2011/1 Hukuk Ders Notu

fc64

Katkı Sunan Üye
Üyelik
26 Şub 2010
Mesajlar
117
GENEL OLARAK HUKUK

1)Hukukun yazılı kaynaklarını aralarındaki hiyerarşik ilişkiye göre sayınız ve açıklayınız. (3.12.00 - 2.2.02)Hukukun kaynakları kavramını bir cümle ile tanımlayın ve hukukun yazılı kaynaklarını sadece sayın.(12.3.05 - 4.3.06)Hukukun kaynakları kavramını tanımlayın, yazılı kaynakları sayın ve kaynaklar arasındaki hiyerarşi kuralını açıklayın.(07.07.07)

CEVAP :
Hukuk kurallarının büründüğü biçimlere hukukun kaynakları denir.(Şekli anlamda kaynak)
Hukukun yazılı kaynakları aralarındaki hiyerarşiye göre; Anayasa, Kanun, Kanun hükmünde kararname, Tüzük ve Yönetmelik şeklinde sıralanır.

Kaynaklar arasındaki hiyerarşi : Yazılı kaynaklar arasında bir sıralama sözkonusudur.Bu sıralama Anayasa, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük ve yönetmelik şeklindedir. Bu sıralamanın anlamı, hiçbir kural kendinden üstte bulunan kurala aykırı olamaz.Yani yasa Anayasaya, tüzük anayasa ve yasaya, yönetmelik ise Anayasa, yasa ve tüzüğe aykırı olamaz.

Anayasa : Devletin temel yapısını, yönetim biçimini, devlet organlarının birbirleriyle ilişkilerini, temel hak ve özgürlükleri düzenleyen temel hukuk kaynağıdır.Şu an yürürlükte olan 1982 Anayasasıdır.Anayasa değişikliği için meclis üye sayısının 1/3?ünün yazılı talebi gereklidir. Kabul için gizli oylama yapılır ve 3/5 çoğunluk tarafından kabul edilmesi gerekir.Anayasaya uygunluk denetimi Anayasa Mah. tarafından yapılır.İptal davası veya itiraz yoluyla.

Kanun : Anayasanın yetkili kıldığı organ tarafından (TBMM) yazılı olarak ve bu ad altında çıkarılan genel, sürekli ve soyut hukuk kurallarıdır.Meclisin kabul ettiği kanunları Cumhurbaşkanı uygun görmezse Meclise geri gönderir.Meclis kanunu aynen kabul ederek yeniden Cumhurbaşkanına gönderirse artık bu kanun 15 gün içinde yayınlanmak zorundadır.Kanunun yürürlük tarihi kanun metninde belirtilmemişse Resmi Gazetede yayınlandıktan 45 gün sonra yürürlüğe girer.

Kanun Hükmünde Kararname : Olağan dönemlerde Meclisin Bakanlar Kuruluna yetki vermesiyle Bakanlar Kurulu tarafından çıkartılır.Resmi gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer ve aynı gün Meclise sunulur.Meclise sunulmaz veya sunulup da reddedilirse yürürlükten kalkar. Olağanüstü dönemlerde Meclisin yetki kanununa gerek duyulmaksızın, Cumhurbaşkanlığının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu K.H.K. çıkarılabilir.

Tüzük : Bakanlar Kurulunun, kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak ve Danıştay?ın incelemesinden geçirilmek şartıyla çıkardığı hukuk kurallarıdır.

Yönetmelik : Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla çıkardıkları hukuk kurallarıdır.

2)Hukukun uygulanması dediğimiz zaman hangi bakımlardan uygulanmasından sözediyor olabiliriz, sayınız.Hukukun anlam bakımından uygulanmasında Yorum?u açıklayınız, kaç türlü yorum vardır sayınız. (5.7.03 ?18.11.06)

CEVAP :
1) Nitelik bakımından (a-Emredici H.kur., b-Tamamlayıcı H.kur.,c-Tanımlayıcı H.kur., d-Yorumlayıcı H.kur.)
2) Yer bakımından uygulanması
3) Zaman bakımından uygulanması
4) Anlam bakımından uygulanması

Yorum : Yargıcın kanun maddesini somut olaya uygularken, maddenin sadece sözünü değil, özünü de dikkate alarak kanun maddesinin gerçek anlam ve kapsamının belirlenmesine yorum denir.M.K. 1.md.de ?Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği tüm konularda uygulanır? denir.Örn.B.K. 18.md.de sözleşmede irade beyanlarının yorumunda tarafların gerçek ve ortak amaçları araştırılmalıdır demektedir.Üç türlü yorum vardır:
a-Deyimsel (Sözel) yorum, b-Tarihsel yorum, c-Amaçsal yorum

3)Tüzüğü tanımlayınız : (1.10.00)
CEVAP : Bakanlar Kurulu tarafından kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak ve Danıştayın incelemesinden geçirilmek şartıyla çıkarılan hukuk kuralına tüzük denir.

HAKLAR
1)Mutlak hak, nisbi hak kavramını açıkla, farklarını belirt. (2.7.00)

CEVAP : Mutlak hak : Sahibi tarafından herkese karşı ileri sürülebilen haklardır.Örn.Mülkiyet hakkı.İkiye ayrılır : a-Mallar üzerindeki mutlak haklar, b-Kişiler üzerindeki mutlak haklar.
Nisbi hak: Sahibi tarafından belirli süreler içersinde belirli kişilere karşı ileri sürülebilen haklardır.Örn.Kiracılık hakkı, alacak hakkı.
Farkları : 1)Mutlak hak herkese karşı ileri sürülür, nisbi hak ise belirli kişilere karşı ileri sürülür.
2)Mutlak hak belirli bir süreye bağlı değildir, nisbi hak belirli bir süreye bağlıdır.
 
Ynt: 2011/1 Hukuk Ders Notu

2)Hakkın kötüye kullanıldığı (dürüstlük kuralına aykırı hareket edildiği) hangi unsurların varlığı halinde anlaşılır. (9.11.02 ? 16.7.05)
Cevap :
a) Hak sahibinin hakkın kullanılmasında haklı bir yararı bulunmamalı.
b) Hakkın kullanılması başkasına zarar vermeli veya zarar tehdidi yaratmalı.
c) Hakkın kullanılmasının hak sahibine verdiği yarar ile başkasına verdiği zarar arasında aşırı dengesizlik bulunmalı.
d) Hakkın kötüye kullanılmasını yasaklayan özel bir hüküm bulunmamalı.

3)Hak kavramını bir cümle ile tanımlayın ve hakkın türlerini sadece sayın. (22.11.03 ? 19.07.08)
Cevap : Hukuken korunan ve sahibine (veya temsilcisine) bu korumadan yararlanma yetkisi tanıyan menfaate hak denir.Hak sahibi sadece gerçek veya tüzel kişilerdir.Hayvanlar ve eşyalar hak sahibi olamaz.
a )Kamu hakları b )Özel haklar (Medeni haklar)
=Nitelik bakımından: Mutlak hak-Nisbi hak
=Konu bakımından : Malvarlığı hak.-Şahısvarlığı hak.
=Hukuki etki ? : Yenilik doğuran hak-Alelade hak.
=Devir bakımından : Kişiye bağlı hak.-Bağlı olmayan

4)Subjektif iyiniyet kavramını tanımlayın ve unsurlarını sayın. (27.11.04 ? 8.7.06)
Cevap : Kişinin bir hakkın kazanılmasına engel olan bir eksikliği bilmemesi veya gerekli tüm dikkat ve özeni gösterse dahi bilebilecek durumda olmaması hali.
Unsurları :
1) Hakkın kazanılmasına engel olan bir eksiklik olmalı,
2) 2)Kişi bu engeli bilmemeli veya bilebilecek durumda olmamalı,
3) 3)Kanun, hakkın kazanılması için iyiniyeti aramış olmalı.

5)Def?i tanımlayınız. (17.9.00 ? 30.6.01)
Cevap : Gerek davanın dayandığı olaya, gerek borcun varlığına itiraz olunmamakla birlikte, Borçlunun başka bir olaya dayanarak borcunu yerine getirmemesine hak kazandıran itiraz.
Hak sahibi tarafından ileri sürülmeli.Hakim kendiliğinden dikkate alamaz.Örn.zamanaşımı def?i.

6)Sükna hakkı tanımlayın. (3.11.01)
Cevap : Bir evde oturmak veya onun bir kısmını işgal etmek hakkı.Şahsa bağlı bir haktır.Devredilemez, mirasçılara geçmez.

7)Hakkın kazanılması kavramını açıklayınız ve hakkın kazanılması yollarını Kısaca açıklayınız.(29.3.08)
Cevap:Kişinin bir hakkın sahibi konumuna gelmesine, kişiyle hak arasında bir bağlantı kurulmasına hakkın kazanılması denir.Hakların kazanılması bir hukuki olay, hukuki fiil veya hukuki işlem sonucunda gerçekleşir.
Haklar üç yolla kazanılır;
a) Aslen kazanma : Hak kazanan, hakkın ilk sahibi olarak doğrudan doğruya hakkı kazanmaktadır.Hakkın daha önce bir sahibi yoktur.Örn.denizde avlanan balık üzerinde mülkiyet hakkı kazanılması.
b) Devren kazanma : Daha önce sahibi olan bir hakkın devren kazanılmasıdır. Bir kişi şey üzerindeki hakkını kaybederken diğer bir kişi bu şey üzerindeki hakkı kazanmaktadır.Örn. satım sözleşmesi ile bir mal üzerinde mülkiyet hakkının kazanılması.
Külli halefiyet (tümden geçiş) ve cüz?i halefiyet (tekden geçiş) şeklinde olur.
Külli halefiyetin tipik örneği mirastır.Miras bırakanın ölümüyle tüm malvarlığı (herhangi bir devir işlemine gerek olmaksızın) bir bütün olarak mirasçılara geçer.
Cüz?i halefiyette ise malvarlığı içindeki hak, tek olarak devir edilmektedir.Hakkın kazanılması için taşınırlarda teslim, taşınmazlarda tescil, alacaklarda temlik İşlemine gerek vardır.
c) Tesisen kazanma : Mevcut bir hakka dayanarak başka bir hakkın kurulmasıdır.Örneğin rehin hakkı mülkiyet hakkına dayanarak tesisen kurulmaktadır.

KİŞİLER HUKUKU
1)Kanuni ikametgah kavramını tanımlayınız.(17.9.00)
Cevap : Kişinin yerleşme niyeti gözönüne alınmaksızın, yasa tarafından ikametgah sayılan yerdir.
Örn.yurtdışında çalışan bir işçi, Türkiye?ye kesin dönüş yapmıştır ancak henüz yerleşeceği yeri belirlememiştir, geçici olarak oturduğu yer ikametgahı kabul edilir.Yine reşit olmamış çocuğun ana-babasının ikametgahı çocuğun ikametgahı sayılır.)

2)Fiil ehliyeti yönünden tüzel kişilerin durumunu açıklayınız. (2.7.00)
Cevap :Tüzel kişilerde gerçek kişiler gibi fiil ehliyetine sahiptir.Tüzel Kişiler iradelerini organları aracılığıyla açığa vurular.Organlar hukuki işlemleri ve fiilleriyle tüzel kişiyi hak sahibi yapar ve borç altına sokarlar.Tüzel kişinin fiil ehliyeti faaliyet alanı ve amacıyla sınırlıdır.Tüzel kişinin amacı dışında yapılan işlemler, ehliyet dışı işlemler sayılır ve tüzel kişiyi bağlamaz.Tüzel kişiler organlarının kusurundan kendileri sorumlu olur. Organın kusuru varsa zarar gören hem tüzel kişiye hem de organa başvurabilir.
 
Ynt: 2011/1 Hukuk Ders Notu

3)Sınırlı ehliyetsizler ile sınırlı ehliyetlilerin yaptıkları hukuki işlemleri geçerli olup olmamaları bakımından değerlendiriniz. (2.7.00)
Cevap : Sınırlı ehliyetliler tam ehliyet için gerekli üç koşula da sahiptirler.(Temyiz kudreti, rüşt, kısıtlı olmama)Ancak bazı işlemlerde yasal danışmanlarının iznini almaları gerekir.Bunların kendi başlarına yaptıkları hukuki işlemler genellikle geçerlidir.Ancak kanunda sayılmış bazı hukuki işlemleri (gayrimenkul alım satımı, kefalet, rehin tesisi v.s.) yasal danışmanlarının izniyle kendileri yapabilir.

Sınırlı ehliyetsizler, ayırt etme gücüne sahip ancak reşit olmayan veya kısıtlı olan kişilerdir. Bunların hukuki işlem ehliyeti, yapılan işlemin türüne göre üç grupda incelenebilir.
=Kendi başlarına yapabilecekleri işlemler: İvazsız (karşılıksız) kazandırma sağlayan işlemler.Örn.bağışlamanın kabulü, borçtan ibranın kabulü, kefalet alacaklısı olma v.b.Ayrıca şahsa sıkı surette bağlı haklarını kullanarak kendi başlarına hukuki işlem yapabilirler.Örn.evlenme işlemi.
=Yasak işlemler : Ne kendileri ne de yasal temsilcileri yapamaz.Örn. bağışlamada bulunamaz, kefil olamaz, vakıf kuramaz.
=Yasal temsilcinin yapabileceği veya yasal temsilcinin rızasıyla kendi başlarına yapabilecekleri işlemler : Bunlar, yasak işlemler ve sınırlı ehliyetsizin kendi başına yapabileceği işlemler dışında kalan hukuki işlemlerdir.Yasal temsilci işleme önceden onay vermişse ?izin?, sonradan onay vermişse ?icazet? sözkonusu olur.Yapılan hukuki işlem yasal temsilcinin onayına kadar askıda hükümsüzdür. Onay verilince geçerlilik kazanır.

4)Temyiz kudretini açıklayınız : (17.9.00)
Cevap : Makul surette davranma yeteneğidir.(Akla uygun şekilde davranma yeteneği)Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sarhoşluk v.b. nedenlerden dolayı, makul davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes temyiz kudretine sahip (mümeyyiz) kabul edilir.Fiil ehliyetinin en önemli koşuludur.Bu koşul yoksa diğerlerine bakılmadan tam ehliyetsizlik sözkonusu olur.

5)Kısıtlılık (hacir) halini açıklayınız : (7.4.01)
Cevap : Akıl hastalığı, akıl zayıflığı, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkum olma v.b. halinde kişinin ehliyeti kısıtlanır.Bu kişilere bir temsilci atanır ve medeni haklarını bu yasal temsilcileri marifetiyle kullanırlar.Kısıtlı olmama hali tam ehliyetli olmanın üç koşulundan biridir.

6)Medeni Kn.a göre tüzel kişileri yapıları ve tâbi oldukları hukuk kurallarına göre tasnifleyiniz ve açıklayınız. (2.2.02)
Cevap :
a) Yapılarına göre
=Kişi toplulukları (Dernek, şirket, sendika)
=Mal toplulukları (Vakıf)
b) Tâbi oldukları hukuk kuralına göre
=Kamu H. tüzel kişileri (a-Kamu idareleri, b-kamu kurumları)
=Özel H. Tüzel kişileri (a-Kazanç paylaşma amacı güden, b-Gütmeyen)

7)Medeni Kn.a göre hak ehliyeti kavramını açıklayın, temel ilkelerini yazın. (8.3.03 ? 22.11.03(sadece tanım) ? 17.3.07 (sadece tanım))
Cevap : Kişilerin haklara ve borçlara sahip olma yeteneğidir.Medeni haklara sahip olma yeteneği de denir.Hak ehliyeti kişi olmakla eş anlamlıdır.Pasif bir ehliyettir.İki temel ilke sözkonusudur. 1)Genellik ilkesi : Herkes hak ehliyetine sahiptir.2)Eşitlik ilkesi : Kanun çerçevesinde herkes hak elde etmede ve borç altına girmede eşittir.Kanunun yaş, cinsiyet, nesep, sağlık, şeref ve haysiyet, yabancılık nedeniyle getirdiği kısıtlamalar bu ilkeyi zedelemez.(Örn. evlenme yaşı)Hak ehliyeti bakımından eşitlik aynı zamanda kişiler arasındaki eşitliği ifade eder.

8)Gerçek kişilerde kişiliğin başlangıcını bir cümle ile tanımlayınız, kişiliği sona erdiren halleri sadece sayınız.(19.11.05)
Cevap : Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar.
Kişiliği sona erdiren haller : a-Ölüm, b-Ölüm karinesi, c-Gaiplik

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER
1)Borçlar Hukukuna göre alacaklının temerrüdünün şartları ve sonuçlarını yazın. (30.6.01)
Cevap : Alacaklının haklı bir neden olmaksızın borçlunun edimini reddetmesine alacaklının temerrüdü denir.
Şartları : a-İfa, borçlu tarafından alacaklıya usulüne uygun olarak teklif edilmiş olmalı, b-alacaklı bu teklifi haklı bir neden olmaksızın reddetmeli.
Sonuçları : a- Tevdi : Borcun konusu bir şeyin teslimi ise borçlu, tevdi ile borcundan kurtulabilir.Tevdi yoluyla borçtan kurtulma, ancak başkasına teslimi mümkün olan edimler için sözkonusu olabilir.(Ör.para, kıymetli evrak)Şeyin tevdi mahallini, ifa yerindeki mahkeme belirler. Ticari eşyalarda mahkemeye başvurmak gerekmez, ifa yerindeki ardiyeye tevdi yapılır.Borcun konusu tevdie elverişli değil veya bozulabilir nitelikteyse veya bakım ve saklanması çok masraflıysa, borçlu alacaklıya ihtarda bulunduktan sonra mahkeme izniyle malı açık artırma suretiyle sattırıp bedelini tevdi edebilir.
 
Ynt: 2011/1 Hukuk Ders Notu

b-Fesih : Borcun konusu teslim değilse borçlu sözleşmeyi feshedebilir.



2)Yenileme (tecdit) nedir, açıklayınız.(3.12.00)
Cevap : Mevcut bir borcun, yeni bir borç meydana getirilerek sona erdirilmesidir.Yenileme belli bir borca veya borç ilişkisinin tamamına ilişkin olabilir.Tecdit, borcun konusunun, sebebinin veya taraflarının değiştirilmesi şeklinde olabilir.Tecdit, tarafların anlaşmasıyla gerçekleştirilir.Şu koşullar aranır : a-Geçerli bir borcun varlığı, b-Yeni geçerli bir borcun meydana gelmesi,
c-Tarafların yenileme niyeti.
Yenileme ile eski borç sona ererek yeni bir borç doğar.Eski borca ilişkin rehin, kefalet gibi yan haklarda sona erer.Yeni borç, eski borçtan bağımsızdır.Yeni borç için rehin, kefalet gibi teminatların yeniden kurulması gerekir.(Örn.kira sözleşmesinin satım söz. ile yenilenmesi.)

3)Müteselsil borçluluk nedir, ne şekilde doğar ve hangi hallerde sona erer. (17.9.00)
Cevap : Borçlulardan herbirinin borcun tamamından sorumlu olduğu bir birlikte borçluluk şeklidir.Borçlulardan birinin borcu ifasıyla borç sona erer.İki şekilde doğar:
a-Kanun gereği, b-Sözleşmeden kaynaklanan
Ticari işlerde müteselsil borçluluk esastır.Alacaklı borçlular arasındaki teselsülün varlığını kanıtlamak zorundadır.Kanunda aksine hüküm olmadıkca veya taraflar aksini kararlaştırmadıkca müteselsil borçlulardan herbiri, borcun ödenmesinde, kendi içlerinde eşit paylarda sorumludur.Bu pay aşıldığında diğer müteselsil borçlulara rücu edebilirler.

4)Kusursuz imkansızlık nedir, açıklayın. (17.9.00)
Cevap :Geçerli olarak kurulmuş bir borç ilişkisinde edimin sonradan imkansız hale gelmesidir.Sözleşmenin yapıldığı anda borcun konusunda imkansızlık varsa kusursuz imkansızlık değil, borç ilişkisinin hükümsüzlüğü sözkonusudur.Kusursuz imkansızlıkda borcun ifasının cebri icra yoluyla elde edilemiyecek duruma gelmesi sözkonusu, borç ilişkisine devam mümkün değildir, borç sona erer.Ancak bu durumda borçlunun hiç kusuru olmamalıdır.İfa imkansızlığı borçlunun kusurundan kaynaklanmışsa borç sona ermez.Edimin yerini alacaklının zararını tazmin borcu alır.
5)Butlan?ı tanımlayınız. (1.10.00 ? 30.6.01)
Cevap : Belli bir sakatlık nedeniyle baştan itibaren kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayan ve geçerli hale getirilemeyen işlemlerdir.Kesin hükümsüzlük halidir.Başlıca butlan nedenleri : Ehliyetsizlik, şekle aykırılık, muvazaa, emredici hükümlere aykırılık, kamu düzenine ahlaka kişilik haklarına aykırılık, konunun imkansız olması.

6)Haksız fiil nedir, unsurlarını sayın ve açıklayın. (27.2.00) Haksız fiilin unsurlarını sayın, nedensellik bağını açıklayın. (29.6.02) Haksız fiili tanımlayınız,unsurlarını sayınız. (21.2.04)
Cevap : Bir kişinin hukuka aykırı bir davranışla, kasten veya ihmal sonucu
başka bir kişiye zarar vermesidir.
Unsurları :
a) Hukuka aykırı fiil : Zarara yol açan fiil hukuka aykırı olmalı.Ancak kamu erkinin yasal sınırlar içinde kullanımı, meşru müdafaa, ıztırar hali vb.de hukuka aykırılık sözkonusu olmaz.
b) Zarar : Haksız fiilden dolayı tazmin yükümlülüğünün doğması için bir zarar olmalı.Zarar maddi veya manevi olabilir.Maddi zarar malvarlığında sözkonusu olur.Manevi zarar kişilik haklarına saldırıda sözkonusu olur.Zarar gören zararın varlığını ispatlamak zorundadır.
c) Kusur : Hukuka aykırı sonucun istenmesi (kast) veya bu sonucu önlemek için gerekli iradenin gösterilmemesi (ihmal).Temyiz kudretine sahip kişi haksız fiil ehliyetine de sahiptir, zarardan sorumludur.Temyiz kudreti yoksa haksız fiil ehliyeti de yoktur.(Ancak hakkaniyet sorumluluğu hariç)Ayrıca kişi kendi eylemi sonucu temyiz kudretinden yoksun kalmışsa yine sorumlu olur.Kusurun ispatı zarar görene aittir.Müterafik kusurun sözkonusu olması hali tazminatın takdirinde dikkate alınır.
d) İlliyet bağı : Haksız fiil dolayısıyla tazmin borcunun doğabilmesi için haksız fiil ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması yani zararın bu fiilde dolayı meydana gelmesi gerekir. Burada uygun illiyet bağı teorisi uygulanır.Bu da, haksız fiilin hayatın olağan akışına ve normal hayat tecrübelerine göre zararı doğurmasına elverişli olması demektir.

7)Takas nedir, şartları ve hükümleriyle açıklayınız. (2.7.00)
Cevap : İki kişi arasında aynı cinsten karşılıklı borçların, taraflardan birinin tek taraflı beyanıyla sona erdirilmesidir.Böylece iki kere ifanın masraf ve külfetine katlanmadan her iki tarafta borcunu ifa, alacağını tahsil etmiş olur.
Şartları :
a) Taraflar birbirlerinden alacaklı olmalı.Yani karşılıklı borçluluk olmalı
b) Alacakların konusu aynı cinsten olmalı.Takasa en uygun alacaklar para alacaklarıdır.
c) Borçların muaccel olması gerek.Ancak takas beyanında bulunanın alacağının muaccel, karşı tarafın alacağının ise ifa edilebilir olması da yeterlidir.
d) )Takastan feragat edilmemiş olmalı.
 
Ynt: 2011/1 Hukuk Ders Notu

Hükümleri : Takas, şartları doğduktan sonra yapılan takas beyanıyla gerçekleşir.Takas beyanı, bir yenilik doğuran
işlemdir ve karşı tarafa varması yeterlidir.Borç ödendikten sonra takas beyanı olmaz Takasla, az olan borç oranında
borçlar sona erer.Takas işlemi geçmişe etkilidir. Borçların sona ermesinin sonuçları da bu tarihe göre belirlenir.Faiz
getiren bir borç takas edilmişse, faiz işlemesi borcun sona erdiği kabul edilen tarihte durur.
8)Sebepsiz zenginleşmeyi tanımlayınız. (1.10.00) Sebepsiz zenginleşmeyi tanımlayın ve iade borcunun doğabilmesi ve dava açılabilmesi için hangi unsurların varlığı gerekir,yazın(8.3.03) Sebepsiz zenginleşmeyi tanımlayın ve unsurlarını yazın(27.11.04)
Cevap : Bir kişinin mal varlığında haklı bir sebep olmaksızın, bir diğer kişinin malvarlığı aleyhine meydana gelen çoğalmadır.
Unsurları :
a) Zenginleşme : Bir kişinin malvarlığında artış olmalı.
b) Fakirleşme : Bir başkasının malvarlığında azalma olmalı.
c) Nedensellik bağı : Bir kimsenin malvarlığındaki zenginleşme diğer bir kimsenin malvarlığındaki fakirleşmeden kaynaklanmalı.
d) Haklı bir sebep olmamalı : Hukuki sebep geçersizse, gerçekleşmemişse, ortadan kalkmışsa veya borç olmayan şey ödenmişse haklı sebep yoktur.

9)Alacağın temliki kavramını ve geçerlik şartlarını açıklayınız. (17.12.00)
Alacağın temliki kavramını bir cümle ile tanımlayınız.(22.11.03 - 17.3.07)
Cevap : Alacağı devredenle, alacağı devralan arasında yapılan bir sözleşme ile (Temlik sözleşmesi) alacağın, alacağı devralana geçirilmesidir.Borçlu temlik sözleşmesi dışındadır.Temlik borçluya bildirilmezse, borçlunun iyiniyetle eski alacaklıya yaptığı ödeme onu borcundan kurtarır. Alacağın temlikinde borç ilişkisi devam etmekte, sadece alacak üzerindeki hak sahipliği değişmektedir.
Geçerlik şartları :
a) Yazılı temlik sözleşmesi : Temlik sözleşmesinde sadece alacağı temlik edenin imzasının bulunması yeterlidir.
b) Alacağın temliki yasaklanmamış olmalı: Kanuna, sözleşmeye veya işin niteliğine göre yasaklanmamış olmalı.(Ör. nafaka alacağı Kn. gereği temlik olunamaz)

10)Para borçlarında temerrüdün sonuçlarını açıklayınız. (17.12.00)
Cevap : Para borçlarında temerrüt halinde gecikme tazminatını karşılamak ve tazminatın alt sınırını oluşturmak üzere temerrüt faizi ödenmesi öngörülmüştür.
Temerrüt faizi oranı sözleşmede kararlaştırılmamışsa Merkez Bankasının önceki yılın 31 aralık günü kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı reeskont oranı üzerinden hesaplanır.Merkez Bankasının kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı daha yüksekse bu oran ticari işlerde uygulanır.
Döviz borçlarında faiz, Devlet bankalarının o yabancı para için açılmış bir yıl vadeli mevduata uyguladığı faiz oranına göre tespit edilir.
Para borçlarında borçlu temerrüt faizinden kurtulmak için kusuru olmadığı iddiasına dayanamaz.Kusuru olmasada faiz öder.Ayrıca temerrüt faizini isteyebilmek için alacaklı zararını ispatlamak zorunda değildir.Ancak bunlar munzam zararda sözkonusu olur.

11)Borcu sona erdiren nedenleri say, zamanaşımını anlat. (7.4.01), Borcu sona erdiren nedenleri say, ıskati zamanaşımını anlat. (22.11.03) Borcu sona erdiren sebepleri sadece sayınız. (16.7.05)
Cevap : 1)Borcun ifası, 2)İbra, 3)Tecdit (yenileme), 4)Alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi, 5)İfa imkansızlığı, 6)Takas, 7)Zamanaşımı
Zamanaşımı : Kanun tarafından belirlenmiş şartlar altında, belli bir süre içinde alacaklının hareketsiz kalması sonucu alacağın ifasını isteme yetkisinin sona ermesi.
İki çeşit zamanaşımı sözkonusu :
a)İktisabi (kazandırıcı) zamanaşımı : Bir hakkın kazanılmasında sözkonusu olur.Daha çok eşya hukuku alanında karşımıza çıkar.
b)Iskati (düşürücü) zamanaşımı : Belli bir süre içinde hakkını talep etmemiş olan alacaklının alacağını dava yoluyla elde etme imkanını kaybetmesi halidir.Bu durumda alacak sona ermez, talep ve dava hakkı sona erer.Şartları : aa)Alacağın zamanaşımına tabi olması gerekir. bb)Zamanaşımı süresinin geçmesi gerekir.
Hak düşürücü süreden farkı, hakkın sona ermemesi halidir.
Zamanaşımının durması : Hakkın istenmesini güçleştiren veya imkansız kılan hallerde sözkonusu olur.Ör. velayet altında olma hali.Sebep ortadan kalkınca zamanaşımı işlemeye başlar veya devam eder.
Zamanaşımının kesilmesi : Kanunen belli bazı sebeplerin gerçekleşmesi halinde işleyen zamanın hiç dikkate alınmaması halidir.Ör. borçlunun borcu tanıması, kısmi ödemede bulunması, kefil alınması.

12)Gabin tanımlayın. (7.4.01)
Cevap : Bir sözleşmede edimler arasında açık bir oransızlığın bulunması ve bu açık oransızlığın zarara uğrayanın zaruret içinde bulunmasından, tecrübesizliğinden veya hiffetinden (düşüncesizliğinden) karşı tarafın bilerek yararlanması durumudur. Bir yıl içinde sözleşmenin iptali istenebilir.

13)Iztırar halini tanımlayınız.(3.11.01)
 
Ynt: 2011/1 Hukuk Ders Notu

Hükümleri : Takas, şartları doğduktan sonra yapılan takas beyanıyla gerçekleşir.Takas beyanı, bir yenilik doğuran
işlemdir ve karşı tarafa varması yeterlidir.Borç ödendikten sonra takas beyanı olmaz Takasla, az olan borç oranında
borçlar sona erer.Takas işlemi geçmişe etkilidir. Borçların sona ermesinin sonuçları da bu tarihe göre belirlenir.Faiz
getiren bir borç takas edilmişse, faiz işlemesi borcun sona erdiği kabul edilen tarihte durur.
8)Sebepsiz zenginleşmeyi tanımlayınız. (1.10.00) Sebepsiz zenginleşmeyi tanımlayın ve iade borcunun doğabilmesi ve dava açılabilmesi için hangi unsurların varlığı gerekir,yazın(8.3.03) Sebepsiz zenginleşmeyi tanımlayın ve unsurlarını yazın(27.11.04)
Cevap : Bir kişinin mal varlığında haklı bir sebep olmaksızın, bir diğer kişinin malvarlığı aleyhine meydana gelen çoğalmadır.
Unsurları :
a) Zenginleşme : Bir kişinin malvarlığında artış olmalı.
b) Fakirleşme : Bir başkasının malvarlığında azalma olmalı.
c) Nedensellik bağı : Bir kimsenin malvarlığındaki zenginleşme diğer bir kimsenin malvarlığındaki fakirleşmeden kaynaklanmalı.
d) Haklı bir sebep olmamalı : Hukuki sebep geçersizse, gerçekleşmemişse, ortadan kalkmışsa veya borç olmayan şey ödenmişse haklı sebep yoktur.

9)Alacağın temliki kavramını ve geçerlik şartlarını açıklayınız. (17.12.00)
Alacağın temliki kavramını bir cümle ile tanımlayınız.(22.11.03 - 17.3.07)
Cevap : Alacağı devredenle, alacağı devralan arasında yapılan bir sözleşme ile (Temlik sözleşmesi) alacağın, alacağı devralana geçirilmesidir.Borçlu temlik sözleşmesi dışındadır.Temlik borçluya bildirilmezse, borçlunun iyiniyetle eski alacaklıya yaptığı ödeme onu borcundan kurtarır. Alacağın temlikinde borç ilişkisi devam etmekte, sadece alacak üzerindeki hak sahipliği değişmektedir.
Geçerlik şartları :
a) Yazılı temlik sözleşmesi : Temlik sözleşmesinde sadece alacağı temlik edenin imzasının bulunması yeterlidir.
b) Alacağın temliki yasaklanmamış olmalı: Kanuna, sözleşmeye veya işin niteliğine göre yasaklanmamış olmalı.(Ör. nafaka alacağı Kn. gereği temlik olunamaz)

10)Para borçlarında temerrüdün sonuçlarını açıklayınız. (17.12.00)
Cevap : Para borçlarında temerrüt halinde gecikme tazminatını karşılamak ve tazminatın alt sınırını oluşturmak üzere temerrüt faizi ödenmesi öngörülmüştür.
Temerrüt faizi oranı sözleşmede kararlaştırılmamışsa Merkez Bankasının önceki yılın 31 aralık günü kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı reeskont oranı üzerinden hesaplanır.Merkez Bankasının kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı daha yüksekse bu oran ticari işlerde uygulanır.
Döviz borçlarında faiz, Devlet bankalarının o yabancı para için açılmış bir yıl vadeli mevduata uyguladığı faiz oranına göre tespit edilir.
Para borçlarında borçlu temerrüt faizinden kurtulmak için kusuru olmadığı iddiasına dayanamaz.Kusuru olmasada faiz öder.Ayrıca temerrüt faizini isteyebilmek için alacaklı zararını ispatlamak zorunda değildir.Ancak bunlar munzam zararda sözkonusu olur.

11)Borcu sona erdiren nedenleri say, zamanaşımını anlat. (7.4.01), Borcu sona erdiren nedenleri say, ıskati zamanaşımını anlat. (22.11.03) Borcu sona erdiren sebepleri sadece sayınız. (16.7.05)
Cevap : 1)Borcun ifası, 2)İbra, 3)Tecdit (yenileme), 4)Alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi, 5)İfa imkansızlığı, 6)Takas, 7)Zamanaşımı
Zamanaşımı : Kanun tarafından belirlenmiş şartlar altında, belli bir süre içinde alacaklının hareketsiz kalması sonucu alacağın ifasını isteme yetkisinin sona ermesi.
İki çeşit zamanaşımı sözkonusu :
a)İktisabi (kazandırıcı) zamanaşımı : Bir hakkın kazanılmasında sözkonusu olur.Daha çok eşya hukuku alanında karşımıza çıkar.
b)Iskati (düşürücü) zamanaşımı : Belli bir süre içinde hakkını talep etmemiş olan alacaklının alacağını dava yoluyla elde etme imkanını kaybetmesi halidir.Bu durumda alacak sona ermez, talep ve dava hakkı sona erer.Şartları : aa)Alacağın zamanaşımına tabi olması gerekir. bb)Zamanaşımı süresinin geçmesi gerekir.
Hak düşürücü süreden farkı, hakkın sona ermemesi halidir.
Zamanaşımının durması : Hakkın istenmesini güçleştiren veya imkansız kılan hallerde sözkonusu olur.Ör. velayet altında olma hali.Sebep ortadan kalkınca zamanaşımı işlemeye başlar veya devam eder.
Zamanaşımının kesilmesi : Kanunen belli bazı sebeplerin gerçekleşmesi halinde işleyen zamanın hiç dikkate alınmaması halidir.Ör. borçlunun borcu tanıması, kısmi ödemede bulunması, kefil alınması.

12)Gabin tanımlayın. (7.4.01)
Cevap : Bir sözleşmede edimler arasında açık bir oransızlığın bulunması ve bu açık oransızlığın zarara uğrayanın zaruret içinde bulunmasından, tecrübesizliğinden veya hiffetinden (düşüncesizliğinden) karşı tarafın bilerek yararlanması durumudur. Bir yıl içinde sözleşmenin iptali istenebilir.

13)Iztırar halini tanımlayınız.(3.11.01)
 
Ynt: 2011/1 Hukuk Ders Notu

Cevap : Kendisini veya başkasını hemen meydana gelecek bir tehlikeden korunmak için ve başka türlü hareket olanağı da bulunmamak şartıyla başkasının hakkına zarar verme hali.




14) A maliki olduğu arsayı noter senediyle B?ye satmıştır.İrdeleyiniz.(30.6.01)
Cevap : Gayrimenkul satım sözleşmesi resmi şekilde yapılmalıdır.Tapu Sicil Müdürlüğünde yapılmalıdır.Noterde işlem yapılması yeterli değildir.Bu nedenle olayda şekle ilişkin sakatlık sözkonusu olup işlem butlanla sakattır, batıldır.Hiçbir hukuki sonuç doğurmaz.Yararı olan herkes tarafından ileri sürülür.Hakim re?sen dikkate alır.

15) Temsil yetkisini haiz bir mümessil yapılan bir sözleşmede ?başkasını temsilen hareket ettiğini? karşı tarafa bildirmemiştir.İrdeleyiniz.(30.6.01)
Cevap : Bu durumda doğan alacak ve borçlar temsilciye ait olur.Temsilci sonradan alacağın temliki ve borcun nakline ilişkin hükümlere göre hak ve borçları temsil edilene devreder.Ayrıca karşı taraf temsil ilişkisini biliyor veya durumdan anlaması gerekiyorsa yada yapılan işlemin temsilci veya temsil edilenle yapılması farketmiyorsa o zaman hak ve borçlar doğrudan temsil olunanın üzerinde doğar.

16) Menkul veya gayrimenkul bir malın devrinde veya alacağın temlikinde gabin sebebiyle edimin ifasından kaçınılmasını anlat.(3.11.01)
Cevap : Bir yıl içinde iptali istenebilir.

17) Alacaklı A, Borçlu B?den borcunu ödemesini isteyerek aksi takdirde kanuni yetkisini kullanacağı tehdidi ile B?nin zor durumundan faydalanarak gayrimenkulü yarı fiyatına satın almıştır.B, daha sonra A?nın böyle bir yetki kullanamayacağını anlıyarak satış sözleşmesini feshetmiştir.İrdele. (3.11.01)
Cevap : Hile sözkonusu olur.Tehdit değil.

18) Taksitli mal satan bir kişi sattığı mal üzerinde rehin hakkı tesis etmiş ve yapılan sözleşmeye borcun gününde ödenmemesi halinde satıcının rehnedilen mala sahip olacağına dair hüküm konulmuştur.İrdele. (3.11.01)
Cevap : Tecdit (yenileme) sözkonusu olur.

19)Gayrimenkul satışında tapu harcından kaçınmak için bedel düşük gösterilerek resmi sözleşme tamamlanmış ve taraflar sözleşmeyi tamamen ifa etmişlerdir. (3.11.01)
Cevap : Muvazaa yok.Yapılan hukuki işlem geçerli.Hukuki işlemde bir yanıltma yok.

20)Bir doktorla bir eczacı arasında eczanenin kazancından pay ayrılması karşılığında hasta göndermeye ilişkin bir sözleşme imzalanmış.İrdele. (3.11.01)
Cevap : Geçerlidir.Ön sözleşme sözkonusudur.

21)Bir sözleşme hile ile sakatlanmış ancak taraflar sözleşmeyi feshetmekten
vazgeçerek sonradan icazet vermişlerdir.İrdele. (3.11.01)
Cevap : Mümkündür.Bir yıl içinde olmalı.Baştan itibaren geçerli olur.

22)Borçlunun temerrüdünü tanımlayın ve şartlarını yazın. (9.11.02)
Cevap : Borçlunun ifası mümkün ve muaccel olmuş borcunu ifa etmemesidir.
Şartları :
a) Borcun muaccel olması
b) Alacaklının ihtarı : Borcun muacceliyetinden sonra yapılır.Borçluya ulaşınca
sonuç doğurur ve borçlu temerrüde düşmüş olur.Bazı durumlarda (vadenin belli olması hali) ihtara gerek yoktur.

23)Sözleşme nedir tanımla, B.K.ne göre sözleşme ne zaman tamam olur, bir cümle ile açıkla.Sözleşmede irade ile beyan arasında uyumsuzluk hallerini sayınız.(5.7.03 - 19.11.05 ? 18.11.06)
Cevap : İki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla meydana gelen hukuki işleme sözleşme denir.
İki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini beyan ettikleri an sözleşme tamam olur.
Sözleşmede irade ile beyan arasındaki uyumsuzluk halleri : a)Muvazaa
b)İrade fesadı halleri : Hata, Hile, İkrah (korkutma)

24)Temsil?i tanımlayın. (22.11.03) Temsil?i tanımla, taraflarını ve türlerini yaz. (3.7.04)(17.3.07)
Cevap : Başkası hesabına hukuki bir işlem yapmak veya tasarrufta bulunmak.Üçlü bir ilişkidir.Tarafları, Yetki veren, temsilci ve üçüncü şahıstır.Yetki veren tek taraflı bir hukuki işlemle temsilciyi, üçüncü şahısla işlem yapma yetkisiyle donatmaktadır.Türleri : a)Kanuni temsil (veli), b)İradi temsil : aa)Doğrudan temsil, bb)Dolaylı temsil

25)Sözleşmede irade ile beyan arasındaki uygunsuzluk hallerini kısaca açıklayın.(24.11.07)
Cevap : 1)İrade ile beyan arasındaki uygunsuzluğun kasten yaratılması:
Muvazaa (Danışıklılık) : Tarafların 3.kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan bir işlem yapmaları ve görünürdeki bu işlemin kendilerini bağlamayacağı hususunda anlaşmalarıdır. İkiye ayrılır;
a-Mutlak (adi) muvazaa : tarafların gerçek iradelerine uymayan bir işlem yapmaları ve görünürdeki bu işlemin kendilerini bağlamayacağı hususunda anlaşmaları.Örn. Alacaklılardan mal kaçırmak amacında olan bir kişinin, gerçekte satmadığı evinin tapu kaydını bir arkadaşının üzerine satmış gibi geçirmesi hali.
b-Nisbi (katmerli) muvazaa : Tarafların gerçek iradelerine uygun olarak yaptıkları bir işlemi gizlemek amacıyla, gerçek iradelerine uymayan yeni bir işlem yapma hususunda anlaşmaları. Örn.Bir kişinin gerçekte bağışladığı bir evi Tapu kaydında satmış gibi göstermesi hali.
Muvazaalı bir işlemin iptalini herkes isteyebilir ve Yargıç da kendiliğinden dikkate alır.
2)İrade ile beyan arasındaki uygunsuzluğun istenmeden yaratılması:
İrade fesadı halleri:
a) Hata : Sözleşmenin taraflarından birinin yanılarak gerçek iradesine uymayan bir beyanda bulunması halidir.Ancak esaslı hatalar sözleşmeyi iptal hakkı verir.
b) Hile : Sözleşmenin taraflarından birinin, karşı tarafın aldatıcı hareketleri nedeniyle, gerçek iradesine uymayan bir beyanda bulunması halidir.Esaslı olması gerekmez.
c) Korkutma (ikrah) : Taraflardan birinin yapmak istemediği bir sözleşmeyi, kendisine veya yakınlarından birine ağır ve derhal meydana gelecek bir zarar tehdidi altında yapılması halidir.
İrade fesadı hallerinde öğrenme veya tehdidin ortadan kalkmasından itibaren bir yıl içersinde sözleşmenin iptali mümkündür.

BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER
1)Müteselsil kefaleti açıkla, adi kefaletle farkını belirt. (27.2.00)
Müteselsil kefaleti tanımla. (30.6.01)
Cevap : Alacaklı tarafından asıl borçluya başvurulmaksızın doğrudan doğruya kefil aleyhine takibe geçilmesine olanak sağlayan bir kefalet çeşididir.Kefil borcu ödeyince alacaklının haklarına halef olur.Uygulamada bankacılık alanında sıkça görülür.
Farkları : a)Adi kefalette önce borçluya başvurmak gerekir, müteselsil kefalette ise önce borçluya başvurma zorunluluğu yok. b)Adi kefalette teminat altına alınan alacak daha önce veya aynı anda bir rehinle temin edilmişse kefil önce rehnin paraya çevrilmesini talep edebilir.Oysa müteselsil kefilin böyle bir hakkı yok.

2)Kefile kefaleti tanımlayınız. (1.10.00)
Cevap : Alacaklıya karşı daha önce kefil olmuş veya olacak kimsenin borcunu tekeffül etmektir.Akit kefile kefille alacaklı arasında yapılmaktadır.İlk kefil burada asıl borçlu durumundadır.

3)Karz?ı tanımlayınız. (30.06.01)
Cevap : Ödünç verenin, bir miktar paranın veya diğer bir misli şeyin mülkiyetini ödünç alan kimseye nakil ve bu kimsenin de buna karşı miktar veya vasıfta eşit aynı türden şeyleri geri vermekle yükümlü olduğu sözleşmeye karz denir.
Ödünç (karz) bir şeyin kullandırılması amacını güden diğer sözleşmelerden kullanım konusu şeyin mülkiyetinin ödünç alana geçirilmesi bakımından farklıdır.Örn. kira sözleşmesinde mülkiyet değil zilyetlik karşı tarafa geçiyordu.

4)Ariyet?i tanımlayınız. (3.11.01)
Cevap : Ariyet verenin bir şeyin bedava kullanılmasını ariyet alana bırakmak ve ariyet alanında o şeyi kullandıktan sonra geri vermekle yükümlü olduğu sözleşme çeşididir.

5)Kefalet akdini tanımlayın, geçerlik şartlarını ve türlerini sadece sayın.(12.3.05 ? 8.7.06)
Cevap : Geçerli bir borç ilişkisinde, borcun yerine getirilmesini temin etmeyi yüklenen ve kefil adı verilen kişi ile alacaklı arasında yapılan sözleşmeye kefalet sözleşmesi denir.
Geçerlik şartları : a)Geçerli bir asıl borcun varlığı, b)Kefalet akdinin geçerli şekilde akdedilmiş olması (Yazılı olması ve kefilin sorumlu olacağı azami sınırın belirtilmesi.).
Türleri : a)Adi kefalet, b)Müteselsil kefalet, c)Birlikte kefalet, d)Kefile kefalet, e)Rücua kefalet.

TİCARET HUKUKU
1)Ticaret unvanı kavramını ve korunması ile ilgili özellikleri açıklayınız. (3.12.00)
Cevap : Ticaret unvanı :Tacirin ticari işlerinde kullandığı addır.Her tacir işletmesiyle ilgili işlemleri ticaret unvanıyla yapmak zorundadır.Ticaret unvanı, işletmenin açıldığı günden itibaren 15 gün içinde Ticaret Siciline tescil ve ilan edilmelidir.Ticaret unvanı, çekirdek ve ek kısımlarından oluşur.
Usulüne uygun olarak tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını korumak ve kullanmak hakkı münhasıran sahibine aittir.Gerçek kişi tacirlerde bu hak, tescilin yapıldığı sicilin iş çevresiyle sınırlıdır.(İstisna seyahat acentalarında sözkonusu. Bunlar tüm ülke çapında korumadan yararlanırlar.)Gerçek kişilerin ticaret unvanlarına, aynı sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş unvanlardan açıkça ayırdetmeye yarayan ekler konulmalıdır.Sicil dairesi dışında koruma haksız rekabet hükümlerine göre olur.Tüzel kişilerin ticaret unvanı tüm ülke çapında korunur.

2)Poliçe kavramını tanımlayın, unsurlarını sayın. (3.7.04)(19.11.05)
Cevap :poliçeyi düzenleyen (keşideci) tarafından tek taraflı bir beyanla aynı zamanda muhataba ödeme, lehdara ise alma yetkisi verilen kambiyo senedidir.Bu nedenle havale niteliği mevcut.üçlü bir ilişki var(Keşideci-muhatap-lehdar)Keşideci ile muhatap arasındaki ilişki karşılık ilişkisi, keşideci ile lehdar arasındaki ilişki bedel ilişkisidir.Poliçe sıkı şekil şartlarına tabidir.
Zorunlu unsurlar:a)Poliçe kelimesi, b)Belli bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız şartsız havale, c)Muhatabın adı soyadı, d)Lehdarın adı soyadı, e)Keşidecinin imzası, f)Keşide tarihi. Bunlardan biri bile olmasa senet poliçe vasfını kaybeder.

3)Kambiyo senetlerinden çeki anlatınız. (1.10.00)Çek kavramını tanımlayın, çekin taraflarını sadece sayın.(18.11.06)
Cevap : Bir çek anlaşmasına binaen bankada kendi emrine bulundurulması gerekli hesaptan hâmil yararına bir ödeme temini için banka üzerine keşide edilen kambiyo senedine çek denilir.
Çek bir ödeme aracıdır.Çifte yetki veren bir havaledir.üç tarafı vardır:Keşideci, muhatap ve lehdar.Vade yoktur, görüldüğünde ödenir.İbraz süreleri vardır.Damga resmine tabi değildir. Keşidecinin muhatap nezdinde bir provizyonu olmalıdır.

4)Kambiyo senetlerinden bonoyu açıklayınız.(3.12.00)
Cevap : Belirli şekil şartlarına tâbi, belirli bir miktar paranın ödenmesi taahhüdünü içeren kambiyo senedine bono denir.
Bono bir ödeme vaadidir.Bir kredi aracıdır.İki taraf vardır.Keşideci ve lehdar.Vade vardır. (Görüldüğünde, görüldüğünden belli bir süre sonra, keşide gününden belli bir süre sonra, belli bir günde)Vade belirtilmemişse ibrazında ödenir.

5)Ticari defterleri sahibi lehine delil olması hususunu açıkla.(17.12.00)Ticari defterlerin delil kudretini kısaca açıklayın.(19.07.08)
Cevap : I-Ticari defterlerin sahibi lehine delil olması : Ticari defterler kişinin kendi tuttuğu kayıtlar olduğu için kural olarak sahibi lehine delil kabul edilmez. Ancak bazı şartların gerçekleşmesi halinde sahibi lehine delil olarak kabul edilirler.Bu şartlar:
a)Her iki taraf da tacir olmalı, b)Uyuşmazlık her iki tarafın da defterlerine geçirmesi gereken bir ticari işten kaynaklanmalı, c)Ticari defterler kanuna uygun tutulmuş olmalı, d)Defter kayıtları birbirini teyit etmeli, e)Karşı taraf ileri sürülen iddiayı başkaca delillerle çürütememiş olmalı(Kendi defter ve kayıtları veya başkaca delillerle), f)Defter sahibi yemin etmiş olmalı.
II-Ticari defterlerin sahibi aleyhine delil olması : Taraflardan biri, iddiasını sadece karşı tarafın ticari defterleriyle kanıtlayacağını mahkemeye bildirirse (delilin Hasrı) bazı şartların varlığı halinde karşı tarafın ticari defterleri kendi aleyhine delil teşkil eder.(Delil hasrında bulunan tarafın tacir olmasına gerek yok, karşı tarafın tacir olması yeterli.)
Karşı taraf defterlerini mahkemeye ibrazdan kaçınırsa, delil hasrında bulunan taraf, mahkeme huzurunda iddiasının doğruluğu üzerine yemin ederek iddiasını ispatlamış sayılır.
Karşı taraf defterlerini mahkemeye ibraz eder ancak iddia hakkında hiçbir kayıt bulunamazsa delillerini hasreden taraf iddiasını ispatlayamamış sayılır.
Ancak defterlerde iddia ile ilgili kayıt varsa defter sahibinin aleyhine olan kayıtlar (Defterlerin kanuna uygun olup olmamasına bakılmaksızın) delil olarak kabul edilir.Lehe kayıtların delil olabilmesi için ise defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması şartı aranır.

6)Kollektif şirketin temel özellikleri ile nasıl kurulduğunu açıklayın.(2.7.00-29.3.08) Kollektif şirket kavramını tanımlayın ve unsurlarını sayın.(21.2.04 ? 8.7.06)
Cevap : Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek maksadıyla gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklardan hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklarına karşı sınırlandırılmamış olan şirket türüdür.
Temel özellikleri:a)Ticari işletme işletmek amacıyla kurulurlar,b)Bir ticaret unvanları vardır (Ticaret unvanlarında ortakların hepsinin veya en az birinin adı soyadı bulunmak zorundadır.), c)gerçek kişiler arasında kurulur, d)Her ortak şirket alacaklarına karşı sınırsız sorumludur. (Müteselsil sorumluluk esastır.Ortaklar şirkete girişlerinden önceki şirket borçlarından da sorumlu olur ve bunun aksi karalaştırılamaz.)
Kuruluşu:Ortaklar tarafından bir şirket sözleşmesi hazırlanır.Sözleşme yazılı olmalı ve imzalar Noterce tasdik edilmelidir.Şirket sözleşmesi Noter tarafından tasdik edildikten sonra, sözleşmenin tasdikli bir sureti 15 gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline verilerek tescili istenir.Sözleşme sureti sicilde saklanır.Kanunun sözleşmede bulunmasını istediği kayıtlar ve emrettiği diğer hususlar tescil ve ilan edilir.Tüzel kişilik tescille kazanılır.

7)Gerçek kişi Taciri tanımlayınız.(17.12.00 ? 22.11.03)Gerçek kişi Taciri tanımlayınız ve gerçek kişi tacir olmanın şartlarını belirtiniz.(22.11.08)
Cevap : Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kişiye gerçek kişi tacir denir.Şartları
a) Bir ticari işletmenin var olması gerekir.Ancak, Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla faaliyette bulunan kimse iyiniyet sahibi 3.kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.
b) Ticari işletmenin işletilmesi gerekir.Ancak bir ticari işletmeyi kurup açtığını ilan yoluyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek durumu ilan etmiş kişi fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır.
c) Ticari işletmenin kısmen dahi olsa o kişi adına işletilmesi gerekir.Küçük veya kısıtlılara ait ticari işletmeyi bunların adına işleten kanuni temsilci tacir sayılmaz.Tacir sıfatı temsil olunan küçük veya kısıtlıya aittir.

8)Ticaret şirketlerinin temel özelliklerini belirtiniz, şirketlerin isimlerini gruplandırarak yazınız.(1.10.00)
Cevap : Ticaret şirketleri kendisini oluşturan kişilerden ayrı bir kişiliğe sahiptirler.Ayrı bir tüzel kişilik yoksa adi şirket sözkonusudur.Ticaret şirketleri tacir sıfatını taşırlar ve tacir olmanın hükümlerine tabidirler.İki ana guruba ayrılırlar:
a) Şahıs şirketleri (Kişiler ön plandadır) : Kollektif şirket, adi komandit şirket.
b) Sermaye şirketleri (Sermaye ön plandadır) : Anonim şirket, Limited şirket, Paylı komandit şirket.
 
Ynt: 2011/1 Hukuk Ders Notu

9)Limited Şirket ve Kollektif şirketi tüzel kişilikleri ve ortakları itibarıyla idare ve temsil yönünden kıyaslayınız. (7.4.01)
Cevap : Her iki şirkette tüzel kişiliğe sahiptir.
Kollektif şirkette temsil olayı şirketin dış ilişkilerini kapsar.Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa tüm ortaklar idare ve temsile münferiden yetkilidir.
Temsil yetkisinin sınırı şirketin faaliyet alanıdır.Temsil yetkisinin aşılması halinde zararı bu ortak şirkete tazmin etmek zorundadır.Temsilcinin haksız fiilinden doğan zararda şirket tarafından tazmin edilir.Temsil yetkisi sona erince sicile tescil edilir.Kollektif şirketin idaresi ise iç ilişkileri kapsar.Bu yetkide şirketin konusu ile sınırlıdır. olağanüstü işlerde oybirliği gerekir.
Limited şirkette kural olarak tüm ortaklar müdür sıfatıyla şirketi birlikte temsil ve idare ederler.Aksi kararlaştırılabilir.Müdürün şirketi temsil yetkisi şirketin konusu ile sınırlıdır.Müdürün görevi ifası esnasında işlediği haksız fiilden şirket sorumludur.Müdür rekabet yasağına uymalı. Müdür ortak olmayan bir kişide olabilir.Limited şirkete kollektif şirketten farklı olarak tüzel kişilerde ortak olabilir.

10)Ticari mümessil ile ticari vekil arasındaki benzerlik ve farkları açıklayın (7.4.01)
Cevap : Ticari mümessil, tacire bağlı tacir yardımcısıdır.Gerçek kişi tacirlerde işletmenin sahibi, tüzel kişi tacirlerde ise yetkili organı tarafından atanır.Ticari işletmede, işletmenin işlerini idare ve işletmenin ünvanını kullanarak işletme adına vekaleten imzaya yetkilidir.Ancak gerçek kişiler ticari mümessil olabilir.Tacir adına olağan ve olağanüstü işleri yapar.Ticari mümessilin temsil yetkisi sona erince ticaret siciline bildirilmesi ve ilanı gerekir.Ticari mümessil rekabet yasağı kapsamındadır.
Ticari vekilde bir tacir yardımcısıdır.Ancak daha kısıtlı bir temsil yetkisi vardır.Temsil yetkisi işletmenin olağan işleriyle sınırlıdır.Üçe ayrılır:Genel yetkili ticari vekil, satış memuru, seyyar tüccar memuru.Ticari vekil ticaret siciline tescil ve ilan olunmaz.Ticari mümessil gibi rekabet yasağı kapsamındadır.

11)Komanditer ortağı tanımlayınız. (7.4.01)
Cevap : Komandit şirketlerde şirketteki sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış ortaktır.Şirketi idare ve temsil yetkileri yoktur.İsimleri ticaret unvanına yazılamaz.

12)Ticaret sicili ile tapu sicilinin benzerlik ve farklılıklarını anlatın.(30.6.01)
Cevap : Tapu sicili, taşınmaz üzerindeki ayni hakların durumunu devamlı olarak göstermek üzere devlet tarafından tutulan sicildir.Ticaret sicili ise tacirlerle ilgili bilgilerin kaydına yarayan resmi kütüktür.Her iki sicile ilişkin hususlar ayrı ayrı nizamnamelerle düzenlenmiştir.Ticaret sicili, ticaret sicil memurluğunda, tapu sicili tapu sicil memurluğunda tutulur.Uzman görevlilerce yönetilirler.Her ikisinin de tutulmasından doğan zararlarda Devlet ve kusurlu olmaları halinde memurlar sorumludur.Her ikisi de alenidir.Aralarındaki en önemli fark ticaret sicili kayıtlarının
ilanıdır.Hukuki ilişkiler bu sicillere kayıt edilmedikçe geçerlik kazanmazlar.Tapu sicili M.K.da, ticaret sicili T.K.da düzenlenmiştir.

13)Haksız rekabet nedeniyle açılacak hukuk davalarını anlatınız.(3.11.01)
Haksız rekabeti tanımlayınız. (22.11.03)(17.3.07)
Cevap : Aldatıcı hareket veya iyiniyet kurallarına aykırı davranışlarla ekonomik yarışmanın her türlü kötüye kullanılmasına haksız rekabet denir.
Haksız rekabet halinde açılacak hukuk davaları: a)Tespit davası (Fiilin varlığını ve haksız olup olmamasını tespit için), b)Müdahelenin men?i (Haksız rekabetin önlenmesi için), c)Ortadan kaldırma (Yanlış olan durumun ortadan kaldırılması için), d)Tazminat davası (Maddi veya manevi tazminat)
Bu davalar öğrenmeden itibaren 1 yıl içinde ve her halde 3 yıl içinde açılması
gerekir.Davaları menfaati zarar görenler veya zarar tehlikesine maruz kalanlar açabilir.(Rakip Firmalar, müşteriler, ticaret ve sanayi odaları, meslek kuruluşları, borsalar.)

14)Seyyar tüccar memurunu tanımlayınız. (3.11.01)
Cevap : Ticari işletmenin merkezi dışında işlem yapan, işletme adına mal satan
ve bunun için makbuz ve süre verebilen tacir yardımcısıdır.

15)Ticaret Kn.na göre tüzel kişi tacirlerin tutulması ve tasdiki zorunlu kanuni
defterlerini belirtin ve bunların V.U.K. ve T.K.na göre saklama sürelerini yazın. (2.2.02)
Cevap : a)Yevmiye defteri, b)Defteri kebir, c)Envanter defteri, d)Karar defteri.
T.K.na göre 10 yıl, V.U.K.na göre 5 yıl boyunca saklanması gerekir.(Son kayıt tarihinden itibaren)

16)Ticari senetleri (kambiyo senetlerinin) ortak yönlerini sırayla yazın.(29.6.02)
Cevap : a)Kanunen emre yazılı senetlerdir. b)İbraz senetleridir. c)Şekle bağlıdırlar. d)Müteselsil sorumluluk esası geçerlidir. e)Sebepten bağımsızdırlar.
f)Beyan ve imzaların bağımsızlığı kuraldır. g)Uluslar arası nitelik taşırlar.

17)Tacirlerin özel hukuk yönünden tabi oldukları hükümleri (Tacir olmanın hukuki sonuçlarını) yazınız.(9.11.02)
Cevap : a)İflasa tabidirler. b)Ticaret unvanı seçmek ve kullanmak zorundadırlar.c)Tescil zorunluluğu vardır. d)Ticari defterleri tutmak zorundadırlar. e)Basiretli bir işadamı gibi davranmak yükümlülüğü altındadırlar. f)Tacirler arasındaki ihtar ve ihbarlar şekle tabidir. g)Ticarilik karinesi sözkonusudur. h)Ücret ve faiz isteme hakları vardır ı)Fatura ve teyit mektubu düzenlemekle yükümlüdürler. j)Ücret ve cezaların indirilmesini talep hakları yoktur. k)Haklarında ticari örf ve adet kuralları uygulanır.

18)Anonim şirketi tanımlayın, organlarını sadece sayın. (5.7.03 ? 27.11.04 ? 4.3.06)Anonim şirketi tanımlayın, kuruluş türlerini kısaca açıklayın.(7.7.07)
Cevap : Bir unvana sahip, esas sermayesi muayyen ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı sadece malvarlığı ile sorumlu bulunan şirkettir.Ortakların sorumluluğu taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır.
Organları : a)Yönetim kurulu, b)Genel kurul, c)Denetçiler
Kuruluş türleri : 1)Ani kuruluş ? Şirket paylarının kurucular tarafından tamamen taahhüt edilmesiyle olur.
2)Tedrici kuruluş ? Bir kısım payların kurucular tarafından taahhüt olunması ve geri kalan kısmı için de halka müracaat edilmesi suretiyle olur.

19)T.T.K.na göre ?defter tutma yükümlülüğünü? bir cümle ile açıklayınız. Tutulması zorunlu ticari defterleri sadece sayınız.(17.03.07)
Cevap :Her tacir, ticari işletmesinin ekonomik ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her iş yılı içinde elde edilen sonuçları saptamak amacıyla, işletmesinin nitelik ve öneminin gerektirdiği tüm defterleri ve özellikle ismen belirli bazı defterleri Türkçe olarak tutmak zorundadır.
Tutulması zorunlu ticari defterler;
a)İsmen gösterilmeyen (belirsiz) zorunlu defterler.(Örn. A.Ş.lerde pay sahipleri defteri.)
b)İsmen sayılan (belirli) zorunlu defterler : Yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, karar defteri, işletme defteri.

20)Limited şirketi tanımlayınız, kuruluşu ile ortakların hak ve borçlarını kısaca
Belirtiniz.(24.11.07)
Cevap: İki yada daha fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup, ortaklarının sorumluluğu koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve esas sermayesi muayyen olan şirkete limited şirket denir.
En az iki en fazla elli ortak arasında, en az (5.000)YTL. esas sermayenin kurucular tarafından tamamen taahhüt edilmesiyle kurulur.Hazırlanan ve imzalanan şirket sözleşmesi Notere tasdik ve Ticaret Siciline tescil ile şirket tüzel kişilik kazanır.
Ortakların şirketi idare ve temsil hakkı vardır.Her ortağın oy hakkı koyduğu sermaye miktarına göre hesaplanır ve her (25)YTL. bir oy hakkı verir.Şirketi temsil, tüm ortaklarca yapılabileceği gibi, temsil yetkisi bir yada birkaç ortağa bırakılabilir.Her ortağın bir tek payı vardır.Payın devri mümkündür, fakat güçleştirilmiştir.
Ortaklar, koymayı taahhüt ettikleri sermayeleri itibari değerleri oranında para olarak ödemek borcu altındadırlar.Sermaye borcunu yerine getirmeyen ortak şirketten çıkarılabilir.

İDARİ YARGI HUKUKU
1)İdare ve vergi Mahkemelerinin görevleri nelerdir, bu mahkemelerin kararlarına karşı başvurulacak itiraz ve temyiz merciilerini belirtin.(27.2.00)
Cevap :
a) Danıştay : aa-İlk derece mahkemesi olarak kanunda belirtilen konularda tam yargı ve iptal davalarına bakar. bb- Temyiz yeri olarak İdare ve Vergi mahkemesi kararlarına bakar.(Bölge İdare Mah.ne gidilemeyen hallerde) cc-,Uyuşmazlık makamı olarak görev yapar.(İdari yargı yerleri arasındaki görev ve yetki uyuşmazlıklarını giderir.) dd- içtihat birliğini temin için içtihadı birleştirme kararları alır.
b) Bölge İdare mahkemesi : Yargı çevresi içersindeki İdare ve Vergi mahkemelerinde tek hakimle verilen kararlara itiraz halinde inceleme yaparak kesin kararı verir.(Temyiz mercii olarak) Yargı çevresi içindeki görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözer.Ayrıca kanunlarla kendisine verilen diğer görevleri yapar.
c) İdare mahkemesi : İlk derece mahkemesidir.Vergi mahkemeleri ile Danıştay?ın ilk derece mahkemesi olarak
baktıklarının dışında kalan tüm iptal ve tam yargı davalarına bakar.Genel görevli mahkemedir.
d) Vergi mahkemesi : İlk derece özel görevli mahkemedir.Her türlü vergi, resim, harç vb. mali yükümlülükler ile bunların zam ve cezalarına ilişkin uyuşmazlıklar ile 6183 S.lı yasadan doğan uyuşmazlıkları çözer.
e) Askeri yüksek idare mahkemesi : Asker kişileri ilgilendiren ve askerlikle ilgili idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözen ilk ve son derece mahkemesidir.
f) Sayıştay : Sayman hesaplarını yargılayan bir hesap mahkemesidir.

2)İdari yargı yerlerini sayınız, idari yargı dava türlerini ve bu davaların hangi nedenlerle, kimler tarafından açılacağını belirtin.(1.10.00)Tam yargı davasını açıklayın (3.12.00) sadece tanımlayın (7.4.01)İptal davasını tanımlayın. (22.11.03- 17.03.07)(İdari Yarg.Usulü Kn.na göre idari dava türlerini tanımlayınız ve tam yargı davası ile iptal davası arasındaki farkları belirtiniz.(29.3.08)
Cevap : İdari yargı yerleri : Danıştay, Bölge idare mahkemesi, İdare mahkemesi, vergi mahkemesi, Yüksek askeri idare mahkeme, Sayıştay.
Dava türleri : a)İptal davası : İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaati ihlal edilenler tarafından açılan davadır.Özellikleri : =Hukuka aykırılık durumunda açılır.=Davacının menfaatinin ihlali yeterlidir.=İdarenin ancak yürütülmesi gerekli ve tek yanlı işlemleri için sözkonusu olur.=İptal davasının sonucundan herkes faydalanır.
b)Tam yargı davası : İdari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilmiş olanlar tarafından açılan davalardır.Hakkın ihlali gereklidir.
c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.
Tam yargı ve iptal davası arasındaki farklar:
=Tam yargı davasında davacının hakkının ihlali gerekli iken, iptal davasında
Hak ihlali zorunlu olmayıp, sadece menfaat ihlali yeterlidir.
=İptal davasının konusu sadece idari işlemler iken, tam yargı davasının konusu
İdari işlem, idari eylem ve idari sözleşmeler olabilir.
=İptal davası ile işlemin iptaline karar verilir.Tam yargı davasında ise bir hakkın yerine getirilmesi, saldırının durdurulması, eski hale iade ya da zararın tazminine karar verilir.
=İptal davasının sonucundan taraflar dışında ilgili herkes yararlanırken, tam yargı davasının sonucundan sadece taraflar yararlanır.

3)İdari Yargılama Usulü Kn. hükümlerine göre, vergi yargısında yürütmenin durdurulması müessesesini açıklayınız.(22.11.08)
Cevap : Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur.Ancak Davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halinde, yeni adresin bildirilmesine kadar dava işlemden kaldırılır.(Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 1 yıl içinde yeni adres bildirilerek dosyanın yeniden işleme konulması talep edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.)İşlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder.Bu şekilde kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz.Bunlar hakkında ayrıca yürütmenin durdurulması istenebilir.Kanunda belirtilen şartların varlığı halinde Mahkeme ayrıca yürütmenin durdurulması kararı verebilir.

İCRA VE İFLAS HUKUKU
1)İlamlı icrayı anlat(17.12.00)İlamsız icrayı anlat(29.6.02)Tanımla(22.11.03)(17.03.07)
Cevap : İlamsız icra sadece para ve teminat alacakları için sözkonusu olur.Alacaklı bir mahkeme ilamına ihtiyaç duymadan bu yola başvurabilir.Alacağın senede dayanması gerekmez. Ancak bu takibin başarılı olması için borçlu 7 gün içinde takibe itiraz etmemeli.İtiraz edilirse alacaklı artık mahkemede dava açmak zorunda.
İlamlı icra ise alacaklının bir mahkeme ilamına dayanarak açtığı icra takibi yoludur.Konusu paradan başka şey olan alacaklarda icraya başvurabilme için mahkeme kararı zorunludur.Para ve teminat alacakları da ilamlı icrayla takip edilebilir.

2)İhtiyati haciz nedir, hangi durumlarda uygulanır. (27.2.00)
Cevap : Alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden el konulmasıdır.Alacaklı borçlunun borcunu zamanında ödeyeceğinden emin değilse önce borçlunun mallarına haciz koyar sonra dava açar yada icra takibi yapar.Dava veya takip kesinleşince bu hacizli malları sattırarak alacağını alır.
Şu durumlarda uygulanır:a)Alacağın vadesi gelmişse (alacak muaccel ise) ve alacak için bir rehin yoksa (teminat altına alınmamışsa), b)Alacağın vadesi henüz gelmemiş ancak borçlunun belli bir ikameti yoksa veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizleme, kaçırma veya kendi kaçma hazırlığı içindeyse.

İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU
1)Bildirimsiz feshi anlatın.(17.9.00)(17.12.00)
Cevap : Hizmet akdinin, kanunda belirtilen haklı sebeplerle derhal sona erdirilmesine bildirimsiz fesih denilir.Yani fesih beyanının bir süreye bağlı olmaksızın, önceden bildirilmesi gerekmeden, beyanın karşı tarafa varmasından sonra bir süre geçmesi beklenmeden akdin derhal sona ermesinin sözkonusu olduğu fesihtir.İş Kanununda belirtilmiş bir takım haklı sebeplerin ortaya çıkması ile sözkonusu olur.Haklı sebepler işçi açısından ve işveren açısından ayrı ayrı belirtilmiştir. Ancak bu sebepler her ikisi içinde üç grupta toplanabilir.(Sağlık sebepleri, ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller, zorlayıcı sebepler) Sözleşmeyi fesheden taraf uyuşmazlık halinde bu sebepleri ispatlamalıdır.Bu sebeplerden birini öğrenen taraf, öğrenmeden itibaren 6 işgünü, her halükarda 1 yıl içinde bu hakkını kullanmalıdır.

2)S.S.K.na göre sigortalı kavramını tanımlayınız ve sigortalıları sayınız. (5.7.03)(12.3.05) SSK.na göre sosyal sigorta türlerini sadece sayınız.(19.11.05)
Cevap : S.S.K.na göre ?bir hizmet akdine dayanarak bir yada birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılır.?Buna rağmen kanun bir yandan hizmet akdi dışında bir hukuki ilişki içinde çalışanları kapsamına almış, diğer yandan hizmet akdiyle çalıştığına kuşku duyulmayan bir kısım kişileri ise kapsam dışı bırakmıştır.SSK?na göre sigortalı sayılanlar a-Hizmet akdiyle çalışanlar, b-Koruma bekçileri,c-Sigortalının yakınları, d-Sanatçılar e-Genelev kadınları.
 
Ynt: 2011/1 Hukuk Ders Notu

Sosyal sigorta türleri : a-İş kazaları ile meslek hastalıkları sigortası, b-Hastalık sigortası, c-Analık sigortası, d-Malullük sigortası, e-Yaşlılık sigortası, f-Ölüm sigortası, g)İşsizlik sigortası.

3)Sosyal güvenlik kurumlarını belirtin ve herbirine birer örnek verin.(2.2.02)
Primli sosyal güvenlik sistemini oluşturan üç ana kurumu sadece sayın.(16.7.05)
Cevap : a)T.C.Emekli Sandığı (Vergi Dairesi memuru)
b)Sosyal Sigortalar Kurumu (Fabrika işçisi)
c)Bağ-Kur (Bakkal, Doktor)

4)Sosyal sigorta türlerinin adlarını yazın.Ölüm sigortasından sağlanan yardımları ve ölüm sigortası aylığı bağlanması için gerekli şartları açıklayınız.(29.6.02)
Cevap : Ölüm sigortasından sağlanan yardımlar : a-Ölen sigortalının eşine, çocuklarına ve ana-babasına yardım bağlanması, b-Ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana-babasına toptan ödeme yapılması, c-Cenaze masraflarının karşılanması.
Ölüm sigortası aylığı bağlanması için şartlar : a-Ölen sigortalının toplam 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortalı olması, b-Sigortalılık süresinin her yılı için ortalama 180 gün malullük, yaşlılık, ölüm sigortası primi ödemiş olması.

5)İşçinin ve İşverenin hizmet akdinden doğan başlıca borçlarını yazın.(9.11.02)İşçinin ve işverenin hizmet akdinden doğan başlıca borçlarını sadece sayın.(3.7.04)Hizmet akdinden doğan borçları sadece sayınız.(4.3.06)
Cevap : İşçinin borçları : a-İşgörme borcu (Temel borçtur, bizzat yapılmalı),
b-İşverenin talimatlarına uyma.(Hizmet sözleşmesinin bağlılık unsuru gereğidir.),
c-Sadakat borcu(İşverenin, işin ve işyerinin menfaatlerini korumalı ve bunlara zarar vermekten kaçınmalı)
İşverenin borçları : a-Ücret ödeme borcu (temel borçtur), b-İşçiyi koruma borcu (İşçinin sağlığı ve güvenliği ile ilgili tüm önlemleri almalı), c-Eşit işlem borcu(Eşit işlerde çalışanlara eşit davranmalı.)

6)Hizmet akdi türlerini kısaca açıklayınız.(8.3.03) Hizmet akdini tanımlayın ve türlerini sadece sayın. (21.2.04)(Hizmet akdini tanımlayınız, türlerini kısaca açılayınız.(24.11.07)
Cevap : İşçi ile işveren arasında yapılan, işçiyi bir ücret karşılığında belirli veya belirsiz bir süre için hizmet görmekle yükümlü kılan bir sözleşmedir.
a) Sürekli ve süreksiz işlerdeki hizmet akdi.(Nitelikleri bakımından en çok 30 işgünü süren işlere süreksiz, diğerlerine sürekli iş denir.)
b) Belirli süreli ve belirsiz süreli hizmet akdi.(Hizmet akdinin süresi taraflarca kararlaştırılmış veya işin niteliğinden süresi anlaşılıyorsa belirli süreli, diğer hallerde belirsiz süreli hizmet akdi sözkonusu olur.Akdin sona ermesi yönünden önem taşır.)
c) Deneme süreli hizmet akitleri.(Sözleşmede bir deneme süresi kararlaştırılmışsa deneme süreli hizmet akdi sözkonusu olur.)
d) Takım sözleşmesi ile oluşturulan hizmet akitleri.(Birden çok işçinin oluşturduğu takımı temsilen bunlardan biriyle işverenin yaptığı hizmet sözleşmesidir)
e) Kısmi süreli-tam süreli hizmet akitleri.(İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde az belirlenmesi halinde kısmi süreli iş sözleşmesinden sözedilir.)

7)Kıdem tazminatını tanımlayınız.(22.11.03)
Cevap : Kanunda belirtilen asgari bir çalışma süresini dolduran işçinin hizmet sözleşmesinin kanunda sayılan nedenlerden biriyle son bulması halinde, işveren tarafından işçiye veya mirasçılarına ödenen paradır.

8)Bildirimli fesih (süreli fesih) kavramını tanımlayın.Bildirim sürelerini (ihbar
önellerini) belirtin.(7.7.07)
Cevap : Hizmet sözleşmesini fesih beyanının karşı tarafa ulaşmasından belirli bir süre sonra hizmet akdinin sona erdiği fesih türüdür.Belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinde sözkonusu olur. Hizmet akdi:
a) İşi 6 aydan az sürmüş işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak 2 hafta sonra,
b) İşi 6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüş olan işçi için bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak 4 hafta sonra,
c) İşi 1,5 yıldan 3 yıla kadar sürmüş olan işçi için bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak 6 hafta sonra,
d) İşi 3 yıldan fazla sürmüş olan işçi için bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak 8 hafta sonra feshedilmiş sayılır.

9)S.S.K.na göre analık sigortasını tanımlayınız, analık sigortası yardımlarından
Yararlanmanın şartlarını belirtiniz, sağlanan yardımları sadece belirtiniz.(29.3.08)
Cevap : Sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan karısı ile Kurumdan kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almakta olan kadın veya erkeğin sigortalı olmayan karısının gebeliği ve doğum yapması nedeniyle sağlanan sağlık yardımları ile uğranılan gelir kayıplarının önlenmesini amaçlayan sigortadır.Şartları:
=Sigortalı kadın için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 90 gün analık sigortası primi ödenmiş olmalı,
=Sigortalı erkek için doğumdan önceki 1 yıl içinde en az 120 gün analık sigortası primi ödenmiş olmalı, sigortalının doğum yapan kadınla doğumdan önce evlenmiş olması gerekir.
Sağlanan yardımlar;
a) Gebelik muayenesi ve gerekli sağlık yardımları,
b) Doğumda gerekli sağlık yardımlarının yapılması,
c) Emzirme yardım parası verilmesi,
d) Sigortalı kadının doğumdan önce ve sonra işinden kaldığı günler için ödenek verilmesi,
e) Analık hali sebebiyle gerekirse yurt içinde başka bir yere gönderilmesi.
Kurumdan kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almakta olan kadın veya erkeğin sigortalı olmayan eşi, sadece a, b, c ve e bentlerinde sayılan yardımlardan faydalanır.


10)4857 S.lı İş Kn. Hükümleri uyarınca a-İş sözleşmelerinin yazılı şekilde düzenlenmesi konusunda bildiklerinizi kısaca açıklayınız, b-Çeşitlerine göre iş sözleşmelerinin yazılı şekil şartını belirtiniz.(19.07.08)
Cevap : a)4857 S.lı İş Kn.nun 8.md.si ?İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe şekle tâbi değildir.? Hükmünü amirdir.Buna göre iş sözleşmeleri, yasalarda öngörülenler haller dışında yazılı olmak zorunda değildir.Ancak bazı iş sözleşmelerinin yazılı şekle tabi olması hususu yasalarda açıkça belirtilmiştir.
Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük yada haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belgeyi vermekle yükümlüdür.Süresi bir ayı geçmeyen belirli süreli iş sözleşmelerinde bu yükümlülük uygulanmaz.İş sözleşmesi iki aylık süre dolmadan sona ermiş ise, bu bilgilerin en geç sona erme tarihinde işçiye yazılı olarak verilmesi
Zorunludur.
b)=Geçici iş ilişkisi 6 ayı geçmemek üzere yazılı olarak yapılması zorunludur.
=Belirli süreli iş sözleşmelerinin yazılı yapılması zorunludur.Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin yazılı yapılması zorunlu değildir.Ancak süresi 1 yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur.
=Çağrı üzerine çalışmaya ilişkin iş sözleşmesinin yazılı yapılması zorunludur.
=Takım sözleşmesi şeklinde yapılan iş sözleşmeleri süresine bakılmaksızın yazılı yapılmak zorundadır.
=Çocuk ve genç işçi çalıştırmada, İşveren çocuk veya genç işçinin velisi yada vasisi ile yazılı sözleşme yapmak zorundadır.
=Deneme süreli iş sözleşmeleri yazılı yapılmalıdır.
=Süreksiz iş sözleşmelerinin yazılı yapılması gerekir.Sürekli iş sözleşmelerinin yazılı yapılması zorunlu değildir.
=Kısmi süreli işlerin sözleşme ile düzenlenmesi şarttır.Tam süreli işlerde sözleşme yapılması şart değildir.

11)1479 S.lı Esnaf ve Sanatkarlar ve diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kn.a göre sigortalı sayılanları sayınız.(19.07.08)
Cevap: a-Zorunlu sigortalılar : Kanunla ve Kanunun verdiği yetkiye dayanarak kurulan Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet sözleşmesi ile bağlı olmaksızın kendi ad ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 18 yaşını doldurmuş olanlardan;
=Esnaf ve Sanatkarlar ile diğer bağımsız çalışanlardan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve San.Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar,
=Kollektif şirket ortakları,
=Adi Komandit şirketlerin komanditer ve komandite ortakları,
=Limited şirket ortakları,
=Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları,
=Donatma iştiraki ortakları,
=Anonim şirket kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi ortakları
b-İsteğe bağlı sigortalılar:Ev kadınları, tarım işi yapanlar, yabancı uyruklular.

12)4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kn.na göre, genç işçi ve kadın işçi istihdamında tanına prim teşvikinin şartları ile oranlarını belirtiniz.(22.11.08)
Cevap : 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlar ile yaş şartı aranmaksızın 18 yaşından büyük kadınlardan; bu maddenin yürürlük tarihinden önceki 6 aylık dönemde prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması şartıyla, bu maddenin yürürlük tarihinden önceki bir yıllık dönemde işyerine ait prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde işe alınan ve fiilen çalıştırılanlar için; belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin;
=1.yıl için yüzde yüzü,
=2.yıl için yüzde sekseni,
=3.yıl için yüzde altmışı,
=4.yıl için yüzde kırkı,
=5.yıl için yüzde yirmisi İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır.
İşveren hissesine ait primlerin İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanabilmesi için;
=İşverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içersinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi
=Sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır.
 

Benzer konular

Üst