uyumsoft

Ba_Bs Formlarına İlişkin.... (Lütfen yenı başlık açmadan önce okuyunuz.)

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan mes_ar
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Merhaba,

Arkadaşlar B formuna bugün düzeltme vericem, malum son gün..
İlk kez vereceğim için, BS formunda limiti geçen 3 bildirim var, bunlardan bir tanesinin rakamı düzelecek.. Düzeltme yaparken diğer iki şirketide dahil edecek miyim yeni düzeltme formuna? yoksa sadece değişiklik olacak firmayı mı tek beyan edicem..


Sıfırdan yeni veriyormuş gibi hazırlayacaksınız.
 
selam,

bs formunu herzaman yaptığım gibi beyannameye yüklemek için sıfırla başlayan vergi numaralarının başına (.)(nokta) işareti koydum metin sekmeli .txt dosyası haline getirdim.daha sonra beyanname yi oluştururken hata verdi önce aynı vergi numaradan başka da var dedi,ki yok tekrar baştan oluşturdum ,daha sonra tutarlar haricinde diğer bilgiler geldi ,ancak sıfırla başlayan vergi numaraları gelmedi.hepsini elden girmek zorunda kaldım.acaba 418 nolu VUK Genel tebliği ile alakalı bir şey mi acaba bir ara hata mesajında serbest bölgeden bahsetti ki bizde tamamı TÜRKİYE olarak belirtiyoruz serbest bölgede faaliyet gösteren müşterimiz yok.
acaba aynı problemlerle karşılaşan üstatlar varsa bir çözüm sunabilirlermi,herkese hayırlı işler diliyorum.
Bu problem nerede? Sizin paket programınızda mı yoksa e-beyan da mı?
 
e beyan programımda 01.10.2012 tarihindeki bs ba güncellemesini de yaptım yani ben özel bir program kullanmıyorum muhasebe programımdan excell e atıyorum ham şekilde sıra no,ad,ülke ,vergi no, tc kimlik, adet ,tutar bunları excell de maliyenin istediği sıraya sokup .txt haline getirip,masaüstünde ebyn seçip , yeni deyip bs seçip ok işaretinden beyannameye yüklüyordum ilk defa başıma geldi,acaba tebliğle beyannamenin çalışma mantığı mı değişti diyordum.
 
418 sıra nolu vergi usul kanunu tebliğini yazan arkadaşlar birşeyi hesaba katmamışlar.

"İthalat işlemlerinin form Ba ile bildirilmesinde tutar alanına; 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 21 inci maddesi gereğince gümrük vergisi tarhına esas olan kıymet, malın gümrük vergisinden muaf olması durumunda ise katma değer vergisi matrahını oluşturan katma değer vergisi hariç bedel yazılacaktır." denilmektedir.

İyi de bu tutarın içinde navlun bedeli var. Navlun faturası ayrı geliyor ve 5000 TL sınırını aştıığında zaten beyan ediliyor. Bu durumda rakam olarak mukerer beyan soz konusu. Bu tebliği yazan arkadaslar pratikte işin içinde olmayınca işte böyle kafa karıştrıcı tebliğler yazıyorlar. Yakında bir düzeltme tebliği yayınlarlar ama o zamana kadar biz mukerrer beyana devam ederiz. :(

 
Arkadaşlar, şu ana kadar hep boş ba ve bs verdik fakat şimdi dolu vermek durumundayız. bs de bir ay içinde aynı firmaya kestiğimiz 5,500 tl.lık ve 1,000 tl.lık 2 fatura mevcut. bu durumda miktar olarak 2 belge 6,500 mü bildirmeliyiz yoksa sadece 5,500 tl. mi?
 
apartman yönetimine kestiğimiz faturayı Bs ile bildirmemiz gerekiyor ancak yönetim vergi numaraları olması gerektiği halde , olmadığı söylüyor. Bildirimde vergi nosuna ne yazmalıyız?
 
[TABLE="width: 586"]
[TR]
[TD="colspan: 3"]DANIŞTAY KARARLARI
[/TD]
[/TR]
[TR]
[TD="colspan: 3"]Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:
Esas No : 2012/2798
Karar No : 2012/3332
Kanun Yararına Temyiz Eden: Danıştay Başsavcısı
Davacı : Ahmet Uluyağmur ve Ortaklığı
Vekili : Av. Mehmet DİNÇ
Serçeönü Mh. Ahmetpaşa Cd. Adliye Karşısı
Beyaz Plaza Kat:6/26 Kocasinan/KAYSERİ
Karşı Taraf : Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı
(Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğü)-KAYSERİ
İstemin Özeti : 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve mükerrer 257'nci maddelerine istinaden çıkarılan 381 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile verilme zorunluluğu getirilen 2009 yılı Eylül dönemine ait mal ve hizmet alışlarına ilişkin bildirim formu (Form Ba) ile mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim formu (Form Bs) verme zorunluluğunu süresinde yerine getirmemesi nedeniyle davacı adına, 213 sayılı Kanunun mükerrer 355'inci maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı dava açılmıştır. Kayseri Vergi Mahkemesinin 16.6.2011 gün ve E:2011/577, K:2011/1275 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Devamlı Bilgi Verme” başlıklı 149'uncu maddesinde, kamu idare ve müesseseleri ile gerçek ve tüzel kişilerin vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye Bakanlığı ile vergi dairesince kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermeye mecbur oldukları, aynı Kanunun mükerrer 355'inci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257'nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257'nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara Kanunda belirtilen miktarda özel usulsüzlük cezaları kesileceği, ikinci fıkrasında ise bu hükmün uygulanması için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğu ancak, bu ödevlerin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca yapılan düzenleyici idari işlemlerle duyurulması halinde, ilgililere ayrıca yazılı olarak bildirilme şartının aranmayacağının hükme bağlandığı, 213 sayılı Kanunun 148, 149 ve mükerrer 257'nci maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden çıkarılan 381 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile verilmesi zorunluluğu getirilen mal ve hizmet alış ve satışlarına ilişkin bildirim formlarını süresi içerisinde vermediği sabit olan, bildirim yükümlülüğünün genel tebliğle duyurulmuş olması nedeniyle ayrıca kendisine bildirim yapılmasına gerek bulunmayan davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı yapılan itiraz ve karar düzeltme istemini reddeden Kayseri Bölge İdare Mahkemesinin 30.11.2011 gün ve E:2011/725, K:2011/747 sayılı kararının; adi ortaklık adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı ortaklardan birinin verdiği vekaletnameye istinaden dava açıldığının anlaşıldığı, yargı yerlerinde dava açabilmek ve yargısal işlemde bulunabilmek için, gerçek ya da tüzel kişi olunması zorunlu olup Borçlar Kanunu hükümlerine göre kurulan ve tüzel kişiliği olmayan, medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyeti bulunmayan adi ortaklığın, yargı mercilerinde, yargılamanın hiçbir aşamasında taraf olmasına olanak bulunmadığından, ortaklık adına açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken, davanın esasına girilerek hüküm kurulmasının, Yargılama Hukukunun kurullarına aykırı düşmesi ve yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade etmesi nedeniyle Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması istenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Danıştay Başsavcısı tarafından temyiz edilen Kayseri Bölge İdare Mahkemesinin 30.11.2011 0 gün ve E:2011/725, K:2011/747 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi Birgül Öğülmüş'ün açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesinde; bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği kurala bağlanmıştır. Belirtilen nitelikteki kararların hukuk düzenindeki olumsuz etkilerinin, yeni uyuşmazlıklara emsal alınmasının önüne geçilmesi, hukuk ve uygulamada birliğin sağlanmasını amaçlayan söz konusu düzenlemede, Danıştayın inceleme yetkisi sadece ileri sürülen temyiz sebepleri ile sınırlandırılmamıştır. Kanun yararına temyiz isteminin; yanlış bir yargısal içtihadın yerleşmesini önleme amacı gözönüne alındığında, ileri sürülmeyen başka bir temyiz sebebinin bulunması halinde kararın hukuka uygunluğunun bu sebep yönünden de incelenebileceği sonucuna ulaşılarak işin esasına geçildi.
818 sayılı Borçlar Kanununun 520'nci maddesinde yer alan düzenlemede iki veya daha çok kişinin emeğini ya da malını bir amaca ulaşmak için birleştirdikleri bir sözleşme türü olarak tanımlanan adi ortaklığın amacı, ortakların sorumlulukları, sermayesi, borçları ve alacakları da bu Kanunda düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu hükümlerine göre kurulan ve son bulan adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmamaktadır.
Borçlar Kanununun 534-538 madde hükümleri kapsamında iştirak halinde mülkiyet esasına göre faaliyet sürdüren adi ortaklıkların elde ettikleri gelir, ortakların kendi paylarına düşen karlarını ticari kazanç olarak münferiden beyan etmeleri üzerine vergilendirilmekte ancak, adi ortaklık katma değer vergisi yönünden vergi mükellefi, gelir stopaj vergisi yönünden ise vergi sorumlusu olarak kabul edilmektedir.
Ahmet Uluyağmur ve Ortaklığı ünvanıyla faaliyet gösteren adi ortaklık tarafından; 362 ve 381 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinin, Form "Ba" ve Form "Bs" nin doldurulmasına ilişkin açıklamalarına uygun şekilde 2009 yılı Eylül dönemine ait mal alış ve satış bildirim formlarının yasal süresi içerisinde ve ortaklardan Ahmet Uluyağmur adına verildikten sonra, 4.2.2010 tarih ve 27843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve "Ba", "Bs" bildirim formlarının ortaklık adına verilmesi gerektiği, ortaklardan herhangi birinin vergi kimlik numarası kullanılarak verilen formların hiç verilmemiş kabul edileceğini duyuran 396 sıra no'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen zorunluluğa uyulmaması nedeniyle ortaklık adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı, ortaklardan biri tarafından verilen vekaletnameye istinaden avukat aracılığıyla dava açıldığı anlaşılmıştır.
Tüzel kişiliği olmayan adi ortaklık adına kesilen cezaya karşı, mecburi dava arkadaşı durumunda bulunan tüm ortaklar tarafından veya ortaklarca vekalet yetkisi verilen bir avukat tarafından imzalanmış dilekçe ile dava açılması yerine, ortaklardan biri tarafından vekalet yetkisi verilen avukat tarafından imzalanan dilekçeyle açılan davanın bu nedenle ehliyet yönünden reddi gerekirken davanın esasının incelenmesi suretiyle verilen vergi mahkemesi kararına karşı yapılan itirazı ve karar düzeltme istemini yine işin esasına girmek suretiyle reddeden Bölge İdare Mahkemesi Kararının bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle Kayseri Bölge İdare Mahkemesinin 30.11.2011 gün ve E:2011/725, K:2011/747 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmi Gazetede yayımlanmasına 17.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
[/TD]
[/TR]
[/TABLE]
 
şirket üniversiteye fatura kesti, vergi no.su yok bs.de bildirecek miyiz??
 
Son düzenleme:
vergi nosunun olup olmaması değil limit olan 5.000 geçip geçmediği önemlidir ve geçenler bildirilir.
 
Merhaba,

Mart ayı evrakları içinden 23.02.2013 tarihli KDV hariç 13.440.-TL tutarlı bir mal alımı çıktı.. 10 günlük sürede aşıldı..
Şuanda hiç bir düzeltme yapmamayı düşünüyorum.. Vergi dairesi farkına varana kadar en azından.

ya da ne yapmak lazım
 
Ba'yı vermek için son gün 396 nolu VUK GT madde 2.2.1'e göre 31.03.2013'tü. VUK mük.md.355'e göre ise 10 günlük sürenin dolmasından sonra 15 gün içinde düzeltme verilirse ÖUC 1/5 oranında uygulanıyor ki bu da daha 7 gününüz var demektir. Vergi dairesi ileride keserse bu cezayı 1.200 TL ,siz 25.05.2013 tarihin kadar düzeltirseniz 240 TL olacak özel usulsüzlük cezası. Bu cezayı da VUK md.376'dan yararlanarak 160 Tl olarak ödeme imkanınız var. Seçim sizin.
 
çok teşekkür ederim Koray bey, bilgiler için.
o halde şimdi düzeltme vermem daha mantıklı.. çünkü ileride eninde sonunda çarpraz kontrolde bu bildirimi yapılmayan belge ortaya çıkacak.. 1/5 i ile durumu atlatmak en akilane çözüm gibi.
 
sayın meslektaşlarım,

serbest meslek kazancına tabi inşaat mühendisi mükellef var. bu mükellefe 2012 yılında inşaat tahattüt işinden de mükellefiyet açtık. ( tabi işletme defteri olarak başladı ) 2013 yılında inşaat taahhüt işinden bilanço usulü mükellef oldu. şimdi hem serbest meslek kazanca hem de bilanço usulu ticari kazanca tabi mükellef. Ba Bs formlarını veriyorum. sorum şu: inşaat taahhüt işinden dolayı aldığı ve kestiği faturalar 5.000-tl yi geçince ba- bs ye yazılıyor. serbest meslek kazancını ilgilendiripte 5.000 - tl yi geçen faturalar ba - bs ye yazılacak mı. yardımlarınızı ve paylaşımlarınızı bekliyor, şimdiden çok teşekkür ediyorum. iyi çalışmalar.
 
Üst