Kıdem Tazminatı Alanın Yıllık İzin Hakkı Nasıl Olacak ?

yken

Katkı Sunan Üye
Üyelik
21 Ara 2012
Mesajlar
403
Konum
istanbul
Forumdaki bu konu hakkındaki yazıları okudum.
Emeklilik ve askerlik haricindeki sebeble işten ayrılıp kıdemini alan ve tekrar aynı işverene ait bir işyerinde çalışmaya devama eden kişinin durumu nasıl olacak?
Son çıkan borçlar kanunu ile bunun değiştiği ve istifa edenin veya tazminatını alanın tüm haklarının sıfırlanmış olduğu söyleniyor.
Bu konuda son durum nedir?
 


Bu konuda yasal olarak yeni birşey henüz yok. Ancak yüksek mahkeme çelişkili kararlar veriyor. Bazen sıfırlanmalı diyor (ki bana göre yanlış. çünkü 55 md gayet açık. ) bazen de yok emekli olursa sıfırlanır , başka nedenle çıkarsa sıfırlanmaz diyor.))
 
Forumdaki bu konu hakkındaki yazıları okudum.
Emeklilik ve askerlik haricindeki sebeble işten ayrılıp kıdemini alan ve tekrar aynı işverene ait bir işyerinde çalışmaya devama eden kişinin durumu nasıl olacak?
Son çıkan borçlar kanunu ile bunun değiştiği ve istifa edenin veya tazminatını alanın tüm haklarının sıfırlanmış olduğu söyleniyor.
Bu konuda son durum nedir?

Sayın yken,

1. Önce işten ayrılarak kıdem tazminatınızı alamazsınız. Burada üçüncü şart gerçekleşmiş iş akdinin işveren tarafından feshi (diğer özel şartlar hariç), bilinen tabiriyle kovulmuşsunuzdur. Bu durumda iş yasasına göre kullanılmamış izin haklarının da bedeli ödenir. Yani hakkınızın sıfırlanıp sıfırlanmaması gibi bir durum söz konusu değil. 4857 sayılı yasada,
"Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti
Madde 59 - İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar.
İşveren tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde 17 nci maddede belirtilen bildirim süresiyle, 27 nci madde gereğince işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez."

2. Konu tamamen iş yasasını ilgilendiriyor borçlar yasasının bu konuyla hiç bir ilişkisi yok. Ancak eğer izin ücretleriniz ödenmediyse bunları talep edebilirsiniz ve zamanaşımı süresi 5 yıldır.

3. Yeni çalıştığınız yerde ise izin süreleriniz yeniden 53. maddede sayılan sürelere göre hesaplanır.

4. Eğer aynı işyerinde dahi kalsaydınız sizin iş akdinizin feshi yapılmış olduğundan tüm yukarda saydığımız şartlar yine geçerli olacaktır, iş yasası hizmet akdinin feshini hakların da sıfırlanması anlamında uygular.

Saygılar,
Kevork
 
Sayın yken,

4. Eğer aynı işyerinde dahi kalsaydınız sizin iş akdinizin feshi yapılmış olduğundan tüm yukarda saydığımız şartlar yine geçerli olacaktır, iş yasası hizmet akdinin feshini hakların da sıfırlanması anlamında uygular.

Saygılar,
Kevork

Sn Kevork;

Diğer yazdıklarınıza herhangi bir itirazım yok. Bu yukarıya aldığım cümleniz kesin ve net değil. İş kanunu izin sürelerini hesaplarken aynı işyerinde çalışılan tüm süreleri, aynı işverenin diğer işyerlerini, devlette de fasılalı ve başka bakanlıklarda yapılan çalışmalrın birleştirilerek dikkate alınacağını söylüyor.
 
Sn Kevork;

Diğer yazdıklarınıza herhangi bir itirazım yok. Bu yukarıya aldığım cümleniz kesin ve net değil. İş kanunu izin sürelerini hesaplarken aynı işyerinde çalışılan tüm süreleri, aynı işverenin diğer işyerlerini, devlette de fasılalı ve başka bakanlıklarda yapılan çalışmalrın birleştirilerek dikkate alınacağını söylüyor.

Sayın Güroy,

Aslında net, iş akdinin feshinde her şart adım adım açıklanmıştır. İşçi veya işverenin iş akdinin feshinde neler yapılacağı tek tek sayılmıştır, karşılıklı haklar ve bu haklar karşılığında yapılacaklar da. İş akdinin feshi herşeyin sıfırlanması anlamındadır. Kıdem, ihbar, birikmiş alacak, artakalan izin alacağı gibi herşey. Bedeller ödenir sözleşme sona erer.

Sizin birleştirme kuralınız ancak nakille ve her iki tarafın da rızasıyla olur ki buna benzer bir soruyu da yakın tarihte şöyle cevaplamıştım; özlük hakları ki bu vakada kıdem ve kullanılmamış izin var, iş akdinin sona erdiği firmadan diğerine aktarılırken ( ki bunun için aynı işverenin işyerleri olması zorunluluğu da yok) özlük haklarının diğer firmaya devredileceği diğer firmanın da işçinin bu hakları devraldığı işçiye ayrı ayrı tercihan noter kanalıyla tebliğ edilir. O zaman sizin söylediğiniz şart gerçekleşir.

Eksik bir şey kalmadığını umarım,

Saygılar,
Kevork
 
Bu noktada benimde tereddütlerim var idi,(kısmen hala var )ANCAK (daha öncede paylaşıldığı üzre) s.Nguroy beye katılıyorum.
 
Bu noktada benimde tereddütlerim var idi,(kısmen hala var )ANCAK (daha öncede paylaşıldığı üzre) s.Nguroy beye katılıyorum.

Sayın Aydemir,

açık ve net yasa maddeleri ile yazdım. Sayın Güroy'un bahsettiği 55. maddenin ( Yıllık izin bakımından çalışılmış gibi sayılan haller'dir ) de bu konuyla alakası yok. Konu 59. maddede açık seçik ve en net şekliyle yazılmış, onu da alıntı yaptım. Tereddüt ettiğiniz noktaları ve sayın Güroy'a katıldığınız noktaları söylerseniz o konudaki tereddütlerinizi de gidermeye çalışırım.

Saygılar,
Kevork
 
Sn. Kevork;

Siz çok şekilsel yorum yapıyorsunuz. Malesef bazı mahkemeler de aynı dar açıdan yorumluyor. Ancak bildiğiniz gibi yasaların hiyerarşisi var. Bir konu yasa metininde yazıyor ise bunu yorumla içtihatla bükmeye çalışmak evrensel hukuk kurallarına uymaz.
Sözünü ettiğimiz izin hakkıdır ve anayasal teminat altına alınmıştır. Bu madde yazılırken de işverenin izin hakkını kötüye kullanmasını engellemek amaçlanmıştır. Peki çalışan istifaen ayrılıp tekrar aynı işyerine girerse izin süreleri nasıl hesaplanacaktır.?

Devir konusunda da hatalı bir yorumunuz var. Bir işyeri başka işyerine nasıl devredilir. Uygulamada şirketin satılmasıyla olur . Eğer işyeri numarası değişmiyorsa zaten çalışanlar için değişen birşey yoktur. Tüm borç ve alacakları ile devir edilir. Alan ve satan taraflar çalışanın da rızasıyla bir protokol imzalar. Yasa da eski işvereni kendi dönemiyle sorumlu tutmaktadır.
Uygulamada bu sorumluluğun nasıl aktarılacağı ayrı bir tartışma konusudur .
Bunun dışında kıdem tazminatının devri pek olası değildir. Ya da aynı işverene ait başka bir işyerinde çalışma söz konusudur. Bu durumda da çalışanın hakları yasa gereği zaten devam eder.
Burda tüzel kişilik farklı ise yine bir protokol yapılması yararlı olacaktır. Protokol olmasa dahi yasa hükümleri geçerlidir. Protokol şekil şartı açısından sağlamdır.
 
Sn Güroy,

Son derece yasal yorum yaptım. hiş şekilsel değil. Tamamen iş yasası çerçevesinde yazdıklarımı başka yasalar çerçevesine taşımaya gerek yok. Siz yazdığım metni dikkatli okumamışsınız ben işyerinin devri demedim, "buna benzer bir soruyu da yakın tarihte şöyle cevaplamıştım; özlük hakları ki bu vakada kıdem ve kullanılmamış izin var," demişim, arada çok fark var.

İşyerinin başka bir işyerine devri nasıl olurun cevabı ise TTK ile ilgilidir ki bu konunun yeri burası değil tabi. Özlük haklarının devri söz konusu olunca TÜM HAKLAR buna kıdem tazminatı da dahil devredilir, bir kısmı değil. İşveren aynı olsada ki (burda gerçek kişi olmaktan bahsedebiliriz ancak) başka bir işyerinde çalışmaya devam etmek hakların devrini sağlamaz.

Çoğu yorumumda olayları farklı yasalar açısından ayrı ayrı yorumlarım, yada her birinin kapsamına giren maddeleri ayrı ayrı. Burada da aynısını yaptım. Burda konu işçi ve iş akdinin feshi. İş akdi feshedildiyse 59. madde "yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir" bu madde nezdinde hiçbir mahkemenin ayrık karar verdiğini görmedim. Olamazda.

Özlük hakkının devri için de bahsettiğim özlük haklarının devri/kabulü muvafakatnamelerinin tarihinin de halen çalışılan işyerindeki iş akdinin feshinden önce yapılması ve iş akdi feshinin yapılırken de bu muvafakatnemeye atıf yapılması gerekir. Bu yapılmadan iş akdinin feshi yapılırsa o zaman da İş yasasının fesih şartlarıyla ilgili ( karşılıklı ) tüm edimleri yerine getirilir. En basit şekliyle işverenin diğer şirketinde işe başlayacağını belirten karine ortada olmazsa ve iş akdi feshedilirse bird ahaki soru bu foruma "işverenin diğer işyerinde çalışmaya başlayacağımı söylediler bende evrakları imzaladım şimdi orda da işe almıyorlar ne yapabilirim" sorusu olur.


59. maddeyi bir kez daha okumanızı tavsiye ederim; "İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti...." diye başlıyor bu her şartı içeriyor demektir, istifa dahil. İş yasasına göre izin hakkından vazgeçilemeyeceğinden ve kullanılmasına engel olunamayacağından başka türlüsü de beklenemez zaten.

Diğer yasa kural ve evrensel hukuk kurallarına bakmaya dahi gerek yok. İstifa sonrası aynı işyeride işe başlamayla ilgili hesaplama ile ilgili olarak 8 numaralı cevabımda yazmıştım zaten. Tek bir istisnai durum var onu da söyleyeyim. SGK da 15 yıl 3600 gün kuralı çerçevede ödenen kıdem tazminatları iş akdinin feshini gerektirmediğinden tüm diğer özlük hakları olduğu gibi devam eder.

Saygılar,
Kevork

Sizden sadece izin hakkının hangi anayasa maddesi ile teminat altında olduğunu yazmanızı rica ediyorum.
 
Sn Güroy,

Diğer yasa kural ve evrensel hukuk kurallarına bakmaya dahi gerek yok. İstifa sonrası aynı işyeride işe başlamayla ilgili hesaplama ile ilgili olarak 8 numaralı cevabımda yazmıştım zaten. Tek bir istisnai durum var onu da söyleyeyim. SGK da 15 yıl 3600 gün kuralı çerçevede ödenen kıdem tazminatları iş akdinin feshini gerektirmediğinden tüm diğer özlük hakları olduğu gibi devam eder.

Saygılar,
Kevork

Sizden sadece izin hakkının hangi anayasa maddesi ile teminat altında olduğunu yazmanızı rica ediyorum.


Yani diyorsunuz ki . "15 yıl doldurup yaştan bekleyenlerin iş akdi fesih edilmez"

Ben başka bir yorum yapmayacağım.
 
Sayın Güroy,

Önce "SGK da 15 yıl 3600 gün kuralı çerçevede ödenen kıdem tazminatları iş akdinin feshini gerektirmediğinden " cümlemden bu yorumu çıkarmanıza hayret ettim. Bu yorumu yapmadan keşke sorsaydınız. "feshini gerektirmediğinden" "feshedilemez" demek değildir. Kaldıki yukardaki bunca yasa maddesini ve yorumu yazan birinin böyle bir hata yapmayacağını bilmek gerekirdi.

"Yani diyorsunuz ki . "15 yıl doldurup yaştan bekleyenlerin iş akdi fesih edilmez" demiyorum ancak benim bahsettiğim konunun kıdem tazminatıyla ilgili olduğunu da düşünmeniz gerekirdi. Benim bahsettiğim konu ise şuydu;
"
"8 Eylül 1999 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 4447 Sayılı Yasa ile eklenen 1475 Sayılı Kanun’un 14. maddesine 5. numaralı bent eklenmiş ve işçilere emekli olmadan istedikleri takdirde işlerinden ayrılıp KIDEM TAZMİNATI alma hakkı verilmiştir. "

Bu konuyu inceleyerek bilgilenmenizi öneririm.


Anayasa konusundaki cevabınızı da lütfen esirgemeyiniz.

Saygılar,
Kevork
 
Demek benim bilgilenmemi öneriyorsunuz. Haklısınız bence uslubunuza dikkat etseniz çok daha iyi olur Sizin bunu söyleyebilmeniz için önce benim yazdıklarımı anlayabilmeniz lazım. Ancak malesef henüz bu seviyede olmadığınızı, kendinizi ispatlama gayreti içersinde olduğunuzu görüyorum. Yukarda yazdıklarınız gayet açık. Okuyan meslektaşlarımız da ne yazıldığını anlayabilecek idrak edebilecek bilgi ve formasyona sahipler.
Anayasa konusunda benim kast ettiğim "çalışma hakkı " dır. çalışma hakkı nasıl vazgeçilmez ise çalışanın izin hakkı da vazgeçilmezdir.
 
Tek bir istisnai durum var onu da söyleyeyim. SGK da 15 yıl 3600 gün kuralı çerçevede ödenen kıdem tazminatları iş akdinin feshini gerektirmediğinden tüm diğer özlük hakları olduğu gibi devam eder.
Sn.ksimkesyan, sözleşme feshedilmeden kıdem tazminatı ödenmesi mümkünmüdür?
 
Sayın Keremcem,

sorunuzun cevabını 12. de verdiğimi sanıyorum.

Sayın Güroy,

Ben uslup hatası yaptığımı sanmıyorum. Açıklayarak hangi noktanın eksik anlaşıldığını söylememe rağmen, konuyu başka yöne çektiniz. Benim kendimi ispat etmek gibi bir düşüncem olmadığı gibi ihtiyacım da yok, sizin benim seviyemi de burada yazılanlarla tespit etme imkanınız olmadığı gibi, hakkımda bir şey bilmediğinize göre. Benim halen tüm hitaplarımda başlarken de bitirirken de hangi uslubu kullandığımı söylememe gerek yok. Benim yanlış yorumladığım yada yanlış bilgilendirdiğim bir şey varsa düzeltir genel cümlelerle değil yasal dayanaklarıyla ortaya koyar doğrusunu yazarsınız bende varsa yanılgımı kabul ederim. Ancak bunu yapmak yerine bilgi, ispat, seviye gibi meselelere gitmek konunun doğrusunu ortaya koymak yerine amaçtan sapmaya gider ki bunun doğru değil sanırım.

Anayasada yazdığınız "çalışma hakkı" ise diğer tanınan haklar gibidir. Ancak hakların teminat altına alınması, Anayasa çerçevesinde, ilgili kanunlarla sağlanır, aksi halinde müeyyideleri de sayılarak.

Yardım etmek amacıyla yazdığımız konuların dışına çıkmak zorunda kaldığım için forum mensuplarından özrümü kabul etmelerini rica ediyorum.

Saygılar,
Kevork
 
Sayın Aydemir,

açık ve net yasa maddeleri ile yazdım. Sayın Güroy'un bahsettiği 55. maddenin ( Yıllık izin bakımından çalışılmış gibi sayılan haller'dir ) de bu konuyla alakası yok. Konu 59. maddede açık seçik ve en net şekliyle yazılmış, onu da alıntı yaptım. Tereddüt ettiğiniz noktaları ve sayın Güroy'a katıldığınız noktaları söylerseniz o konudaki tereddütlerinizi de gidermeye çalışırım.

Saygılar,
Kevork

(Bugün + yoğunluk var idi zamanında müdahil olamadım.)
Paylaşımlarımız uygulamalardan doğan her bir sorunun nasıl giderileceği-hukuken nasıl çözüme kavuşturulması gerektiği yönündedir.
Kısmen tereddüt ettiğim noktalarda bu tür hususlar olup,malumdur ki,normların çatışması halinde en üst den alta doğru giden hiyeraşik sıralamaya dikkat etmekde yarar var.Tabi her konuda değil, bazen gündeme gelebilmektedir.

Kanun maddelerini defalarca okumuşusuzdur,hatta bazen atlamayalım diye yinede tekrar etme gereği duyarız ki gayet normal,yine de çözüme ulaşamayıp,emin olamayıp,ilgisi itibariyle bir başkasına sorma gereği duyarız,araştırma yapar,içtihat ararız vs.

Olayımıza bağlı olarak,M.59 da belirtilen y.izin sürelerine ait ücret ödenmemiş ise kıdem tazminatının ödenmiş olması durumu,yıllık izin yönünden kıdemin sıfırlanmıyacağıdır.Şayet ödenmiş ise artık y.zin açısından kıdemin sıfırlandığını söyleyebiliriz.
 
Sn Aydemir;

"Olayımıza bağlı olarak,M.59 da belirtilen y.izin sürelerine ait ücret ödenmemiş ise kıdem tazminatının ödenmiş olması durumu,yıllık izin yönünden kıdemin sıfırlanmıyacağıdır.Şayet ödenmiş ise artık y.zin açısından kıdemin sıfırlandığını söyleyebiliriz. "

Yani diyorsunuz ki "Kıdem ödenmiş ise izin hakkı açısından da kıdem sıfırlanır" Ödenmeden iş akdi sona ermiş ise yeniden giriş halinde eski çalışmalara ait süreler izin hakkının hesaplanmasında dikkate alınır.

Ben de diyorum ki. Evet yüksek mahkeme de son zamanlarda bu yönde karar veriyor. Ancak bu yorum bence doğru değildir. Yasa metni gayet açıktır Md 54. " Yıllık ücretli izne hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki bir işverenin bu kanun kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerinin aynı işverenin bu kanun kapsamında girmeksizin geçirmiş oldukları süreler de hesaba katılır." Burası çok önemli bu kanun kapsamında olmasa dahi çalışmış ise toplanır diyor.

Denmektedir. Eskiden yüksek yargı yorumlarını bu şekilde yapar ve izin hakkını işçi lehine yorumlardı. Ancak son zamanlarda gelişen politik dalgalanmalar sonucu yorumlar işçi aleyhine çıkmaya başladı.

Bence yasa metni gayet açıktır . Mahkeme yorumları ise doğru değidir.

Söylemek istediğpim bunlardır. Kimse yanlış anlamasın lütfen.
 
Ayrıca Anayasal güvence demiştim . Sn kevork bunu bana ısrarla sordu nerde var diye. Buldum nerde işte aşağıda:
"Anayasamızın 50 maddesinde “çalışma şartları ve dinlenme hakkı” başlığı ile düzenlenen hukuksal yapı 1475 sayılı eski İş Kanununun 49 maddesinde 4857 sayılı yeni İş Kanununun 53 maddesinde “yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez” cümlesi ile yer almıştır."
 
Sn Aydemir;

"Olayımıza bağlı olarak,M.59 da belirtilen y.izin sürelerine ait ücret ödenmemiş ise kıdem tazminatının ödenmiş olması durumu,yıllık izin yönünden kıdemin sıfırlanmıyacağıdır.Şayet ödenmiş ise artık y.zin açısından kıdemin sıfırlandığını söyleyebiliriz. "



Yani diyorsunuz ki "Kıdem ödenmiş ise izin hakkı açısından da kıdem sıfırlanır" Ödenmeden iş akdi sona ermiş ise yeniden giriş halinde eski çalışmalara ait süreler izin hakkının hesaplanmasında dikkate alınır.

Ben de diyorum ki. Evet yüksek mahkeme de son zamanlarda bu yönde karar veriyor. Ancak bu yorum bence doğru değildir. Yasa metni gayet açıktır Md 54. " Yıllık ücretli izne hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki bir işverenin bu kanun kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerinin aynı işverenin bu kanun kapsamında girmeksizin geçirmiş oldukları süreler de hesaba katılır." Burası çok önemli bu kanun kapsamında olmasa dahi çalışmış ise toplanır diyor.

Denmektedir. Eskiden yüksek yargı yorumlarını bu şekilde yapar ve izin hakkını işçi lehine yorumlardı. Ancak son zamanlarda gelişen politik dalgalanmalar sonucu yorumlar işçi aleyhine çıkmaya başladı.

Bence yasa metni gayet açıktır . Mahkeme yorumları ise doğru değidir.

Söylemek istediğpim bunlardır. Kimse yanlış anlamasın lütfen.

Hayır öyle demek istemiyorum.Diyorum ki,k.tazminatı ödenmiş olsa da, işcinin hak edip kullanmamış olduğu y.izin ücretleri ödenmemiş ise yıllık izin yönünden kıdem sıfırlanmış olmaz ama k.tazminatı yanında y.izin ücretleride ödenmiş ise artık kıdemin varlığından söz edilmemeli.

Aynı görüş noktasında fikir birliğine varamamış olabiliriz,gayet normal,birebir örtüşen bir Karar bulamadım,bulan olursa lütfen paylaşalım.Kimi zaman bazı kararlar hakkında farklı yorumlar yapsak da, yüksek mahkemenin kararına uymakdan başka da çaremiz yok.
 

Benzer konular

Üst