Açıkcası benim açımdan bu soruya cevap verebilmek zor.Planlama stratejisi yapabilmek için firmayı iyi tanımak işlem hacmine ve mizan değerlerine bakmak lazım.Yani bunun belli bir şablonu yok ki ortaya koyalım..Firma, şirket midir,1.sınıf mıdır?Faaliyet alanı nedir?Bu faaliyet alanına göre mali idarenin beklentisi nedir?Gelir arttırıcı tüm hareketler ayrıntılı incelenmiş midir? Kdv'siz giderler çok mu fazladır.Şirket ise kasa hareketleri nasıldır?Şirketin ana finansman kaynağı nedir? Bu firma hiç kdv ödüyor mu?..vs vs...
Muhasebe hesapları arasında (piyasa tabiri ile) oynayarak istenildiği gibi kar veya zarar çıkarılabilir.Anladığım kadarıyla firmanızda da yapılan budur..Masa başı maliyet nasıl hesaplanabilir ki başka türlü?Ama bu iş ne kadar sağlıklıdır? Amaç vergi levhasına kar yazdırmak ise bu iş kolay..İşlenen giderlerin bir kısmını saymaz KKEG kabul edersiniz olur biter..Ama bu çözüm müdür? Hesapları makyajlamak,ötelemek veya gerçek durumu dışında bambaşka bir şekle büründürmek..Bu sistem bir firmayı nereye kadar idare edebilir.Gün gelir bir yerde tıkanır,patlak verir.Ya stoklarda tıkanır,ya kasa'da tıkanır, ya da ne bileyim sermaye de tıkanır..
Vergi dairesinin amacı tabiki her firmadan vergi alabilmektir.Tabiki zarar eden hiçbir firmayı istemez.Bunun içindir ki örneğin 5 yıl üstü üste zarar eden firmaların inceleneceği belirtilir.
Sayın Bülent'in önerisindeki gibi elbetteki stoklara pay vermek mümkün..Ama belkide satışların biraz daha arttırılması,belki kar marjının biraz yüksek tutulması ve biraz da kdv ödenmesi hatta işletme giderlerinin adamakıllı kontrol edilmesi ve gerekirse biraz frene basılmasıyla bu farkı kapatmakta mümkün olabilir.
Özetle kendi açımdan belirtmek gerekirse işletme mizanını veya hesaplarını incelemeden yorum yapmak,çokta sağlıklı olmayacaktır.
Saygılar