Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!
ÇEK ELLERİNİ YAKAMDAN İSTANBUL!
Çek ellerini yakamdan İstanbul.
Çek ellerini üzerimden!...
Bakma gözlerime mavi mavi!
Üşüdüm...
Duymasın sokakların üşüdüğümü,
yatağımda yatan adamdan başkasının
gözlerine vurgun olduğumu.
Başka gözlerde kaybolduğumu.
Çek İstanbul, çek ellerini üzerimden!...
Ne Hisarın görebilecek duygularımı,
ne Anadolu Kavağın,
ne de akıp giden Boğazın göz yaşlarımı.
Çek elini İstanbul! Çek diyorum sana!...
Simidimin yarısını paylaştığım martılar
söylemeyecek kimselere,
vapurların düdüğü asla haykırmayacak,
duyurmayacak Sultanahmet'in müezzini aşkımı.
Çekeceksin ellerini yakamdan, çekeceksin,
çekeceksin ellerini İstanbul!...
Aşkın poyrazı gezinmeyecek tenimde.
Rüzgarın eteklerimi savurmayacak,
yeşil gözlerinin öpüşlerinde kaybolmayacağım.
Ve saçlarıma takmayacağım Emirgan'ın gülünü.
Dokunma bana İstanbul!
Kimseler bilmeyecek, kimseler işitmeyecek aşkımı...
Güneşin yakmayacak omuz başımı.
Yeni Camiinden havalanmış bir güvercin gölgesi olup,
düşmeyeceksin üzerime.
Altın Boynuz'unun üstünde
bir bulut kadar doluyum İstanbul.
Başka bir adamın koynunda sırtımı dönüp ağlayacağım.
Gözlerimi kaçıracağım kahvaltıyı hazırlarken,
başka bir aşkın değdiği fark edilmesin diye...
Yerebatan'ından küflü bir nefes çekip, öksüreceğim.
Ellerim titreyecek, sigaram yere düşecek.
En karanlığından zindanlara atılacak
yeni doğacak tüm aşklar.
Söz vereceksin,
bir daha hiç böyle bir bahar doğmayacak...
Böyle doğmayacak güneş üstüne.
Söz vereceksin İstanbul,
bir daha göz kırpmayacaksın Piyerloti'den...
Ağlamayacağım İstanbul, ağlamayacağım...
Ayaz çalacak, titreyecek bedenler.
Bir sela işitecek tüm eş dost.
Bu aşkı birlikte Karacaahmet' e götüreceğiz.
Ne sen anlatacaksın İstanbul, ne de ben!...
Bilsen kaç haykırılmamış aşk yatıyor orada.
Bilsen kaç çiçek filizlendi, hiç sulanmamış toprağında...
Leyla AYYILDIZ
ÇEK ELLERİNİ YAKAMDAN İSTANBUL!
Çek ellerini yakamdan İstanbul.
Çek ellerini üzerimden!...
Bakma gözlerime mavi mavi!
Üşüdüm...
Duymasın sokakların üşüdüğümü,
yatağımda yatan adamdan başkasının
gözlerine vurgun olduğumu.
Başka gözlerde kaybolduğumu.
Çek İstanbul, çek ellerini üzerimden!...
Ne Hisarın görebilecek duygularımı,
ne Anadolu Kavağın,
ne de akıp giden Boğazın göz yaşlarımı.
Çek elini İstanbul! Çek diyorum sana!...
Simidimin yarısını paylaştığım martılar
söylemeyecek kimselere,
vapurların düdüğü asla haykırmayacak,
duyurmayacak Sultanahmet'in müezzini aşkımı.
Çekeceksin ellerini yakamdan, çekeceksin,
çekeceksin ellerini İstanbul!...
Aşkın poyrazı gezinmeyecek tenimde.
Rüzgarın eteklerimi savurmayacak,
yeşil gözlerinin öpüşlerinde kaybolmayacağım.
Ve saçlarıma takmayacağım Emirgan'ın gülünü.
Dokunma bana İstanbul!
Kimseler bilmeyecek, kimseler işitmeyecek aşkımı...
Güneşin yakmayacak omuz başımı.
Yeni Camiinden havalanmış bir güvercin gölgesi olup,
düşmeyeceksin üzerime.
Altın Boynuz'unun üstünde
bir bulut kadar doluyum İstanbul.
Başka bir adamın koynunda sırtımı dönüp ağlayacağım.
Gözlerimi kaçıracağım kahvaltıyı hazırlarken,
başka bir aşkın değdiği fark edilmesin diye...
Yerebatan'ından küflü bir nefes çekip, öksüreceğim.
Ellerim titreyecek, sigaram yere düşecek.
En karanlığından zindanlara atılacak
yeni doğacak tüm aşklar.
Söz vereceksin,
bir daha hiç böyle bir bahar doğmayacak...
Böyle doğmayacak güneş üstüne.
Söz vereceksin İstanbul,
bir daha göz kırpmayacaksın Piyerloti'den...
Ağlamayacağım İstanbul, ağlamayacağım...
Ayaz çalacak, titreyecek bedenler.
Bir sela işitecek tüm eş dost.
Bu aşkı birlikte Karacaahmet' e götüreceğiz.
Ne sen anlatacaksın İstanbul, ne de ben!...
Bilsen kaç haykırılmamış aşk yatıyor orada.
Bilsen kaç çiçek filizlendi, hiç sulanmamış toprağında...
Leyla AYYILDIZ