. Çalışanlar da patrona ihanet edip müşteri çalmayacak.:alkış:
 
Son düzenleme:
Merhaba..

Yazılanları okurken insanların ne kadar rahat için boşalttığını anlayabiliyoruz.
Arkadaşın ofisine gitmiş ve 4 aydır mükellef yokmuş!

Sevgili arkadaşım, bizim mesleğimiz ben ofis açtım hadi gelsin mükellef. Nerde mükellef hani neden gelmiyor. Ya başkasının şu kadar var bende neden yok mesleği değildir, kusura bakmayın.

Bu yaklaşım ile konuya girerseniz eğer, üstadların yıllarca bu mesleğe ve edindikleri çevreyi, tecrübeyi aşağılamış olursunuz.
Siz öncelikle o arkadaşınıza şunu soracaktınız! : Madem çevren yok ve sosyal ilişkilerini mesleğine yansıtamıyorsun neden böyle bir girişimi tercih ettin! ?

Defter sınırlaması konusuna gelince...

Unutmayınız ki serbest piyasa koşullarında hizmet veren bir sektördeyiz. Kişi sistemini kurar ve kurumsal bir kimlikle çalışanlarını bu sisteme entegre ederse 50 de defteri olabilir 500'de.
Bir doktor avukata gittiğinizde aylık dava bakma kapasitesi 20 ise 21. davaya bakabilmek için ofisine avukat alır ve kendi unvanı ile kurumsal bir çalışma sunar. Aynı şekilde doktorda öyledir. Tek muaynehanesinde ayda 100 hastaya bakabilir düşünelim. Ama hasta sayısı 100'ü geçtiği vakit artık kendi organizasyonu kurabilir.

Tekrar söylüyorum: Tırnakları ile kazıyarak bugünlere gelen, çevre yapan, gece gündüz çalışan bir SMMM'nin emeğini defter sınırlaması veya yauu benim ofisime neden mükellef gelmiyor diye düşünmek yerine, bu konunun cevabını kendinizde arayın.

Saygılar.

Tebrikler,katılıyorum
 
Malesef bakış açımız; Ne kadar çok mükellefim olursa o kadar çok kazanırım. evet çok kazanırsın bunun içinde yapman gereken şeyler var. Mükelleflerine karşı mesleğinin ağırlığını koruyamayacaksın, mükellefinin üç kağıtçılıklarına göz yumacaksın hatta belkide destek çıkacaksın. çünkü mükellef der ki ; "bu muhasebeciye 100 lira veriyorum işi kılıfa uydurmuyor diğeri 80 lira istiyor işide istediğim gibi yapıyor". Bu meslek bu yüzden değersiz. Ne kendi ağırlığımızı ne de mesleğimizin ağırlığını koyuyoruz. sonra ne oluyor mükellef " muhasebeci git bana şurdan iki ekmek al getir" kıvamına dönüyor. Şunu da unutmayın ki kendi kalpazanlıklarına destek çıkmanızı bekleyen mükellefler dolandırıcıdır. adamın aklında devleti dolandırma düşüncesi varsa senin bu tarzda 1000 mükellefinde olsa boş. zaten sen bu dolandırıcılardan muhasebe aidatını alabileceğini hiç düşünme. hee birde bu mükellefler çok pis adam satarlar senin yapmadığın işleri sana yüklerler sırf cezasını sen öde diye. o yüzden eğer dürüstseniz az mükellefiniz olması normal. çünkü piyasada dürüst adam sayısı az.
 
Merhaba. Öncelikle forumda yeniyim herkese selam ve saygılarımı sunuyorum. Başlığın sahibinin açıklamaya çalıştığı ''muhasebecilerin sorunları'' ve daha sonra ''smmm büro açmak aidat sorunları'' na dönüşen konuda bende bir şeyler paylaşayım dedim. SMMM stajımın bitimine çok az kala mesleğin ve benim bu mesleğe bakışımı iyiden iyiye netleştirdiğini görüyorum. Tabi ki herkes gibi iş hayatının zorlu koşulları ve mesleğin getirdiği zorluklarla stajımın büyük bir kısmını tamamladım. Geriye baktığımda, benim gibi arkamda koşan çok sayıda meslek adayı görüyorum. Sözüm ona ''zorunlu olan staj süresini bitirmek'' ve mesleğine kavuşmak isteyen insanlar, önlerine konan çok sayıda engelle mücadele etmek zorunda kalıyor. Ancak bu kadar çaba ve süreç ister istemez olağan üstü bir bürokratik yapılanmaya dönüşüyor. İşin ironik kısmı da zaten ilerde mesleğine kavuşacakların müşterilerine, onların önüne çıkan bürokratik engellerden sıyrılma ve danışmanlık yapmak zaten. Ama kendileri yani bizler bu sistemin içinde debeleniyoruz. Antik dönemde yaşamış bir Romalı düşünür olan Tacitus'un bir sözü var. ''Kanunların sayısı ne kadar fazla ise yolsuzluk ve bürokrasi o kadar çok olur'' Yani demek istediğim bu kadar uğraşıdan sonra SMMM olunca daha da çok bürokratik yapılanmaya saplanacaksak (gün be gün artan kanun ve uygulamalar) mesleğime ile ilgili prensiplerimi gerçekleştirmem oldukça zor görünüyor. Yani ben müşterime sadece vergi ödettirmek istemiyorum. Merkezi yönetiminde beni böyle görmesini pek olumlu görmüyorum. İşim danışmanlık olmalı. Müşterinin bütün çalışan mekanizmalarında ''bilir kişi'' olmalı kanun koyucunun da bunları düzenleyici kanunlar çıkarması gerekiyor. Hem standartizasyon sağlanmalı hem de düzene giren mali yapılanma ile mükellefler iyi bir vergi sağlayıcı olmalıdır. Ancak ne yazık ki devlet, muhasebecileri adeta ''aslanların önüne atılmış gladyotörler gibi'' bizi piyasanın içine atıyor. Bu şekilde ne adaletten ne de hakkın hukukun sağlanmasında bahsedebiliriz ki bunları düzenleyecek kişilerin biz olduğunu düşünürsek durum oldukça zor.
 
Malesef bakış açımız; Ne kadar çok mükellefim olursa o kadar çok kazanırım. evet çok kazanırsın bunun içinde yapman gereken şeyler var. Mükelleflerine karşı mesleğinin ağırlığını koruyamayacaksın, mükellefinin üç kağıtçılıklarına göz yumacaksın hatta belkide destek çıkacaksın. çünkü mükellef der ki ; "bu muhasebeciye 100 lira veriyorum işi kılıfa uydurmuyor diğeri 80 lira istiyor işide istediğim gibi yapıyor". Bu meslek bu yüzden değersiz. Ne kendi ağırlığımızı ne de mesleğimizin ağırlığını koyuyoruz. sonra ne oluyor mükellef " muhasebeci git bana şurdan iki ekmek al getir" kıvamına dönüyor. Şunu da unutmayın ki kendi kalpazanlıklarına destek çıkmanızı bekleyen mükellefler dolandırıcıdır. adamın aklında devleti dolandırma düşüncesi varsa senin bu tarzda 1000 mükellefinde olsa boş. zaten sen bu dolandırıcılardan muhasebe aidatını alabileceğini hiç düşünme. hee birde bu mükellefler çok pis adam satarlar senin yapmadığın işleri sana yüklerler sırf cezasını sen öde diye. o yüzden eğer dürüstseniz az mükellefiniz olması normal. çünkü piyasada dürüst adam sayısı az.


Güzel kardeşim; anladığım kadarıyla sen sıkıntılı bir iş hayatı içerisinde mesleğe tutunmak ile tutunmamak arasında giden birisin.
Bu bahsettiğin konuları bu mesleğin tozunu yutmuş herkes yaşamış ve yaşıyordur zaten.

Senin anlatmak istediğini bu meslek ile bağdaştırmanı anlayamıyorum.
Bakkal terazi de gramdan çalar, Hipermarket bakkal olan sokağa dükkan açar, sanayi de yedek parçacı orjinal diye çakma ürün satar.

Bu demek değil ki iyi bir bakkal esnafı yok, bu demek değil ki sermayedar market sahipleri insafsız hep. Veyahut ticaretle iştigal herkes saygın değil.
Bu heyecanlı yaklaşımın toplumun her yerindeki örneklerle çoğalır.

Meslektaşlarını kötülememeni, mesleğinin kariyerine katacağı kaliteyi önemseyerek mesai harcamanı arzu ederim. Bu anlattığın olumsuz ve kötü şeyleri hepimiz yaşıyoruz.
Tecrübeme istinaden şunu söylemektende gururluyum: Yeni nesil meslektaşlarımız bu mesleği güzel yerlere getirecekler. Yap gitsin, salla olsun, aktar tamam muhasebeciliği yerine vizyon sahibi ruhsatını alırken yaşadığı zorlukların hakkını verecek bir nesil yetişiyor; emin olun.

Yeter ki samimi olalım ve etik değerlerimizi nefsimiz karşısında ezmeyelim.
 
Sözlerine genelde katılıyorum . Ancak aşağıdaki paragraf hariç:
"Tecrübeme istinaden şunu söylemektende gururluyum: Yeni nesil meslektaşlarımız bu mesleği güzel yerlere getirecekler. Yap gitsin, salla olsun, aktar tamam muhasebeciliği yerine vizyon sahibi ruhsatını alırken yaşadığı zorlukların hakkını verecek bir nesil yetişiyor; emin olun."


Hiç mi hiç katılmıyorum. Malesef yeni nesil meslektaşlar moda deyimle " internet muhasebecisi" Hiç birşeyi araştırmak, kendi çabası ie doğruyu bulmak amacında değiller. Google amcaya sorarım, olmadı forumda sorarım, olmadı bir bilene sorarım , oda olmadı sallarım gitsin matığı bence daha çok hakim.
Olayın özüne inmek, tek taraflı düşünmemek, sadece yazılanı kalıp olarak kabul etmeyip araştırmak , hatta mevzuatı eleştirmek hiç yok. Üzüntü verici ama yok.
 
" .......Hiç birşeyi araştırmak, kendi çabası ie doğruyu bulmak amacında değiller. Google amcaya sorarım, olmadı forumda sorarım, olmadı bir bilene sorarım , oda olmadı sallarım gitsin matığı bence daha çok hakim.
Olayın özüne inmek, tek taraflı düşünmemek, sadece yazılanı kalıp olarak kabul etmeyip araştırmak , hatta mevzuatı eleştirmek hiç yok. Üzüntü verici ama yok."

Bu durum,her iş ve meslekte olabileceği gibi,ekseri İK sorumluları açısından geçerli olduğunu düşünüyorum.(en azından çevremden gözlemliyorum)
Bu bağlamda,İK sorumlularının (şahsım dahil)önce iş hukuku üzerinde çalışmaları,(hukuk mezunu olmayanların)-(tabi hukuk mezunu olup,bu işi sevmeyip başarılı olamayanlar da yok değil)daha sonra mevzuata girmeleri,edindikleri bilgileri uygulama aşamasında pratiğe dönüştürmeleri,
Yanında bir kılavuz/üstad birisi,en azından kendisinden daha fazla bilen ve bildiğini uygulayabilen tecrübeli biri var ise önce bu kimsenin kıymetini(bu noktada, nadiren de olsa bilgi ve uygulama olarak tecrübesi var ama adam değil/kıymet vermeye gerek duyulmayan kimseler istisna ama iş/meslek öğrenileceği için bu tür kimselere de katlanılmıyor değil,bu noktaya değinmemin sebebi ,bu tür kimseler çalışanın başarısız,bu iş/meslekten soğuması/uzaklaşması,dahası nefret etmesine sebeb olabilir!-ayrı konu) sonrasında bilgi ve tecrübesinden yararlanmasını bilmelerini ve bu süreçte noksanlıklarını tamamlamaya çalışmalarını,mevzuatı takip etmelerini/bilgilerini güncellemelerini,
Bilgi ve uygulama noktasında,sn.Nizam beyin dediği gibi, hemen bir bilene/üstada ,google amcaya,forum lara sormadan önce düşünerek/kafa yorarak,kendi çabalarıyla araştırma,doğruyu bulmaya çalışma,sonucunda edindiklerini teyit etmeleri ve öğrendikten sonra uygulamaya geçmelerini,
tavsiye ederim.
(Faydalı olacağı düşüncesiyle;,müsaid olduklarında,bu güzide forum da soru sorma ve cevap verme,cevap veremesede,cevap vermeye çalışmaları;
bilgi dağarcığını genişletmeleri yanında, bu iş/meslek üzerinde öz güvenlerini sağlamalarına da katkı sağlayacaktır...)
saygılarımla...
iyi çalışmalar...
 
Son düzenleme:
Evet Şeref Bey; Kesinlikle her meslekte bu böyle. Bizler muhasebeci olduğumuz için kendi mesleğimiz hakkında yorum yapabiliyoruz. Ancak maalesef insan kalitesinin her geçen gün daha iyi olması gerektiği halde (çünkü artık bilgiye ulaşmak çok çok kolay) , daha kötüye gittiğini üzülerek , içim acıyarak gözlemliyorum.
 
Üst