Şirketlerde Teknik İflas Durumu , Zarar Telafi Fonu Uygulaması ve Muhasebesi

ferhat

Moderator
Forum Yönetimi
Üyelik
6 Haz 2005
Mesajlar
7,595
Konum
İSTANBUL
Şirketlerde Teknik İflas Durumu , Zarar Telafi Fonu Uygulaması ve Muhasebesi


Türk Ticaret Kanununun 324. maddesine göre anonim şirketlerde yönetim kurulunun ,limited şirketlerde ise müdürlerin bir görevi de şirket sermayesinin korunması ve gözetlenmesi olarak belirlenmiştir.İlgili madde hükümleri her ne kadar limited şirket ortaklıkları için zikredilmiş olmasa da uygulamada anonim şirket ortaklıklarına ilişkin ilgili madde hükümleri limited şirket ortaklıkları içinde uygulanmaktadır.


Bu anlamda Türk Ticaret Kanununun 324. maddesine göre ;

?Son yıllık bilançodan esas sermayenin yarısının karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, idare meclisi derhal toplanarak durumu umumi heyete bildirir.

Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa idare meclisi aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilançosu tanzim eder. Esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır. Şirket aktifleri şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediği takdirde idare meclisi bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Mahkeme bu takdirde şirketin iflasına hükmeder. Şu kadar ki; şirket durumunun ıslahı mümkün görülüyorsa idare meclisi veya bir alacaklının talebi üzerine mahkeme iflası kararını tehir edebilir. Bu halde mahkeme, envanter tanzimi veya bir yediemin tayini gibi şirket mallarının muhafazası için lüzumlu tedbirleri alır.?

Yukarıda zikredilen madde hükmüne istinaden şirketin mali yönden zor durumda olduğunu gösteren ibareler şunlar olabilir;

-Küçük miktardaki borçların ödenememesi,
-Banka ve finans kurumlarından kredi temin edilememesi,
-Vergi ve diğer kamu borçlarının zamanında ödenememesi,
-Çalışan personele ücretlerinin zamanında ödenememesi,
-Protestolu çek ve senetlerin fazlalığı.

İlgili madde hükmüne göre anonim şirketlerde yönetim kurulunun veya limited şirketlerde ise müdürlerin dönem sonlarında çıkarılan bilançolar üzerinden yapacakları incelemelere göre şirket sermayesinin yarısının karşılıksız kaldığı ve yukarıda emsalleri verilen şirketin mali yönden zor durumda olduğunu gösteren emarelerin tespiti halinde genel kurulu ,limited şirket ortaklıklarda ise ortaklar kurulunu durumdan haberdar etmekle yükümlüdür.Aksi takdirde şirketin iflasının istenmesine kadar gidebilecek hukuki sonuçlardan şirket ortakları veya paydaşları ile sorumludur.

Yönetim kurulunun veya limited şirketlerde ise müdürlerin yapmış oldukları incelemelere göre sermayenin 1/2?[1]sinden 1/3?[2]üne kadar olan azalmalar karşısında genel kurul veya ortaklar kurulu iki şekilde karar verebilir;

1- Azalan sermaye nispetinde sermaye artırımına gidilebilir veya
2- Mevcut sermaye ile yetinilmeye ve faaliyetin bu olanaklarla devam ettirilmesine karar verilebilir.

Yukarıda sayılan kararlardan hiçbirinin alınmaması durumunda şirket feshedilmiş sayılacaktır. Dolayısıyla sermayedeki azalma ile şirket sermayesi 1/3?ün altına düşmüşse ve şirketin borçlarını ödemekten aciz hale geldiğini gösteren emareler varsa, yönetim kurulu veya ortaklar kurulu aktiflerin satış fiyatlarını esas almak suretiyle bir ara bilançosu düzenleyerek durumu değerlendirip iki seçenekten birine karar verecektir. Birincisi sermayeyi arttırmak üzere genel kurulu toplantıya çağırmak, ve TTK. Md. 324?ün asgari ölçüleri üzerine çıkmak için ortakları veya paydaşları azalan sermayeyi karşılamak için ön ödemede bulunmalarını istemek (zarar telafi fonu veya zarar mahsubu), ikinci seçenek ise, durumu mahkemeye bildirmek olacaktır. İlgili mahkeme, şirketin mali durumunun düzelip düzelmeyeceğine göre şirketin iflasına karar verecek veya iflas halinin mevcudiyetine rağmen iflas kararını tehir edebilecektir.

Genel kurulun alacağı karara göre sermaye arttırımına karar verilirse,Türk Ticaret Kanununun 324. maddesi ile sermaye artırımı arasında yakın ilişki münasebetiyle,sermaye tamamlanmadan veya indirilmeden artırılamaz.İlgili maddede geçen ?bu sermayenin tamamlanması? ibaresi ile esas sermayenin azaltılıp aynı tutarda arttırılması veya bilanço zararının kapatılması kastedilmektedir.[3]

Buna karşın genel kurulun alacağı karar mevcut sermaye ile yetinilip faaliyete devam edilmesi yönünde olur ise geçici vergi dönemleri itibariyle şirketin mali durumunun çıkarılacak bilançoya gözden geçirilmesi yöneticilerin yükümlülüklerinden kurtulmaları açısında faydalı olacaktır.

Alınan Karara İstinaden Paydaşlarca Yapılacak Ödemelerin Muhasebeleştirilmesi

Genel kurulun veya ortaklar kurulunun kararı sonrasında paydaşlarca zararın tümünün veya bir kısmının karşılanması üzere yapılacak ödemeler iki şekilde muhasebeleştirilebilecektir;

a) Birinci şekil(Zarar Mahsubu Uygulaması);
____________________________ / _________________________
131 Ortaklardan alacaklar XXX
580 Geç.Yıllar Zararı XXX
____________________________ / _________________________

Ödeme yapılınca da aşağıdaki şekilde muhasebeleştirilecektir.
____________________________ / _________________________
102 Bankalar XXX
131 Ortaklardan alacaklar XXX
____________________________ / _________________________

a) İkinci şekil (Zarar Telafi Fonu Uygulaması);

Azalan sermaye, şirketin ileriki dönemlerde elde edeceği karlardan karşılanmak üzere paydaşlarca koyulan bir fon (zarar telafi fonu) vasıtasıyla telafi edilir.

____________________________ / _________________________

131 Ortaklardan alacaklar XXX
529 Diğer Sermaye Yedekleri XXX
____________________________ / _________________________

Ödeme yapılınca da aşağıdaki şekilde muhasebeleştirilecektir.
____________________________ / _________________________
102 Bankalar XXX
131 Ortaklardan alacaklar XXX

____________________________ / _________________________

Sonuç:

Türk Ticaret Kanununun 324. maddesine göre azalan sermaye yukarıda belirttiğimiz iki şekilde telafi edilebilir.Birinci yöntem zararın paydaşlar tarafından karşılanması olup diğer yöntem paydaşların şirkete zararın telafisi amacıyla bir fon (zarar telafi fonu) koymalarıdır.İkinci yöntem olan zarar telafi fonu yöntemi uygulamada en çok karşılaşılan yöntem olup ileriki dönemlerde ilgili fonun sermayeye eklenmesi mümkündür.Ticaret hukuku açısında koyulan bu fonun ?sermaye benzeri? olması sebebiyle VUK?un Mük.298. maddesi hükümlerine istinaden enflasyon düzeltmesinin yapılması gerektiği dönemlerde bu fonun enflasyon düzeltmesine tabi tutulması mümkündür.Bunun yanında sermaye artırımları aşamasında Rekabet Kuruluna ödenmesi gereken ve arttırılan sermayenin onbinde 4?ü oranındaki fon payının, ortaklar tarafından fonun oluşturulması aşamasında ödenmesi söz konusu değildir ancak bu fonun sermayeye eklenmesi durumunda ilgili fon payının ödenmesi gerekmektedir.Mevcut yeni örtülü sermaye hükümleri ve Türk Parasını Koruma Kanunu gereği ,paydaşların zarar telafi fonu adı altında şirkete fon koymaları durumunda bu durumu belgelendirmek amacıyla para transferine aracılık eden banka tarafından gelen paraya ilişkin düzenlenecek dekont üzerine açıklama olarak ?Tamamlama Akçesi? veya ?Zarar Telafi Fonu? şeklinde bir şerh düşülmesinin faydalı olacağı düşüncesindeyiz.Bunun yanında şirketin mali durumunun iyileşmesi ve zarar telafi fonun işlevini yerine getirmesi durumunda zarar telafi fonunun ortaklara geri ödenmesi mümkündür.Gönderilecek miktar, fonun geldiği tarihteki kayıtlara alınan YTL miktarından fazla olamayacaktır.Zarar telafi fonunun geri gönderilmesi ile ilgili olarak farklı iki görüş olmasına karşılık biz bu fonun geri gönderilmesinin GVK ve KVK kapsamında şirketten bir çekiş olarak değerlendirilip vergiye tabi tutulmaması gerektiğini düşünüyoruz.


ferhat
Kaynak:Arman Gezer (SMMM)


Yönetim kurulunun veya limited şirketlerde ise müdürlerin yapmış oldukları incelemelere göre sermayenin 1/2?[1]sinden 1/3?[2]üne kadar olan azalmalar karşısında genel kurul veya ortaklar kurulu iki şekilde karar verebilir;

1- Azalan sermaye nispetinde sermaye artırımına gidilebilir veya
2- Mevcut sermaye ile yetinilmeye ve faaliyetin bu olanaklarla devam ettirilmesine karar verilebilir.

Yukarıda sayılan kararlardan hiçbirinin alınmaması durumunda şirket feshedilmiş sayılacaktır. Dolayısıyla sermayedeki azalma ile şirket sermayesi 1/3?ün altına düşmüşse ve şirketin borçlarını ödemekten aciz hale geldiğini gösteren emareler varsa, yönetim kurulu veya ortaklar kurulu aktiflerin satış fiyatlarını esas almak suretiyle bir ara bilançosu düzenleyerek durumu değerlendirip iki seçenekten birine karar verecektir. Birincisi sermayeyi arttırmak üzere genel kurulu toplantıya çağırmak, ve TTK. Md. 324?ün asgari ölçüleri üzerine çıkmak için ortakları veya paydaşları azalan sermayeyi karşılamak için ön ödemede bulunmalarını istemek (zarar telafi fonu veya zarar mahsubu), ikinci seçenek ise, durumu mahkemeye bildirmek olacaktır. İlgili mahkeme, şirketin mali durumunun düzelip düzelmeyeceğine göre şirketin iflasına karar verecek veya iflas halinin mevcudiyetine rağmen iflas kararını tehir edebilecektir.

Genel kurulun alacağı karara göre sermaye arttırımına karar verilirse,Türk Ticaret Kanununun 324. maddesi ile sermaye artırımı arasında yakın ilişki münasebetiyle,sermaye tamamlanmadan veya indirilmeden artırılamaz.İlgili maddede geçen ?bu sermayenin tamamlanması? ibaresi ile esas sermayenin azaltılıp aynı tutarda arttırılması veya bilanço zararının kapatılması kastedilmektedir.[3]

Buna karşın genel kurulun alacağı karar mevcut sermaye ile yetinilip faaliyete devam edilmesi yönünde olur ise geçici vergi dönemleri itibariyle şirketin mali durumunun çıkarılacak bilançoya gözden geçirilmesi yöneticilerin yükümlülüklerinden kurtulmaları açısında faydalı olacaktır.

Alınan Karara İstinaden Paydaşlarca Yapılacak Ödemelerin Muhasebeleştirilmesi

Genel kurulun veya ortaklar kurulunun kararı sonrasında paydaşlarca zararın tümünün veya bir kısmının karşılanması üzere yapılacak ödemeler iki şekilde muhasebeleştirilebilecektir;

a) Birinci şekil(Zarar Mahsubu Uygulaması);
____________________________ / _________________________
131 Ortaklardan alacaklar XXX
580 Geç.Yıllar Zararı XXX
____________________________ / _________________________

Ödeme yapılınca da aşağıdaki şekilde muhasebeleştirilecektir.
____________________________ / _________________________
102 Bankalar XXX
131 Ortaklardan alacaklar XXX
____________________________ / _________________________

a) İkinci şekil (Zarar Telafi Fonu Uygulaması);

Azalan sermaye, şirketin ileriki dönemlerde elde edeceği karlardan karşılanmak üzere paydaşlarca koyulan bir fon (zarar telafi fonu) vasıtasıyla telafi edilir.

____________________________ / _________________________

131 Ortaklardan alacaklar XXX
529 Diğer Sermaye Yedekleri XXX
____________________________ / _________________________

Ödeme yapılınca da aşağıdaki şekilde muhasebeleştirilecektir.
____________________________ / _________________________
102 Bankalar XXX
131 Ortaklardan alacaklar XXX

____________________________ / _________________________

Sonuç:

Türk Ticaret Kanununun 324. maddesine göre azalan sermaye yukarıda belirttiğimiz iki şekilde telafi edilebilir.Birinci yöntem zararın paydaşlar tarafından karşılanması olup diğer yöntem paydaşların şirkete zararın telafisi amacıyla bir fon (zarar telafi fonu) koymalarıdır.İkinci yöntem olan zarar telafi fonu yöntemi uygulamada en çok karşılaşılan yöntem olup ileriki dönemlerde ilgili fonun sermayeye eklenmesi mümkündür.Ticaret hukuku açısında koyulan bu fonun ?sermaye benzeri? olması sebebiyle VUK?un Mük.298. maddesi hükümlerine istinaden enflasyon düzeltmesinin yapılması gerektiği dönemlerde bu fonun enflasyon düzeltmesine tabi tutulması mümkündür.Bunun yanında sermaye artırımları aşamasında Rekabet Kuruluna ödenmesi gereken ve arttırılan sermayenin onbinde 4?ü oranındaki fon payının, ortaklar tarafından fonun oluşturulması aşamasında ödenmesi söz konusu değildir ancak bu fonun sermayeye eklenmesi durumunda ilgili fon payının ödenmesi gerekmektedir.Mevcut yeni örtülü sermaye hükümleri ve Türk Parasını Koruma Kanunu gereği ,paydaşların zarar telafi fonu adı altında şirkete fon koymaları durumunda bu durumu belgelendirmek amacıyla para transferine aracılık eden banka tarafından gelen paraya ilişkin düzenlenecek dekont üzerine açıklama olarak ?Tamamlama Akçesi? veya ?Zarar Telafi Fonu? şeklinde bir şerh düşülmesinin faydalı olacağı düşüncesindeyiz.Bunun yanında şirketin mali durumunun iyileşmesi ve zarar telafi fonun işlevini yerine getirmesi durumunda zarar telafi fonunun ortaklara geri ödenmesi mümkündür.Gönderilecek miktar, fonun geldiği tarihteki kayıtlara alınan YTL miktarından fazla olamayacaktır.Zarar telafi fonunun geri gönderilmesi ile ilgili olarak farklı iki görüş olmasına karşılık biz bu fonun geri gönderilmesinin GVK ve KVK kapsamında şirketten bir çekiş olarak değerlendirilip vergiye tabi tutulmaması gerektiğini düşünüyoruz.


ferhat
Kaynak:Arman Gezer (SMMM)
 
Ynt: Şirketlerde Teknik İflas Durumu , Zarar Telafi Fonu Uygulaması ve Muhasebesi

Yönetim kurulunun veya limited şirketlerde ise müdürlerin yapmış oldukları incelemelere göre sermayenin 1/2?[1]sinden 1/3?[2]üne kadar olan azalmalar karşısında genel kurul veya ortaklar kurulu iki şekilde karar verebilir;

1- Azalan sermaye nispetinde sermaye artırımına gidilebilir veya
2- Mevcut sermaye ile yetinilmeye ve faaliyetin bu olanaklarla devam ettirilmesine karar verilebilir.

Yukarıda sayılan kararlardan hiçbirinin alınmaması durumunda şirket feshedilmiş sayılacaktır. Dolayısıyla sermayedeki azalma ile şirket sermayesi 1/3?ün altına düşmüşse ve şirketin borçlarını ödemekten aciz hale geldiğini gösteren emareler varsa, yönetim kurulu veya ortaklar kurulu aktiflerin satış fiyatlarını esas almak suretiyle bir ara bilançosu düzenleyerek durumu değerlendirip iki seçenekten birine karar verecektir. Birincisi sermayeyi arttırmak üzere genel kurulu toplantıya çağırmak, ve TTK. Md. 324?ün asgari ölçüleri üzerine çıkmak için ortakları veya paydaşları azalan sermayeyi karşılamak için ön ödemede bulunmalarını istemek (zarar telafi fonu veya zarar mahsubu), ikinci seçenek ise, durumu mahkemeye bildirmek olacaktır. İlgili mahkeme, şirketin mali durumunun düzelip düzelmeyeceğine göre şirketin iflasına karar verecek veya iflas halinin mevcudiyetine rağmen iflas kararını tehir edebilecektir.

Genel kurulun alacağı karara göre sermaye arttırımına karar verilirse,Türk Ticaret Kanununun 324. maddesi ile sermaye artırımı arasında yakın ilişki münasebetiyle,sermaye tamamlanmadan veya indirilmeden artırılamaz.İlgili maddede geçen ?bu sermayenin tamamlanması? ibaresi ile esas sermayenin azaltılıp aynı tutarda arttırılması veya bilanço zararının kapatılması kastedilmektedir.[3]

Buna karşın genel kurulun alacağı karar mevcut sermaye ile yetinilip faaliyete devam edilmesi yönünde olur ise geçici vergi dönemleri itibariyle şirketin mali durumunun çıkarılacak bilançoya gözden geçirilmesi yöneticilerin yükümlülüklerinden kurtulmaları açısında faydalı olacaktır.

Alınan Karara İstinaden Paydaşlarca Yapılacak Ödemelerin Muhasebeleştirilmesi

Genel kurulun veya ortaklar kurulunun kararı sonrasında paydaşlarca zararın tümünün veya bir kısmının karşılanması üzere yapılacak ödemeler iki şekilde muhasebeleştirilebilecektir;

a) Birinci şekil(Zarar Mahsubu Uygulaması);
____________________________ / _________________________
131 Ortaklardan alacaklar XXX
580 Geç.Yıllar Zararı XXX
____________________________ / _________________________

Ödeme yapılınca da aşağıdaki şekilde muhasebeleştirilecektir.
____________________________ / _________________________
102 Bankalar XXX
131 Ortaklardan alacaklar XXX
____________________________ / _________________________

a) İkinci şekil (Zarar Telafi Fonu Uygulaması);

Azalan sermaye, şirketin ileriki dönemlerde elde edeceği karlardan karşılanmak üzere paydaşlarca koyulan bir fon (zarar telafi fonu) vasıtasıyla telafi edilir.

____________________________ / _________________________

131 Ortaklardan alacaklar XXX
529 Diğer Sermaye Yedekleri XXX
____________________________ / _________________________

Ödeme yapılınca da aşağıdaki şekilde muhasebeleştirilecektir.
____________________________ / _________________________
102 Bankalar XXX
131 Ortaklardan alacaklar XXX

____________________________ / _________________________

Sonuç:

Türk Ticaret Kanununun 324. maddesine göre azalan sermaye yukarıda belirttiğimiz iki şekilde telafi edilebilir.Birinci yöntem zararın paydaşlar tarafından karşılanması olup diğer yöntem paydaşların şirkete zararın telafisi amacıyla bir fon (zarar telafi fonu) koymalarıdır.İkinci yöntem olan zarar telafi fonu yöntemi uygulamada en çok karşılaşılan yöntem olup ileriki dönemlerde ilgili fonun sermayeye eklenmesi mümkündür.Ticaret hukuku açısında koyulan bu fonun ?sermaye benzeri? olması sebebiyle VUK?un Mük.298. maddesi hükümlerine istinaden enflasyon düzeltmesinin yapılması gerektiği dönemlerde bu fonun enflasyon düzeltmesine tabi tutulması mümkündür.Bunun yanında sermaye artırımları aşamasında Rekabet Kuruluna ödenmesi gereken ve arttırılan sermayenin onbinde 4?ü oranındaki fon payının, ortaklar tarafından fonun oluşturulması aşamasında ödenmesi söz konusu değildir ancak bu fonun sermayeye eklenmesi durumunda ilgili fon payının ödenmesi gerekmektedir.Mevcut yeni örtülü sermaye hükümleri ve Türk Parasını Koruma Kanunu gereği ,paydaşların zarar telafi fonu adı altında şirkete fon koymaları durumunda bu durumu belgelendirmek amacıyla para transferine aracılık eden banka tarafından gelen paraya ilişkin düzenlenecek dekont üzerine açıklama olarak ?Tamamlama Akçesi? veya ?Zarar Telafi Fonu? şeklinde bir şerh düşülmesinin faydalı olacağı düşüncesindeyiz.Bunun yanında şirketin mali durumunun iyileşmesi ve zarar telafi fonun işlevini yerine getirmesi durumunda zarar telafi fonunun ortaklara geri ödenmesi mümkündür.Gönderilecek miktar, fonun geldiği tarihteki kayıtlara alınan YTL miktarından fazla olamayacaktır.Zarar telafi fonunun geri gönderilmesi ile ilgili olarak farklı iki görüş olmasına karşılık biz bu fonun geri gönderilmesinin GVK ve KVK kapsamında şirketten bir çekiş olarak değerlendirilip vergiye tabi tutulmaması gerektiğini düşünüyoruz.
 
Üst