Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesi Hakkında

ferhat

Moderator
Forum Yönetimi
Üyelik
6 Haz 2005
Mesajlar
7,476
Konum
İSTANBUL
6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR.
6728 sayılı Kanun ile Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesi ile Maliye Bakanlığına verilmesi gereken muhtasar beyanname birleştirilmiş ve Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesi adını almıştır. Ayrıca söz konusu kanun ile Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesi verilmesine ilişkin idari para cezası düzenlenmiştir.
6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile aylık prim ve hizmet belgesi ve muhtasar beyanname uygulamaları kaldırılmış ve yerine Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesi getirilmiştir. Söz konusu kanun ile bu hususta yapılan düzenlemeler aşağıdaki şekildedir.

1- Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi İçeriği
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 98/A maddesi eklenmiştir. Söz konusu maddeye göre, muhtasar ve prim hizmet beyannamesi, vergi kanunlarına göre verilmesi gereken muhtasar beyanname ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilerek, kesilen vergilerin matrahlarıyla birlikte sigortalının sigorta primleri ve kazançları toplamı ile prim ödeme gün sayılarının bildirilmesine mahsustur.

2- Yetkili Makamlar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıdır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa eklenen 98/A maddesine göre; muhtasar beyanname ile aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilerek verilmesi hususunda zorunluluk getirmeye veya kaldırmaya, kapsama girecekleri gruplar, sektörler, gayrisafi iş hasılatları, istihdam edilen işçi sayıları, gelir unsurları, il ve ilçe sınırları itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte tespit etmeye, muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin şekil, içerik ve ekleri ile ilgili olduğu dönemi ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müştereken yetkili kılınmıştır.

3- Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesi Ne Zaman Verilecek?
Muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verilmesinde Gelir Vergisi Kanununun 98 inci maddesinde belirtilen yer ve süreler dikkate alınacaktır. Buna göre Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesi ilgili olduğu ayı takip eden ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine verilecektir.
Maliye Bakanlığı; bölge, il, ilçe, mahal ve sektörlere göre yetkili vergi dairesini ve beyannamenin verilme zamanını belirlemeye yetkili kılınmıştır.

4- Tahakkuk Fişi Elektronik Ortamda Verilecek
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 28 inci maddesine yeni fıkra eklenmiştir. Yapılan ekleme ile Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesinin 5510 sayılı Kanun kapsamında oluşturulan kısmına ilişkin olarak düzenlenen tahakkuk fişinin, mükellefe veya elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verilmiş diğer kişilere Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından elektronik ortamda gönderilmesi düzenlenmiştir.

5- Meslek Mensubuna Müşterek ve Müteselsilen Sorumluluk Getirildi
5510 sayılı Kanununun 12 nci maddesinin ikinci fıkrasına ekleme yapılmıştır. Yapılan düzenleme ile muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin defter ve kayıtlara ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından işverenlerle birlikte yazılı sözleşme ile yetki verilmiş serbest muhasebeci, serbest muhasebeci malî müşavir ve yeminli malî müşavirler de müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
Ayrıca, Kanun ile 5510 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişiklik ile 5510 sayılı Kanun gereğince Kuruma verilecek belge ve bildirimlerin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensupları tarafından da verilebilmesi amacıyla düzenleme yapılmıştır.

6- Teşvik Şartlarında Düzenleme Yapıldı
5510 sayılı Kanunda düzenlenmiş olan 5 puanlık ve 6 puanlık prim indirimi teşviklerinden, büyük ölçekli yatırımların teşvikinden ve asgari ücret teşvikinden faydalanmak için gerekli olan koşullardan olan aylık prim ve hizmet belgelerinin süresinde verilmesi yükümlülüğüne Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesinin süresinde Maliye Bakanlığına verilmesi şartı eklenmiştir.
Getirilen bu düzenleme, Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesinin verilmeye başlanmasıyla birlikte uygulanmaya başlanacak doğal süreç için gerekli yasal değişikliği içermektedir.

7- Diğer Düzenlemeler ve Sigortalı Çalıştırmama Hali
Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve GSS Kanununun 86 ncı maddesinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklik ile 86 ncı maddedeki aylık prim ve hizmet belgesinin içeriği ve verilmesi ile ilgili hususlar mülga edilmiş ve Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesinin hayata geçirilmesi sonucu çıkartılacak yönetmeliğe göre işlem yapılması gerektiği belirtilmiştir. Buna benzer şekilde sigortalıların eksik gün belgelerinin verilmesi ve ilgili diğer hususlar da çıkartılacak yönetmeliğe havale edilmiştir.

Ayrıca yapılan ekleme ile işverenin sigortalı çalıştırmaya son vermesi halinde durumu 15 gün içinde SGK'ya bildirmesi yükümlülüğü getirilmiştir.


8- Afet Durumunda Belgelerin Verilme Süresi ve Primlerin Ertelenmesi Yeniden Düzenlendi
Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve GSS Kanununun Afet durumunda belgelerin verilme süresi ve primlerin ertelenmesi başlıklı 91 inci maddesi yeniden düzenlenmiştir. Yapılan değişiklik ile yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi afetlere sel ve kuraklık afetleri ile ağır hastalık, ağır kaza, tutukluluk ve sabotaj halleri eklenmiştir. Buna göre;
Yangın, su baskını, sel, kuraklık, yer kayması, deprem gibi afetlerle ağır hastalık, ağır kaza, tutukluluk ve sabotaj gibi nedenlerle ticari veya ekonomik kayıplara uğrayan işverenler, 4/b kapsamındaki sigortalılar ile primlerini kendileri ödeyen sigortalılar, bu durumu belgelemeleri kaydıyla vakanın veya afetin meydana geldiği tarihten itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları ve prim ödeme aczine düştüklerinin, yapılacak inceleme sonucu anlaşılması hâlinde, yukarıda belirtilen vaka veya afet tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut Kuruma olan borçlar ile vaka veya afetin meydana geldiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar tahakkuk edecek Kuruma olan borçları, vaka veya afetin meydana geldiği tarihten itibaren bir yıla kadar Kurumca ertelenebilir.
Yukarıda belirtilen durumlar ile Bakanlık ve Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenen vaka, afet veya mücbir sebep hâllerinde Kuruma verilmesi gereken her türlü bilgi ve belge ile yapılması gereken başvuruların vakanın, afetin veya mücbir sebebin meydana geldiği tarihi takip eden üç ay içinde Kuruma verilmesi veya yapılması hâlinde, süresinde verilmiş veya yapılmış sayılır.
Yetkili makamlarca genel hayatı etkilediğine dair karar verilen vaka, afet veya mücbir sebep hâllerinde, genel hayatın etkilendiği bölge, il, ilçe veya mahalde doğrudan veya dolaylı olarak zarar gören işverenlerle sigortalı ve hak sahiplerince bu Kanuna göre Kuruma verilmesi gereken her türlü bilgi ve belge ile yapılması gereken başvuruların, ödenmesi gereken primlerin ve diğer Kurum alacaklarının ödeme sürelerini bu Kanundaki sürelere bağlı olmaksızın, genel hayatın etkilendiği bölge, il, ilçe veya mahaldeki şartları ve gelişmeleri göz önünde tutarak belirlemeye ve ertelemeye Kurum yetkilidir.
Kuruma olan borçların ertelendiği sürede zamanaşımı işlemez ve ertelenen kısmına gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaz.

9- Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesine İlişkin Yeni İdari Para Cezası Düzenlemesi Getirilmiştir
5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasına (m) bendi eklenmiştir. Söz konusu düzenleme ile aylık prim ve hizmet belgesinin verilmemesi halinde uygulanan idari para cezasından farklı olarak tutulan defter türüne ve eksik tahakkuk ettirilen prim tutarına göre ceza tutarı farklılaştırılmıştır.
Söz konusu bende göre, Kurumun prim tahakkukuna ve sigortalıların sosyal güvenlik haklarına dayanak teşkil eden Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesindeki sigortalıların, prime esas kazançlarının veya hizmetlerinin bildirilmediği, eksik ya da geç bildirildiği anlaşılan her bir işyeri için;
1) Beyannamenin asıl olması hâlinde, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla beyannamede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin beşte biri tutarında,
2) Beyannamenin ek olması hâlinde, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek beyannamede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında,
3) Ek beyannamenin, 86 ncı maddenin beşinci fıkrasına istinaden Kurumca resen düzenlenmesi durumunda, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek beyannamede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin yarısı tutarında,
4) Beyannamenin mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden, hizmetleri ve kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği ya da sadece hizmetlerinin Kuruma eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması hâlinde, beyannamenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık beyannamedeki her bir işyeri için,
a) Kamu idareleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar hakkında asgari ücretin üç katını geçmemek üzere sigortalı başına aylık asgari ücret tutarında,
b) Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar hakkında asgari ücretin iki katını geçmemek üzere sigortalı başına yarım asgari ücret tutarında,
c) Defter tutmakla yükümlü olmayanlar hakkında aylık asgari ücreti geçmemek üzere sigortalı başına asgari ücretin üçte biri tutarında,
ç) Beyannamedeki her bir işyerinden bildirilen sigortalıların sadece prime esas kazançlarının eksik bildirildiğinin anlaşılması hâlinde ise beyannamenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin onda birinden az, iki katından fazla olmamak üzere tespit edilen prime esas kazanç tutarında,
idari para cezası uygulanır.

10- Meslek Kodu Uygulaması İle İlgili İdari Para Cezası Getirilmiştir
5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasına (n) bendi eklenmiştir. Buna göre, muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde, sigortalıların işyerlerinde fiilen yaptıkları işe uygun meslek adı ve kodunu, gerçeğe aykırı bildiren her bir işyeri için aylık asgari ücreti geçmemek üzere meslek adı ve kodu gerçeğe aykırı bildirilen sigortalı başına asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanacaktır.
Ancak söz konusu düzenlemenin yürürlük tarihi 01/01/2018 olarak belirlenmiştir

11- Geçiş Hükümleri
Kanun ile 5510 sayılı Kanuna Ek Madde 12 eklenmiştir. Bu madde ile Muhtasar Ve Prim Hizmet Beyannamesinin uygulanmaya başlamasından önceki tarihlerde verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgeleri için değişikliklerden önceki hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.
 
Son düzenleme:
Merhaba,

muhtasar beyanname ile aylık prim ve hizmet belgelerinin birleşimi uygulama sonradan olacak biraz erken ama merak ettim. Üç aylık muhtasar beyanname ile aylık prim ve hizmet belgesi nasıl birleşecek?

Anladığım kadarıyla üç aylık dönemlerdeki beyanname ile o dönemin aylık prim hizmet belgesi birleşecek
 
Son düzenleme:
Üç aylık değil, aylık olacak bundan sonra. Üç aylık muhtasar kalkıyor yani artık.
 
Uygulama açıklanınca göreceğiz. Üç aylık muhtasar verenler için ileri bir tarih de belirlenebilir veya her ay sadece işçi kısmı 3 ayda bir diğer stopajlar bildirilip sgk aylık stopajlar 3 ayda bir toplanarak tek tahakkuk ile ödenebilir vs vs. Şimdilik beklemedeyiz.
 
Yeni kanun ile süresi geçmeyen beyanlarda düzeltme beyanı için "dv muaf" seçilebilecek.
 
kanun metninde; madde 16 da yer alıyor bu birleşme işlemi (muhtasar-sigorta bildirgesi)

kanunun 76.maddesinde de; yürürlülük tarihlerinde şu şu maddeler haricindekiler kanunun yayım tarihinde yürürlüğe girer ibaresi var ????

09/08/2016 yayım tarihi ?? bu ay mı birleşme olacak ??
 
Ferhat beyin yazdığı yazıda 2. maddeyi okuyun! Bu kanun bir yetki kanunudur, kanun yürürlüğe girince beyan/bildirim birleşti demek değildir.
 
Sn. merkür2'nin izni ile bir hususu belirtmek isterim,
Bu kanundaki (veya diğer kanunlardaki) yetkilendirme ile yetki kanunu farklıdır. Yetki kanunu, Bakanlar kurulu olağan dönemlerde Kanun Hükmünde Kararname çıkartabilmesi için öncelikle TBMM'den yetki alması gerekir(Olağanüstü hal ve sıkıyönetim hallerinde bu yetkiye gerek yoktur). Şayet TBMM bu yetkiyi hükümete verirse bu "yetki kanunu" olur.

Burada belirtilen yetki ise bu işlemi yapmaya A ve B bakanlığı yetkili kılınmıştır. Şayet 3 gün sonra C bakanlığı bu işlemle ilgili bir işlem yaparsa bu yetki gaspına girer.

İkiside yetki fakat biri anayasamızın 6. maddesinde diğeri 91. maddesinde düzenlenmiştir.
 
Sayın Arkadaşlar,

Öncelikle,
Sayın ferruh,

Yazdıklarınızda doğruluk payı olsada içerikler ve bağlantılar maalesef yanlış olmuş detaylarına girmeyeceğim. Torba yasa, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa eklenen 98/A maddesi ile "muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin şekil, içerik ve ekleri ile ilgili olduğu dönemi ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müştereken" yetkili kılmıştır.

Durum böyle olunca diğer yazdıklarınızın önemi yok. E uygulama işin de KHK'ye ihtiyaç yok.


Arkadaşlar,

Şekil aslında son muhtasara eklenen SGK bilgileri nezdinde belli gibi ( başka bir yöntem koyarlarmı bilmiyoruz tabi ) ancak kişi bilgileri yerine hizmet dökümünün eklenmesi gibi bir yöntem olacağını varsayabiliriz. Uygulama için muhtemelen öncelikle belirli çalışan sayıları kriter alınacak uygulama aksaklıkları düzeltilince muhtemelen kademeli olarak genele yayılacaktır. Bana göre makul olan budur da tabi sürprizlere de açık olmak gerekir.

Konu hakkında zihin yormak yerine beklemek en doğru yöntemdir. Esasen Her iki bakanlığın uygulama ile ilgili bir taslağı öncelikle paylaşıp görüş toplaması yararlı olur diye düşünüyorum.
 
Kevork üstadım;
farklı anlaşıldım sanırım. Kanun yapma yetkisi TBMM'ne ait iken, KHK yapma yetkisi bakanlar kuruluna aittir. KHK'ler TBMM tarafından onaylanırsa kanun olurlar.
Yetki kanunu TBMM'nin olağan dönemlerde bakanlar kuruluna KHK çıkartabilmesi için verdiği izin olan yazılı metnin adıdır. Onun dışında bir yetki kanunu yoktur.

Mesajda geçen 6728 sayılı kanunun ismi "kanun"dur, "yekti kanunu" değil, bildiğimiz normal bir kanundur bu. Ben bunu ifade etmek istedim. Yoksa e-beyanname veya sgk bildirimi için KHK çıkartılmalı diye bir söylemim yoktur.

İlk mesajıma sn. merkür2'nin izni ile diye başladım. Bugün yarın 2 ay sonra bu konuyu okuyanlar burada "yetki kanunu" ifadesini görünce, olurki sınava girecekler olabilir, üniversitede okuyanlar varsa derslerde karşılaşabilirler, "yetki kanunu"nun ne olduğunu açıklamaya çalıştım sadece.
 
Sn. merkür2'nin izni ile bir hususu belirtmek isterim,
Bu kanundaki (veya diğer kanunlardaki) yetkilendirme ile yetki kanunu farklıdır. Yetki kanunu, Bakanlar kurulu olağan dönemlerde Kanun Hükmünde Kararname çıkartabilmesi için öncelikle TBMM'den yetki alması gerekir(Olağanüstü hal ve sıkıyönetim hallerinde bu yetkiye gerek yoktur). Şayet TBMM bu yetkiyi hükümete verirse bu "yetki kanunu" olur.

Burada belirtilen yetki ise bu işlemi yapmaya A ve B bakanlığı yetkili kılınmıştır. Şayet 3 gün sonra C bakanlığı bu işlemle ilgili bir işlem yaparsa bu yetki gaspına girer.

İkiside yetki fakat biri anayasamızın 6. maddesinde diğeri 91. maddesinde düzenlenmiştir.

Kendinizle çelişmiyor musunuz? İlgili madde için;
Yetki kanunu ifadesi kanunun tamamı için değil soruda sorulan ilgili madde içindir. Zaten bu kanun bir çok kanunu değiştiren bir çorba kanundur.
Yetki kanunu -> bakanlıklara verilen yetki.
 
Son düzenleme:
Kendinizle çelişmiyor musunuz? İlgili madde için;

Hayır, çelişmiyorum...
Anayasamız madde 91;

"E. Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme
MADDE 91.– Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez.

Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir."

Yetki kanunu budur, bunun dışında yetki kanunu ismi taşıyan bir kanun yoktur, diğerleri kanundur.

Bahsi geçen kanundaki "yetkilidir" ifadesi 2 bakanlığın bu iş için bakanlar kurulu tarafından yetkilendirilmesidir sadece. Yarın Bakanlar kurulu bu yetkiyi 2 bakanlıktan alıp Sağlık Bakanlığına'da verebilir, bunun için ayrıca bir kanuna gerek yoktur, imza devri-yetki devri kavramları içerisindedir bunlar.

Buradaki "yetkilidir" ifadesi şunun için gereklidir.

Anayasamızın 6. maddesi;
" VI. Egemenlik
MADDE 6.– Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.

Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz. "

kanunda geçen "......... bakanlıkları yetkilidir" ifadesi bu 6. maddenin zorunluluğundan dolayıdır.
 
Üst