Niye Şiir Olmasın!!!

Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

öncelikle ii çalışmalar diliyorum....


İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı
bir yosma geçiyor kaldırımdan
küfürler , şarkılar , laf atmalar
bir şey düşüyor elinden yere
bir gül olmalı
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ANLAMI NE

doğarken yazılmamıştır tüm alın yazgımız
çaresizliklerde mücadelen yılıp,
kader kısmet diyerek en kolayına kaçmışız
hayat son nefese kadar bir mücadele
içinde biraz keder var biraz neşe
ringe havlu atmanın bu saatte ANLAMI NE?
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

sen seni öyle birine bağla ki
sen öldüğünde o da yaşamasın
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

muhasebecinin şiiri

beynimi aktife,
yüreğimi pasife aldım.
tutkularımı, vadesi geçmiş ertelenmiş diğer yükümlülüklere.
düşlerimi, sayım ve tesellüm fazlalarına.
düşüncelerime reeskont uyguladım.
korkularımı geçmiş yıllar zararlarına,
kaygılarımı gelecek yıllara
ait gider tahakkuklarına alışkanlıklarımı,
borç ve gider
karşılıklarına.
dostlarımı özkaynaklara
yazdım dostluklarımın
biten
bitenini
birikmiş
amortismanlara.
seni hiçbir hesaba
yazamadım.
o kadar hesapsız ve kitapsızsın
ki
beynimle yüreğim
arasında
virman yapıp
duruyom.

güzel şiir dimi............
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

AZERİ AŞK ŞİİRİ


Sen meni sev,men seni sevim
Sen menin için yan
Men seni severah yanim dutuşim
Glasik eşk neyse onu yaşiyah


Ya da sevme haberin olmasın
Men sana sevdalanıp dolaşim
Platonik eşk neyse onu yaşiyah

Sevdada oturah, yiyah içah
Elele olah, gan kusah
Tombilik eşk neyse onu yaşiyah

İstersen sevdandan kendimi kesim
Saımı solumu doğriyim biçim
Psikopatik eşk neyse onu yaşiyah

Eyle sevah ki gara sevda olah
Araplara benziyeh gapgara olah
Gara eşk neyse onu yaşiyah

Yalan söylemiyah, hep dogru diyah
Beraber oturah beraber yiyah
Realist eşk neyse onu yaşiyah

Birbirimize türkü söyliyah, mizildiyah
Elele tarlalarda, bostanlarda gezah
Romantik eşk neyse onu yaşiyah

Kediyi, gudiği sen diye sevim
Sen de horozi, guliği men diye sev
Sembolik eşk neyse onu yaşiyah

Gel elele tutuşip kendimizi elehtriğa verah
Zangir zangir titriyah, ölmiyah
Elektronik eşk neyse onu yaşiyah

Ahırlarda, komlarda buluşah
Tezek agalahlarının dibinde oturah
Otantik eşk neyse onu yaşiyah
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bilgisayar aşkı

Bizi dijital ortamlarda vurdular,
Orta malı oldu tüm umutlar,
Klavye tuşlarından ekrana zıplar,
40 GigaByte'lik ölümsüz aşklar...
Yaşananları Ctrl+S ile kaydedip,
Ctrl+Z ile geri yaşıyorum.

Ben sevdamı download edip masaüstüne alıyorum.
En çokta ekranı kapladığın o anı özlüyorum.
İtalik yürüyüşlüm, ;D
Bold bakışlı sevgilim.

Öyle bir halt yedim ki, sakın affetme beni.
Simge durumuna küçült, saatlerce beklet beni,
Tüm sistemlerimi çökert,
Zip'le sıkıştır ve parçala beni,
Alt+F4 ile kapat,
Shift ile değiştir beni,
Manzaralı mousepad'inde saatlerce gezdir beni,

Yeni bir pencere açalım ve unutalım herşeyi.
Geri Dönüşüm Kutusu'na gönderelim maziyi,
Kısayol oluştur, fazla bekletme beni...

En çokta Flash animasyonlu o halini özlüyorum.
PC görünüşlü, Macintosh duruşlu sevdiceğim,
Kalpten kalbe Bağlantım bağlantısı yapılır.
Kapanır kapılar,
Ağa Oturum açılır.
Sevdamız monitöre saniyelerle yazılır.

Disconnect olursam beni yine arar mısın?
Masaüstü'nde bulamazsan Belgelerim'e bakar mısın?
Yokluğunda erişim paketi teselli olmasa da,
Değişiklikleri kaydedip, yeniden bağlanır mısın?

Bütün programlar bu aşka hata verse de,
Kes, Kopyala, Yapıştır ile taşıyorum sevgini,
56K'lik modemim benim, hadi hızlandır beni,
Tüm virüslere meydan okur bu sevgi,

Pentium III'üm benim, hadi uçur beni,
Enter'a ulaştır, Delete'den çek elini, ;D
En çokta formatladığım o halini özlüyorum.
40x sürücülü, 700 MHz 'li sevdiceğim benim...
Bizi dijital ortamlarda vurdular,

Orta malı oldu tüm umutlar,
Klavye tuşlarından ekrana zıplar,
40 GigaByte'lik ölümsüz aşklar...


zamane şiirleri işte..........
alıntıdır.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

sn NİSAN123;


Gel elele tutuşip kendimizi elehtriğa verah
Zangir zangir titriyah, ölmiyah
Elektronik eşk neyse onu yaşiyah


muhteşem yaaaa ellerine sağlık ;D ;D ;D
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Ağlarım,
Aklıma geldikçe gülüştüklerimiz...
(Cemal Süreya idi hatırladığım kadarıyla)
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde.
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar.
Bir gelincik açılır ansızın.
Bir gelincik..
Sinsi sinsi kanar....
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

bakın istiklal marşımızı ne hale getirmişler.

*İSTİKBAL MARŞI*

Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak!
Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak!.
O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,
Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak!

Çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal!
Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al!
Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal,
Hakkını vermezsen buradaki ortaklarının behemehal!

Ben ezelden beri aç yaşadım,aç yaşarım!
Hangi hükümet beni kurtaracakmış,şaşarım!
Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım!
Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım!

Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar,
Benim ..ceğiz, ...cağız diyen bir hükümetim var!
Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar?
"Avrupa Birliği" denen tek dişi kalmış canavar!

Arkadaş, Meclis'e namusuyla çalışanları uğratma sakın!
İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın!
Gelecektir, cezanı vereceği günler hakkın,
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!

Yaktığın yerleri "orman" diyerek geçme, tanı!
Çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı!
Gözleri açık yatır seni kurtaran atanı,
Satılmadık o kaldı, durma satıver şu vatanı!

Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda!
Semizlettin Apo'yu, mezarında dönsün Şüheda!
Uydurma kanunlarla Meclis'ten getirin seda!
On bin Yıllık tarihe, yurdum ederken veda!

Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?
Yediğiniz herzelere başka ne demeli!
Oyuverin altını iyice sallansın temeli,
Yurdumun ki, sonunda vatandaş kükremeli!

O zaman durur belki gözümden akan yaşım,
O zaman doğrulur belim, yukarı kalkar başım,
O zaman boşa gitmez yıllar süren uğraşım!
HESABINI VERİPTE GİTTİĞİNİZ GÜN KARDAŞIM,

Dalgalanın dolar gibi sizde şimdi ey suçlular!
Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular,
Ebediyen, öyle yok hesapsız bir iktidar!
Hakkıdır "garip yaşamış vatandaş"ın da gülmek,
Hakkıdır ezilmiş milletimin, aydınlık bir İstikbal!

Cem YILMAZ
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Gözlerim hep hayali gördü sanırdım........

Gözlerim her mevsimi gördü sanırdım?
Kış ve bahar arasında,
Minik bir yer daha varmış,
Ne kimseler göz sürmüş bu gizli mevsime,
Nede tozlu ayaklarla kirli duygular sürmüş..
Gözlerim her sabahı gördü sanırdım,
Güneş doğmadan önce
Tan yerinde bir an varmış,
Karanlık arası aydınlık!
Mavimi turuncumu belli olmayan?!
Ne kimseler yüz sürmüş bu gizli an?a
Nede dalıvermişler bu saatte uykuya?.!
Gözlerim her sevgiyi gördü sanırdım.
Aşk ve şefkat arasında,
Küçücük bir his varmış,
Ne kimseler haz almış bu duygudan,
Nede kimse bir yudum içmiş sevda suyundan??.
Kimi zaman bir sevgili,
Kimi zaman bir dost eli?.
Gözlerim hep hayali gördü sanırdım???..

alıntıdır.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

kanatları parça parça bu ağustos geceleri
yıldızlar kaynarken
şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen
sen
eğer yine İstanbul'san
yine kan köpüklü cehennem sarmaşıkları büyüteceğim

pancak pancak şiirler tüküreceğim
demek yine ben
limandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyor
kapı önlerinde boyunlarını bükmüş tek tek kafiyeler
yahudi sokaklarını aydınlatan telaviv şarkıları
mavi asfaltlara çökmüş
diz bağlıyor
eğer sen yine İstanbul'san
kirli dudaklarını bulut bulut dudaklarıma uzatan
sirkeci garı'nda tren çığlıklarıyla bıçaklanıp
intihar dumanlari içindeki haydarpaşa'dan
anadolu üstlerine bakıp bakıp
ağlayan
sen eğer yine İstanbul'san
aldanmıyorsam
yakaları karanfilli ibneler eğer beni aldatmıyorsa
kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar
yine senin emrindeyim
utanmasam
gozlerimi damla damla kadehime damlatarak
kendimi yani şu bildigim attila ilhan'i
zehirleyebilirim

sonbahar karanlıkları tuttu tutacak
tarlabaşı pansiyonlarında bekarlar buğulanıyor
imtihan çığlıkları yükseliyor üniversite'den
tophane iskelesi'nde diesel kamyonları sarhoş
direksiyonlarının koynuna girmiş bıçkın şoförler
uykusuz dalgalanıyor

ulan İstanbul sen misin
senin ellerin mi bu eller
ulan bu gemiler senin gemilerin mi
minarelerini kürdan gibi dişlerinin arasında
liman liman götüren
ulan bu mazot tüküren bu dövmeli gemiler senin mi
akşamlar yassıldıkça neden böyle devleşiyorlar
neden durmaksızın imdat kıvılcımları fışkırıyor
antenlerinden
neden
peki İstanbul ya ben
ya mısralarını dört renkli duvar afişleri gibi boy boy
gümrük duvarlarına yapıştıran yolcu abbas
ya benim kahrım
ya senin ağrın
ağır kabaralarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın
çaresiz zehirle kusan çılgın bir yılan gibi
burgu burgu içime boşalttığın
o senin ağrın
o senin

eğer sen yine İstanbul'san
yanılmıyorsam
koltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğim
sicilyalı balıkçılara marsilyalı dok işçilerine
satır satır okumak istediğim
sen
eğer yine İstanbul'san
eğer senin ağrınsa iğneli beşik gibi her tarafımda hissettiğim

ulan yine sen kazandın İstanbul
sen kazandın ben yenildim
kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar
yine emrindeyim
ölsem yalnız kalsam cüzdanım kaybolsa
parasız kalsam tenhalarda kalsam çarpılsam
hiç bir gün hiçbir postacı kapımı çalmasa
yanılmıyorsam
sen eğer yine İstanbul'san
senin ıslıklarınsa kulaklarıma saplanan bu ıslıklar
gözbebeklerimde gezegenler gibi dönen yalnızlığımdan
bir tekmede kapılarını kırıp çıktım demektir

ulan bunu sen de bilirsin İstanbul
kaç kere yazdım kimbilir
kaç kere kirpiklerimiz kasaturalara dönmüş diken diken
1949 eylül'ünde birader mırc ve ben
sokaklarında mohikanlar gibi ateş yaktık
sana taptık ulan
unuttun mu
sana taptık
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

şiirlerin hepsi çok güzel...özellikle 1-2 sayfadakiler...emeğinize sağlık...şiir başlığı olduğunu görseydim yeni başlık açmazdım :-[ bakmamışım...


ÖLEMSİZ

"Ne şeymiş bu, bu dünyadan ayrılmak
Demir tarar gibisin bigün
Gözlerin arkalarda deryaya açılmak?"
Hadi bre gide gide dönmüşlüğüm
İyadesiz iyadeli tahütlüğüm
Seni bilem gide koydum, gidi ölüm!

CAN YÜCEL
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

KÖRÜKÖRÜNE YAŞAMAK

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam" demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
senin o'nu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini..
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa,
kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları..
Mesela Kuzey Yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim" diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin..
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden,
Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi
hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın.
Ucundan tutarak...

Can Yücel
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ADALET

İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun



ANAHTAR

Konuşmak susmanın kokusudur.
Ya sus git, ya konuş gel, ortalarda kalma.
Yalan korkaklığın tortusudur.
Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma.



BİLSEYDİ EĞER

Bir şiir bir geceye değer,
Bir şiir bir uykuya değer,
Bir şiir bir uyanmaya değer,
Bir şiir bir sigaraya değer,
Bir şiir bir rakıya değer,
Bir şiir bir şarkıya değer,
Bir şiir bir türküye değer,
Bir şiir bir ağrıya değer,
Diye-diye..
Meğer.

ÖZDEMİR ASAF
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

TARANTA-BABU?YA BEŞİNCİ MEKTUP

Görmek
işitmek
duymak
düşünmek
ve konuşmak
koşmak alabildiğine
başı dolu
başı boş
koş-
-mak...
Hehehey TARANTA-BABU
hehehey,
yaşamak ne güzel şey
anasını sattığımın
yaşamak ne güzel şey...
Düşün beni?
Düşün sıcak?
Düşün kara bir taşa damlayan
çırılçıplak
bir su sesini...
İstediğin yemişin
rengini, etini, adını düşün...
Gözdeki tadını düşün
kıpkırmızı güneşin
yemyeşil otun
ve koskocaman
masmavi bir çiçek gibi açan
ay ışığının?

Düşün TARANTA-BABU!
İnsanoğlunun yüreği
kafası
kolu
yedi kat yerin altından
çekip çıkarıp
öyle ateş gözlü çelik allahlar yaratmış ki
kara toprağı bir yumrukta serebilir,
yılda bir veren nar
bin verebilir.
Ve dünya öyle büyük,
öyle güzel
öyle sonsuz ki deniz kıyıları
her gece hepimiz
yan yana uzanıp yaldızlı kumlara
yıldızlı suların
türküsünü dinleyebiliriz...

Yaşamak ne güzel şey
TARANTA-BABU
yaşamak ne güzel şey?
Anlayarak bir usta kitap gibi
bir sevda şarkısı gibi duyup
bir çocuk gibi şaşarak
YAŞAMAK...
Yaşamak:
birer birer
ve hep beraber
ipekli bir kumaş dokur gibi...
Hep bir ağızdan
sevinçli bir destan
okur gibi
YAŞAMAK...
. . . . .
. . . . . . . . .

YAŞAMAK...
Ne acayip iştir ki
bu ne mene gidiştir ki TARANTA-BABU,
bugün bu
"bu inanılmayacak kadar güzel"
bu anlatılamayacak kadar sevinçli şey:
böyle zor
bu kadar
dar
böyle kanlı
bu denli kepaze...
Nazım Hikmet
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

İNSAN BİR KERE ÖLÜR

Her bulduğum yerde yitiriyorum seni
Yanıbaşımda öldüğün oluyor kimi gün
Ya da ben ölüyorum sessizce gözlerinde
Bir yaprak kımıldıyor hafiften
Bu sessizlik bir kasırga başlangıcı
Kükremeye hazırlanışı denizin
Bu aslanların sarı, vahşi gözlerindeki ölüm parıltısı
Bu bir yerde erimek
Apansız yok olmak belki de
Ve sonra susmak, susmak yüzyıllar boyu
Beni unuttuğun bir uzak çizgide

Tuvale sürdüğüm boya değil artık
Kırmızı kan rengidir gözlerimin
En karadan daha kara yok
Oysa en beyazdın sen gecelerimde
O bana en yakın renkti tüy gibi
Buram buram sıcaklığını çizerdim duvarlara
Kokun bir tuhaftı çocuksu
Sonra katmerli bir gül gibiydi baygın
Gecenin en koyulaştığı o yerde
Düşerdi ellerime darmadağın.

Öten bir ishak kuşudur şimdi
Haber getirir ölümlerden, dinle
Yaşamak bir manga asker karşımda
Ateş etmeyin diyorum
Bir diyeceğim var
Gözlerimi bağlamayın
Son defa görmek istiyorum insanı
Göğü, güneşi, denizleri
Ve bu son ölümün olsun diyorum
Bir daha öldürmeyin beni.

Kibritim ıslak
Sigaram yanmıyor
Ne olur bir ateş verin
Bu ilk aldanışım değil
Bu ilk sönüşü değil umutlarımın
Ben bu denizin son kıyısıyım.

Bir cam kırıldı uzakta
Ta uzakta, içimde bir cam kırıldı
Bütün şiirlerim anlamsız şimdi
Resimler renksiz, şarkılar ruhsuz
Hiç bir şey artık avutamaz beni
Bakın, bir çağ devriliyor içimde sersefil
Son şair de kırdı son kelemini.

İlk meşaleyi kim yaktı bu karanlıkta
Kimdi aydınlatan benim zindan gözlerimi
Sevilmek mi
O son artığı en ilkel çağların
Bir mağara duvarındaki en eski resim
Ya sevmek
Hiç sönmeden bir ömür boyu
O en güzel huy benimsediğim
Yıkıldıkça tutunduğum dal bu boşlukta
O en insancıl gerçeğim benim.

Ben hep böyle yüzyıllar boyu sevdim
Çağlar boyu
Kopkoyu bir geceydi yaşadığım sevince
Ellerimi arardım, bulamazdım çoğu gün
Bir saklayan vardı beni
Bir tutan vardı
Sana yaklaşamazdım
Anlayamadığım korkular vardı içimde
Hep böyle seninle sensiz kalırdım ben
Bir kıvılcım sönerken
Bir yanardağ patlardı içimde.

Ko şimdi ben yalnız öleyim
Vur ellerimi ekmeğimi al
Tiksinir beni kim görse sensiz
Utanır yalnızlığım bana baktıkça
Aynalar mı
Hani nerdeler
Kimbilir kaç yüzyıl oldu kendimi görmeyeli
Adım mı neydi
Besbelli unutmuşum
Hadi vur
Hadi öldür
Kurtar beni ezilmekten çürümekten
Hadi gel, açtım kollarımı
Bir zaman
Ölmeye vaktim mi vardı seni sevmekten.

Sen büyüyen bir sessizliktin içimde
Beni ben eden en duru ırmaktın
En güzeliydin mozaiklerin
Seninle maviydi gökyüzüm
Çiçeklerim sende yeşerirdi
Sen bambaşka bir evren yaratırdın
Sularımdan Güneşimden rüzgarımdan
Bak! Nasıl da her şey değişiverdi apansız
Şimdi bu karanlıklarda yapayalnız
Mavi mavi bir resim ağlar duvarlarımdan.

Ben bir tohumum
Al beni toprağa ek yeniden
Neredesin hani ne oldun
Antik bir kadın başı mıydın
Yoksa bir deniz miydin eskiden
Yosunların kurudu mu öldü mü balıkların
Hani bir Nefertiti yaşamıştı eski Mısır'da
Yoksa o muydun sen
Hadi, anlat bana neydin
Belki de uzak belirsiz bir noktaydın sen
Öyküme girmeseydin.

İnsan bir kere ölür
Her gün ölen umutlarımızdır içimizdeki
Paramparça olmuş sevgilerdir
Her aldanış
Yeni bir aldanışa hazırlar bizi
Zamanla renkler değişir
Donuklaşır anılar
Silinir üstümüzden
Güzel olan ne varsa
Görür içindeki bütün hayallerin olduğunu
İnsan yaşarsa.
Ve bir gün insan da ölür
Çimen gibi yaprak gibi
Sarsılır yeryüzü yerinden
Devrilen koca bir ağaçtır sanki
Durur atışları yorgun kalbimizin
El, ayak kesilir
Göz ölür, dudak ölür, kan ölür
Susar ta içimizde
Yıllardır çalan çalgı
Bütün teller ses vermez olur
Acılar diner
Ve bir gün biter bu çirkin oyun
Perde iner...

Ümit Yaşar OĞUZCAN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BENCE SEN DE SIMDI HERKES GIBISIN


Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence simdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da iste iyice
Anladim ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karışti simdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de simdi herkes gibisin

Nazım Hikmet Ran
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BIR AYRILIS HIKAYESI


Erkek kadina dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasil,
avuçlarimda camdan bir sey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadina dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasil,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin bes yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadin erkege dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, egilerek,
dudağına, yüregine, kafana.
Simdi ne söylüyorsam
karanlikta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artik
biliyorum:
Topragin -
yüzü günesli bir ana gibi -
en son en güzel çocugunu emzirdigini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmis
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
degil!
Sen
yürümelisin,
yeni dogan çocugun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni birakarak...
Kadin sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düstü yere...
Kapandi bir pencere...
AYRILDILAR...
 

Benzer konular

Üst