Huzur Hakkı Ve Teknoloji Geliştirme Bölgesi Gelir Vergisi Muafiyeti

Sayın merkür2,

Tekrar tekrar yazıyorum, lütfen yazdıklarımı okuyun. 6102 sayılı yasada madde değişikliğe uğradı diye zaten yazdım gerekçesini de yazdım, dedimki; Şirketlerdeki "ASGARİ ORTAK" sayısı kaldırıldığı için böyle olması gerekir. Ancak 6102 sayılı yasada madde 394 için yasa gerekçesi şöyledir;

"GEREKÇE/Madde 394 - 6762 sayılı Kanunun 333 üncü maddesi anlam itibarıyla tekrarlanmıştır. Esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmesi gereken malî haklar hükümde sınırlı sayı ilkesi uyarınca gösterilmiştir. Anılan malî hakların bir kaçının bir arada yerine getirilmesine bir engel yoktur."

Ne demem gerekiyor daha ?
 
"TDK Gerekçe-hukuk Bir yasanın önerilmesi ve hazırlanmasında, yasa tasarısının hazırlanış ve maddelerin düzenleniş sebepleri."

Eğer gerekçelerle hareket edecek olur isek 6762 sayılı TTK öncesindeki kanunların tamamını taramamız gerekirdi. 6762 sayılı TTK öldü ve şu an geçerli TTK 6102 sayılı TTK ilgili maddesinde bahsettiğiniz "toplantı başına" kısıtlaması yoktur.
Ayrıca bu maddenin asgari ortak sayısı ile bağlantısı anlayamadım. "idare meclisi azaları" ile "yönetim kurulu üyeleri" aynıdır.
 
Sayn merkür2,

Yazdığım/naklettiğim gerekçe "6102" sayılı yasanın yani yeni TTK'nın gerekçesidir. Lütfen bu başlığın altında yazdıklarımı en baştan okuyun.
 
Sn.ksimkesyan,
siz dilek ve temenniler , olması gerekirdiler kısmındasınız,
dilek temenniler , yönetmelikler, yasalardan ne yazık ki üstün değil.
 
Ben artık bu tartışmayı ironik açıdan ilginç bulduğum için izliyorum.)))) :alkış:
 
Sayn merkür2,

Yazdığım/naklettiğim gerekçe "6102" sayılı yasanın yani yeni TTK'nın gerekçesidir. Lütfen bu başlığın altında yazdıklarımı en baştan okuyun.
1. Tüm yazdıklarınızı okumaktayım ve ikilemde kaldığınız kanaati oluştu.
2. Yazdığınız gerekçenin son TTK ait olmadığından bahsetmedim. Gerekçelerle hareket edeceksek 6102 gerekçesine sonra ondan önceki 6762 aynı madde ile ilgili gerekçeye sonra 6762 sayılı kanundaki ilgili madde gerekçesinde de bir önceki kanuna bir atıf yapıldı ise o kanundaki maddeye şeklinde ilk çıkan kanuni düzenlemeye kadar geriye taramamız gerektiğinden bahsettim.
Bende artık bu tartışmada noktayı koyuyorum. İlgilenenler kendi yorumlarını da katarak uygulamalarına yön verebilirler kanısındayım.
 
1. Tüm yazdıklarınızı okumaktayım ve ikilemde kaldığınız kanaati oluştu.
2. Yazdığınız gerekçenin son TTK ait olmadığından bahsetmedim. Gerekçelerle hareket edeceksek 6102 gerekçesine sonra ondan önceki 6762 aynı madde ile ilgili gerekçeye sonra 6762 sayılı kanundaki ilgili madde gerekçesinde de bir önceki kanuna bir atıf yapıldı ise o kanundaki maddeye şeklinde ilk çıkan kanuni düzenlemeye kadar geriye taramamız gerektiğinden bahsettim.
Bende artık bu tartışmada noktayı koyuyorum. İlgilenenler kendi yorumlarını da katarak uygulamalarına yön verebilirler kanısındayım.

Sayın merkür2,

Tabiki ikilemde kalmadım. Başta ne söylediysem yine aynısını söyledim. Tabi hukuğun temel ilkesi de gerektiğinde tüm atıf ve içtihatlara da bakmaktır. Yeni TTK maalesef birçok konuyu düzenlerken hatalara ve imkansız uygulamalara da yol açtı. Birçok muğlak madde var. Bu madde de daha net yazılabilirdi. Ancak yasalarla ilgili bir uygulama sistemi de teamüllerdir. Hakimlerin hüküm verme kuralları içinde dahi varolan bir sistemdir. Başka konu başlıkları altında bunlardan bahsettim/bahsedildi.

Yazdığımız herşey yasalarla beraber bunlar nezdinde yaşadığımız tecrübelere dayalıdır, çok haklı olunan bir nokta var oda "ben yazdım bunu uygulayın" tabiki böyle birşey yok. Ve tmel ilk emin olmadığım yada benim de tereddütüm olan birşeyi yazmam yada belirtirim.

Bu başlığa ayrılmış bölümün sonu...
 
Üst