Niye Şiir Olmasın!!!

Tereddüt

Sarahaten, acaba, söylesem darilmaz mi?
Darilmak adeti, bilmem ki çapkinin naz mi?
Desem ki: 'Ben, seni...' ,yok, dinlemez ki, hiddet eder!
Niçin? Bu sözde ne var? Sanki hiddet etse ne der?
Desem ki: 'Ben, seni pek...' Ya kizar, konuşmazsa?
Derim: 'Bu çektigim insaf edin, eger azsa...'
Desem ki: 'Ben, seni pek çok...' hayir, kizar bilirim,
Tereddütüm acaba hiddetinden az mi elim?
Desem ki: 'Ben, seni pek çok...' Sakin gücenme emi,
Sakin gücenme, eger anladinsa sevdigimi…

Orhan Seyfi Orhon
 
Hikayem Bitti....(İki Satır)

İki satır hikayeydin dün
Yazmaya gereksiz cümlem
Bir yerimde kalmayacak bir kaç iz

Seni bulamadım bıraktığım yerde
Bir iki yırtık kumaş parçası vardı halının üstünde
Sehpalar devrilmiş kapının kolu kırık ve
Sanki deprem olmuş gibiydi yokluğumda evde

İki satır hikayeydin dün
Anlatacak bir söz bulayım derken kendimce
Sığmadığını gördüm bu gün ard arda sıralı cümleye

Dev bir roman olmuşsun sanki
Sığmamışsın koca salona
Kanepede yatmayı severdin eskiden
Ayaklarını uzatır kıvrılırdın hafiften
Saçların sarkardı aşağı
Üstüne aldığın battaniye toplanmış
Baldırların açıkta uyurdun ve
Seni öyle seyretmeyi ne çok sevmişim bilmeden

İki satırdın dün
Hikayeler yazılası olmuşsun
Seni nerden buldum diye sorarken kendime
Anladım ki sen tümüyle bende doğmuşsun

(Ali Akar)
 
SEVGİ

Sevgi, el ele tutuşmaktır,
Sevgi, göz göze bakışmaktır.
Sevgi, bir kelebek,
Sevgi, bazen de bir çiçek.
Sevgi, hırlaşmak değil paylaşmak,
Sevgi, kavga değil aşkla yaklaşmak.
Sevgi, yürekte duyulan kıpırtı,
Sevgi, gözde görülen pırıltı.
Sevgi, yuva sıcağı,
Sevgi, ana kucağı.
Sevgi, esirgemek, kollamak,
Sevgi, bir yetim saçı okşamak.
Sevgi, goncadır, gül olup açılan,
Sevgi, şekerdir, dillerden saçılan.
Sevgi, çevredir, yeşildir daldır,
Sevgi, sohbettir, muhabbettir baldır.
Sevgi, gönlü hoş tutan hece,
Sevgi, aydınlık, pırıl pırıl gece.
Sevgi, var ile yok arası,.
Sevgi, nimet, aş ekmek,
Sevgi, bir türkü, bir gayde çekmek.
Sevgi, var olmak, var olanı bilmek,
Sevgi, haddini bilmek, kendine gelmek.
Sevgi, kul olmak, kulluk etmek,
Sevgi, Yaradan'a şükretmektir...
 
iyi dost, dostunu arar.
gördüğünde hal hatır sorar.
hal, hatır sormayan dost, ne işe yarar.
dost dediğin candan olmalı.

yaprak düşer yere, gazel olur.
dostla sohbet, güzel olur.
dost, dosta acı da söylese, bal olur.
dost dediğin candan olmalı.

kurumuş bağın, üzümü olmaz.
dost bahçesinin, gülleri solmaz.
ömür tükenir, dotluklar unutulmaz.
dost dediğin candan olmalı.


( şair- hasan karagöz)
 
bende varım

DURACAKSIN


Acı,
ağulu dikenler gibi ruhuna dolandığında,
öfke,
kızıl bir küheylan gibi koşturduğunda,
keder,
yaşlı bir ağaç gibi üstüne yıkıldığında,
duracaksın,
durup, gümüş bir su gibi akan sabahın tazeliğine
bakacaksın,
sana iki yüz yıl önceden haberler taşıyan
alaycı kargaların sesini
dinleyeceksin,
çiçeklerini koklayıp derin bir soluk
alacaksın.



Ölüm seni kuşattığında, tam o sırada, hayatı
düşüneceksin.
Acıyı, öfkeyi, kederi ulu bir gölgeliğe yatıracaksın
bir zaman, "dinlenin biraz" diyeceksin.



Bir inci avcısı gibi, ta derinlere dalıp tek tek bütün
istiridyeleri açarak,
bir sevinç arayacaksın.
Hayaller kuracaksın.
Hatıralarını bir daha gözden geçireceksin.
Sevdiklerini düşüneceksin ve seni sevenleri.
Özlediklerini düşüneceksin ve seni özleyenleri.
Teninde iz bırakanları ve senin izini taşıyan
tenleri.
Seni şakalarıyla güldürenleri ve senin şakalarına
gülenleri.
Sevinçlerini, hayallerini, hatıralarını,
sevdalarını, sevişmelerini,
özlemlerini, şakalarını bir bir yerleştireceksin içine,
hayat denilen mucizenin sana verdiği armağanları
sıkıca kucaklayacaksın.



Ölüm her yandan üstüne saldırıp seni kuşattığında,
tam da o zaman, hayatı düşüneceksin.



Güzel bir haber gelecek belki yarın sabah.
Belki bir mektup alacaksın.
Sana gülümsemesini çok istediğin gülümseyecek belki sana.
Serüvenci gemiciler gibi meçhul denizlerde
kaybolduğunda,
tam da o zaman, karanın bir gün görüneceğini düşüneceksin.
Gözcünün "kara göründü" diye bağırdığını hayal
edeceksin.
Kara, hiç görünmese bile,
hiç olmazsa neyi aradığını ve neyi kaybettiğini
bileceksin,
çektiğin onca fırtınanın, varmayı umduğun o umutlu
hedefle mana kazandığını anlayacaksın.



Her şeyini kaybetsen de hayallerini
kaybetmeyeceksin.
Neyi aradığını hiç unutmayacaksın.
Sevinçleri ne kadar hatırlarsan, acının derinliğini
o kadar kavrayacaksın.
Yaşadığın ve yaşayabileceğin güzel şeyleri ne kadar
çok düşünürsen,
öfken o kadar keskinleşecek.
Karanlık inerken, ışığa daha dikkatli bakacaksın.
Geleceğinle arana, dibinde canavarların dolaştığı
bir uçurum koyduklarında,
nasıl biteceğini bilmediğin atlayışını yapmadan önce,
geçmişine, sevinçlerine, hayallerine yaslanıp güç alacaksın.



Sevdiğin bir türküyü mırıldanmaktan hiç vazgeçmeyeceksin.
Bir çiçek iliştireceksin yakana.
Ölüm seni kuşattığında, tam da o zaman, hayatı düşüneceksin.
En azgın, en ihtiraslı sevişmelerini..
En çılgın hayallerini..
En çağıltılı kahkahalarını..



Acı,
ağulu dikenler gibi ruhuna dolandığında,
öfke,
kızıl bir küheylan gibi koşturduğunda,
keder,
yaşlı bir ağaç gibi üstüne yıkıldığında,
duracaksın,
durup gümüş bir su gibi akan sabahın tazeliğine
bakacaksın,
sana iki yüz yıl önceden haberler taşıyan alaycı
kargaların sesini dinleyeceksin,
çiçeklerini koklayıp derin bir soluk alacaksın.
Ölüm seni kuşattığında, tam o sırada, hayatı
düşüneceksin.



Ölüm seni kuşattığında, tam o sırada, hayatı
düşüneceksin.
Acıyı, öfkeyi, kederi ulu bir gölgeliğe yatıracaksın
bir zaman,
"dinlenin biraz" diyeceksin.
Onları, şefkatle dinlendireceksin.
Çünkü onlara yine ihtiyacın olacak...


Ahmet Altan
( 1950 - )
 
Tanımasam bile üzülürüm, yitirilmiş ümitlere,
Hiç gerçekleşmeyecek hayallere,
Yaşanmamış sevgilere üzülürüm..........

Bu yüzden korkarım yaşamayı ertelemekten.
Ne yapılması, ne söylenmesi gerekiyorsa
Söylenmeli, yapılmalı,

Seviyorsanız, sevdiğinizi bugün söyleyin.
Sevdanızı bugün yaşayın.
İşinizde yapılacak ne varsa, bir an önce yapın.
Yarın çok geç olabilir.
Bir anda bitebilir herşey,
Yaşamak için acele edin bence
Kısa yaşamışlıklar, hiç yaşanmamışlıklardan daha iyidir.

Geriye dönüp baktığımızda ''keşke '' ler
Çoğunlukta olmasın.
Silginiz, kaleminizden önce bitmesin.

Daha okulda başlamıyormuyuz yaşamayı ertelemeye,
İlk hedef kolej, sonra ünüversite,
Hep yarına yatırım, bugünü sonra,

Yaşamamışcasına.
İşe gireyim sonra..........................
Evleneyim sonra............................
Çocuklar büyüsün sonra.................
Emekli olayım sonra.......................
sonra.....sonra..........sonra...........
sonrası için yarınlar çok uzak olabilir.

Bir sürecin başında,ortasında yaşam her an sona erebilir.
Sonrası olmayabilir.
Hepimiz için bir ömür biçilmiş değil mi?
Fedakârlıklar güzel ama,
UNUTMAYALIM(HERKES KENDİ HAYATINI YAŞAR)
 
Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum

Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar,
bu şehri terk edeli
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı,
yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
Seni içimden terkediyorum

Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile
Pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanıldığımdın
Yangınımdın
Yangındın

Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü “belki”ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum

Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün

İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum

“Yarime uzanmayan bütün dallar kırık” demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

Ne tuhaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda.
“Ya öldür beni”dedim
Ya da git benden.
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim.
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yarini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum.
 

*aşık olmak
*şık olmak
*yüz kaslarınız ağrıyana dek gülmek
*sıcak bir duş
*özel bir bakış
*manzaralı bir yolda araba kullanmak
*yatağınıza uzanıp yağmurun sesini dinlemek
*satın almak istediğiniz kazağın yüzde elli indirime girdiğini görmek
*uzaktaki bir arkadaşınızla telefonda konuşmak
*köpük banyosu
*kumsal
*geçen kış giydiğiniz montun cebinden para çıkması
*kendinize gülmek
*su fıskiyelerinin arasında koşmak
*yanınızda size güzel olduğunuzu söyleyen birinin olması
*ilk aşk
*hakkınızda güzel sözler söylendiğine kulak misafiri olmak
*uyanıp daha uyuyacak birkaç saatiniz olduğunu farketmek
*ilk öpüşme
*eski arkadaşlarınızla zaman geçirmek
*yavru bir köpekle oynamak
*güzel düşler
*sevgilinizle yorgana sarılıp iyi bir film seyretmek
*çekici bir yabancıyla bakışmak
*sevdiğin insana sıkıca sarılmak
*istediği armağanı açan kişinin yüzündeki ifadeyi görmek
*güneşin doğuşunu seyretmek
*ve bir söz:
aldığın her nefesi fırsat bil,ot değilsin yeniden bitemezsin

Ömer Hayyam
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ATATÜRK'TEN SON MEKTUP

Siz beni hala anlayamadiniz
Ve anlamayacaksiniz caglarca da...
Hep tutturmus "yil 1919" Mayis'in 19'u diyorsunuz
Ve eskimis sozlerle beni ovuyor, ovuyorsunuz.
Mustafa Kemal'i anlamak bu degil,
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.

Birakin o altin yapragi artik,
Birakin rahat etsin anilarda sehitler,
Siz bana, neler yaptiniz ondan haber verin;
Hakkindan gelebildiniz mi, yoklugun, sefaletin?
Mustafa Kemal'i anlamak yerinde saymak degil.
Mustafa Kemal'in ulkusu sadece soz degil.

Bana mustular getirin bir daha
Uygar uluslara esit yeni buluslardan,
Kuru soz degil, is istiyorum sizden anladinizmi?
Uzaya Turk adini Ataturk kapsuluyle yazdinizmi?
Mustafa Kemal'i anlamak avunmak degil,
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.

Hala o acikli agitlar dudaklarinizda,
Hala oturmus on kasimlarda bana agliyorsunuz.
Uyanin artik diyorum, uyanin, uyanin!
Uluslar fethine cikiyor uzak dunyalarin,
Mustafa Kemal'i anlamak goz boyamak degil,
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.

Beni seviyorsaniz eger ve anliyorsaniz;
Laboratuvarlarda sabahlayin, kahvelerde degil,
Bilim agartsin saclarinizi, kitaplar
Ancak boyle aydinlanir o sonsuz karanliklar.
Mustafa Kemal'i anlamak aglamak degil,
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.

Demokrasiyi getirmistim size, ozgurlugu,
Goruyorum ki hala ayni yerdesiniz, hic ilerlememis,
Birbirinize dusmussunuz halka egilmek dururken,
Hani koylerde isik, hani bolluk, hani kaygisiz gulen.
Mustafa Kemal'i anlamak itismek degil,
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.

Arayi kapatmanizi istiyorum uygar uluslara;
Bilime, sanata varilmaz rezil dalkavuklara,
Bu vatan, bu canim vatan sizden calismak ister,
Paydos ovunmeye, paydos avunmaya, yeter yeter!
Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak degil,
Mustafa Kemal ulkusu sadece soz degil.

Halim Yağcıoğlu




Ne Mutlu Türk'üm Diyene!...
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Dün yine sensizdim
Sensizliğin muhasebesini yaptım içimde
Ama yoktun sevdiğim
Ne 7A’da ne de 7B’de

Saydım,ölçtüm,tarttım,biçtim
Envanterini çıkardım gidişinin
Borçlusu muydum,alacaklısı mıydım?
Bilemedim,sensizliğin...

Safha safha maliyetini çıkardım gidişinin
Ama yükleyemedim daha ayrılığı gönlüme
Sebebi yoktu,anlamı yoktu hiçbir şeyin
Dağıtım anahtarı yoktu
Birim maliyeti yoktu
Genel üretim giderleri yoktu
Yevmiye kayıtları yok
Sensizliğin hesap ismi yok.

Bu kayıt daha kapanmaz gülüm
Yok, KDV tahakkuku
Yok,genel üretim giderleri
Yok,işte bilançoda sevdamın yeri

Maliyet dönemi sonundayım gülüm
Elimde geçmiş yılın bilançosu
Dağıtamadığım sermayem
Sermayem sendin gülüm
Ardında dönüp duran varlık ise ben

Artık konusu kalmadı karşılıkların
Tasfiye ile uçup giden umutların
Bilirim sevdamın anlamı kalmadı sende
Ve geçmiş yıl karlarının

Tasfiye oldum
Viran oldum
Talan oldum
Gelir tablosunda zarar oldum
Sana Allah’tan tek dileğim
Safha maliyetin gider dağıtım tablosuna dönesin

Güzel bulduğum bı şiiri paylaşmak istedim sizlerler ....
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

*****************************Elifsin**********************************

Kıraç topraklardan baharı müjdeleyen
Buram buram sadelik kokan bir gül gibisin.
Sen benimsin
Elifsin.
Belki karşıma çıkarsın diye
Kilometrelerce tabanlarımı eskittim
Azgın fırtınalar ektim
Deli yağmurlar biçtim
Belki gelirsin
Sen benimsin
Elifsin.
Yokluğunda intizara yeltenmedim
Gururlu yunuslar gibi
İntiharı düşünmedim.
Duayı kendime şiar edindim
Umudu arkadaş.
Kuytu köşelerde kalmış kitaplar gibisin
Her daim doğruyu bilirsin
Pili bitmeyen bir fener gibisin
Ben kaybolsam da sen yolunu bilirsin.
Alışılmış yanılgılara düşmeden
Sana bir ömür vaat ediyorum
Gönlümü gözümü başka nazarlara terk etmeden
İşte tam burada seni bekliyorum.
İşte kalbim işte gençliğim
Gözüm kapalı sana emanet ediyorum.
Emanetine sahip çıkarsın bilirim
Çünkü sen elifsin
Benimsin.

2004

Haluk Cenk Batur

http://www.antoloji.com/siir/sair/sair.asp?sair=24885&goster=siirler
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Veda
Çok ileri bir tarihte
Çok yaşlı olarak
Sessizce ayrılmalıyım
Kimseye pek gözükmeden
Ve kimseyi rahatsız etmeden.
Masamın üzerinde
Dünden kalan işler
Tamamlanmamış yazılar
Okunmayı bekleyen kitaplar
Ve anılar ve umutlar.
Filleri kuyruğundan çekerek
Tepeleri aşırtmaktı görevim
Günler bitti filler tükenmedi
Ben elimden geleni yaptım
Gerisini siz tamamlayın.
Boşa geçmedi hayatım
Daha fazlası olabilirdi ama
'Buna da şükür' demeliyim
İşte sevgili dostlar
Ben böyle veda etmeliyim.
İsmail Cem, 1995, New York
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

NASIL Kİ GÜNEŞTEN SICAKSAN
GECEDEKİ AY IŞIĞI SÖNÜK KALIR
NUR YÜZÜNDEN ÖYLECE
VE BEN ALAY EDERİM AY İLE
AŞKIMIN IŞIĞI SENDEN GÜÇLÜ DİYE
HER GECE
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Muhasebecinin Şiiri


Dün yine sensizdim
Sensizliğin muhasebesini yaptım içimde
Ama yoktun sevdiğim
Ne 7A’da, ne de 7B’de

Saydım,ölçtüm,tarttım,biçtim
Envanterini çıkardım gidişinin
Borçlusu muydum,alacaklısı mıydım?
Bilemedim,sensizliğin...

Safha safha maliyetini çıkardım gidişinin
Ama yükleyemedim daha ayrılığı gönlüme
Sebebi yoktu,anlamı yoktu hiçbir şeyin
Dağıtım anahtarı yoktu
Birim maliyeti yoktu
Genel üretim giderleri yoktu
Yevmiye kayıtları yok
Sensizliğin hesap ismi yok.

Bu kayıt daha kapanmaz gülüm
Yok, KDV tahakkuku
Yok,genel üretim giderleri
Yok,işte bilançoda sevdamın yeri

Maliyet dönemi sonundayım gülüm
Elimde geçmiş yılın bilançosu
Dağıtamadığım sermayem
Sermayem sendin gülüm
Ardında dönüp duran varlık ise ben

Artık konusu kalmadı karşılıkların
Tasfiye ile uçup giden umutların
Bilirim sevdamın anlamı kalmadı sende
Ve geçmiş yıl karlarının

Tasfiye oldum
Viran oldum
Talan oldum
Gelir tablosunda zarar oldum
Sana Allah’tan tek dileğim
Safha maliyetin gider dağıtım tablosuna dönesin!
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

MUHASEBE​

Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri!
Sadece beyni zonklayanlardan biri!

Bakmayın tozduğuma meşhur Babialide!
Bulmuşum rahatımı ben bir tesellide.

Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası!
Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?

Evet, kafam çatlıyor, güya ulvi hastalık;
Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık.

Büyük meydana düştüm, uçtu fildişi kulem;
Milyonlarca ayağın altında kaldı kellem.

Üstün çile, dev gibi geldi çattı birden! Tos!!
Sen cüce sanatkarlık, sana büsbütün paydos!

Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;
Ve cemiyet, cemiyet, yok edilen güruhiyle...

Çok var ki, bu hınç bende fikirdir, fikirse hınç!
Genç adam, al silahı; iman tılsımlı kılınç!

İşte bütün meselem, her meselenın başı,
Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı!

Tırnağı en yırtıcı hayvanın pencesinden,
Daha keskin eliyle, başını ensesinden,

Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;
Yerleştirse başını, iki diz kapağına;

Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi!

Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,
İçimde homurtular, inanma diye gülen...

İnanmıyorum, bana öğretilen tarihe!
Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe?

Üç katlı ahşap evin her katı ayrı alem!
Üst kat: Elinde tespih, ağlıyor babaannem,

Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve aşıkları,
Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları;

Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;
Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim!

Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş!
Koku iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş...

Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım!
Mukaddes emanetin dönmez davacısıyım!

Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.

Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?
Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde!

Yeter senden çektiğim, ey tersi dönmüş ahmak!
Bir saman kağıdından, bütün iş kopya almak;

Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal.
Mavalları bastırdı devrim isimli masal.

Yeni çirkine mahkum, eskisi güzellerin;
Allah kuluna hakim, kulları heykellerin!

Buluştururlar bizi, elbet bir gün hesapta;
Lafını çok dinledik, şimdi iş inkilapta!

Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!

Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak!
Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak?
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ZULMÜ ALKIŞLAYAMAM

Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
- Boğamazsın ki!
- Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BİRLİK

Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;

Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.

Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,

Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsar,

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından düzenlenen 2006 Yılı "Vergi" Konulu Şiir Yarışmasında Türkiye Birincisi olan şiir.



İKİ RESİM VAR

Bir resim var karşımda;
Ayakları çıplak, ayakkabısı patlak,
Şişeden top yapıp oynayan çocuklar.
Bir Kitabı paylaşan, iki odayı okul yapanlar,
Kimi aç, kimi susuz, kiminin yüzü, kiminin sesi yanık.
Neler var neler, rüyalarında.

Bir resim var uzaklarda
Son model arabalar, laptoplar, telefonlar,
Elbiseler var; kirsiz, tozsuz, parlıyorlar.
Nice insanlar var;
Ekmeği suyu bol bulunca atıyorlar.
Karnı tok, gözü aç insanlar.

Büyük binalar, yeni mağazalar açıyorlar,
Çuvalla para kazanıyorlar,
Ama iki kuruş vergiyi kaçırıyorlar.
Size sesleniyorum "Patron Baba"lar!
İki resim var birleşmeyi bekleyen
Vergiler var ödenmeyi bekleyen
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

35 YAŞ

Yaş otuz beş yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz
Ya gözler altındaki mor halkalar
Neden öyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayâl meyâl şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir,
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar
Nerden çıktı bu cenaze Ölen kim
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.

Neylersin ölüm herkesin başında,
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misâli o musalla taşında.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DENİZİN BALADI
gözlerin en bakışında
bir en deniz,
ve denizin en gözünde
bir bakış, o sensin deniz..

o bakışa ben baktım
deniz bakışındaydı, bıktım
bakışındaydı gözleri,
gözlerindeydi deniz...

ÖZDEMİR ASAF
 

Benzer konular

Üst