Ynt: Temmuz 2008 SMMM Yeterlilik Sınavına Dair...
ekşi sözlük ten Dr. Öztin Akgüç yorumları:
*kahverengi bir elbisesi olan ve bunu iş tulumu şeklinde kullandığından şüphelendiğim, küçük bir casio dört işlem hesap makinesi ve beyni ile hayatını kazanan, torunlarını çocuk parkına götüren bir dede görünümlü finansman devi. hocanın yüzü gözlük bıyık maskelerine benzer. ufak tefek bir adamdır. genelde salonun tavanına bakarak ve dört adım ileri dört adım geri tekniği ile ders anlatır. sınıfta dersle ilgilenenleri hemen yakalar ve dersi onlarla görür. ilgilenmeyenlere ise hiçbir şekilde değer vermez ve onları dahil etme çabası içine girmez. eğer konsantre olursanız çok şey öğrenirsiniz ondan ama ilginiz kaybolduysa mıy mıy ders anlatışı dersten daha çok kopmanıza sebep olur. akademik namus sahibi bir hocadır ve sınavları çok ama çok zor olur ve ondan not almak çok ama çok zordur. sınavlarında genelde ders notları açık olur çünkü özellikle mali analizde yorum sorar ve klasik yorumlara not vermez. acımadan adam bırakır yalvarmalara ise karnı tok bir hocadır. sümerbank genel müdürlüğü ve çeşitli bankalarda yönetim kurulu üyeliği ve danışmanlık yaptığı için ensesi kalındır ancak çalışkan bir adamdır ve mütevazıdır. siyasal fikirlerinde son derece tutucu olduğu da bu satırların yazarı tarafından bizzat görülmüştür. finans konusunda epeyce bir külliyatı tek başına yazmış olan hoca, en çok referans alan insanlardan biridir. bunun yanında deniz gökçe arman kırım benzeri gündemdeki ekonomist akademisyenlerin de hoca odaya girdiği zaman ayağa kalkıp önlerini iliklemeleri mutlak saygın kişiliğinin bir belirtisidir.
*gerçekten de çok iyi ders anlatan adamlardan biridir. alanında türkiye'nin en saygı duyulan ve aranan uzmanlarındandır; bir kaç bankada yönetim kurulu üyeliği ya da danışmanlık yapardı, hala yapıyor mu bilmiyorum. bütün bunların üzerine gerçekten çok mütevazı bir adamdır; o günlerde bir bankadan diğerine giderken karaköy'den levent belediye otobüsüne bindiğini görebilirdiniz. sanki hep aynı kahverengi takım elbiseyi ve kazağı giyer, karşısındaki kim olursa olsun kibar davranmayı bilen insanlardan biridir.
*etrafındakileri incitmekten korkarmış gibi usul usul bir ders anlatma stili vardır. sanki gizliden "öğrenmeye niyetiniz varsa dinleyin, yoksa beni hiç ilgilendirmiyorsunuz" tavrı takınır. her haliyle, gösterişten uzak bir adamdır. bu tavrını çözüp kulak kabartıp anlattıklarını dinleyenler öğrenir ve başarılı olur, ne diyor bu adam duymuyorum bile diyenler sürünür. mali tablolar analizinde duayendir.
*çok şey bilmeyin aksine az şey bilin ama bildiğinizi iyi bilin adam gibi bilin diyen hoca, hocam, hocaların hocası, muhterem insan.
*iki sene boyunca derslerine girdiğim finans hocası.rivayete göre türkiye'deki akademik ünvan sistemini protesto ettiğinden doçentlik moçentlik peşinde koşmayıp dr. olarak kalmıştır. lise son'daki matematik hocamla beraber, bana bi dersi / konuyu sevdirerek muhtemelen hayatımın akışını değiştiren bi kaç kişiden biridir. mırıl mırıl sadece ön sıralara anlattığı dersi basitleştirerek, temel kavramlarıyla öğretivermesi sayesinde transkriptimde notu ikiden yüksek olan dersler, sadece finans grubu dersleri olmuştur. halen cumhuriyet'in ekonomi sayfasında yazar. allah uzun ömürler versin.
*eğitim hayatımda karşılaştığım sayısız eğitmen arasında hala aklımda kalan hemen hemen her şeyi öğretmiş, müthiş dürüst, açık sözlü, ne dediğini bilen ve niyeti olana bildiklerini öğretebilen tek hocam. üniversitelerde ve hatta tüm hayatımızda olup bitenlerin ötesinde, bağımsız bir doğruluk ve bilgelik adası.
*ne yazık ki sadece kitaplarından tanıyabildiğim değerli yazar. mali tablolar analizi mutlaka her mali analistin başucunda durmakta gece fırlayıp sayfaları karıştırılmaktadır.
* Hocanın nefis bir yazısından ufak bir kısım ;
bir ülkede dalalet ve gaflet içerisinde politikacılar olabilir, satılık kiralık kalemler bulunabilir, gözünü mevki hırsı bürümüş, ödün vererek bir yerlere gelme çabasında olan yeteneksiz, liyakatsız bürokratlar köşe başlarını tutmuş olabilir, yabacılarla işbirliği yaparak, onların sözcülüğüne soyunmuş iş adamları da gözlemlenebilir.bunlar doğal ve olağan da karşılanabilir.olağan olmayan, tehlike arzeden, tehlikeli olan, toplumun gaflet, delalet en azından kayıtsızlık içerisinde olmasıdır.bir toplum mezarını kazıcılara şak şak tutmaz, onlara yardımcı olmaz, çevresinde dönen oyunlara bigane kalamaz.aymazlığın da bir sınırı olmalıdır, aymazlık sağduyuyu kirletmemelidir.eğitim yetersiz olabilir, dezenformasyon yaygın olabilir, lakin bir toplum sağduyusunu, bağımsız, hür yaşama, varlığını koruma içgüdüsünü yitirmemelidir.etrafındaki bu kadar olaya karşı uyanmayan, aymayan, geleceğini görmeyen bir toplum, bölünmeye de, yoksulluğa da, bağımsızlığını yitirmeye de müstehaktır.belayı hak etmektedir.?