Şirket Kira Gelirleri

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan figo
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

figo

Katkı Sunan Üye
Üyelik
18 Ağu 2006
Mesajlar
560
aktifinde kayıtlı bir işyerini yıllık 60000ytl ye kiralayan, faturasını tek kalemde kesen ve parasını tek seferde tahsil eden şirket bu tutarın vergisini öderken yıllık ödenen kira giderleri gibi dönemsellik ilkesine uygun şekilde vergilendirebilir mi?

nasıl peşin ödenen yıllık kiraları 180 de takip ediyorsak veya yıla göre 280 de... elde edilen bu peşin geliride buna benzer şekilde vergilendirebilir miyiz?
 
Ynt: şirket kira gelirleri

Sayın figo, dönemsellik ilkesine göre gelir yazılacagını düsünüyorum. 380 480 hesaplarda takip edip döneminde 649 hesaba atarak.
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

örnek teşkil edecek bir mukteza yada uygulamada yapan arkadaşlar var mı?
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

Şirket kira gelirleri GMSİ değil ticari kazançtır. Bu nedenle faturasının her ay kesilmesi daha doğrudur.,
Ancak soruda tek seferde fatura ve ödeme olduğu söylendiğine göre. KDV si kesildiği ay olmak şartı ile 180 ve 280 hesaplar kullanılabilir.
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

Peşin tahsil edilen gelirler için en çok verilen örneklerden biri kira gelirleridir. binayı kiraya tutan
kiracıdan, peşin olarak alınan bir yıllık kira bedeli öncelikle bilanço hesaplarına alınır. Binanın kullanımına
bağlı olarak bu kira bedeli realize olur ve gelir tablosunda gösterilir .

Benzer şekilde aylık dergi çıkaran bir yayınevi yıllık abonman bedelini peşin alır ve aldığı tutarı, bilançonun pasifinde borç olarak raporlar. Mesela, yayınevinin yıllık abonman bedeli olarak müşterisinden aldığı 240.000.000 TL üyelik bedeli
şöyle kaydedilecektir
----------------------------------- / -------------------------------
100 KASA 240.000.000
380 GEL. AYL. AİT GEL. 240.000.000
----------------------------------- / -------------------------------

Muhasebe kaydından da anlaşılacağı üzere, peşin tahsil edilmiş fakat realize olmamış üye aidatı
gelirleri bilançoda bir borç olarak yer almaktadır. Örneğe göre, yayınevi peşin
tahsil ettiği 240.000.000 TL tutarındaki üyelik bedelini, aylara dağıtacak ve dergiyi müşteriye teslim
ettikçe gelir yazacaktır. Bunun muhasebe kaydı şöyle olacaktır.
----------------------------------- / -------------------------------
380 GEL. AYL. AİT GEL. 20.000.000
600 YURTİÇİ SATIŞLAR 20.000.000
----------------------------------- / -------------------------------

Muhasebe kaydından da anlaşılacağı gibi, dergiler müşterilere teslim edildikçe aylık abone bedeli
olan gelir, realize (gerçekleşmekte) olmakta ve gelir tablosuna aktarılma. tahsil edilen bakım
onarım, özel okul ve avukatlık ücretleri de benzer şekildedir. Mesela, ticari faaliyette bulunan bir firmayla
1.1.2008 tarihinden itibaren 4 yıl süre hizmet sunmak üzere müşterisinden 50.000$ ücret alan bir avukat, her yıl
12.500$?ı gelir olarak kaydedecektir
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

öncelikle cevabınız için teşekkür ederim

burada faturanın 1 yıllık tutar şeklinde kesilmiş olması durumu değiştirir mi?
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

nguroy ' Alıntı:
Şirket kira gelirleri GMSİ değil ticari kazançtır. Bu nedenle faturasının her ay kesilmesi daha doğrudur.,
Ancak soruda tek seferde fatura ve ödeme olduğu söylendiğine göre. KDV si kesildiği ay olmak şartı ile 180 ve 280 hesaplar kullanılabilir.

sn nguroy
bahsettiğim gider değil şirket için gelir... 180 ve 280 gider hesaplarının takibi için kullanılıyor... sanırım 380 yada 480 demek istediniz
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

Bahsettiğim gibi istersen 5 yıllık kes..durumu değiştirmez.Aylık kesmenin sana sağlayacağı fayda KDV yönündendir.


faturayı kesen açısında toplam KDV aynı dönemde beyan edilecek, geliri ise gelecek yıllara ve gelecek aylara diye bilançoda gösterilecek, dönemi geldikçe gelir hesplarına atılacak.

Faturayı alan açısından ise tam tersi olacağı muhakkaktır.
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

Evet sn. Figo tabii gelir hesapları demek istedim. Zaten cümlemde de öyle demişim. Uyarı için teşekkürler. Klavye sürçmesi olmuş. ::) ::)
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

fatura tek seferde kesildiği için gelir artık tahakkuk etmiş demektir. isterse beş yıllık kira fatura edilmiş olsun farketmez. bu nedenle faturanın kesildiği ay kdv si, ilgili 3 aylık dönemde de geçici vergide beyan edilmelidir.

ayrıca 380 ve 480 hesaplar tahsilat ile ilgili hesaplardır.

fatura kesildiği anda gelir tahakkuk etmiş olur ve beyanı gerekir.

bununla ilgili bir çok kararın bulunabileceğini düşünüyorum.

saygılarımla
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

kalyon ' Alıntı:
fatura tek seferde kesildiği için gelir artık tahakkuk etmiş demektir. isterse beş yıllık kira fatura edilmiş olsun farketmez. bu nedenle faturanın kesildiği ay kdv si, ilgili 3 aylık dönemde de geçici vergide beyan edilmelidir.

ayrıca 380 ve 480 hesaplar tahsilat ile ilgili hesaplardır.

fatura kesildiği anda gelir tahakkuk etmiş olur ve beyanı gerekir.

bununla ilgili bir çok kararın bulunabileceğini düşünüyorum.

saygılarımla

dönemsellik ilkesi esastır. kdv nin fatura kesildiğinde ödenmesinin nedeni kdv nin dolaylı bir vergi olması ve mükelleflerin sadece taşıyıcı olmasıdır. saygılar
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

Arkadaşlar bu olaya benzer bir olayda bizim başımızda var.Şöyleki,biliyorsunuz sigorta acente veya brokerler yaptıkları poliçelere istinaden komisyon alırlar ve bu tutar bazen çok yüksek rakamlara ulaşabiliyor.Ana sigorta şirketi komisyon tutarını komisyon gider belgesi adlı bi evrakla acentelere gönderir.Fakat bazen rakamlar çok yüksek olduğunda komisyon tutarının tamamı alınamıyor,ana sigorta şirketi 3 aylık veya aylık bazda acentenin hesabına yatırıyor.Bu durumda gider belgesindeki rakam alacak haneme yazılmasına rağmen paralar parça parça geldiğinden bu paraları geldikleri dönemde mi gelire yazmalıyım,yoksa belge geldiği anda direkt gelirlermi ilişkilendirmeliyim?Şahsi fikrim burda dönemsellik dikkate alınmaması gerektiği yönündedir.Fakat net bir bilgiye ulaşabilmişte değilim.Ticari kazançlarda tahakkuk esası geçerli olduğundan tahsilatı yapılsın veya yapılmasın belge düzenlendiği anda gelire atılmalıdır diye düşünüyorum.Fakat giderlerde bu durum farklı.Gider durumlarında dönemsellik kullanılıyor. Buda biraz tezat oluşturuyor.Kesin bilgim olmamasına rağmen Sayın Kalyon'un yorumuna katıldığımı söylemeliyim.Bu konuda fikirlerinizi de öğrenmek isterim.Teşekkür ederim,saygılar.
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

twolf ' Alıntı:
Arkadaşlar bu olaya benzer bir olayda bizim başımızda var.Şöyleki,biliyorsunuz sigorta acente veya brokerler yaptıkları poliçelere istinaden komisyon alırlar ve bu tutar bazen çok yüksek rakamlara ulaşabiliyor.Ana sigorta şirketi komisyon tutarını komisyon gider belgesi adlı bi evrakla acentelere gönderir.Fakat bazen rakamlar çok yüksek olduğunda komisyon tutarının tamamı alınamıyor,ana sigorta şirketi 3 aylık veya aylık bazda acentenin hesabına yatırıyor.Bu durumda gider belgesindeki rakam alacak haneme yazılmasına rağmen paralar parça parça geldiğinden bu paraları geldikleri dönemde mi gelire yazmalıyım,yoksa belge geldiği anda direkt gelirlermi ilişkilendirmeliyim?Şahsi fikrim burda dönemsellik dikkate alınmaması gerektiği yönündedir.Fakat net bir bilgiye ulaşabilmişte değilim.Ticari kazançlarda tahakkuk esası geçerli olduğundan tahsilatı yapılsın veya yapılmasın belge düzenlendiği anda gelire atılmalıdır diye düşünüyorum.Fakat giderlerde bu durum farklı.Gider durumlarında dönemsellik kullanılıyor. Buda biraz tezat oluşturuyor.Kesin bilgim olmamasına rağmen Sayın Kalyon'un yorumuna katıldığımı söylemeliyim.Bu konuda fikirlerinizi de öğrenmek isterim.Teşekkür ederim,saygılar.

söylediklerinden yola çıkarsak tarafınıza tahakkuk ettirilen komisyonlar geçmiş dönemi/yani oluşmuşbir geliri veya maliyeti anlatıyor. yani siz zaten o geliri hak etmişsiniz yaptığınzı işlerden dolayı. kira gelirinde ise kiracı kirayı peşin ödemiş olabilir ve faturasıda kesilmiş olabilir. buradaki ayırt edici olgu kiralayanın anlaşma dahilinde kiralamayı taahhüt etiğpi yerden 6 ay sonra çıkabileceğidir. ikisini birbirinden ayırt etmek gerekli. saygılar.
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü


Sayı : B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-13-

Konu : Şirket aktifine kayıtlı arsanın
15 yıllığına ...Ofisi A.Ş.ye
kiralanması halinde kira
bedeline istinaden düzenlenen
fatura hangi yılın kazancı
olarak vergilendirileceği hk.


İlgi : Tarihsiz dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçenizde, şirketinizin aktifine kayıtlı arsayı 15 yıllığına intifa hakkı tesis ettiğinizi, intifa hakkı bedeline istinaden fatura düzenlendiğini belirterek, şirketiniz tarafından elde edilen kazancın faturanın düzenlendiği yılın kazancı olarak mı yoksa 15 yıla bölünerek mi vergilendirileceğiniz hususunu sormaktasınız.
Bilindiği gibi, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu?nun 13. maddesinde, ?Kurumlar Vergisi birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu?nun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.....? hükmü yer almıştır.
Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu?nun ticari kazancın tarifinin yapıldığı 37.maddesinde ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış ve ticari kazançta vergiyi doğuran olay tahakkuk esasına bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nda vergiyi doğuran olay ise vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar hükmü ile belirtilmiştir.
Tacirler arasındaki faaliyetlerin belgelendirilmesi amacıyla Vergi Usul Kanunu?nda yer alan fatura da tahakkuk esasına bağlı kalınarak düzenlenmektedir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu?nun 38.maddesi ile ?Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki özsermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır? hükmü getirilmiş, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nun 192.maddesinin 4.fıkrasında da, Aktif toplamı ile borçlar arasındaki farkın, müteşebbisin işletmeye mevzu varlığını (özsermayeyi) teşkil edeceği belirtilmek suretiyle kazancın tespitinde tahsil değil, tahakkukun esas alınacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, kurum kazancı, ticari kazanç niteliği taşıdığından ve ticari kazanç gibi tespit edildiğinden elde etme yönünden tahakkuk esası geçerlidir. Tahakkuk ise gelirin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder. Bunun için geliri doğuran işlemin tekemmül etmesi gereklidir. Ticari faaliyet içerisinde satılan mal veya yapılan bir hizmet bedeli taraflarca belirlenip fatura kesildiğinde gelir veya gider tahakkuk etmiş kabul edilir.
Bu hükümlere göre, şirketinizin aktifine kayıtlı olan gayrimenkulün intifa hakkının 15 yıllığına bedel karşılığı verilmesi, başka bir ifade ile intifa hakkının ivazlı olarak devri satış hükmünde olduğundan bu satıştan elde edilen gelirin tahakkuk ettiği yılın geliri sayılarak Kurumlar Vergisi Kanunu?nun genel hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01/KVK-6/
Konu: Önceki dönemde faturası düzenlenen ancak sevkiyatı sonraki dönem yapılan
emtiaya ilişkin gelirin hangi dönemin geliri olacağı hk.

?
İSTANBUL

İLGİ : a)?/01/2008 tarihli dilekçeniz.
b)?/02/2008 tarihli dilekçeniz.

Başkanlığımız, Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğüne verilen ilgi (a) ve (b)?de kayıtlı dilekçelerinizde, ..Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü?nün .. vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuzu, şirketinizin faaliyet konusunun yer altı yerüstü ve araçüstü akaryakıt ve LPG tanklarının üretimi olduğunu belirterek, üretimi tamamlanıp Aralık ayında faturası düzenlenen fakat müşterilerinizin benzin istasyonlarının hazır olmaması veya istasyonların yerlerinin müsait olmamasından dolayı sevkiyatı sonraki dönemlerde yani ertesi yılda yapılan tanklara ilişkin gelirin hangi dönemin geliri olduğunu sorduğunuz anlaşılmış olup, konu hakkındaki Müdüriyetimiz görüşü ile Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğünün görüşü aşağıda açıklanmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6.maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu?nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu?nun ticari kazancın tarifinin yapıldığı 37.maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış ve ticari kazançta vergiyi doğuran olay tahakkuk esasına bağlanmıştır.
Aynı Kanunun bilanço esasında ticari kazancın tespiti ile ilgili 38.maddesinde,
?Bilanço esasına göre ticari kazanç teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce;
1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.
2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanunu?nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41.maddeleri hükümlerine uyulur.? hükmü yer almaktadır.
Buna göre, kurum kazancı, ticari kazanç niteliği taşıdığından ve ticari kazanç gibi tespit edildiğinden elde etme yönünden tahakkuk esası geçerlidir. Tahakkuk ise gelirin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder. Bunun için geliri doğuran işlemin tekemmül etmesi gereklidir. Ticari faaliyet içerisinde satılan mal veya yapılan bir hizmet bedeli taraflarca belirlenip fatura kesildiğinde gelir veya gider tahakkuk etmiş kabul edilir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin ürettiği ve faturasını tanzim ederek müşteri firmalara sattığı ancak sonraki yılda sevkiyatını tamamladığı tanklara ilişkin düzenlenen faturaların tutarının, fatura tahakkuk tarihi (fatura düzenlendiği tarih) itibariyle muhasebe hesaplarınızda gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun l/l.maddesinde, ticari zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,
Aynı Kanunun 10/b maddesinde, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi halinde bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi ile vergiyi doğuran olayın gerçekleşeceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 24 No.lu KDV Sirkü'sünde Aralık/2004 vergilendirme döneminden itibaren kullanılacak olan l No.lu (Gerçek Usulde Vergilendirilen Mükellefler İçin) Katma Değer Vergisi Beyannamesinin Düzenlenmesine ilişkin açıklamalar yer almaktadır.
Buna göre; malın tesliminden önce faturanın düzenlenmesi ile KDV açısından vergiyi doğuran olay gerçekleşeceğinden, 2007/Aralık döneminde tanzim edilen fatura bedelinin, Aralık/2007 dönemi beyannamesinde ("Tablo-1 Tevkifat Uygulanmayan İşlemler" ve 44. satırda yer alan "Teslim ve Hizmetlerin Karşılığım Temsil Eden Bedel (Kümülatif)" bölümlerine yer verilerek şekilde) beyan edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

Grup Müdür V.
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü


Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01/KVK-13-

Konu : Belli bir süreye ilişkin olarak
düzenlenen yazılım uygulaması
bakım faturalarında, bakım
hizmet süresinin belirtilmesi şartı
ile fatura karşılığında tahsil olunan
bedelin bir defada gelir kaydedilip
kaydedilmeyeceği hk.

??????????.. GRUP MÜDÜRLÜĞÜNE

İlgi : ?./09/2005 tarih ve B.07.04.DEF.0.34.20/VUK-1/11733-172 ve ???? sayılı yazılarınız.

???????.Bilgisayar Hizmetleri Ltd.Şti. tarafından Müdüriyetinize verilen ve ilgide kayıtlı yazınız ekinde yer alan?../06/2005 tarihli dilekçede Müdüriyetimizi ilgilendiren hususlar aşağıda cevaplandırılmıştır.
Bilindiği gibi, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu?nun 13. maddesinde, ?Kurumlar Vergisi birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu?nun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.....? hükmü yer almıştır.
Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu?nun ticari kazancın tarifinin yapıldığı 37.maddesinde ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış ve ticari kazançta vergiyi doğuran olay tahakkuk esasına bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nda vergiyi doğuran olay ise vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar hükmü ile belirtilmiştir.
Tacirler arasındaki faaliyetlerin belgelendirilmesi amacıyla Vergi Usul Kanunu?nda yer alan fatura da tahakkuk esasına bağlı kalınarak düzenlenmektedir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu?nun 38.maddesinin birinci fıkrasında ?Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki özsermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır?, ?Maddenin ikinci fıkrasında ise; ?Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu?nun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41.maddeleri hükümleri uygulanır.? hükmü mevcuttur.
Ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nun 192.maddesinin 4.fıkrasında da; ?Aktif toplamı ile borçlar arasındaki farkın, müteşebbisin işletmeye mevzu varlığını (özsermayeyi) teşkil edeceği belirtilmek suretiyle kazancın tespitinde tahsil değil, tahakkukun esas alınacağı? hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre kurum kazancı, ticari kazanç niteliği taşıdığından ve ticari kazanç gibi tespit edildiğinden elde etme yönünden tahakkuk esası geçerlidir. Tahakkuk ise gelirin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder. Bunun için geliri doğuran işlemin tekemmül etmesi gereklidir. Ticari faaliyet içerisinde yapılan bir hizmet bedeli taraflarca belirlenip tamamlandığında gelir veya gider tahakkuk etmiş kabul edilir.
Bilgi edinilmesini arz ederim.
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

Sayı : B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-13-
Konu : Faturası kesilen malın takip eden yılda
teslim edilmesi halinde bu satıştan elde
edilen gelirin hangi yılda vergilendirileceği hk.


İLGİ : ...3.2004 tarihli dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçeniz incelenmiş olup, aşağıdaki hususların belirtilmesine gerek duyulmuştur.
Bilindiği gibi, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu?nun 13.maddesinde Kurumlar Vergisinin birinci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu?nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu?nun ticari kazancın tarifinin yapıldığı 37.maddesinde ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ifadesi kullanılmış ve ticari kazançta vergiyi doğuran olay tahakkuk esasına bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nda vergiye doğuran olay ise vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar hükmü ile belirtilmiştir.
Tacirler arasındaki faaliyetlerin belgelendirilmesi amacıyla Vergi Usul Kanunu?nda yer alan fatura da tahakkuk esasına bağlı kalınarak düzenlenmektedir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu?nun 38.maddesi ile ?Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki özsermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır? hükmü getirilmiş, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nun 192.maddesinin 4.fıkrasında da, Aktif toplamı ile borçlar arasındaki farkın, müteşebbisin işletmeye mevzu varlığını (özsermayeyi) teşkil edeceği belirtilmek suretiyle kazancın tespitinde tahsil değil, tahakkukun esas alınacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, ticari kazancın tespitinde tahakkuk esası cari olduğundan ve elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları ifade ettiğinden, 2002 takvim yılında fatura edilerek teknik sorunlar nedeniyle 2003 yılında müşterinize teslimatı yapılan mala ait bedelin tahakkuk tarihi (fatura düzenleme tarihi) itibarıyle 2002 takvim yılı kazancınızın tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

aşağıda bir kaç örnek yer almaktadır.

fatura kesilmeden tahsilat peşin yapılmış olsaydı haklısınız.

ancak fatura kesildikten sonra artık dönemselliğe göre beyanı erteleyemezsiniz.

saygılarımla
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

kalyon ' Alıntı:
fatura tek seferde kesildiği için gelir artık tahakkuk etmiş demektir. isterse beş yıllık kira fatura edilmiş olsun farketmez. bu nedenle faturanın kesildiği ay kdv si, ilgili 3 aylık dönemde de geçici vergide beyan edilmelidir.

ayrıca 380 ve 480 hesaplar tahsilat ile ilgili hesaplardır.

fatura kesildiği anda gelir tahakkuk etmiş olur ve beyanı gerekir.

bununla ilgili bir çok kararın bulunabileceğini düşünüyorum.

saygılarımla

Sevgili kalyon yazdıklarınızdan anladığım kadarı ile 5 yıllık faturanın kestiğimiz anda tamamının ilgi dönemde beyan etmemiz gerektiği yorumunu yapmışsınız.Dönemsellik İlkesini ve tahakkuk esasını gözardı edemezsiniz.

Ayrıca fatura kesildiği anda gelir tahakkuk etmiş demişsiniz.Oysaki fatura kesilmesinde amaç gelirin tahakkuku değil müşterinin borcunu tespit edilmesidir.Nitekim VUK'Madde 229 - Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.Denilerek fatura tarif edilmiştir.

Eğer gelirin tahakkukunu faturaya bağlarsanız şöylebir soru çıkıyor
-Ocak ayında 1 yıllık peşinen Kira tahilatı yapıp faturasını EKİM ayında kestiğinizde ne yaparsınız ?
Elbette dileyen faturanın tamamını aynı dönem beyan edebilir ki kamu yararı vardır.

Sonuç olarak;
Kira geliri bakımından vergiyi doğuran olay, bedelin tahsil edilmesi değil, kiralama konusu malın kiracıya (geliri doğuracak olan muamelenin karşı tarafına) kullandırılmasıdır. Kullandırma olayı ileriki yıllarda gerçekleşeceği için, vergiyi doğuran olay buna paralel olarak vukubulacak, vergileme şartları da buna göre teşekkül edecektir. İşte, hasılatın gelir niteliği alacağı vergiyi doğuran olayın vukubulacağı kendi dönemine aktarılması pasif geçici hesap kanalı ile sağlanacaktır.

Kira kontratosuna istinaden tahsil edilen bedelin bir defada gelir kaydedilmeyip pasifleştirilmesi, tahakkuk esası ve dönemsellik ilkesi gereği hizmetin gerçekleştiği dönemlerde ilgili yıla ilişkin tutarın o yılın gelirine dahil edilmesi mümkündür.

konu vuk ve mukteza kararları mevcuttur
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

sayın kalyon

Konu ile ilgili koymuş olduğunuz muktezalardan 1. sini iyi okuyun, sonuç cümlesinde diyorki ;

"intifa hakkının ivazlı olarak devri satış hükmünde olduğundan" Diyor

yani ortada kiralama değil bir satış sözkonusu..!!!

2 ci ve 3. muktezalar ise kiralama konusu ile alakasız farklı konulardır.
 
Ynt: Şirket Kira Gelirleri

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Usul Müdürlüğü
SAYI : B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-2/116 03.04.2006/2445

KONU: Gelecek yıllara ilişkin olarak peşin tahsil edilen kira bedellerinden yalnızca cari yıla ilişkin olan kısmının gelir olarak beyan edileceği hk.

............................ VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNE


İLGİ: 28.02.2006 tarih ve .................. sayılı yazınız.

İlgi yazınızda; dairenizin ................. vergi numarasında kayıtlı mükellefi .........................?ün 11.11.2005 tarihinde vefat etmesi nedeniyle varisleri tarafından yasal süresinde verilen gelir vergisi beyannamesinde muris tarafından peşin tahsil edilen 10 yıllık kira bedelinin beyan edildiği ancak, varislerin .............. tarihli dilekçeyle müracaat ederek işletme aktifinde kayıtlı olan gayrimenkullerden elde edilen kira gelirinden yalnızca cari yıla ilişkin olanının beyan edilmesi gerekçesiyle düzeltme beyannamesinin kabulünü talep ettiği belirtilerek mükellefin talebi doğrultusunda işlem yapılıp, yapılmayacağı hususu sorulmaktadır.

Konuyla ilgili açıklamalara, ..................... Grup Müdürlüğünden alınan 23.03.2006 tarih ve ...... sayılı yazıda belirtilen görüşleri de dikkate alınarak aşağıda yer verilmiştir.

Bilindiği gibi 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu?nun ? Ticari Kazancın Tarifi? başlıklı 37?nci maddesinde ?Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazançtır.? hükmü yer almış olup, aynı Kanununun ?Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti? başlıklı 38?nci maddesinde ise;

?Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce;

1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu şekilde tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu?nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41?nci maddeleri hükümlerine uyulur.? denilmiştir.

Diğer taraftan, ticari kazançta elde etme yönünden tahakkuk esası geçerlidir. Tahakkuk ise gelirin miktar ve mahiyeti itibariyle kesinleşmesini ifade eder. Bunun için geliri doğuran işlemin tekemmül etmesi gerekmektedir. Ticari faaliyet içerisinde satılan mal veya yapılan bir hizmet bedeli taraflarca belirlenip fatura kesildiğinde gelir veya gider tahakkuk etmiş sayılır.

Aynı Kanunun, 70. maddesinde ise gayrimenkul sermaye iradının tarifi yapılmış olup, maddenin l. Bendinde arazi ve binaların, sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu belirtilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, yukarıda yazılı mallar ve haklar ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratlarının ticari ve zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

Ticari işletmeye dahil olma ifadesinden ise, kurumlar ve bilanço esasına tabi olan işletmelerde bilançonun aktifinde kayıtlı mal ve hakların anlaşılmasının gerekeceği açık olup, işletme hesabı esasına göre defter tutan ferdi işletmelerde ise işletme faaliyetiyle doğrudan ilgili olan ve envantere alınmış bulunan iktisadi kıymetlerin anlaşılmasının gerekeceği tabiidir.

Yine Gelir Vergisi Kanunun ?Vergilendirilmeyecek Değer Artışı Kazançları? başlıklı 81. maddesinde ?Aşağıdaki yazılı hallerde değer artışı kazancı hesaplanmaz ve vergilendirilmez:

1. Ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde, kanuni mirasçılar tarafından işletmenin faaliyetine devam olunması ve mirasçılar tarafından işletmeye dahil iktisadi kıymetlerin kayıtlı değerleriyle (bilanço esasına göre defter tutuluyorsa bilançonun aktif ve pasifiyle bütün halinde) aynen devir alınması.? hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, işletmenin aktifine kayıtlı gayrimenkulün kiralanması karşılığı olarak muris tarafından 2005 yılında peşin tahsil edilen kira gelirinin ticari kazancın tespitine ilişkin hükümlere göre ticari kazanca dahil edilmesi ve ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir. Ticari kazancın tespitinde Vergi Usul Kanunu?nun değerlemeye ait hükümlerine uyulacağı tabiidir. Diğer taraftan, işletme sahibinin ölümü nedeniyle, kanuni mirasçılar tarafından işletmenin faaliyetine devam olunması ve işletmeye dahil iktisadi kıymetlerin kayıtlı değerleriyle aynen devralınması nedeniyle değer artış kazancı kapsamında bir vergilendirme yapılmayacaktır.

Öte yandan, Vergi Usul Kanunu, gelirin tespitinde dikkate alınması gereken tahakkuk esası ve dönemsellik ilkesini işler kılacak hükümleri içermektedir. Şöyle ki; Vergi Usul Kanununun 283?ncü maddesinde, ?Gelecek bir hesap dönemine ait olarak peşin ödenen giderler ile cari hesap dönemine ait olup da, henüz tahsil edilmemiş olan hasılat, mukayyet değerleri üzerinden aktifleştirilmek suretiyle değerlenir...? 287?nci maddesinde ise, ?Gelecek hesap dönemine ait olarak peşin tahsil olunan hasılat ile cari hesap dönemine ait olup henüz ödenmemiş olan giderler mukayyet değerleri üzerinden pasifleştirilmek suretiyle değerlenir...? hükümleri yer almaktadır.

Bu hükümlere uygun olarak, 1 Seri No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğini ?V/C Hesap Planı Açıklamaları? bölümünde,

280- Gelecek Yıllara Ait Giderler Hesabı
281- Gelir Tahakkukları Hesabı
480- Gelecek Yıllara Ait Gelirler Hesabı
481- Gider Tahakkukları Hesabı

olmak üzere ilgili hesapların açıklanmalarına yer verilmiştir. Bunlardan 480 no.lu Gelecek Yıllara Ait Gelirler Hesabının, gelecek bilanço dönemine ait peşin tahsil olunan gelirlerin bir yıldan uzun süreye ait kısımlarının izlendiği hesap olduğu belirtilmiştir.

İktisadi işletme bünyesinde kiraya verilen gayrimenkul dolayısı ile on yıllık kiranın peşin tahsil edilmesi örneğinde, tahsilatın yapıldığı döneme ait olan (bu dönemde işlemiş bulunan) dışındaki kısım bakımından vergiyi doğuran olay henüz tekemmül etmiş değildir. Kira geliri bakımından vergiyi doğuran olay, bedelin tahsil edilmesi değil, kiralama konusu malın kiracıya (geliri doğuracak olan muamelenin karşı tarafına) kullandırılmasıdır. Kullandırma olayı ileriki yıllarda gerçekleşeceği için, vergiyi doğuran olay buna paralel olarak vukubulacak, vergileme şartları da buna göre teşekkül edecektir. İşte, hasılatın gelir niteliği alacağı vergiyi doğuran olayın vukubulacağı kendi dönemine aktarılması pasif geçici hesap kanalı ile sağlanacaktır.

Kira kontratosuna istinaden tahsil edilen bedelin bir defada gelir kaydedilmeyip pasifleştirilmesi, tahakkuk esası ve dönemsellik ilkesi gereği hizmetin gerçekleştiği dönemlerde ilgili yıla ilişkin tutarın o yılın gelirine dahil edilmesi mümkündür.

Buna göre, mükellefin varisleri tarafından talep edilen hususların yukarıda belirtilen şartlar dahilinde Vergi Usul Kanunu?nun düzeltmeye ilişkin hükümleri çerçevesinde yerine getirilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
Üst