(Resullerin Sultanısın, övülmüş Şahsın Efendim!...
Çaresizlere, değişmez sürekli devletsin Efendim!...
İlâhî divanda en başta gelensin Efendim!...
Leamrüke emr-i ilâhîsiyle ebedîsin Efendim!...)
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
(Pırıltılı yerde (üstün) ruhlar (arasından seçilmiş) cevhersin
Kapı eşiğinin toprağı, meleklerin yüz sürdüğü yerdir...
Senin baktığın yerlere yüzünün nuru yansır
Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali dostlarındır )
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
(Bakî âlem minberinde hutben okunur.
Ceza gününde, (büyük) mahkemede hükmün tutulur
Huda arşında toplu halde (sana) salâvat çekilir
Arz ve semada güzel isimlerin anılır )
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!..
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!..)
(O vakit ki nebîler, veliler (sana) hayran kalır
Dehşetle cümle (insanlar), Nefsî diye korkuya kapılır.
Ümitsizlik içerisinde günahkârların hâli perişandır.
Müsaade olunan şefaatle senindir meydan )
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
(Bir gün ki gam denizinde ayrılık fikrine dalıp gittim.
Kendimi kaybedip mana ikliminde yittim.
İsyanımı anıp akıbetimden korktum.
Bu matlaı yâd eyledi,(okudu) bir seyit işittim.)
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
(Ümitteyiz, ümitsizlikle ah eylemeyiz biz!
İman sermayesini harap eylemeyiz biz.
(Ey Rasûlullah!) kapını koyup gayrisine sığınmayız biz.
Sen muhafaza ederken başka yere bakmayız biz.
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
(Biçaredir, ümmetlerinin isyanına bakma
Ret elini verip hasret ile cehennemde yakma
Merhamet eyle, aman hicran ateşine yakma
Ümmetlerinden çok günahı olan Galipi bırakma.)
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
Çaresizlere, değişmez sürekli devletsin Efendim!...
İlâhî divanda en başta gelensin Efendim!...
Leamrüke emr-i ilâhîsiyle ebedîsin Efendim!...)
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
(Pırıltılı yerde (üstün) ruhlar (arasından seçilmiş) cevhersin
Kapı eşiğinin toprağı, meleklerin yüz sürdüğü yerdir...
Senin baktığın yerlere yüzünün nuru yansır
Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali dostlarındır )
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
(Bakî âlem minberinde hutben okunur.
Ceza gününde, (büyük) mahkemede hükmün tutulur
Huda arşında toplu halde (sana) salâvat çekilir
Arz ve semada güzel isimlerin anılır )
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!..
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!..)
(O vakit ki nebîler, veliler (sana) hayran kalır
Dehşetle cümle (insanlar), Nefsî diye korkuya kapılır.
Ümitsizlik içerisinde günahkârların hâli perişandır.
Müsaade olunan şefaatle senindir meydan )
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
(Bir gün ki gam denizinde ayrılık fikrine dalıp gittim.
Kendimi kaybedip mana ikliminde yittim.
İsyanımı anıp akıbetimden korktum.
Bu matlaı yâd eyledi,(okudu) bir seyit işittim.)
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
(Ümitteyiz, ümitsizlikle ah eylemeyiz biz!
İman sermayesini harap eylemeyiz biz.
(Ey Rasûlullah!) kapını koyup gayrisine sığınmayız biz.
Sen muhafaza ederken başka yere bakmayız biz.
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
(Biçaredir, ümmetlerinin isyanına bakma
Ret elini verip hasret ile cehennemde yakma
Merhamet eyle, aman hicran ateşine yakma
Ümmetlerinden çok günahı olan Galipi bırakma.)
(Sen Ahmet ü Mahmut u Muhammedsin Efendim!....
Haktan bize doğrulanmış Sultansın Efendim!....)
Son düzenleme: